- Çocuklarınızı anlayın

Adsense kodları


Çocuklarınızı anlayın

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafız_32
Fri 8 October 2010, 05:10 pm GMT +0200
Çocuklarınızı Anlayın
Bir bina için çimento, taş, demir ve su neyse; bir aile için de, manevi değerler odur.
Çocuğun ruh sağlığı, sevilmek ve onunla oynamakla korunur.
Çocuğunuza manevi değerler verirseniz, onların kişiliği ve direnci güçlü olur.
Çocuğu en mutlu eden güç, Allah'ı bilmek ve tanımaktır.
Ölümlere ve hastalıklara karşı ahiret inancı, çocuğu güçlü kılar.
Dini eğitimin en güzel verildiği yer, birlikte ibadet yapılan evlerdir.
Çocuğu zararlı alışkanlıklardan koruyan en büyük güç, Allah sevgisidir.
Manevi zenginlik hayatı güzel gösterir.
Çocuğunuza dini ve Allah'ı korkutarak değil, sevdirerek öğretin.
Çocuklarınıza, dürüstlük örneği olan güncel hikâyeler, masallar ve olaylar anlatın.
Allah gözünde insanların en kötüsü, dilinden ve davranışından dolayı, insanların kendisini terk ettiği kimsedir. -Hz. Muhammed (s.a.v.)-
Sert konuşulan doğru sözler, yanlış anlaşılır.
Çocuklarınıza emir vermeyin, onları yönlendirin.
İLK SÖZ
Çocuklarını anlamayan anne ve babalar, ne yaptıklarının farkında olmayan kimse¬lerdir.
BU MEKTUBU OKUYUN
Sayın Halit Bey,
Tavsiye ettiğiniz kitaplarınıza ulaştım. Çok, çok te¬şekkür ederim. Sizinle paylaşmak istediğim sorunum şu: Daha önce de söylediğim gibi önümüzdeki yıl kı¬zımı ilkokula ve oğlumu da liseye göndereceğim.
Görünürlerde bir eksiğimiz yok. Galiba en büyük eksiğimiz, birbiri¬mizi anlayamamamız. Babaları zaten malumunuz. Ben de bu işin içinden tam olarak çıkamıyorum. Sözlerimiz yanlış anlaşılıyor. On¬lar benim psikolojimi bilmiyor ve galiba ben de onların duygularını tam olarak anlamıyorum. Yardımcı olmanızı bekliyorum.
Hürmetlerimle...
Şükrüye Şahin
ÖNERİLER
Şüphesiz ki, aile içinde iyi bir diyalog, iyi bir iletişim, ahenkli bir düzen fertlerin birbirlerini çok iyi anlamasıyla başlar. Daha da önemlisi, anne babanın çocuklarını tanıması ve anlamasıyla müm¬kün olur.
Bilinmelidir ki, çocukları tanıma ve anlama, bir çalışma ve bir çaba ister.
Aile içinde iyi bir ahengin kurulması için anne babanın kendisi¬ni iletişime hazırlayarak, bilgi ve pratik birikimine sahip olması ge¬rekir. Yani bir anlamda anne babaların kendilerini eğitmeleri gere¬kir. Çünkü iyi bir iletişim, çocukların yaşı, psikolojisi ve beklentisi¬ne göre yaklaşım sergilemekle mümkündür.
Anne baba çocuğunu kendi isteklerine göre kalıba sokmaya de¬ğil, çocuğun isteklerine göre bir çıkış yolu bulmaya çaba harcamalıdır. Bu da çocuğu çok iyi tanımak ve anlamakla elde edilir.
ÇOCUKLARA YAKLAŞIM TEKNİKLERİ
(Anne ve babalar genellikle çocuklarına şu şekilde yaklaşırlar)
1 Emir verme, yönetme: "Annenle böyle konuşma!", "Öbür
babaların nasıl davrandıkları beni hiç ilgilendirmez!"
