meryem
Sun 24 October 2010, 05:59 pm GMT +0200
22-Dediklerine Göre Sonu Başını Hükümsüz Bırakan Hadis
İddia:Rasûlullahın,MBiriniz uykudan kalkınca, üç kere yıkamadan .ellerini su kabına sokmasın.Çünkü o, elinin nerede gecelediğini ( gece vücudunun neresine dokunduğunu ) bilemez.[525]
dediğini rivayet ettiniz.Eğer "...çünkü o,elinin nerede gecelediğini bilemez." sözü olmasaydı, bu hadis (in manası) doğru olabilirdi.Fakat hepimiz mutlaka,eli-nin; bedeninin,ayağının,kulağının,burnunun ve sair uzuvlarının gecelediği yerde gecelediğini biliriz. Olsa olsa en kötüsü bir kimse eli ile fercine (avret yerine )do-kunmuş olabilir
Eğer bir kimse uyanık iken avret yerine dokunsa bu onun taharetini bozmaz. O halde bilmediği halde dokununca nasıl olur ( da bozulur)? Allah insanları bilmediği şeylerden mesul tutmaz. Çünkü uyuyan kimse,uykusunda sayıklayabilir veya karısını boşaya-bilir yahut (küfrü icabettirecek şeyler söyleyerek) küfre girebilir,iftira edebilir.komşusunun hanımı ile münasebette bulunabilir ve kendisine göre o,uykuda zina eden bir kimsedir.Sonra (uyanınca) bütün bunlardan dolayı ne dünyevi ne de uhrevi hükümler bakımından mesul tutulmaz.muâhaze edilmez...
Cevap:Biz deriz ki:Bu akılcının (en-nazzâr) bil diği bir ise bilmediği pekçoktur.
Fıkıhçılarin çoğunun bu hadisle ve "Kim fercine (avret yerine) dokunursa abdest alsın.[526] hadisi ile amel ederek, gerek uykuda, gerek uyanık iken fercine dokunmanın abdesti icabettireceğini kabul ettiklerini bilmiyor mu?
Mamafih biz, fakihlerin bu görüşünü kabul etmemekte ve ferce dokunmaktan dolayı emredilen abdestten kasdın elleri yıkamak olduğunu, bunun da sebebinin ferclerin ha-des (küçük-büyük dışkı ve yel) ve necasetlerin çıkış yeri olduğunu kabul etmekteyiz.
Aynı şekilde ateşte kızartılan etin yenmesinden dolayı olan abdest te[527] bize göre, elleri yağdan, kızartılan ve pişirilen yemeklerden dolayı yıkamaktır.
Biz bunu pekçok yerde açıklamış ve bu husustaki delilleri zikretmeştik.
Ferce dokunmaktan dolayı olan abdestten maksat elleri yıkamak olunca, Rasûiullahın, uykudan uyanana kaba sokmadan ellerini yıkamayı emrettiği de anlaşılmış olur. Çünkü o kimse, elinin nerede gecelediğini bilmez. Belki o, uykusunda fercine veya dübürüne (ön ve arka avret yerlerine) dokunur. Onun eline idrar damlası veya -uykudan önce cinsi münasebette bulunmuşsa- meni bulaşmasından emin olunamaz. Böyle iken elini yıkamadan önce kaba sokarsa suyu pisletmiş ve ifsad etmiş olur. [528]
Hadiste bilhassa, uyuyan kimse zikredilmiştir. Çünkü uyuyan kimsenin eli, bu yerler ve dübürüne farkında olmadan dokunur...
Uyanık olan kimse ise, bu yerlerden birine dokunduğu ve eline bir pislik bulaştığı zaman, bunun farkında olur ve durumunu bildiğinden ,elini kaba sokmadan veya yemekten ve musafaha etmeden Önce ellerini yıkar. [529]
23-Dediklerine Göre Sonu Başını Hükümsüz Bırakan Hadis
İddia:Rasûlullahın (S.A.V) develerin yattığı yerlerde namaz kılmaktan nehyettiğini .çünkü develerin şeytandan yaratıldığını rivayet ettiniz[530]
Rasûlullahın develerin yatüğı yerlerde namaz kılmaktan nehyetmesi inkâr olunamaz.Taabbudî (ibadetlerle ilgili) hususlarda bu câizdir.Ama bunu , devenin şeytandan yaratılmasına bağlamanıza gelin-ce:Biliyoruz ki Rasûlullah da sığırın sığırdan,aün at-tan,arslanın arslandan,sineğin sinekten yaratıldığı gi-bi.devenin de deveden yaratıldığını (meydana geldiğini! hiHrnl) bilir.
