- Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed

Adsense kodları


Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Wed 25 July 2012, 01:25 pm GMT +0200
DOST VE KOMŞU OLARAK HZ. MUHAMMED

Allah'ın Rasûlü Hz. Muhammed son dere­ce hayırlı ve samimi bir dost ve komşu idi. Komşularına yapabileceği her türlü yardımı yapar ve onların hayatlarını mümkün olduğu kadar rahat geçirmeleri için hiç bir fedakâr­lıktan kaçınmazdı. Onlara fevkalâde yakın davranır, sık sık hâl-hatır ve sıhhatlerini so­rardı. Çevresinde maddî veya manevî yardı­ma muhtaç kişilere rastladığında herkesten önce onlarla ilgilenirdi. Komşuluk münase­betlerini sürdürme ve kuvvetlendirmedeki tavrı, O'nun ilişkilerindeki sevgisinin ve iyi kalpliliğinin daima yaşayan bir Örneğidir.

Komşularla iyi ve samimi münasebet kurul­ması Kur'ân'da şöyle ifade edilir: "Allah'a ibadet edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, öksüzlere, yoksullara, (nesep yahut evce) yakın komşuya, (nesep yahut evce) uzak komşuya, yanında bulunan arkadaşa (yahut zevceye), yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyilik edin. Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez." (4:36). Yani Allah'ın hakkı, ana-babanın hakkı, ök­süzlerin ve düşkünlerin hakkından sonra dör­düncü olarak hem akraba hem komşu olanla­rın, beşinci olarak da yabancı komşuların hakkı gelmektedir. Bunlar her kişinin Allah'a ve toplumun diğer üyelerine karşı olan mesu­liyet ve mükellefiyet dereceleridir.

Akraba olan komşu (cârizi'l-kurbâ) birçok müfessire göre evinin hemen yanında yaşa­yan, yabancı olan komşu (câri'i-cunub) ise evinden biraz uzakta yaşayandır. Fakat Ab­dullah b. Abbas'ın görüşüne göre ilki hem ak­raba hem komşu iken, İkincisi akraba olma­yan fakat komşun olandır. Yani ilki hem ak­raba hem de komşu olarak senin üzerinde iki hakka sahipken, ikincisi yalnızca komşuluk hakkına sahiptir. Bu da ilkinin hakkının diğe­rinden üstün tutulduğunu gösterir. Bazıları da ilkinin Müslüman bir komşuyu, ikincisinin ise gayri müslim bir komşuyu ifade ettiği gö­rüşündedir. Ancak Kur'ân'ın bildirdikleri bü­tün bu mânâları içine alır. Hakların, hayatın gerçeklerine göre değişkenlik göstermesi de mâkûl gelen bir anlayıştır. Münasebetin veya Müslüman olup olmamasına bağlı olarak komşu haklarının değişik olması mantıklı gö­rünmektedir. Herkes, uzak veya yakın, müs­lim ya da gayri müslim, akraba yahut yabancı olsun bir komşunun diğeri üzerinde hakkı bu­lunduğunu, kişinin kendi imkân ve duru­muna göre diğerine yardım etmekle mükellef olduğunu kabul eder. Fakat eğer o, üstelik ak­raba veya müslümansa bir başkasından daha fazla yardım ve ilgiyi hak eder.

Hz. Peygamber komşu haklarını şöyle açıkladı: "Bazı komşularınızın sizin üzeriniz­de bir, bazılarının iki, bazılarının üç hakkı vardır. Akraba olmayan gayri müslim komşu­nuzun bir hakkı, müslüman komşunuzun iki hakkı, akraba olan Müslüman komşunuzun ise üç hakkı vardır." (îbni Kesir).

Hz. Aişe'den rivayetle Peygamber şöyle buyurdu: "Cibril, komşu hakkına riayeti o de­rece devamla tavsiye etmişti ki, hatta ben, (Allah'ın emriyle komşuyu) komşuya mirasçı kılacak sandım." (Buhari ve Müslim). Yine "komşusu aç iken tok yatan bir mü'min haki­katen iman etmiş değildir." buyurmuştur (Müsned-i Ahmed).