2 Uyarma, tehdit etme: "Bunu yaparsan, pişman olursun!"
3 Öğüt verme, ahlâkî değerlendirme: "Böyle davranmamalısın "Büyüklerine saygı göstermelisin!"
4 Çözüm yolları önerme: "Lise için karar vermeden önce birkaç yıl bekleyebilirsin."
5 Mantıksal tartışma: "Lise mezunlarıyla ilgili gerçeklere bir
göz atalım."
6 Yargılama, eleştiri, karşı çıkma: "Doğru düşünmüyorsun!",
"Bu konuda çok yanlışsın!"
7 Övme: "Seninle aynı fikirdeyim."
8 Alaycı tavır: "Şımarık bir veletsin!", "Buraya bak bay açık¬göz!"
9 Yorum: "Bunu beni kızdırmak için söylüyorsun."
10 Telkin etme, avutma: "Yarın kendini daha farklı hissedecek¬sin."
11 Soru sorma: "Ne zamandan beri böyle düşünüyorsun?", "Ni¬çin okuldan nefret ediyorsun?"
12 ilgiyi başka yöne çekme: "Masada bu konuyu tartışmaya¬lım." (Yavuzer, 1999: 123)
Ne yazık ki yetişkinlerin %90'ında, yukarıda söz edilen davranış belliklerinin bulunduğu görülmüştür.
ÇOCUĞUNUZU TANIYIN
Çocukları tanıma teknikleri:
1 Uyku alışkanlığını inceleyin.
2 Yemek alışkanlığını inceleyin.
3 Arkadaş grubunu inceleyin.
4 Olaylara tepki verme biçimini inceleyin.
5 Diyaloğa açık olup olmadığını inceleyin.
6 Parayı kullanma biçimini inceleyin.
7 Sözünde durma huyunu inceleyin.
8 Duygularını hissetmeye çalışın.
9 Beklentilerini anlamaya çalışın.
Çocuğunuzu tanıyıp, onun nerede, nasıl davranacağını bildik¬ten sonra, onu anlamanız, onun gönlüne girmeniz ve onu yönlen¬dirmeniz çok kolay olacaktır.
UYGULAYIN
Çocuklarınızı anlayarak, onlarla ahenkli bir diyalog kurmak için ne yapmalısınız?
1 Önce çocuklarınızı çok iyi tanıyın.
2 Yaptığı hataları büyütmeyin.
3 Başarılarından dolayı ödüllendirin.
4 Evde sakin olun, güler yüzle dolaşın.
5 Çocuklara küçük küçük görevler ve sorumluluklar verin.
6 Çocuklara kendisini ifade etme, fikirlerini söyleme, eleştirile¬rini yapma imkânı tanıyın.
7 Çocuklarınızın dileklerini, isteklerini dikkate alın.
8 Çocuklara bol bol öğüt vermeye kalkışmayın. Yüz öğüt verece¬ğinize, davranışlarınızla iyi bir örnek sergilemeniz daha iyi olur.
9 Çocuğunuzla diyaloğunuzda çok sabırlı olun. Acele etmeyin.
10 Onlarla oyunlar oynayın, şakalar yapın. Onlara ilahiler söyle¬yin, oyuncaklarını birlikte kullanın.
11 Verdiğiniz sözü mutlaka yerine getirin.
12 Çocuklarınızı Allah, cehennem ile ve cin, peri masallarıyla korkutmayın.
13 Çocukları, babalarıyla da korkutmayın.
14 Çocuklarınıza şakayla da olsa yalan söylemeyin, onları kan¬dırmayın.
15 Çocuğa sonsuz bir serbestlik vermeyin, isteklere "Hayır" da deneceğini bilsin.
16 Çocukların arkadaşlarını eve davet edin, onları tanıyın.
17 Çocuklarınızın yanında başka çocukları övmeyin.
18 Birlikte kitap okuma seansları yapın.
19 Birlikte filmler izleyin.
20 Çocuklara günlük tutturun.
