- Cuma Namazındaki Namazların Kılınması

Adsense kodları


Cuma Namazındaki Namazların Kılınması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Tue 22 June 2010, 10:37 am GMT +0200
CUMA NAMAZINDAKİ

NAMAZLARIN KILINMASI

 
 

Ulemanın görüşüne göre Cuma namazının rükünleri; hutbe ve iki rekât namazdır. Ancak, cumada kılınan namazlarda, farklı mezheplerin farklı rakamlarına rastlanmaktadır. Bu durum, mezhepler arasında tefrika ve çekişmeye sebep olmamalıdır. Müslümanlar, her konuda olacağı gibi, bu konuda da birbirlerine hüsnü zanda bulunmalı, birbirlerine sabır,  anlayış ve kolaylık göstermelidirler.

Farklı yorumlara konu olan bu namazlar;

 

1- Tahiyyetu’l Mescid: Mescidin sahibi olan Allah (c.c.)’a yaklaşmak ve O’nun Mescidine saygı gösterildiğini ifade için, Mescide girildiğinde henüz oturulmadan kılınan iki rekâtlık bir namazdır.

Her ne kadar oturduktan sonra bile kılınabilen bu namazı; mescide girer girmez kılmak daha faziletlidir. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.) “Sizden biri Mescide gelince, (henüz) oturmadan önce iki rekât namaz kılsın.” (Ebu Davud: Salat; 19) buyurmuşlardır.

Kerahet vaktinde kılınması uygun görülmeyen bu namazın, Cuma günü kerahet vaktinde bile olsa kılınması tavsiye edilmiştir. Mescitlere girilince oturmadan kılınan herhangi bir namaz, Tahiyyetü’l Mescid namazı yerine geçer. Hükmü; sünnete icabettir.

2- Cumanın ilk sünneti:  Değişik görüşler olmasına rağmen, genel olarak Cuma hutbesinden önce dört rekât olarak kılınan bir namazdır. Ulemanın çoğuna göre rekât sayısı kesin değildir. Sadece namaz kılmaya teşvik edilmiştir. Bazı müctehidlere göre Peygamberimiz (s.a.v.) Mescide gelince doğruca minbere çıkar, iç ezanını dinler ve hutbeye başlardı.

3- Cumanın farzı: İttifakla iki rekât olup cemaatle ve sesli olarak kılınan farz bir namazdır.

4- Cumanın son sünneti:

Ebu Hanifeye göre; Cumanın son sünneti dört rekâttır.

İmam Şafii’ye göre de; cumanın son sünneti dört rekâttır ve her iki rekâtında da selâm verilir.

Diğer görüşlere göre evde kılınırsa iki, camide kılınırsa dört: bunun yanında iki, dört ve altı rekâttır diyenler vardır. Hz. Ali ve Musa el- Eş’ari’ye göre;  altı rekâttır, dört ve iki rekâtında selâm verilerek kılınır.

5- Zuhr-i Âhir: Cumanın son sünnetinin ardından kılınan dört rekâtlık bir namazdır. Bu namazın kılınıp kılınmaması hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir. “Tedbir olarak kılınsın” diyenler olduğu gibi; “Bid’attır ve kılınması uygun değildir.” diyenler de vardır.

Cuma namazının sıhhat şartlarından birinin yerine getirilememe sebebiyle “kabul olunmadı” ihtimaline karşılık; Cuma kabul olmamışsa o günün öğle namazı yerine, Cuma kabul olmuşsa, kaza veya nafile  yerine ihtiyaten kılınmaktadır.

Peygamberimiz ve sahabe döneminde böyle bir namaz yoktu. Ancak zaman geçtikçe, Cumanın sıhhat şartlarını değerlendiren alimler, böyle bir namazı hoş görmüşlerdir. Zuhr-i Âhir namazı, müekked sünnet gibi kılınır. Birinci oturuşta tahiyyat ve her rekâtın da fatihadan sonra  zamm-ı sure okunur.

“Henüz üzerimden geçmeyen vaktin Zuhr-i Âhirini eda etmeye…” veya “üzerimden geçen en son öğle namazının farzını kaza etmeye…” diye niyet edilerek, yerine getirilir. Kimileride “Günün öğle namazını eda etmeye” diye niyet ederek hem Cumayı ve  hem de öğlenin farzını kılmaktadırlar.

5- Vaktin son sünneti: Birçok kaynaklarda Cuma namazından sonra vaktin son sünnetine yer verilmemiştir. Ancak bazı bölgelerde bu namaz kılınmaktadır.

Sonuç olarak: Cemaat arasında farklı mezheplerin, yolcuların ve farzdan sonraki namazları evlerinde kılmak isteyenlerin olması muhtemeldir. Bu sebeple; farzdan sonra namaz kılmadan çıkanların ardından su-i zanda bulunmak hiç te doğru olmayacaktır.

Farzdan sonra dileyen dilediği kadar namaz kılmakta serbest olduğundan; yine fazla namaz kılanlar hakkında yanlış yorumlar yapmak, ileri geri konuşmak bir Müslümana yakışmayacaktır.

Ancak; camiden  erken  çıkmak isteyenlerin, namaz kılanların önünden geçmeleri ve cemaatin omuzlarından aşarak insanları rahatsız etmeleri son derece abes bir harekettir. Huzurlu bir ibadet için; camiden geç çıkacakların ileri saflarda, erken çıkacakların ise, arka saflarda yer almaları daha uygun olacaktır.

  Önemli olan, Cami ve cemaat adâbına uygun olarak şartlarına riayet edilen bir Cuma namazı kılmaktır. Cumanın şartlarını oluşturup Cuma namazı kılmak her Müslümanın görevidir. Çeşitli bahanelerle Cuma kılmayan, Cami, cemaat ve imam beğenmeyen  kimselerin, tefrika çıkarıp çıkarmadıklarını düşünmeleri gerekir. Cumanın sıhhati için mücadele vermeyenler, boş bahanelerin arkasına sığınıp ta; cumayı terk etmekle mazeret yüklendiklerini sanmasınlar.

Sahih bir Cuma; o beldede İslâmın varlığını işaret eder. Sıhhatine kanaat etmeyenlerin Cumayı terk etmelerindense, kendi ceplerinden ziyade, İslâmın kaynaklarını beslemeleri ve sahih bir Cumanın şartlarını oluşturmaları için çaba sarf etmeleri  gerekir.

                               


 

ceren
Tue 8 September 2015, 06:49 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Cuma namazını hakkıyla kılan ve bu bilgileri uygulayanlardan olalım inşallah...