Ebu Zer, Rasülullah'ın şöyle dediğini riva­yet etti: "Ey Ebu Zer! Çorbanı pişirdiğin za­man suyunu çok koy ve komşularını (onların haklarını) da düşün!" (Müslim). Sonra kom­şular hatırlanmalı ve onlara güzellikle bir miktar verilmelidir.

Ebû Şüreyh'den şöyle dediği rivayet olun­muştur. Peygamber bir kere arka arkaya üç kere yemin ederek "Vallahi iman etmiş ol­maz, vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz!" buyurdu. Mecliste hazır bulunanlar: "Ey Allah'ın Rasûlü! Bu iman etmiş olmayan kimdir?" diye sordular. Rasûl-i Ek­rem: "Kim olacak; şu komşusu zulmünden, şerrinden emîn olmayan kişi" diye cevap ver­di. (Buharî). Müslim'in rivayetinde komşula­rının kendisinden emîn olmadığı kimsenin Cennet'e giremeyeceği söylenmiştir.

Ebû Hureyre'nin bir rivayetine göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve âhiret gününe imanı olan, ya hayır söylesin, ya ağzını mühürlesin. Allah'a ve âhiret günü­ne imanı olan, komşusuna ikram etsm. Allah'a ve âhiret gününe imanı olan, misafirine ikram etsin." (Buharî, Müslim). Yine Ebû Hureyre, Peygamber'in, "Bir komşu, evinin duvarı­na öbür komşusunu bir ağaç (başı) koymak­tan men edemez" buyurduğunu bildirmiştir.

Ebû Şürayh Hazâ'î, Rasûlullah'in; "Her kim Allah'a ve âhirete inanırsa komşusuna iyi davransın!" buyurduğunu söylemiştir.

Hz. Aişe; "Ey Allah'ın Rasûlü! İki komşum var, hangisine hediye vereyim?" diye sordu­ğunda O, "kapısı yakın olana" demiştir (Bu-hari). Abdullah b. Ömer, Rasûlullah'in; "Allah indinde en iyi arkadaş, arkadaşı için iyilik dileyen, en iyi komşu da komşusu için iyilik dileyendir" buyurduğunu nakleder (Tir-mizi).

Böylece Hz. Peygamber sahabîlerini dai­ma komşularına karşı güzel geçinmeye, ha­yırhah olmaya, zarardan korumaya, nasihat edip görüp-gözetmeye davet etmiş ve onlara, imkânları ölçüsünde her zaman yardımcı olmalarını tavsiye etmiştir. Yine, çok az olsa bile yiyeceklerini komşularıyla paylaşmaları­nı buyurmuştur ki, bu da onlar arasında derin ve yakın bir bağ oluşmasını sağlayacaktır.

Bu şekilde ortak kullanılabilir şeylerin hergün değiş tokuş yapılması Özellikle birbirlerine çok yakın yaşayan kişiler arasındaki ilişkileri geliştirmenin tesirli ve güçlü bir yoludur.

Kur'ân'da ihtiyaçları olduğu vakit, en çok " kullanılan şeyleri bile komşularına vermekten kaçınan kişiler lânetlenmektedir. Onların iman iddiaları o kadar boş ve ikiyüzlülükleri o kadar derindir ki, komşularına en ufak yar­dımları bile yapmaktan kaçınmaktadırlar. Böyle insanlar bu tür yardımların ve "küçük iltifat ve iyiliklerle madden önemsiz fakat manen büyük ihtiyaçların giderilmesinin" pratikte ne kadar önemli olduğunu nadiren anlarlar. Mâ'ûn sûresinde Allah şöyle buyur­maktadır: "Şu namaz kılanların vay hâline, ki onlar namazlarında yanılmaktadırlar (kıldık­ları namazın değerini bilmez, ona önem ver­mezler). Onlar gösteriş (için ibadet) yaparlar. En ufak bir yardımı esirgerler." (107: 4-7).

