- Delalet Yönünden Lafızlar

Adsense kodları


Delalet Yönünden Lafızlar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ecenur
Fri 2 April 2010, 04:02 pm GMT +0200
Delalet Yönünden Lafızlar


I. Lafz´ın Manaya Delâleti
A- Nass´ın İbaresi
(Nass´ın İbaresiyle Delâleti Ed-Dâl Bi´l-İbâre )
B. Nass´ın İşareti
(Dâl Bi´l-İşâre)
C. Nass´ın Delâleti (Dâl Bi´d-Delâle)
D .Nass´ın İktizâsı
(Ed-Dâl Bi´l-İktizâ)
a, Lakab Mefhûmu
B. Vasıf, Şart Gaye Ve Aded Mefhûmları
Aa. Hanefilerin Görüşü
Bb. Hanbelî, Şafii Ve Mâlikilerin Görüşleri:
D. Mefhumu´l-Muhâlifle Amel Etmenin Şartları
FÂSİD İSTİDLALLER
FASIL BEYÂN VE EDATLAR
I- Beyân
A. Beyânın Tarifi
B. Beyânın Nevileri
A. Beyânu´t-Takrîr
B. Beyânu´t-Tefsîr
C. Beyânu´t-Tağyîr
aa. Tahsîs
Hanefilerin Görüşleri
Şafiîlerin Görüşleri
Bb. İstisna
cc. Şart
dd. Sıfat
ee. Gaye
ff. Bedel-i Ba´z
D. Beyânut-Tebdîl
E. Beyânu´z-Zarûret
2 EDATLAR (HURÛFU´L-MEÂNİ)
A. Atıf Harfleri
B. Cer Harfleri
C. İstisna Kelimeleri
D. Zarf İsimler
E. Şart Kelimeleri
F. İstifham Edatları





4.FASIL

DELÂLET YÖNÜNDEN LAFIZLAR


I. Lafz´ın Manaya Delâleti:


însan, duygu ve düşüncelerim çoğunlukla "söz"lerle anlatır. Yani söz (la­fız) konuşanın dinleyicilere duygu ve düşüncelerini anlatmada ilk önce başvur­duğu bir vasıtadır. Ancak insan sözün dışında bazen yazı, işaret ve fiilleriyle de duygu ve düşüncelerini başkalarına anlatabilir. Ancak bu konuda yani anlat­mada en müessir vasıta, söz (lafız)dır. Söz manalı ve manasız (mühmel) olmak üzere iki kısma ayrılır. Hiç şüphesiz, mutekellim meramını muhatabına manalı bir söz ile ifade edebilir. Çünkü "söz" mananın kisvesidir. "Lafız mananın kalıbıdır" denir. Yani söz bir mana ve hüküm ifade etmek üzere konulmuştur, însan zihni onu işitir işitmez onun delâlet ettiği manaya intikal eder. Biraz Önce ifade ettiğimiz gibi söz yanında hal ve işaretlerimizin de manaya delâletleri var­dır. Fakihler Delaleti lafzi olan delalet ve lafzı olmayan delalet diye ikiye ayırır­lar.[1] Lafzi olan delâleti burada inceleyeceğiz. Hanefîler lafzi olmayan delâlete zaruret beyanı adını verirler. Eu konuyu Beyân bölümünde inceleyeceğiz. Manaya delâleti yönünden lafızlar dört kısma ayrılır:

1. NASS´IN İBARESİ

2. NASS´IN İŞARETİ

3. NASS´IN DELÂLETİ

4. NASS´IN İKTİZÂSI.

Bu dört delâlet kısmına, Hanelilerin dışındaki mezhebler, hususi bir delâlet şekli olan mefhumu muhalifi de ilâve etmişlerdir. İşte bu fasılda manaya delâle­ti yönünden lafızlar ve "Fâsid istidlal" konularını inceleyeceğiz.



A- Nass´ın İbaresi:

(Nass´ın İbaresiyle Delâleti Ed-Dâl Bi´l-İbâre )


Nassın ibaresi lafzın kendi siygasından derhal anlaşılan manaya delâletidir. Buna "nass´m harfîmanası" da denir. Bu, cümledeki kelimelerden anlaşılan ma­nadır. Nass bu hüküm için sevkedilmiştir. Nassın ibaresi, zahir, nas, müfesser, muhkem, âmm, hâss olabilir.

Misâller: 1) "Namaz kılın, zekâtı verin"[2] âyeti ibaresiyle namaz ve ze­kâtın farziyetine delâlet etmektir. Nass, bu hükmü ifade etmek üzere sevkedil­miştir.

2) "Allah alış-verişi helâl, faizi haram kıldı"[3] âyetinin ibaresi iki manaya delalet etmektedir:

a. Alış-veriş ile faiz arasında bir fark vardır. îlk kasdolunan mana budur. Lafzm bizzat kendisi bu manaya delâlet etmektedir.

b. Alış verişin helâl, faizin haram olduğudur. Nassın bizzat ibaresinden bu mana da anlaşılmaktadır.


B. Nass´ın İşareti:

(Dâl Bi´l-İşâre)


Nassın işareti, lafzın ibaresinin dışında delâlet ettiği şeydir ve ibarenin bir neticesi olarak meydana gelir. Yani kelâmdan anlaşılır, fakat bizzat ibareden el­de edilmez. Nass, bu hüküm için sevkedilmemiştir.