21 Okullarını sık sık ziyaret edin.
22 Fazla himayeci olup, onların işini siz yapmayın.
23 Parayı kullanmayı öğretin.
Unutmayın, aile eğitimi, çocuğa karşı "sevgi" ve hatta "saygı" duyguları ile başlar. Çocuğa karşı gösterilen sevgi ve onun ken¬disini eğiten kimseye karşı göstereceği "güven" duyguları, eğitim için en uygun ortamı oluşturur. Eğitimde herhangi bir davranışın öğrenilmesi, her şeyin öğrenilmesinde olduğu gibi, o davranışın, öğrenen kimse tarafından bizzat yapılmasıyla gerçekleşebilir. Yoksa çocuklar sizi model olarak alamazlar.
SON SÖZ
Çocuklarınız sizi, kendisine gösterdiğiniz ilgi ve güzel davranış¬larla hatırlayacaktır. Onların kazanacağı ahlâk güzelliği de budur.
( BİR ÖYKÜ )
Bakış açısı
Bir gün, zengin bir baba küçük oğlunu ücra bir köye götürerek insanların ne kadar fakir olduklarını göstermek istedi. Köyde, fakir bir ailenin yanında bir gün bir gece geçirdiler. Şehre, kendi konforlu evlerine geri döndüklerinde baba: "Gezi nasıldı?" diye sordu. "Çok iyiydi baba!" "Gördün mü insanların halini?" "Evet"
"Neler öğrendin peki?"
"Onların sahip olduklarıyla bizimkileri karşılaştırdım baba" dedi çocuk. "Bizim evimizde bir köpek var, onların dört tane. Bizim bahçenin ortasına doğru uzanan bir havuzumuz var, onların ise uzun dereleri. Bizim bahçede ithâl lambalarımız var, onların ise sayısız yıldızları. Bizim çimenlerimiz bah¬çe duvarına kadar uzanıyor, onlarınki ise ufka kadar." Çocuk konuşmasını bitirdiğinde, babası bir şey söyleyemedi. Çocuk devam etti:
"Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için teşekkür ederim babacığım!"
Selim Gündüzalp-lsmail Örgen /Ümit Öyküleri s.52

Ailenizde Kabul Edilir Kurallar Oluşturun

Ailede kuralsızlık, katı kurallar kadar tehlikelidir. Birlikte konulan kural, en iyi kuraldır.
Çocuklarını anlamayan anne ve babaları çok zor günler beklemektedir.
Siz hiç çocuk olmadınız mı?
Çocuk "hata yaparım" korkusuna kapılana, hiçbir şey yapamaz.
Asla "nefret ediyorum" demeyin. "Seni çok seviyorum" deyin.
Suç, cezayla değil, sevgiyle ortadan kalkar.
İLK SÖZ
Kuralsız bir aile hayatı düşünülemez. An¬cak, aile kurallarının dayanılmaz olması da hiç düşünülemez.
BU MEKTUBU OKUYUN
Merhaba Halit Bey,
Biz yeni evli bir çiftiz. Eşim de ben de iki yıllık öğ¬retmeniz- Sizin öğrenciniz olamadım ama, kitapla¬rınızdan yararlandığım için, yine de öğrenciniz sa¬yılırım.
Alanımın gereği eğitim kitaplarınızdan çok istifade ediyorum.
Eşimle birlikte hem size mektup yazma hazzını yaşamak, hem de bir istekte bulunmak istedik.
Biz ideal bir aile kurmak ve ideal bir eş olmak istiyoruz. Bunun için deneyimlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Mutlaka görüşebilmek dileği ile...
Sevgi ve saygı ile kalın...
Erdi - Nebahat Yardım
ÖNERİLER
Evlilik hayatı, yeni bir dünyanın iki kişi tarafından oluşturul¬muş biçimidir. Mühendisi de, ustası da, işçisi de bu iki kişi olan eş¬lerdir. Aile hayatı ne kadar iyi planlanıp, yürütülürse, o kadar mut¬luluk ve huzur verir.
