- Din ve Medeniyet

Adsense kodları


Din ve Medeniyet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
Eslemnur
Fri 1 October 2010, 06:29 pm GMT +0200
Din ve Medeniyet

islâm'ın kendine özgü bir düşünce tarzı (Attitude of minde) vardır. Bütün yaşayış içinde yine kendine özgü bir bakış açısı nazarı (Cutlock of life) bulunmaktadır. Bun­lardan başka, yine onun bir husûsî çalışma şekli de mev­cuttur, işte, bu düşünce tarzı, bu bakış açısı ve bu ça­lışma şekli İslâm yaşayı­şının doğru yolunu göster­miştir. Bu düşünce tarzı, bu bakış açısı ve bu çalışma şekli bir araya gelip toplanırsa, bunların hepsinin adı İslâm ve İslâm Medeniyeti olur. Burada anlatılan dîn ile Medeniyet ve içtimaî yaşayış birbirinden ayrı şeyler de­ğillerdir. Bunlar bir arada, birbirlerine bağlı, birbirleri ne kaynamış bir "bütün" teşkil ederler. Bu bütün de yaşayı­şın her meselesini intizâma koyan bir yaşayış nazariyesi­dir.

Hak Teâlanın, insan üzerindeki hukuku nedir? İnsâ­nın kendisinin kendi üzerinde bulunan hukuku nedir? Anne - Ba­banın, karı - koca ve çocukların, yakınların ve akrabaların, komşuların ve misafirlerin, din kardeş­lerinin, diğer din men­suplarının, dostların, düşmanların, bütün insan topluluğunun, hattâ kâinatta bulunan herşeyin ve her türlü kuvvet (enerji)nin hak ve hukukları nedir; İşte, O hak - hukuk arasında kâmil bir denge oluşturup, bunları ahenkli halde getirip, adaleti kaim kılan şey dîn'dir; yani islâm dînidir. Bir kimsenin müslüman olması, onun bu hak ve hukuku tamamen gözetmesini ve yerine getirme­sini gerektirir. Bir müslüman, bu hak­ların hepsini tam olarak adaletle ödemeyi borç bilir. Bu olmazsa, bu hakla­rın biri diğerine tecavüz ederek, biri diğerini çiğneyerek, biri diğerine feda edilerek, devam ederse, zulüm adalet­sizlik ve haksızlık yol bulur; ve ni­hayet bu düşünce tarzı ve bu yaşayış nazariyesi orta­dan kalkar. İslâm olduğu gibi tatbik edilecek olursa, öl­çüler yerli yerini bulunca, insanî yaşayışın imrenilecek neticeleri ortaya çıkar. Ah­lâkî yükseliş, ruhî temizlik paklık insanî yete­neğin ve in­sanî fıtratın son haddine ve son noktasına çıkılmış olur. Yaşayışın bütün çalışıp çır­pınmalarında... her ne şekilde bir çalışma sahası olur­sa olsun... öyle bir yol gösterilmiş olur ki bu yolun ne tarafından gidilirse gidilsin, bir aslî merkeze ula­şıp, bu merkezde birleşmek mümkün olur.

İşte bu merkez, işleri düzene koyan merkezdir. Bu ba­kımdandır ki, herşeyin kıymeti, (valve) bu merkezde tayin edilmiştir. Her şeyin bir ölçü üzerine yürüyüp git­mesi bu merkezde sağlanmıştır. Bu merkeze varmış ola­cak her şeyde- muvaffakiyet (başarı) yolunu tutar ve bu muvaf fakiyet yolunda yürümeye devam edip gider. Kar­şısına çıkacak olan her engeli de çiğner geçer.