Kullanılan kelime mâ'undur; bu da evde günlük kullanımda olan tencere, tabak, çanak vs. anlamına gelmektedir. Bazı sahabeler ve âlimler bunun zekat anlamına geldiğini söy­lerken, aralarında îbni Abbas ve îbni Mesud'un da bulunduğu diğer bir grup âlim, her gün kullandığımız ve insanların sıklıkla birbi­rinden aldığı kap kaçak, kova, balta, terazi, tuz, su, kibrit vs. gibi şeyler olduğunu ileri sürerler. Hz. Ali, bunun küçük günlük eşyalar olduğu kadar zekat anlamına da geldiğini söyler. Ikrime'ye göre mâ'unun en üst dere­cesi- zekat, en alt derecesi ise kova, iğne, elek gibi normalde komşu ve dostlara ödünç veri­lebilen şeylerdir. Abdullah b. Mesud şöyle demektedir: "Biz Rasûlullah'ın sahabileri mâ'unun tencere, kova, balta, terazi ve bunun gibi ödünç verilebilen şeyler anlamına geldi­ğini söylerdik." (İbni Cerîr, Ebu Davud, Ne-sei, Beyhaki). Bu kelimenin benzer anlamla­rını Hz. Peygamber'in diğer sahabileri de söylemiştir. Ebu Hureyre, Allah Rasûlü'nün bu kelimenin anlamını açıklarken onun balta, kova ve diğer benzer şeyler olduğunu söyle­diğini rivayet eder.

Aslında mâ'ûn, kendisinde insanlar için fay­da bulunan küçük ve az bir şeye denir. Bu an­lamda zekat da mâ'ûnĞm. Çünkü o da pek çok maldan, fakir ve bîçarelere verilen küçük bir paydır. Abdullah b. Mesud ve bazı sahabe ve müfessirlerin işaret ettikleri genel ihtiyaç eşyaları da ma'««dur. Ancak cumhur, genel­likle komşuların birbirlerine ödünç verdikleri ufak tefek eşyalar olduğu görüşündedir. Böy­le şeyleri Ödünç istemekte bir mahzur yoktur. Çünkü fakir veya zengin herkes, evinde tü­kenmesi hâlinde bunlara ihtiyaç duyacaktır. Bu tür şeyleri vermekte cimrilik gösterenler ahlaken çok düşük bir harekette bulunmuş olurlar. Genellikle bu şeyler bir veya iki kez kullanılmakla ve komşu kullandıktan sonra aldığı şekilde geri vermekle değerlerinden bir şey kaybetmezler. Evine misafir gelen bir kimsenin, komşusundan Ödünç yorgan veya yatak alması, komşusunun tandırında ekmek pişirmek istemesi veya birkaç günlüğüne bir yere giderken kıymetli esyalannı komşusuna emanet bırakması da aynı meyandadır.

Hz. Peygamber söz ve fiilleri ile komşu haklarına o kadar çok riayet etmiştir ki O'nun şifahen veya manen takipçileri, komşularına kendilerinden şikâyet etme imkânı vermemiş­lerdir.

Kısacası Hz. Muhammed gerçekten komşularının iyi ve hayırlı arkadaşıydı; komşulara karşı elinden geldiğince yardımsever, şefkatli ve hakgözetir olmayı her Müslümanın dinî bir görevi hâline getirmişti.


 

 

Zeynep7/A
Wed 14 January 2015, 04:30 pm GMT +0200
hz.muhammed arkadaş komşugüvenilecek insan o her şeyin en iyisi idi.o herkese yardım ederdi.komşuların hakkının 5. hak olduğunu bilmiyordum bu beni şaşırttı doğrusu.gayri müslim komşu diye birşey ilk defa duyuyorum.komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.ve ALLAH komşuluğa çok önem vermiştir.

bahrişan 8/b
Tue 20 January 2015, 03:32 pm GMT +0200
HZ MUHAMMED KOMSULARIYLA YI ANLASIRDI HIC KAVGA ETMEZDI

yunus emre 7/B
Tue 20 January 2015, 03:37 pm GMT +0200
allah bizi cennette peygamberimize komsu eyle yarabbimm

RAMAZAN 7/D
Wed 28 January 2015, 10:19 am GMT +0200
Komşularımızın bizim üstümüzde , bizim de komşularımızın üzerinde bir annenin çocuğu üzerindeki hakkı kadar hakkı vardır. Peygamberimiz de komşuluk çok önem verirdi. Yediği yemekten komşusuna da ikram  eder di ve bu konuda Peygamberimizin ''Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir '' buyurmuştur.