BİR UYARI
Hocamız, yeni evli olan öğrencisine kızıyordu:
"Siz evliliği ne sanıyorsunuz?" diye çıkıştı. Size göre evlilik, bü¬tün ihtiyaçların başkaları tarafından karşılandığı bir tatil faslı mı? Veya bir sinemaya gidip, hayali bir film izleme mi? Yoksa tozpembe rüyalarla geçen bir uyku mu?
Gözünü aç. Evlilik bir rüya, bir hayal değil. Evlilik, hayatın özü, hayatın kendisi, üzüntü ve sevincin birlikte yaşandığı bir ömür zinciri.
Evliliği ne kadar basite alırsanız, o kadar zayıf ve kısa ömürlü olur. Ne kadar ciddîye alır ve ciddî temeller üzerine kurarsanız;1 o kadar da uzun ömürlü olur.
Evliliğe, gençliğin zevkleri ve beklentileri gözüyle bakanlar, asla evlilik yuvasının zevkine ve hazzına varamazlar. Ancak evliliği dün¬ya ve ahiret birlikteliği olarak görenler, aile yuvalarını "Cennet kö¬şelerinden bir köşe "ye çevirebilirler.
ÇOK ÖNEMLİ
Çalışmaları ile dikkatimi çeken değerli bir arkadaşım vardı. Her zaman etrafına neşe saçar, problemleri dert etmez, onları büyüt-mezdi. Dünyaya bakış açısı yapıcı ve çok olumluydu. Etrafına bak¬tığında üzülecek konuları değil, ibret alınacak ve dersler çıkarılacak noktaları yakalardı.
Bu kıymetli dostumun bu güzel davranışlarının nasıl oluştuğu¬nu, içindeki bu huzurun ve bu mutluluğun nasıl yeşerdiğini merak ederdim. Çünkü okuduğu kitaplar, çalıştığı yer belliydi. Öylesine lüks bir imkânı yoktu. Hatta evi kirada idi, arabası da yoktu. Çocukları okuyor, zaman zaman da para yetiştiremiyor, sıkıntı çeki¬yordu. Daha da önemlisi yaşlı ve hasta bir annesi vardı. O da gün¬lük bakım istiyordu.
Bunca problemlere rağmen etrafına huzur saçan bir insandı. Ama her şeyin sırrını evini ziyaret edince anlamıştım.
iki çocuk, bir hanım, yaşlı bir anne âdeta o evde bir sevgi yuma¬ğı oluşturmuşlardı.
Akşam eve dönen evin beyi, annesine, eşine ve çocuklarına iltifat¬lar yağdırıyor, onların gönüllerini alıyor, problemlerini dinliyordu.
Eşine: "İçimizde en fedakâr sensin, seninle gurur duyuyorum. Akşama kadar sağa sola koşturuyorsun, hasta anneme bakıyorsun. İki çocuk yetiştiriyorsun. Bütün bunlara rağmen yine en güzel yemekleri yapıyorsun, bize sunuyorsun. Sen olmasan ben ne yapar¬dım?" diyordu.
Annesine ise; "Hastalığın Allah'ın bir lütfu olduğunu, günahları affettirmek için verildiğini, karşılığında ebedi bir gençlik ve ebedi bir cennet alacağını" anlatıyor, ondan dualar istiyordu.
Çocuklarına da iltifatlar edip, onların başarılarını büyütüyor, "Sizi bugün daha iyi buldum. Bu gidişle, okuldaki arkadaşlarınızı geride bırakırsınız." diyordu.
Evin bu huzurunu ise, kıymetli dostum şöyle özetliyordu:
"Allah'ın verdiği o kadar güzel nimetler varken nasıl şikâyet ede¬yim? Bu kadar nimetlerden sonra Allah'tan bir şey istemeye utanı¬rım. Haya ederim.