Ferdin, tek başına yaşayışından tutun da, cemiye­tin bir bütün halinde yaşayışının büyük çaptaki işleri­ne kadar bu ölçü hep aynıdır, aynı şekildedir; aynı tarzda hüküm sürer Bu mer­kezin tanzim ettiği işler bakımından, bir kim­senin şahsî yiye­ceği, içeceği, giyim kuşamı, meslek ve iş sahası, alış verişi, sözü sohbeti, kısacası, yaşayışın her cephesi, her türlü işi gücü için hudut­lar, ölçüler tayin edilmiştir. Tâ ki, asıl maksat olan bu merkez'in yolunu tutup gelenler, hep doğru yolu takip edip, sapık yola sapmasınlar ve çıkmaza girmesinler.

Yine, şu hususu da tanzim etmiştir. Bu toplu fertleri, birlik içinde yaşayışlarında birbirleriyle o-lan münasebet ve ilişkilerini düzgün ve muntazam bir usûl üzere takip etsinler. Top­­lu yaşama, geçim, si­yâset, ve yaşayışın her sahasında iler­­leyip, doğru yolu tutsunlar ve aslî maksat olan menzile ulaş­sınlar. Kendi­lerini şaşırtan, gerçek gidiş yolunun izini kaybetti­ren sapa ve kör bir yola sapmasın­lar.

Yine aynı şekilde, İslâm camiasının halkı ile, gayrı İslâmî camiaların halkları arasmda; dostlukta ve düş­manlıkta, savaşta ve barışta, menfaatlerin birleşip ayrıl­dığı yerlerde za­ferde ve mağlubiyette, ilim. ve fen el­de etmek hususlarında, medeniyet ve kültür alışverişinde dahi ve usûllere bağlı bulu­nup, riayet etsinler. Devletlere münasebetlerin muhtelif cephe­leri, bu ana yolun üzerine engeller çıkarmasın ve bu caddenin orta­sına taş yığını doldurup yolu kapatmasın. Hattâ şu ka­dar da mümkün olsun ki, insanlık camiası içinde bulu­nan câhil ve sapık kimseler bile, ister - istemez veya, bi­lerek - bilmeyerek, bu maksada hizmet etsinler. Çünkü, fıtratın (yaratılışın) gere­ğince, onların da takip ede­cekleri yol İslâm cadde­sinde yürü­yenlerin yolundan başka bir yol değildir.

Özet olarak belirtelim ki, bu öyle bir noktadır ki, ca­mi'den tutun da, çarşı pazardan, harp sahasına kadar; ibâdet usulünden tutun da, radyo ve uçak pilotluğu yap­mak vazifesini; gusûl, abdest, taha­ret, iştinca gibi, cüzi meseleleri; ve bunların yanısıra çok önemli toplumsal meselelerden olan bir arada yaşama, geçim, siyâset, memleket idaresi, mil­letlerarası ilişki­leri, ilk ilkokul eğiti­mini, tabiat eserlerini incelemeyi ve ilmî konuları çözecek mik­tarda, bilgi sahibi oluncaya kadar; yaşa­yışa ait bütün çalışmaları, fikir ve hareketin bü­tün sahalarını, bir bütün­lük içinde ele almıştır, ve bunun ayrıntılarında amacı olan bir düzen ve bağlantılar oluşturmuş­tur. Bunların hepsi birlikte bir makinanın par­çaları, aletleri gibi birbirlerine monte edilmiş, yerli yerine yerleştirip oturtularak bu makinanın ça­lışması ve ha­rekete geçmesi sağlanmıştır.

