- Çocuklarınızla çatışmaya girmeyin

Adsense kodları


Çocuklarınızla çatışmaya girmeyin

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Thu 26 April 2012, 06:10 pm GMT +0200
Çocuklarınızla çatışmaya girmeyin

Nisan 2007 19.SAYI

Çocuklar ergenlik dönemine gelene kadar birkaç kez bunalım yaşar. Hayatı neden-sonuç ilişkisiyle çözmeye başladıkları 8-12 yaş dönemlerinde anne babaya, hayata ve olaylara dair pek çok soru yöneltirler. Ebeveynlerin çocuğun sorduğu her türlü soruya, işini gücünü bir yana bırakıp cevap vermeye özen göstermesi ileriki yıllardaki uyumları açısından çok önemli. Eğer çocuğun soru ve düşüncelerine aşırı reddedici, çatışmacı ve aşırı kısıtlayıcı tavırlar gösterilirse, çocuğun ailesiyle ilişkileri farklı yönlere kayıyor.

Anne baba çocuğuyla çatışmaya girdiğinde, çocuk kendi isteklerinin olması için anne babayla uzun bir mücadele süreci yaşıyor. Güç savaşında ebeveynlerine karşı gele gele asileşebiliyor. En sonunda dediğini yaptıramadığında anne babası üzerinde etkili olamadığını düşünerek kendisine tüm güvenini kaybediyor. İçe kapanabiliyor. Kendisi için doğru olan konuları seçmekte kararsız kalarak atacağı her adımda anne babanın desteğine ihtiyaç duyabiliyor. İç dünyasında yenilgiye uğradığı hissine kapıldığından, istenildiğinde olaylar karşısında umduğu cesareti gösteremeyebiliyor.

Bu sebeple ebeveynler çocuklarıyla herhangi bir çatışma ya da fikir ayrılıkları yaşadıklarında çocuğun ileriki psikolojik dünyasını göz önünde bulundurmalı; açıktan bir çatışmaya girip konuyu “benim dediğim olacak” boyutuna taşımamalı. Savaşa girildiğinde eninde sonunda “bir yenen bir de yenilen” tarafın olması kaçınılmaz. Eğer savaşı çocuk kazanırsa ailesine saygısı azalıyor. Çocuk yenildiğindeyse mağlubiyetin faturalarını, aileyle daha çok çatışmaya yol açacak tutum bozuklukları göstererek ödüyor. Dolayısıyla, olayları savaş ortamına döküp çatışmayla halletmeye çalışmak beklenen çözümü getirmiyor.

Üzerine titremek ne kadar doğru?

Çocuğun bir dediğini iki etmeyip üzerine titreyen ebeveynler, aşırı kısıtlayan ebeveynlerin karşı profilini oluşturuyor. Her iki davranış tipi de olayların “ifrat” boyutunu yansıtıyor. Burada orta yol diye tavsiye edilen tutum, çocuklarınıza tıpkı bebeklik dönemi boyunca gösterdiğiniz samimi şefkat ve dostluğunuzu büyüdüklerinde de devam ettirmeniz. Bebeklik çağında birbirinden güzel ninnilerle, oyunlarla, oyuncaklarla büyütülürken daha sonra güç savaşına girip sözlerini, tavırlarını rekabet ya da tehdit olarak algılamak ebeveynlerin düştüğü çelişkiye işaret ediyor. Onların büyümeleri karşısında bocalayan bizleriz oysa ki. En başından itibaren çocuklarla kurulan bağlılık ve sevgi dünyasındaki istikrarlı tutumu özenle koruduğumuzda, çocuğun kendine ve dış dünyaya güveni her gün biraz artarak devam eder.

Utandırmayın

Çocuğa belirli bir kuralı öğretirken “kulağına küpe olsun” diye, ebeveynler bilerek ya da kendine hakim olamayarak bazı hatalar yaparlar. Alay eder, bazen utandırır, bağırır, eleştirir kimi zaman döver ya da bir odaya kapatırlar. Bu tür cezalar çocuğu yola getirmekten çok, büyüklerinden korkmayı öğretir; kendine güvenini zedelediği gibi duygusal gelişimine de engel olur. Yalan söylemesine ve gerçeği gizlemesine yol açar. Güç ya da şiddet kullanarak boyun eğdirilen çocuk itaat etmesi gereken kuralı benimsemeyerek tüm dikkatini çektiği acıya, aşağılanma ve dışlanmasına yoğunlaştırır. Kendisine acı çektiren kurallara verdiği tepkiler de olumsuz olur.

Kendisini kontrol etmeyi ve ahlaki bilinci öğretin

Çocuğunuza bazı şeyleri neden yapmaması gerektiğini söylerken aklına yatacak biçimde açıklama yapmalısınız. Parkta kardeşiyle oynarken kardeşinin üzerine kum atıp eğlenen büyük çocuğa kum atmamasını söylerken önce bunu neden istemediğinizi izah edin. “Kardeşinin üzerine kum atarsan kumlar onun gözlerine dolabilir, canını yakar ve kardeşin ağlar. Bu yüzden kardeşine kum atmanı istemiyorum” diyerek kurallarınızı onun da doğruluğunu kabul edeceği şekilde izah etmelisiniz. Açıklamalarınızla çocuğunuzun bilincini geliştirirseniz kendisini kontrol etmesini daha kolay sağlarsınız. Kurallara uyması için kendi kendisine yönelik “oto kontrol” duygusunu yükseltmeyi denemek daha kalıcı bir çözüm. Aksi halde o hep yaramazlık yapan, siz ise onun peşinde koşturan bir anne-baba tablosu çizersiniz. Böyle olmaması için her açıklamanız, çocuğa başkalarını da düşünerek hareket etme motivasyonu sağlayıp sorumluluk hissettiren özellikte olmalı. Böylece çocuk kendisinden istenen kuralların aksini yapmak ya da körü körüne uymak yerine gerekliliğine inanarak uyum göstermeyi öğrenir. Hem de bu olumlu davranışlarını ailesine gösterip takdir kazanmaktan mutlu olur.

“Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri; hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak. Diğeri; her şey mucizeymiş gibi yaşamak ve şükretmeyi unutmamak.”
(Albert Einstein)

Hanzade YÜCEL

Hadice
Fri 27 April 2012, 09:24 am GMT +0200
Allah razı olsun kardeşim...inşaallah okuduklarımızı uygulamak nasip olur ...yaptıktan sonra pişman olmak önemli değil önemli olan yapmamak kalp kırmamak sabretmek güzel evlat yetirtirebilmek için..Rabbim yardımcımız olsun..

Yehma
Wed 24 October 2018, 06:49 am GMT +0200
Çocuklarla ilgili ne yapmamız gerektiğiyşe ilgili fikrimiz  o kadsr çok az ki. Orda burda, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeye çalışıyoruz. Ama yeterli gelmiyor. Çocuklarımız en değerli hazineyken ne değerli hazineyken bizde ona göre davranıp, muamele etmeliyiz. Zira ne ekersek onu biçeceğiz