Cevap: Biz deriz ki:Rasûlullah olsun,başka-sı olsun devenin ancak deve yavruladığmı;ve ne bir şeytanın deve,ne de bir devenin şeytan yavrulmayaca-ğını bilir. (Rasûlullah ) bize sadece, yaratılışın aslında, deve ile şeytanın müşterek bir cinsten yaratıldığını bildirmiştir.
Rasûlullahın başka bir hadisindeki,"Deve şeytanların cihetinden (tarafından ) yaratılmıştır, "sözü de sana bunu gösterir.O (S.A.V) bununla.şeytanın canibini,şeytanın cihetini (tarafını) kasdetmekte-dir.Tıpkı bunun gibi,"fulan göğe vardı" denilir.Ya-ni,gök tarafma,gök canibine demektir.
Eğer şeytanın neslinden olsaydı,elbette Rasûlullah (S.A.V) devenin şeytanın neslinden veya neslinin kollarından veya soyundan yaratıldığını veya buna benzer birşey söylerdi.
Araplar dâima develerden bir cinsi,cinlere (elhûş)[531] nisbet edegelmiş ve "Cinnî deve (= îbilun hûşiyyetun)" tabirini kullanmışlardır.Bu cins deve, develerin en huysuzu ve en azgınıdır..
Araplar,cinlerin el-Hûş beldesinde bir devesi olduğuna.bu devenin insanların develeri ile çiftleştiğine ve bu vahşi deveyi yavruladığına inanırlar.
Nitekim Ru'be de şöyle demiştir:
"Develerimiz Hûş diyarından geldi."
Bu görüşe göre devenin aslının bizzat cinlerden değil de .cinlerin devesinin yavrusundan olması müm-kündür.Rasûlullah da bu sebeple,"Şeytanların canibinden.." buyurmuş tur. Yani (bizzat cinlerden değil) onların tarafından,cihetinden demektir.
Bu ancak,cinlerin ve şeytanların varlığını inkar eden ve sadece gözü ile gördüğüne ve hisleri ile idrak ettiğine inanan kimsenin inkar edebileceği bir şeydir.Bu ise,zındıklardan ve felsefecilerden"Dehriy-ye=Materyalist" denilen bir zümrenin inancı (itikadı) dır.yoksa müslümanlann itikadı değildir. [532]
24- Söylediklerine Göre Bir Kısmı Diğer Bir Kısmını Bozan Hadis
İddia: RasûluUahm (S.A.V) ."Eğer köpekler ümmetlerden bir ümmet olmasaydı,onların öldürülmesini emrederdim.Lâkin,onlardan sadece simsiyah olanların hepsini öldürün.[533] ve "Siyah (olan köpek) şeytandir."buyurduğunu rivayet ettiniz.
Sanki Rasûlullah (birinci) hadiste köpek cematını.bir cemaat (üinmet) oldukları için affetmekle beraber, (siyah köpeği Jsadece siyah olduğu için veya şeytan olduğu için öldürtmektedir. Halbuki köpeklerin bir ümmet (cemaat) olmasında ise,ne onlann Öldürülmesine mani olacak,ne de öldürülmelerini gerektirecek bir illet (sebep) yoktur...
Sonra üstelik,Rasûlullahın (S.AV) Medinede.bir tane bile kalmamak üzere bütün köpeklerin öldürülmelerini emrettiğini rivayet ettiniz.Köpekler bir ümmet olduğuna göre onları nasıl öldürtebilir?Onlann ümmet olmalan.Rasûlullahı bundan menetmeli değil-miidi?
Bu durumda köpekleri affetmesinin illeü.aynı zamanda onlan öldürtmesinin de illeti olmuş oluyor.
Cevap:Biz deriz ki:Allahu taâlânın hayvanlardan yaratmış olduğu her cins,birer ümmettir.Köpek-ler,arslanlar,siğırlar,koyunlar,kanncalar,çekirgeler
ve bunların benzerleri.insanlar gibi birer ümmettirler
Aynı şekilde cinler de bir ümmettir.Allahu taâlâ.'Terde yürüyen hayvanların ve iki kanadıyla uçan kuşların hepsi de sizin gibi ümmetlerdir.
