Eslemnur
Thu 4 November 2010, 10:33 pm GMT +0200
1. Çocukluk Döneminde Ailede Din Eğitimi ve Öğretimi
Çocukluk döneminde gerçekleştirilen din eğitimi ve öğretimi, ferdin üzerinde hayatı boyunca etkili olmaktadır. Bu realite eskiden beri bilindiği gibi,[400] bugün de"Çocuk Psikolojisi"ve"Din Psikolojisi" üzerinde yapılan araştırmalar tarafından desteklenmiştir. Bu araştırmalarda, ailenin gerek psiko-sosyal, gerekse pedagojik açıdan çocuk üzerinde önemli ölçüde söz sahibi olduğu, çocukta dinî duygu ve düşüncenin gelişmesinin aileden aldığı dinî eğitime bağlı olduğu vurgulanmıştır.[401]
Yapılan bu araştırmalarda, çocuk üzerinde en önemli etkiyi anne babanın davranışlarının yaptığı, müsbet davranışların doğrudan çocuğa yansıdığı ve onun dinî yaşantısına olumlu yönde katkıda bulunduğu ortaya konulmuştur. Denilebilir ki çocuk, dinî karakterini ailesi içinde kazanmaktadır. Bu itibarla, çocuğun manevî yönden gelişebilmesinde ihtiyaç duyduğu en önemli faktör, elverişli bir aile çevresi ve kendisine örnek olacak anne babadır.
a- Ailede Din Eğitimi ve Öğretiminin Verilme Oranı
Öğrencilere, çocukluk yıllarında ailelerince gerçekleştirilen din eğitimi ve öğretimi verilme oranını belirlemek amacıyla yöneltilen soruya verilen cevaplardan, öğrencilerin %93.2'sine dinî bilgiler verildiği, % 6.3'ünün ise bundan mahrum bırakıldığı anlaşılmıştır.
Grafik B/ Ailede Din Eğitimi ve Öğretiminin Verilme Oranı
%6.3
Öğrencilerin % 93.2'sine çocukluk yıllarında din eğitimi ve öğretimine dair bilgilerin verilmiş olması sevindirici bir durum olmakla beraber bizi yanıltmamalıdır. Zira sonuçlar, genellikle dindar ailelere mensup İmam-Hatip Lisesi öğrencilerine ait verilerden oluşmaktadır. Daha önce bu noktayı tesbit eden geniş çaplı bir araştırmanın yapılmış olmaması, mukayese imkanını ortadan kaldırmaktadır. Ancak yine de özellikle Anadolu'daki geleneksel "geniş aile"lerde büyükanne ve büyükbabalar tarafından bu faaliyetin yürütüldüğü ifade edilebilir.
b. Ailede Din Eğitimi ve Öğretimini Verenler
Çocukluk çağlarında gerçekleştirilen dinî eğitimin kimler tarafından üstlenilmesi konusu oldukça önemlidir. Çünkü bu çağlarda çocuğa verilen eğitim tarzı ve bu eğitimi verenlerin tutum ve davranışları, çocuğun dinî sosyalleşmesini olduğu kadar, duygu ve düşüncelerini de etkilemektedir.[402] Araştırmamız verilerine göre, ailede din eğitimi-öğretimiyle ilgilenenlerin başında baba (9635.2) ardından anne-baba birlikteliği (%24.8) gelmekte, üçüncü sırada ise anne (%19.2) yer almaktadır. Dede-nine gibi yakın akrabaların oluşturduğu Başka seçeneğini (%12.3), abla-ağabey (% 2.3) izlemektedir. [403]
Grafik C/ Ailede Din Eğitimi ve Öğretimini Verenler
350-
300-
%19.2
%35.2
%24.8
250-
200-150"
12.3
100-50-0 -
%2.3
Anne
Baba
Anne Baba
Abla Ağabey
Başk
İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinin, din eğitimi ve öğretimini genellikle babalarından almış olmalarının birtakım sebepleri olabilir. Öncelikle tahsil seviyesi bakımından babaların daha iyi durumda oldukları, bunun uzantısı olarak daha çok okudukları ve bu konuda daha bilgili oldukları düşünülebilir. Bunun yanında evde otorite baba olduğu için bu eğitim babadan beklenmektedir.[404] Bu nedenle araştırma verilerinde din eğitimini verenlerin başında babaların gelmesi tabiî karşılanmalıdır. Bir başka araştırmada, toplumumuzda genellikle bu eğitimi annenin verdiği ifade edilmektedir.[405] İlgili araştırma ile araştırmamız arasındaki farklılaşma şöyle yorumlanabilir.
Günay'ın araştırması, toplumumuzun geneline ait sonuçları içermekte, bizim araştırmamız ise, dindar kesimin yoğunlaştığı İmam-Hatip Lisesi öğrencilerine ait sonuçları ihtiva etmektedir. Bu öğrencilerin ise babalarının tahsil seviyesi bakımından annelerinden belirgin bir farkla daha iyi durumda olduklarını tesbit etmiştik.[406] Bu konuda çevre faktörünün önemli birtakım farklılıklara sebep olduğunu da belirtmeliyiz. [