- Çocukluğumun “bitleri”

Adsense kodları


Çocukluğumun “bitleri”

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Sat 28 April 2012, 06:41 pm GMT +0200
Çocukluğumun “bitleri”

Şubat 2007 17.SAYI

Onlarla en çok çocukken karşılaştığımız için adlarını çocukluk anılarımızın tatlı kaşıntılarıyla birlikte yad ederiz. Bitler aslında sadık bir hayvan olmasına rağmen toplum içinde hiç sevilmezler. Saçların arasında mutludurlar, kalabalığı severler. Bu yüzden hızlıca ürerler, aile planlaması onlar için değildir. Fark edildikleri zaman bir an önce yok edilmek istenirler…

Bitler başına konuşlandığı kişinin büyük bir panikle kurtulmak istediği fakat sonrasında kahkahalarla anlattığı sevimsiz bir böcek türüdür. İnsanların topluca bulunduğu yerlere bayılırlar. Bu yüzden onları dost canlısı ve sosyal yaratıklar olarak da düşünülebiliriz. Oldukça yayılımcı bir politika güderler. Fakat “Her şeyin küçüğü güzel” deyip civcivleri, enikleri, uğur böceklerini alıp bağrına basan insanoğlu bitin yavrusuna bile tahammül edemez. Bu nedenle de bit dünyaya talihsizliği ile gelir.

İlkokul sıralarında yeri gelir bize öğretmenimizden daha yakın olur. Eminim bir çoğumuz sınıf öğretmeninin eline iki tane kalem alıp bütün sınıf çapında yaptığı bit kontrollerinden geçmiştir. Öğretmen kimin başında çok uzun kaldıysa o kişi sınıfça şüpheli şahıs görülür hatta teneffüslerde “Biitliii biitliii” namelerine de maruz kalır. Bitlenme vakası annelerin herkesten sır gibi sakladığı, büyük utanç duyduğu bir durumdur. Bitle göz göze geldiklerinde elleri ayakları birbirine karışır.

Sabun kokusuna da gelir ama adı “bit”e çıkmıştır bir kere


Vakti zamanında bu sınıf kontrollerinden birinde başında bit tespit edilmiş biri olarak söylemek isterim ki; bit sadece kirlilikten olmaz. Bir şekilde bulaşabilir hatta sabun kokusunu sevdiği de söylenir. Yani aslında bit de sabun kokusuna geldiğinden özünde temiz olma isteği vardır. Ancak ne yazık ki bir türlü bu yanıyla ön plana çıkamamıştır.
“Evinizde hayvan besliyor musunuz?” sorusuna çocuk saflığı ile “Hayır beslemiyoruz ama benim bitlerim var, başımda besliyorum” diye verdiğiniz cevaplar daha kendinizin ne kadar vahim bir durumda olduğunuzu fark edemediğinizi gösterir. Kontrolden sonra öğretmen anneye okutulmak üzere çocuğunda bit görüldüğüne dair bir pusula yazarak öğrencisi ile aileyi haberdar eder. Bunu gören anne bir an şok yaşar. Kendine geldiğinde biricik yavrusuna bunu konduramadığı için bizzat kendi araştırma yapar. Acı gerçekle karşılaşıldığında hemen durum değerlendirilmesi yapılarak evde bir kriz masası oluşturulur ve adım adım bu haşereyle savaş başlatır.

Gazdan yanan gözlerin hiç önemi yoktur

İlk önce bir pamuğa benzin ya da gaz dökülerek saç diplerine pansuman yapılır bu arada çocuğun yanan gözlerinin hiçbir önemi yoktur. Sonrasında adını ölene kadar unutamayacağınız Kwell şampuanı devreye girer ki artık sonunuzun geldiğini düşünseniz de daha bu savaşın ortalarındasınızdır. Şampuanı da alıp annenizle hamamın yolunu tutarsınız. Öyle bir yıkanırsınız ki “Halı bile öyle yıkansa tüylerinin tamamı dökülür” diye düşünürsünüz. Hamam çıkışında bitler, bırakın bir daha size tekrar bulaşmayı, semtinize bile uğramak istemeyecektir ama mücadele hala devam etmektedir. Daha sonraki adımlar çocukluk anılarınızın kabusu şeklindedir. Çünkü çıkışta kuaförün yolunu tutan anneniz güzelim saçlarınızı kökünden kestirir. Artık takatiniz kalmamıştır. Daha ötesi yoktur herhalde düşündüğünüz noktada son darbe ile yıkılırsınız! Anneniz elinde sineklere sıktığı bir spreyle size doğru yaklaşmaktadır ve bu spreyi başınıza sıkmak suretiyle savaşı sona erdirecektir.

Bitlerden arınsanız da tekrarlanma korkusu birkaç ay hayatınızı zindan eder

Sınıf arkadaşlarınızla aranızı düzeltmeniz ve oyunlarda tekrar yer almanız uzun zaman alır. Zira bit dedikodusu bitten de hızlı ürediğinden arkadaşlarınız size karşı teyakkuz halini sürdürürler.
Saçlarınız kısacıktır ve tüm arkadaşlarınız size sırtını dönmüştür. Anneniz bile okul dönüşlerinde sizi uzun uzun didikleyerek şüpheci tavırlar sergiler. Hayat size karşı çok acımasız davranmaktadır… Şehri, hatta ülkeyi bile terk etmek istersiniz, yüzünüzde zavallı bir ifadeyle tüm dünyaya bitlerden kurtulduğunuzu haykırmak istersiniz fakat tek ilaç zamandır…

Bir gün gelip de her şey unutulduğunda size kalan tek şey, eczanede Kwell şampuan gördüğünüz zaman tüm yaşadıklarınızın bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmesidir.
Bitlenince dostlar düşman olur.
Herkes sizden uzak durur.
Aslında kimse bilmez,
Pire itte, bit yiğitte bulunur.

Ayşenur USLU

melikebat
Sat 28 April 2012, 08:34 pm GMT +0200
elinize sağlık yazı ççookk güzeldii  :)

saniyenur
Thu 3 May 2012, 07:21 pm GMT +0200
Bitlenince dostlar düşman olur.
Herkes sizden uzak durur.
Aslında kimse bilmez,
Pire itte, bit yiğitte bulunur.
:).
Çok güzel Ayşenur Uslu'nun yazıları. Bir bit serüveni yaşayan biri olarak eski günler canlandı bir an yazıyı okurken, emeğinize sağlık..