"(6.el-En'âm: 38) buyurmuştur.Yani onlar da saban ve akşam yemek ve nzık aramakta ve öldürücü şeylerden korunmakta biz insanlara benzerler,de-mektir.
Cinler de böyledir .Allah onlara,bize hitâb ettiği gibi hitâb etmiş ve"Ey insan ve cin t oplululuğu! içinizden size (ayetlerimi anlatan ve bugünle karşılaşmakla uyaran) peygamberler gelmedi mi?" (6.el-En-âm:130) buyurmuştur.Eğer Rasûlullah,hangi halde olursa olsun köpeklerin öldürülmesini emretmiş olsaydı.bir ümmet yok olur.izi eseri kaybolur-du.Köpekler ise, avcılığına ilave ten, insanların evlerinin beklenmesinde.hayvanların ve ekinlerin korunmasında birçok faydalar sağlar. Çünkü bedevilerin ve ıssız ve çorak yerlerde yaşayanların çoğu sabah ve akşamlan karınlarını ancak köpekler sayesinde doyururlar..Nitekim Allâhu taâlâ da "...avcı hayvanların size tutuverdiklerinden de yeyin.."(5.el-Mâide:4) buyurmuştur.Bu ayette Allahın,köpeği çeşitli faydaları için yarattığına delâlet vardır.
Ebû Ubeyde (Ma'mer b.el-Musennâ) ( -209) [534] anlatırdı:Iki adam yolculuğa çıkmişlar.Birisinin yanında köpeği varmış .Hırsızlar bunlara hücum etmiş ve bu İki kişiden birisi onlarla mücadele etmiş ve yenilerek yakalanmış.Sonra başı dışarıda kalmak üzere toprağa gömülmüş.Kargalar ve yırtıcı kuşlar gelmişler, onu parçalamak ve gözlerini oymak için etrafında dönmeğe başlamışlar .Adamın yanındaki köpek bunu görünce,onun etrafındaki toprağı eşelemeğe başlamış ve onu oradan çıkarmış.Arkadaşı ise daha önce kaçmış ve onun yardımına koşmamış. (Ebû Ubeyd sözüne devam ederek şöyle demiştir:)Şâir bu hadise hakkında:
"Komşusu ve arkadaşı ondan kaçıyor,
Dövdüğü köpeği ise onun toprağım eşiyor." demiştir.
Fenalık edilerek dövülüp kovulmasına rağmen-sahibini korumak (köpeklerden başka] hiçbir hayvanda yoktur. Köpeklerin bu meziyeti hakkında anlatılanlar pekçoktur ve doğrudur.Biz bunlan anlatıp sözü uzatmak istemiyoruz. :
İbnu Abbâs 'm (R.A) da "Köpekler el-hınn'dan,[535] bir ümmettir. Onlar cinlerin zayıf olanlarıdır.Yemekte iken yanınıza gelirlerse,onlara yiyecek verin.El-bette onların da nefisleri vardır.- yani:onların gözleri; vardıranların da canı çeker" buyurduğu gibi köpekler, Cinlerden veya yırtıcılardan bir ümmet olmaktan hâlî değildir.
Nefs.göz manasına (da) gelir.Nitekim falana nefs yani nazar değdi, denilir.
Yine İbnu Abbâs :'Yılanlar, cinlerden mesholu-nanlardır. Tıpkı maymunun İsrail oğullarının mesho-lunmasından meydana gelmesi gibi.Aynı şekilde köpeklerin de böyle (mesholunmuş cin) olması uzak (bir j ihtimal) değildir.
İşte bu gibi hususlar düşünce,kıyas ve akılla kavranamaz.Ancak Rasûlullahm veya Rasûlullahı görüp işitenlerin (Ashabın) söyledikleriyle anlaşılabilir. Çünkü onlar bu gibi meselelerde ancak Rasûlullahtan veya Rasûlullahı işiten birinden işittikleri ile veya geçmiş mukaddes kitapların doğru haberleri ile . hüküm verirler.
Bu husus farzlarla veya sünnetlerle ilgili bir me- ; sele değildir.Köpeklerin yırtıcı hayvanlardan.cinlerden veya memsûh (mesholunmuş) olmasından dolayı bize herhangi bir kusur veya noksanlık gelmez.
Eğer yırtıcı hayvanlardan is'e.o zaman sadece onlardan siyah olanların öldürülmesini emretmiş ve onların şeytan olduğunu söylemiştir. Çünkü köpeklerin simsiyah olanları,insanlara en zararlı olanı ve en ısırganıdır. Kuduz hastalığı da ençok onlarda olur.Üstelik o faydası en az olan ve bekçiliği en kötü olandır.Avlan-maktan en uzak (kabiliyetsiz) olan ve en çok uyuklayan da odur.