Bizlere paha biçilmez vücut nimetini verdi. Bizleri insan yaptı. En pahalı organlarla donattı. Kâinatı bize hizmetkâr kıldı. Bütün nimetleri önümüze serdi. Ev, eş, çocuk, anne ve baba nasip etti. Al¬lah'a şükür maaşım var, ay sonunu çıkarıyorum. Daha Allah'tan ne isteyeyim? Bunlar yetmez mi?"
Evde sevgi atmosferinin nasıl oluştuğunu çok iyi anlamıştım.
Unutmayalım ki; Saygısızca konuşmak, aşağılamak ya da kaba davranışlar için¬de olmak...
* Asla "özür dilerim" dememek ya da bunu içten söylememek...
* Onlar orada bulunmadıklarında haklarında olumsuz konuş¬mak, onları eleştirmek ya da şikâyet etmek...
* Söz vermek ama tutmamak...
* Geçmişle yaşamak...
* Hep karamsar bir tablo çizmek...
* Eşlere güvenmemek...
* Başkası tarafından yönlendirilmek...
Aile huzuruna çok zarar verir.
Unutmayalım ki;
* Kabullenmek,
* Anlamak,
* Yakın olmak,
* Sadık olmak,
* Özür dilemek,
* Verdiği sözü tutmak,
* Bağışlamak,
Ailenin huzur kaynağıdır.
BİLİYOR MUSUNUZ?
İdeal Bir Anne ve Babanın, Ödül - Ceza Yaklaşımı:
Ceza ve ödül değil, doğal ve mantıklı sonuçlar çocukları kendi davranışlarından sorumluluk duymaya teşvik eder. iyi durumunu yakalayınca onları ödüllendirmek, "kötü" hallerini yakalayınca da onları cezalandırmak, çocuklarda "Kendi davranışları üzerinde dü¬şünme ve değerlendirme" mekanizmalarını desteklemez. Ödül ve ceza yöntemini ebeveynlik aracı olarak kullanan anne babalar, ken¬dileri ortalarda yokken çocuklarının davranışlarını kendi başlarına kontrol edemediklerine tanık olmuşlardır. Ödül ve ceza "başkaları¬na bağlı davranma" özelliğini kazandırırken, doğal sonuçlar yakla¬şımı "kendine güven ve inancı" geliştirir. Ödül ve ceza yaklaşımı Çocuklarda "başkaları tarafından onaylandığı zaman kendini kıy¬metli hissetme" özelliği kazandırırken, doğal sonuçlar yaklaşımı "iç desteği" güçlendirir. Ödül ve ceza yaklaşımı çocuğa "ne düşünece¬ğini"; doğal sonuçlar yaklaşımı ise "nasıl düşüneceğini" öğretir. (Yılmaz, 2002:192)
AKLINIZDA BULUNSUN
ideal Bir Anne - Babanın Kuralları:
1 Dünyaya ümitle bakar.
2 Kendini geliştirmek için çalışır.
3 Eleştirileri acımasız değil, yapıcı, yol göstericidir.
4 Tavır ve tutumları tutarlıdır.
5 Çocuklarının ihtiyaç ve isteklerini anlar.
6 Ev ortamını eğlenceli hale getirmeye çalışır.
7 Dinlemek ve duymak için zaman ayırır.
8 Çocuklarının kişilik gelişimini besler.
9 Yeni ve heyecan verici aktiviteler geliştirir.
10 Çocuklarını karar verme sürecine dahil eder.
11 Küçük başarıları fark eder ve takdir eder.
12 Çocuklarının doğru yaptıkları şeyleri söyler.
13 Çocuklarını tanır, onlardan yetenekleri ölçüsünde şeyler bekler ve bunları alır.
14 Çocuklarının önemli ve özel olduğunu hissettirir.
15 Alışılageldiği yöntemlerin dışında, anne - babalık yöntemini zenginleştirmek için sürekli öğrenme ve gelişme çabası için¬dedir.