Din dünyada öyle bir inkılâp tasavvurudur ki, Ceha­le­tin yoğurduğu hamur ile bunu mukayese etmek, hatta böyle bir mukayese etmeyi tahayyül bile etmek mümkün değildir. Bu­günkü devrimizde teknolojide ileri giden mil­letlerin ilmî ve teknik buluşlarını, yedinci Milâdî asırla karşılaştırdığımız za­man, bugünün ilim ve fenninin ve bu sahada çalışan aklın o kadar ilerlemiş olduğunu gö­rürüz ki, bu iki çağ birbirleriyle kıyas dahi kabul etmez. Fakat buna rağmen, bugün, , o kadar karanlık düşünce mev­cuttur ki, dünyaya ün sal­mış olan Avrupa Üniversitelerin­den en yüksek ilmi paye ile mezun olmuş, en yüksek ilmî ünvanı kazanmış bulu­nan kimseler dahi çoğu za­man bu inkilap tasavvurunu id­râk etmekten o kadar âcizdirler ki, sanki eski cahiliye devrinden bugüne kadar hiç bir şey olmamış ve hiç bir şey öğrenmemiş gibidirler. Binlerce sene öncesi putperest ni­sanların dîn hakkındaki o sefil, çökmüş ve çürümüş fikirlerin­den halâ vaz geçmiyorlar. Bu çürük fikir için­de saplanıp kalı­yor ve bu çürük fikirleri de asırlar bo­yunca nesilden nesile aktarıp gidiyorlar. Akli eleştirinin ve ilmî araştırmanın en iyi yolu ile yetişmiş olmaları­na rağmen ve bunların en iyi şekildeki terbiye­siyle dahi bundan kurtulamıyorlar.

Öyle ki, tekkelerin ve mescidlerin hücrelerindeki ka­ranlık köşelerine sığınıp oturmuş bu­lunanların dindarlık ve dîne bağlılıkları, inziva köşesine çekilip, bir post üze­rine kurulup, Allah Allah diye bağır­maları ibadet sayan bunu din'in mânası diye algılayanlar ve -dîni sadece bu şekil ibâdet içinde hudut­landıran kimselerin düşüncesine şaşmamak lâzımdır.

Yine bu şekilde, diğer bir İslâmî camianın, bir kaç şarkı terennüm ederek, taziye meclisleri kurmaları, mer­siye ve nefesler okuyarak bazı merasimler icra et­meleri de hayret edi­lecek bir şey değildir.

Bütün bu zümreler, ciddî bir öğretim dışında ka­lan, İs­lâmın hayatî bütünlüğünü ve geniş çerçevesini idrâk ede­mi­yen, aydınlatılmaya muhtaç zümreleri teşkil et­mektedir­ler.

Fakat bir de, ilim nuru ile aydınlanmış bulunan ba­zı kim­selerin beyinleri, daha çok köhneliğe - perestliğe sap­lanmış, eskinin ve eskiciliğin karanlığından kurtulama­mışlardır. Bunla­rın çoğunun, islâm dîni hakkındaki "dîn" mefhumu anlayışla­rını, maalesef yine eski cahiliye devri­nin gayrimüslimlerinin içinde görmek mümkündür.

Lal-i Hal
Fri 13 May 2016, 05:33 pm GMT +0200
Simdilerde din ve medeniyet cok yanlis algılanıyor ve öyle aktarılıyor insanlara.
Rabbim Islam dan,Kuran'dan ,sünnetten nasipdar eylesin bizleri insallah.
Allah razi olsun paylasim icin

Yağmur Gmş
Fri 13 May 2016, 07:20 pm GMT +0200
Bismillah...
Bazılarına göre bazı yanlış inanışlar ve anlayışlar var. Bizler bunları Kur-an ve Efendimizin sünnetleri aşabiliriz.

ceren
Fri 13 May 2016, 08:37 pm GMT +0200
Aleykümselam.Bir kavmin dini ne ise medeniyeti de kültürüde odur.Ve dinleri kültürleri ne ise insanlarıda öyle şekillenir.Rabbim bizleri islam dini üzerine sabit eylesin ve kültürümüzü ,medeniyetimizi onun üzerine eylesin inşallah....

Sevgi.
Sat 14 May 2016, 05:02 am GMT +0200
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm. Mevlam bizleri islam dini üzerinde sabit kılsın inşaAllah. Amin
  Bilgiler için Allah Razı olsun.