(Siyah köpek) şeytandır" sözü ile Rasûlul-lah,onun köpeklerin en kötüsü ve en şerlisi olduğunu ifade etmek istemiştir.Tıpkı,"Falan azgın bir şeytandan başka birşey değildir.","O ancak parçalayıcı bir arslandır.","O parçalayıcı bir kurttur."denildiği gi-bi.Bu sözlerle sadece,o kimsenin bunlara benzediği kasdedilir.
Eğer köpek cinlerden ise,veya cinlerden memsuh (meshedümiş) ise,bu takdirde "Köpeklerin siyahı,şey~ tanlarıdır.Onları zararlarından ötürü öldürün."de-mek istemiştir. Şey tan ise cinlerin azgın ve isyankar olanlarıdır.el-Hırın ise, cinlerin zayıf olanlarıdır ve cinlerden daha zayıftır.
Rasûlullahm Medine'nin köpeklerini öldürtme-sine gelince:Bunda onun"Eğer köpekler ümmetlerden bir ümmet olmasaydı,onlann öldürülmesini emreder-dirn."sözünü nakzedecek birşey yoktur.Çünkü Medine O'nun zamanında meleklerin vahiy indirdiği yer idi.Meleklerin ise,içinde köpek veya resim bulunan eve girmediği Rasûlullahtan rivayet edilmiştir.
Bana Muhammed b.Hâlid b.Hıdâş tahdis etti (ve) dedi:Bana Müslim b.Kuteybe,Yûnus b.ebî İshak'dan,o da Mucâhid'den ,o da Ebû Hurayra'dan (R.A),o da Rasûluüahtan (S.A.V) tahdis etü ki (Rasûlullah) şöyle buyurmuştur:IıCebrâîI bana "Dün gece senin huzuruna girmekten beni ancak,evinin kapısındaki resimli örtü ve evindeki köpek menetmiştir.Emretde köpeği çıkarsınlar."dedi.[536]
Bahsi geçen köpek ise.Hasan ve Hüseyin'in (RA) sedirlerinin (en-nadad) altında duran yavru (enik) idi.
Bu (hadis) aynı zamanda köpeğin.evlerde olduğu gibi, şehirlerde de bulundurulmasının mekruh görüldüğüne delildir. Rasûlullah da .köpeklerin tamamen öldürülmesini veya hiç olmazsa Medine'ye yakın olanlarının azaltılmasını emretmiş,mel eklerin iniş yerine ve vahyin nüzul ettiği yere uzak olan diğer köpeklere ise dokunmamıştır.
EBÛ MUHAMMED: en-nadad,sedir demektir. Çünkü elbiseler onun üzerine dürülüp.yerleştirilir.fyani yerleştirmek manasına gelen (nadade) filinden müştakdır). [537]
[525] BUH: 4 / 26, HAN: 2/241, 253.
[526] HAN: 2/ 233,333.
[527] Bkz.EBÛ DÂVUD: 1/ 47,48;TIR:1/ 58
[528] Burada müellifin, mutlak olarak meninin necis olduğunu kabul etliğine işaret vardır, ki tmâm-ı Mâlik ve Ebû Hanife'nin mezhebi de budur.-Musahhih-
[529] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 226-228.
[530] HAN: 4 / 85,86,5/54.
[531] el-Hûş .cinlerin erkek hayvanıdır ki Araplar bu erkek hayvanın .insanlard an bazıların devesi ile çiftleştiğine jnanırlar.Bu çiftleşmeden doğan deveyi de Hûş'a nisbet ederler ve Hûşî derler ki, vahşî,azgın deve demektir..(el-Hayevân, Demîrî- l / oom nm Demîrî: 1/ 237) (M)
[532] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 228-229.
[533] HAPÎ: 4/85:5/54
[534] Nahiv âlİmİ.Haricl görüşlere sahib idi.(el-Beyân ebyîn: 1 / 347 ) (M)
[535] el'Hınn: Cinlerden bir taifedîr.Alacasız siyah renkteki köpekler bunlardandır .Veya cinlerin zayıflarıdır ve düşkimler kısmıdır.Veya cinlerin köpekleridir.Veyahut da insanla < cin arası bir yaratıktır.-Kamus-
[536] Krş.BUH: 59 / 7, HAN: 6 / 143,330.