16 Kendilerinin ve çocuklarının moral değerlerini güçlü tutar.
UYGULAYIN
Anne babalar,
1 Birbirinize iltifat edin ve güler yüzlü olun.
2 Dozu kaçmış şakalardan ve iğneleyici sözlerden kaçının.
3 Kendinizi aile hayatına ve çocuk yetiştirmeye hazırlamak için kitap okuma programları yapın.
4 Ekonomik sıkıntılarda birbirinize destek olun.
5 Dedikodulara değil birbirinize güvenin, birbirinizle konuşun ve sorunlara karşı ortak bir çözüm bulun.
6 Birbirinize hediyeler alın.
7 Birbirinizi başkasının yanında eleştirmeyin.
8 Birbirinize zaman ayırın.
9 Evinizi, işinize feda etmeyin.
10 Eşinizi, anne ve babanızla kıyaslamayın.
11 Eşinize her yerde iltifatlar edin.
12 Ev işlerinde birbirlerinize yardımcı olun.
13 Eşinizin hassasiyetini tespit edin ve dikkatli olun.
14 Zararlı alışkanlıklardan kaçının.
15 Temiz giyinin.
16 Faydalı arkadaş grupları edinin.
17 iyi bir kul olmaya çalışın.
18 Çocuklarınıza örnek olun.
SON SÖZ
Evlilik hayatının kuralları birlikte konulmalı, ama bunlardan as¬la taviz verilmemeli.
BİR ÖRNEK
Sayın Hocam,
isteğiniz üzerine, bizim evde işleyen kurallardan bazılarını sunmak istiyorum.
1 Kimse izinsiz ve gittiği yeri söylemeden dışarı çıkamaz. Geç kalır¬sa bilgi verir.
2 Televizyon izlemenin herkes için bir saati vardır.
3 Yemek yendiğinde herkes sofrada olur. Yemekten sonra da aile problemleri tartışılır ve çözüm aranır.
4 Anne çalıştığı için haftalık ev temizliğine bütün aile üyeleri katılır.
5 Her hafta ailece; ya gezi, ya ziyaret, ya piknik veya başka bir fa¬aliyet düzenlenir.
6 Evde namazlar cemaatle kılınır.
7 Balkonda mangal yakılmaz. Yalnızca çay içilir.
8 Yolda bir şey yiyerek veya sakız çiğneyerek yürünmez.
9 Erkekler evden, düzgün kıyafet, saçlar taralı ve günlük traşlı çı¬karlar
10 Dikkat çekici bir elbise giyilmez.
11 Öğretmenle, arkadaşlarla veya herhangi bir kimseyle kavga edilmez.
Bunun, uzayıp giden listesi vardır. Ben bazılarını yazdım.
Özetle, anne baba olarak önce kendimize, sonra da çocuklarımıza açık olduk. Onları anlamaya ve dinlemeye çalıştık ve onları çok sev¬diğimizi hem sözde hem de davranışlarımızda belli ettik. Bu öyle bir hava oluşturdu ki ailemizde, sanki birbirimizin arkadaşı olduk. İşte ulaşmak istediğimiz hedefimiz de buydu.
Allah'a şükür, üç çocuğumuzla birlikte mütevazı bir yuvamız var. Ama o yuvada çok mutlu ve huzurluyuz. Bir ailede mutluluk ve hu¬zur ise, dünyanın tek satın alınamaz zenginliğidir. Mevlam, bu tadı¬mızı kaçırmasın.
Saygılar ve hürmetler...
Mustafa Erdem
Çocuğunuzun Okul Başarısızlığının Nedenlerini Araştırın

Cesaret ve destek, çocuğun başarılarını arttırır.
İLK SÖZ
Okul başarısı yüksek çocukları incelediği¬mizde; çocuğuna sarılan, öpen, onunla kü¬çüklüğünden beri ilgilenen anneyi ve ba¬bayı buluruz bunun arkasında.