1. "Ey iman edenler, birbirinize belli bir süre için borçlandığımz zaman onu yazımz. Aranızda bir kâtib adaletli yazsın" âyeti, yazılı vesikanın bir delil ol­duğuna işaret etmektedir.

2. "Annelerin maruf veçhile (örf ve âdete göre) yiyeceği, giyeceği, çocuk ken­disinin olan (baba)´a aittir. "[4] âyeti çocuğun nesebinin babaya ait olduğuna işa­ret etmektedir.

3. "Oruç (günlerinizin) gecelerinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı"[5] âyeti ibaresiyle sahur vaktinin sonuna kadar cinsi münasebetin mü-bahlığma delâlet etmektedir. Bu âyet işaretiyle de oruç tutan insanın cünüp ola­rak sabahlamasının caiz olduğuna delâlet etmektedir.

4. "Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorup öğreniniz"[6] âyeti, ibaresiyle bil­meyenlerin bilmedikleri hususları bilenlere sorup öğrenmelerinin gerektiğine de­lalet etmektedir. Bu âyet, işaretiyle kendilerine soru sorulabilmesi için âlimlerin yetiştirilmesinin gereğine delalet etmektedir.

5. "îş hususunda onlarla müşavere et"[7] âyeti, ibaresiyle, devlet idaresinin sura esasına dayandığına delalet etmektedir. Bu âyet, işaretiyle şura üyeleri­nin yetiştirilmesinin gereğini ifade etmektedir.


C. Nass´ın Delâleti (Dâl Bi´d-Delâle)


Nass´ın delâleti, mantukun yani nass da zikredilen şeyin hükmünün müşte­rek illet sebebiyle, meskutun anh yani nas da zikri geçmeyen şey hakkında, sabit olduğuna delalet eden bir lafızdır.

Buradaki illet tetkik ve ictihad´a ihtiyaç duyulmadan, lafzı duyan herkes ta­rafından hemen anlaşılabilir. Bazı fakîhler nass´ın delaletine, mefhûmu´l-muvafakat, fehvâl-hitâb adını vermişlerdir. Çünkü delâlet ile çıkarılan hüküm ile ibareden anlaşılan hüküm arasında bir uygunluk bulunmaktadır. Bazı fakîh­ler ise, el-kıyâsu´1-celî, delâletu´1-evlâ adını vermişlerdir. Çünkü illetten hareket

edilerek hükme varılmaktadır.

Misâller: 1) "Ana babana öf (bile) deme"[8] ayeti, ibaresiyle, ana babaya öf demenin haramlığına delâlet etmektedir. Öf demekle anne-babaya eziyet ve­rilmiş olur. Onlara öf demek haram olursa, onları dövmek, onlara sövmek evle-viyetle haram olur. Çünkü öf demenin haram oluşunun illeti, ezadır. Sövmek ve dövmekte de ezâ bulunmaktadır. O halde onlar da haramdır. İşte bu nassı işiten herkes, ictihad ve tetkike ihtiyaç duymadan, baba ve anneyi dövmenin ve onlara sövmenin haram olduğu hükmüne varabilir.

Mantûk: Anne-babaya Öf demek.

Hüküm: Haram.

İllet: Ezâ.

Meskutun anh: Anne-babayı dövmek, onlara sövmek.

2. "Gerçek, yetimlerin mallarını haksız (ve haram) olarak yiyenler karınla­rına ancak bir ateş yemiş olurlar."[9] âyeti ibaresiyle haksız olarak yetimlerin mallarının yenmesinin haramlığım ifade etmektedir. Ayetten, nassın delaletiyle anlaşılmaktadır ki, yetimlerin mallarının yakılması, dağıtılması, telef edilmesi ha­ramdır.

Delâletü´n-nass ile kıyas arasındaki fark şudur: Delâletti´n-nass´da illet, tet­kike ihtiyaç duyulmadan anlaşılabilir. Kıyas da ise, illet ancak ictihad ve tetkik ile anlaşılıp bilinebilir.


D .Nass´ın İktizâsı
(Ed-Dâl Bi´l-İktizâ)


Nass.n iktfzta: Kendisi olmadan nassm hüküm ifade edebilmesi için nasda takd,r olunması şart

tan ibarettir.

Misâller: 1) "Analarınız, kızlarınız... size haram kılındı"[10] âyetinde anne ve kızların haram kılındığı ifade edilmektedir. Haddizatında haram kılınan anne ve kızlar değil, onlarla nikahlanmadın Şu halde âyetin manası şöyledir: "Anala­rınızın, kızlarınızın nikâhı... size haram kılındı."

2) "Ölü, kan, domuz eti... size haram kılındı"[11] âyetinde, ölü, kan, do­muz etinin haram kılındığı ifâde edilmektedir. Haddizatında haram kılınan ölü, kan, domuz eti değil bunların yenilmesi, satılması, vs.dir.

3. "Ümetimden hata, nisyan ve zor karşısında yaptıkları şeyler kaldırıldı" hadisinde, ümmetten hata, nisyan´m kaldırıldığı ifade edilmektedir. Haddi za­tında ümmetten kaldırılan hata, nisyan değil, hata ve nisyan ile yapılan bir işten meydana gelen günah ve sorumluluktur.

432 433´ II. MEFHÛM´UL-MUHÂLİF (