[537] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 230-234.
İddia:Rasûlullahın,MBiriniz uykudan kalkınca, üç kere yıkamadan .ellerini su kabına sokmasın.Çünkü o, elinin nerede gecelediğini ( gece vücudunun neresine dokunduğunu ) bilemez.[525]
dediğini rivayet ettiniz.Eğer "...çünkü o,elinin nerede gecelediğini bilemez." sözü olmasaydı, bu hadis (in manası) doğru olabilirdi.Fakat hepimiz mutlaka,eli-nin; bedeninin,ayağının,kulağının,burnunun ve sair uzuvlarının gecelediği yerde gecelediğini biliriz. Olsa olsa en kötüsü bir kimse eli ile fercine (avret yerine )do-kunmuş olabilir
Eğer bir kimse uyanık iken avret yerine dokunsa bu onun taharetini bozmaz. O halde bilmediği halde dokununca nasıl olur ( da bozulur)? Allah insanları bilmediği şeylerden mesul tutmaz. Çünkü uyuyan kimse,uykusunda sayıklayabilir veya karısını boşaya-bilir yahut (küfrü icabettirecek şeyler söyleyerek) küfre girebilir,iftira edebilir.komşusunun hanımı ile münasebette bulunabilir ve kendisine göre o,uykuda zina eden bir kimsedir.Sonra (uyanınca) bütün bunlardan dolayı ne dünyevi ne de uhrevi hükümler bakımından mesul tutulmaz.muâhaze edilmez...
Cevap:Biz deriz ki:Bu akılcının (en-nazzâr) bil diği bir ise bilmediği pekçoktur.
Fıkıhçılarin çoğunun bu hadisle ve "Kim fercine (avret yerine) dokunursa abdest alsın.[526] hadisi ile amel ederek, gerek uykuda, gerek uyanık iken fercine dokunmanın abdesti icabettireceğini kabul ettiklerini bilmiyor mu?
Mamafih biz, fakihlerin bu görüşünü kabul etmemekte ve ferce dokunmaktan dolayı emredilen abdestten kasdın elleri yıkamak olduğunu, bunun da sebebinin ferclerin ha-des (küçük-büyük dışkı ve yel) ve necasetlerin çıkış yeri olduğunu kabul etmekteyiz.
Aynı şekilde ateşte kızartılan etin yenmesinden dolayı olan abdest te[527] bize göre, elleri yağdan, kızartılan ve pişirilen yemeklerden dolayı yıkamaktır.
Biz bunu pekçok yerde açıklamış ve bu husustaki delilleri zikretmeştik.
Ferce dokunmaktan dolayı olan abdestten maksat elleri yıkamak olunca, Rasûiullahın, uykudan uyanana kaba sokmadan ellerini yıkamayı emrettiği de anlaşılmış olur. Çünkü o kimse, elinin nerede gecelediğini bilmez. Belki o, uykusunda fercine veya dübürüne (ön ve arka avret yerlerine) dokunur. Onun eline idrar damlası veya -uykudan önce cinsi münasebette bulunmuşsa- meni bulaşmasından emin olunamaz. Böyle iken elini yıkamadan önce kaba sokarsa suyu pisletmiş ve ifsad etmiş olur. [528]
Hadiste bilhassa, uyuyan kimse zikredilmiştir. Çünkü uyuyan kimsenin eli, bu yerler ve dübürüne farkında olmadan dokunur...
Uyanık olan kimse ise, bu yerlerden birine dokunduğu ve eline bir pislik bulaştığı zaman, bunun farkında olur ve durumunu bildiğinden ,elini kaba sokmadan veya yemekten ve musafaha etmeden Önce ellerini yıkar. [529]
23-Dediklerine Göre Sonu Başını Hükümsüz Bırakan Hadis
İddia:Rasûlullahın (S.A.V) develerin yattığı yerlerde namaz kılmaktan nehyettiğini .çünkü develerin şeytandan yaratıldığını rivayet ettiniz[530]
Rasûlullahın develerin yatüğı yerlerde namaz kılmaktan nehyetmesi inkâr olunamaz.Taabbudî (ibadetlerle ilgili) hususlarda bu câizdir.Ama bunu , devenin şeytandan yaratılmasına bağlamanıza gelin-ce:Biliyoruz ki Rasûlullah da sığırın sığırdan,aün at-tan,arslanın arslandan,sineğin sinekten yaratıldığı gi-bi.devenin de deveden yaratıldığını (meydana geldiğini! hiHrnl) bilir.