BU MEKTUBU OKUYUN
Çok değerli Hocam,

Mektubunuza ve ilginize çok teşekkür ederiz. Eşimi ve beni çok mutlu ettiniz. Önerileriniz de bizim için bulunmaz bir kaynak oldu.
Çocuk Eğitiminde Yeni Teknikler adlı kitabınızı oku¬yup bitirdim.
Çok ilginç konular var içerisinde. Bir anne olarak çok istifade ettim yazılanlardan.
Ellerinden öper, Ömer bu sene liseye başlayacak. Selda ise ilköğre¬timde sekizinci sınıfta. Ömer istediğimiz başarıyı yakalayacak. Ama Selda öyle değil. Başarısızlığında aile içinde çok ciddi bir neden bula¬madık. Ama hep sınıfın en gerilerinde. Bu konuda ne yapalım? Bu başarısızlık nasıl önlenir? Halbuki bütün ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Kucak dolusu sevgilerle hocam.
Yılmaz - Elif Yücel
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Çocuklarını "başarısız" diye niteleyen anne babalar, hangi kriter¬lere göre çocuklarının "başarısız" olduklarını ileri sürmektedirler? "Başarısızlık" bir not düşüklüğü mü? Yoksa bir karakter ve davranış bozukluğu mu?
Dersleri iyi olmayan; taktir ya da teşekkür belgesi alamamış, herhangi bir üniversiteyi kazanamamış bir kimseyi başarısız kabul ederiz. Gerçekten yanlış ama çocuklarımızın başarısı hep "ders ba¬şarısı" olarak algılanıyor. Maalesef aileler övünmek için çocuklarını yitiriyorlar. Başarı dendiğinde hep "dış başarıyı" algılıyoruz. Dış ba¬şarı; başkaları tarafından gözlenebilen, "ölçülebilen" nesne ve dav¬ranışları içerir. Çocuk için ele alacak olursak; taktir belgesi alması, okul birincisi olması, doktor, mühendis vb. olması gibi. Büyükler
için ele alacak olursak; parasal yönden zengin olmak, şöhrete ka¬vuşmak, mevki ve kudret sahibi olmak şeklinde ifade edebiliriz.
Öyle insanlar var ki, birtakım nedenlerden dolayı başarılı bir öğrenci olamamışlardır. Ama iş hayatları ile ilgili durumları çevreleri ile uyumları mükemmeldir.
Okul hayatı boyunca dersleri zayıf olmasına rağmen uyumlu bir eş, çocukları ile ilgilenen harika bir baba, arkadaşlarına ısrarla aradığı ve sevdiği bir dost olmayı başaran bir kimseyi başarısız mı kabul edeceğiz? Ya da profesör olmasına rağmen etrafındaki insan¬ların hepsini küstürmüş, birçok insana zararı dokunmuş, fatta her¬kesin arkasından lanetler okuduğu bir insanı; sırf "profesör" diye başarılı mı kabul edeceğiz? (Kaya, 2000:75)
"Başarısızlık" kavramını genele yaymak gerekir. OkuldaKi ders¬lerinde düşük not alan öğrencilerin, çok olumlu ve uyumlu davra¬nışları olabilir. Veya davranış bozukluğu içinde olan bir öğrenci de iyi notlar alabilir. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir Tabii ki önemli olan hem okul, hem de davranış acısından başarılı olmaktır.
ÇOK ÖNEMLİ
Okul başarısızlığının nedenleri:
1 Çocuğun zihinsel ve psikolojik bozukluğu olabilir, heki¬me başvurun.
2 Çevrenizdeki Rehberlik Araştırma Merkezinde çocuğunuzun zekâ testini yaptırın. Zekâ yetersizliği söz konusudur.
3 Anne baba olarak çocuğun davranışlarını gözden geçirin. Çocuk sizinle ne kadar uyumlu? Ne kadar mutlu? Bu ortam onu sıkabilir.