Rukiye Çekici
Sat 21 February 2015, 11:50 am GMT +0200
Hz. Muhammed dostluğu ve komşuluğu çok iyi yapardı.. Bizlerde onun gibi olmalıyız.

Rukiye Çekici
Sat 21 February 2015, 11:51 am GMT +0200
Hz. Muhammed dostluğu ve komşuluğu çok iyi yapardı.. bizlerde onun gibi olmalıyız.

gözdenur:)
Sat 21 February 2015, 01:56 pm GMT +0200
Komşuluk çok önemlidir daha da önemlisi iyi bir komşu bulmak  aslında hiçte zor değil ama illa herkesin iyi bir komşusu olcak diye bişey  yk  paylaşım için çok teşekkür ederim

burcu113
Thu 26 February 2015, 03:06 pm GMT +0200
Peygamber efendimiz komşularının sürekli hatrını sorarmış.Sürekli yardımcı olmaya çalışırmış.Allahım sen bizleri de Peygamber efendimiz  gibi hayırlı olmamıza yardımcı ol YARABBİM.

[Muhammed]
Thu 26 February 2015, 06:45 pm GMT +0200
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah...Dünyadaki komşuluk bağıda çok önemlidir ama YA RABBİM sen bizleri İLİM DÜNYASI kardeşlerimizi Bütün müslüman kardeşlerimizi cennete buluşmayı ve en önemlisi peygamberimize komşu eyle İnşaAllah...Rabbim (celle celaluhu) razı olsun paylaşımdan dolayı İnşaAllah...

8c nazlı
Mon 9 March 2015, 09:38 pm GMT +0200
HZ. MUHAMMED EN İYİ DOST VE EN İYİ KOMŞUDUR.

Liyla
Fri 13 March 2015, 06:53 pm GMT +0200
Hz Muhammed komşuluğa önem verir ve komşularını rahatsız etmezdi.
Bizler de onun gibi düşünceli olmalı ve komşularımızı rahatsız etmemeliyiz.

ikranur 7d
Sat 21 March 2015, 10:37 am GMT +0200
Komşularımızın bizim üzerimizde , bizim de komşularımızın üzerinde bir annenin çocuğu üzerindeki hakkı kadar hakkı vardır. Peygamberimiz de komşuluğa çok önem verirdi. Yediği yemekten komşusuna da ikram  ederdi ve bu konuda Peygamberimizin bir sözü vardır ''Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir '' buyurmuştur.

sultan aktay
Wed 1 April 2015, 01:32 pm GMT +0200
selamün aleyküm bina ortamında saygısızlık yapan ve kibirli olan insan çoktur ve bunların komuşuluk ilşkiside yoktur paylaşım için allah razı olsun

ikranur 7d
Sat 27 June 2015, 03:09 pm GMT +0200
ve aleykumusselam ve rahmetullh berakatuh .evet allahım bizleri cennetine koyup efendimizede komşu eylesn amin..

ceren
Sat 27 June 2015, 03:30 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Saniye abla.Rabbim bizleri peygamber efendimizin sünnetine tabi yaşayan,onun gibi komşu olan,cennet de de ona komşu olan cennet ehli kullardan olalım inşallah....

Hanife 8.D
Sat 27 June 2015, 04:00 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetullahü ve berakatühü; Bir komşu olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v), şüphesiz nezaket ve görgü kuraları çerçevesinde hareket etmiştir. komşuların ilişkilerinde birbirlerinin hakkını gözetmelerini birbirlerine yardmcı olmalarını birbirlerini rahat ettirmelerini tavsiye etmiştir.din ve dindarlık farkı, kültür ile bölge farkı gözetmeksizin bütün komşularımızla iyi ilişkiler içinde olmalı islamın yardımlaşmaya dayanmasına doğrultulu oranda hareket etmemiz gerekir ve etlik kökeni ne olursa olsun İNSAN'a yakışan da budur ve bu olmalıdır...  


mevlüdekalınsaz
Sat 27 June 2015, 04:08 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.
Komsu hakkinin onemini ayetlerde ve hadislerde acikca gorduk.Efendimiz soz ve filleriyle bu konuda da ummetine en guzel ornek.
Insallah Ona hakkiyla uyanlardan oluruz.Allah razi olsun.