Cevap: Biz deriz ki:Rasûlullah olsun,başka-sı olsun devenin ancak deve yavruladığmı;ve ne bir şeytanın deve,ne de bir devenin şeytan yavrulmayaca-ğını bilir. (Rasûlullah ) bize sadece, yaratılışın aslında, deve ile şeytanın müşterek bir cinsten yaratıldığını bildirmiştir.
Rasûlullahın başka bir hadisindeki,"Deve şeytanların cihetinden (tarafından ) yaratılmıştır, "sözü de sana bunu gösterir.O (S.A.V) bununla.şeytanın canibini,şeytanın cihetini (tarafını) kasdetmekte-dir.Tıpkı bunun gibi,"fulan göğe vardı" denilir.Ya-ni,gök tarafma,gök canibine demektir.
Eğer şeytanın neslinden olsaydı,elbette Rasûlullah (S.A.V) devenin şeytanın neslinden veya neslinin kollarından veya soyundan yaratıldığını veya buna benzer birşey söylerdi.
Araplar dâima develerden bir cinsi,cinlere (elhûş)[531] nisbet edegelmiş ve "Cinnî deve (= îbilun hûşiyyetun)" tabirini kullanmışlardır.Bu cins deve, develerin en huysuzu ve en azgınıdır..
Araplar,cinlerin el-Hûş beldesinde bir devesi olduğuna.bu devenin insanların develeri ile çiftleştiğine ve bu vahşi deveyi yavruladığına inanırlar.
Nitekim Ru'be de şöyle demiştir:
"Develerimiz Hûş diyarından geldi."
Bu görüşe göre devenin aslının bizzat cinlerden değil de .cinlerin devesinin yavrusundan olması müm-kündür.Rasûlullah da bu sebeple,"Şeytanların canibinden.." buyurmuş tur. Yani (bizzat cinlerden değil) onların tarafından,cihetinden demektir.
Bu ancak,cinlerin ve şeytanların varlığını inkar eden ve sadece gözü ile gördüğüne ve hisleri ile idrak ettiğine inanan kimsenin inkar edebileceği bir şeydir.Bu ise,zındıklardan ve felsefecilerden"Dehriy-ye=Materyalist" denilen bir zümrenin inancı (itikadı) dır.yoksa müslümanlann itikadı değildir. [532]
24- Söylediklerine Göre Bir Kısmı Diğer Bir Kısmını Bozan Hadis
İddia: RasûluUahm (S.A.V) ."Eğer köpekler ümmetlerden bir ümmet olmasaydı,onların öldürülmesini emrederdim.Lâkin,onlardan sadece simsiyah olanların hepsini öldürün.[533] ve "Siyah (olan köpek) şeytandir."buyurduğunu rivayet ettiniz.
Sanki Rasûlullah (birinci) hadiste köpek cematını.bir cemaat (üinmet) oldukları için affetmekle beraber, (siyah köpeği Jsadece siyah olduğu için veya şeytan olduğu için öldürtmektedir. Halbuki köpeklerin bir ümmet (cemaat) olmasında ise,ne onlann Öldürülmesine mani olacak,ne de öldürülmelerini gerektirecek bir illet (sebep) yoktur...
Sonra üstelik,Rasûlullahın (S.AV) Medinede.bir tane bile kalmamak üzere bütün köpeklerin öldürülmelerini emrettiğini rivayet ettiniz.Köpekler bir ümmet olduğuna göre onları nasıl öldürtebilir?Onlann ümmet olmalan.Rasûlullahı bundan menetmeli değil-miidi?
Bu durumda köpekleri affetmesinin illeü.aynı zamanda onlan öldürtmesinin de illeti olmuş oluyor.
Cevap:Biz deriz ki:Allahu taâlânın hayvanlardan yaratmış olduğu her cins,birer ümmettir.Köpek-ler,arslanlar,siğırlar,koyunlar,kanncalar,çekirgeler
ve bunların benzerleri.insanlar gibi birer ümmettirler
Aynı şekilde cinler de bir ümmettir.Allahu taâlâ.'Terde yürüyen hayvanların ve iki kanadıyla uçan kuşların hepsi de sizin gibi ümmetlerdir.
"(6.el-En'âm: 38) buyurmuştur.Yani onlar da saban ve akşam yemek ve nzık aramakta ve öldürücü şeylerden korunmakta biz insanlara benzerler,de-mektir.