4 Uyku, dinlenme, oyun ve yemek alanlarının düzen içinde gidip gitmediğine bakın. Herhangi bir problemi olabilir.
5 Ailede çatışmalar, kavgalar veya başka sebeplerle güven or¬tamı ne durumda? Çocukta gerginlik oluşmuş olabilir.
6 Kardeşler arasında sürtüşmeler vardır.
7 Ders çalışma alışkanlığı ve planlı iş yapma davranışlarına sa¬hip mi? Bu bakımdan yetersiz olabilir.
8 Okul hayatında mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı gibi olumsuzluklar vardır.
9 Okula gitmede isteksiz davramyordur.
10 Ailede çocuğa karşı ilgi azdır.
11 Ailenin ekonomik sıkıntıları vardır.
12 Ailede, çocuklara baskı ve konuları zorla kavratma gibi dav¬ranışlar hakimdir.
13 Aile çok kalabalıktır. Ders çalışma ortamı müsait değildir.
14 Başından çok olumsuz ve çok etkileyici olaylar geçmiştir.
15 Bazı istekleri yerine getirilmediği için çocuk, ailesine kır¬gındır.
16 Çok stresli ve problemli bir yaşantısı vardır.
17 Öğretmeni çok sert davramyordur.
18 Çevreyi ve arkadaşlarını sevmemiştir.
UYGULAYIN
1 Kendi davranışlarınızı gözden geçirin. Çocuğunuzun eğitimi¬ne ne kadar yardımcı oluyorsunuz? Bu bakımdan ne kadar yeterlisiniz?
2 Ailede çalışma ortamı oluşturun. Çocuğu rahatsız eden etki¬leri ortadan kaldırın.
3 Onun küçük isteklerini reddetmeyin. Çoğunluğunu karşıla¬yın.
4 Aile ortamında kavga ve tartışmalardan kaçının.
5 Kardeşler arasında bir ayrım yapmayın.
6 Çocuğa karşı "başarısızdır" diye bir şiddet uygulamayın. Sü¬rekli başarılarını ön plana çıkarın.
7 Sürekli okul öğretmeni ile işbirliği içinde olun.
8 Arkadaş çevresini inceleyin, arkadaşlarını eve davet edin, on¬ları tanıyın.
9 Çok olumsuz bir çevre ve okul ortamı varsa çocuğun okulu¬nu değiştirin.
10 Sık sık okul öğretmeni ile görüşün.
11 "Başarısızlıkta" notu esas almayın, genel davranışlarına dik¬kat edin.
12 Kardeşleri ile veya bir başkası ile kıyaslamayın.
13 Küçük görevler vererek sorumluluk aşılayın.
14 Başarılı kişilerin hayat hikâyelerini okutun.
15 Çocuğunuzla birlikte vakit geçirin. Sizin yanınızdayken ken¬dini mutlu hissetsin.
16 Dinlenme, oyun, tatil için uygun ortamlar oluşturun.
17 Kapasitesinden daha fazla bir başarı beklemeyin.
18 Görme, işitme ve dikkat problemlerinin olup olmadığına dikkat edin.
19 Sosyal aktivitelere katılmasını sağlayın.
20 Yoğun ders çalışmasını değil, planlı ve düzenli çalışmasını is¬teyin.
21 Başarısız olduğu zaman "üzülme, inanıyorum ki ileride daha büyük başarılar yakalayacaksın" diye teselli edin.
22 Başarının bir not değil, olumlu ve uyumlu davranışlar oldu¬ğunu unutmayın.
SON SÖZ
Anne ve babalar, zayıf notlar karşısında paniğe kapılmadan, ön¬celikle başarısızlığın nedenini araştırmalı ve çocuklarıyla birlikte ortak çözümler aramalıdır. Gerçek başarı yalnız notla değil olumlu davranış ve karakter oluşmasıyla birlikte değerlendirilmelidir.