Cinler de böyledir .Allah onlara,bize hitâb ettiği gibi hitâb etmiş ve"Ey insan ve cin t oplululuğu! içinizden size (ayetlerimi anlatan ve bugünle karşılaşmakla uyaran) peygamberler gelmedi mi?" (6.el-En-âm:130) buyurmuştur.Eğer Rasûlullah,hangi halde olursa olsun köpeklerin öldürülmesini emretmiş olsaydı.bir ümmet yok olur.izi eseri kaybolur-du.Köpekler ise, avcılığına ilave ten, insanların evlerinin beklenmesinde.hayvanların ve ekinlerin korunmasında birçok faydalar sağlar. Çünkü bedevilerin ve ıssız ve çorak yerlerde yaşayanların çoğu sabah ve akşamlan karınlarını ancak köpekler sayesinde doyururlar..Nitekim Allâhu taâlâ da "...avcı hayvanların size tutuverdiklerinden de yeyin.."(5.el-Mâide:4) buyurmuştur.Bu ayette Allahın,köpeği çeşitli faydaları için yarattığına delâlet vardır.
Ebû Ubeyde (Ma'mer b.el-Musennâ) ( -209) [534] anlatırdı:Iki adam yolculuğa çıkmişlar.Birisinin yanında köpeği varmış .Hırsızlar bunlara hücum etmiş ve bu İki kişiden birisi onlarla mücadele etmiş ve yenilerek yakalanmış.Sonra başı dışarıda kalmak üzere toprağa gömülmüş.Kargalar ve yırtıcı kuşlar gelmişler, onu parçalamak ve gözlerini oymak için etrafında dönmeğe başlamışlar .Adamın yanındaki köpek bunu görünce,onun etrafındaki toprağı eşelemeğe başlamış ve onu oradan çıkarmış.Arkadaşı ise daha önce kaçmış ve onun yardımına koşmamış. (Ebû Ubeyd sözüne devam ederek şöyle demiştir:)Şâir bu hadise hakkında:
"Komşusu ve arkadaşı ondan kaçıyor,
Dövdüğü köpeği ise onun toprağım eşiyor." demiştir.
Fenalık edilerek dövülüp kovulmasına rağmen-sahibini korumak (köpeklerden başka] hiçbir hayvanda yoktur. Köpeklerin bu meziyeti hakkında anlatılanlar pekçoktur ve doğrudur.Biz bunlan anlatıp sözü uzatmak istemiyoruz. :
İbnu Abbâs 'm (R.A) da "Köpekler el-hınn'dan,[535] bir ümmettir. Onlar cinlerin zayıf olanlarıdır.Yemekte iken yanınıza gelirlerse,onlara yiyecek verin.El-bette onların da nefisleri vardır.- yani:onların gözleri; vardıranların da canı çeker" buyurduğu gibi köpekler, Cinlerden veya yırtıcılardan bir ümmet olmaktan hâlî değildir.
Nefs.göz manasına (da) gelir.Nitekim falana nefs yani nazar değdi, denilir.
Yine İbnu Abbâs :'Yılanlar, cinlerden mesholu-nanlardır. Tıpkı maymunun İsrail oğullarının mesho-lunmasından meydana gelmesi gibi.Aynı şekilde köpeklerin de böyle (mesholunmuş cin) olması uzak (bir j ihtimal) değildir.
İşte bu gibi hususlar düşünce,kıyas ve akılla kavranamaz.Ancak Rasûlullahm veya Rasûlullahı görüp işitenlerin (Ashabın) söyledikleriyle anlaşılabilir. Çünkü onlar bu gibi meselelerde ancak Rasûlullahtan veya Rasûlullahı işiten birinden işittikleri ile veya geçmiş mukaddes kitapların doğru haberleri ile . hüküm verirler.
Bu husus farzlarla veya sünnetlerle ilgili bir me- ; sele değildir.Köpeklerin yırtıcı hayvanlardan.cinlerden veya memsûh (mesholunmuş) olmasından dolayı bize herhangi bir kusur veya noksanlık gelmez.
Eğer yırtıcı hayvanlardan is'e.o zaman sadece onlardan siyah olanların öldürülmesini emretmiş ve onların şeytan olduğunu söylemiştir. Çünkü köpeklerin simsiyah olanları,insanlara en zararlı olanı ve en ısırganıdır. Kuduz hastalığı da ençok onlarda olur.Üstelik o faydası en az olan ve bekçiliği en kötü olandır.Avlan-maktan en uzak (kabiliyetsiz) olan ve en çok uyuklayan da odur.
(Siyah köpek) şeytandır" sözü ile Rasûlul-lah,onun köpeklerin en kötüsü ve en şerlisi olduğunu ifade etmek istemiştir.Tıpkı,"Falan azgın bir şeytandan başka birşey değildir.","O ancak parçalayıcı bir arslandır.","O parçalayıcı bir kurttur."denildiği gi-bi.Bu sözlerle sadece,o kimsenin bunlara benzediği kasdedilir.
Eğer köpek cinlerden ise,veya cinlerden memsuh (meshedümiş) ise,bu takdirde "Köpeklerin siyahı,şey~ tanlarıdır.Onları zararlarından ötürü öldürün."de-mek istemiştir. Şey tan ise cinlerin azgın ve isyankar olanlarıdır.el-Hırın ise, cinlerin zayıf olanlarıdır ve cinlerden daha zayıftır.
Rasûlullahm Medine'nin köpeklerini öldürtme-sine gelince:Bunda onun"Eğer köpekler ümmetlerden bir ümmet olmasaydı,onlann öldürülmesini emreder-dirn."sözünü nakzedecek birşey yoktur.Çünkü Medine O'nun zamanında meleklerin vahiy indirdiği yer idi.Meleklerin ise,içinde köpek veya resim bulunan eve girmediği Rasûlullahtan rivayet edilmiştir.
Bana Muhammed b.Hâlid b.Hıdâş tahdis etti (ve) dedi:Bana Müslim b.Kuteybe,Yûnus b.ebî İshak'dan,o da Mucâhid'den ,o da Ebû Hurayra'dan (R.A),o da Rasûluüahtan (S.A.V) tahdis etü ki (Rasûlullah) şöyle buyurmuştur:IıCebrâîI bana "Dün gece senin huzuruna girmekten beni ancak,evinin kapısındaki resimli örtü ve evindeki köpek menetmiştir.Emretde köpeği çıkarsınlar."dedi.[536]
Bahsi geçen köpek ise.Hasan ve Hüseyin'in (RA) sedirlerinin (en-nadad) altında duran yavru (enik) idi.
Bu (hadis) aynı zamanda köpeğin.evlerde olduğu gibi, şehirlerde de bulundurulmasının mekruh görüldüğüne delildir. Rasûlullah da .köpeklerin tamamen öldürülmesini veya hiç olmazsa Medine'ye yakın olanlarının azaltılmasını emretmiş,mel eklerin iniş yerine ve vahyin nüzul ettiği yere uzak olan diğer köpeklere ise dokunmamıştır.
EBÛ MUHAMMED: en-nadad,sedir demektir. Çünkü elbiseler onun üzerine dürülüp.yerleştirilir.fyani yerleştirmek manasına gelen (nadade) filinden müştakdır). [537]
[525] BUH: 4 / 26, HAN: 2/241, 253.
[526] HAN: 2/ 233,333.
[527] Bkz.EBÛ DÂVUD: 1/ 47,48;TIR:1/ 58
[528] Burada müellifin, mutlak olarak meninin necis olduğunu kabul etliğine işaret vardır, ki tmâm-ı Mâlik ve Ebû Hanife'nin mezhebi de budur.-Musahhih-
[529] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 226-228.
[530] HAN: 4 / 85,86,5/54.
[531] el-Hûş .cinlerin erkek hayvanıdır ki Araplar bu erkek hayvanın .insanlard an bazıların devesi ile çiftleştiğine jnanırlar.Bu çiftleşmeden doğan deveyi de Hûş'a nisbet ederler ve Hûşî derler ki, vahşî,azgın deve demektir..(el-Hayevân, Demîrî- l / oom nm Demîrî: 1/ 237) (M)
[532] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 228-229.
[533] HAPÎ: 4/85:5/54
[534] Nahiv âlİmİ.Haricl görüşlere sahib idi.(el-Beyân ebyîn: 1 / 347 ) (M)
[535] el'Hınn: Cinlerden bir taifedîr.Alacasız siyah renkteki köpekler bunlardandır .Veya cinlerin zayıflarıdır ve düşkimler kısmıdır.Veya cinlerin köpekleridir.Veyahut da insanla < cin arası bir yaratıktır.-Kamus-
[536] Krş.BUH: 59 / 7, HAN: 6 / 143,330.
[537] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 230-234.