neslinur
Mon 12 July 2010, 04:44 pm GMT +0200
Çocukla İstişare
Bir kısım âyetler, çocuğun hayata hazırlanma safhasında, büyüklerin, yâni terbiyecilerinin, hep ona emredici değil, onu da dinleyici, fikrini alıcı ve böylece ona değer verildiğini ihsas edici olmasını tefhim etmektedir.
Bu hususta kaydı gereken bir örnek Hz. Yûsuf la ilgilidir. Hz. Yûsuf henüz on iki yaşlarında bir çocuk iken[279] gördüğü rü'yâyı te'vîl ederek: "Oğulcuğum, rü'yâyı kardeşlerine anlatma, yoksa sana tuzak kurarlar" der.[280] Râzî'nin kaydettiği bir rivayete göre, Hz. Yûsuf, yedi yaşında iken gördüğü buna benzer bir rü'yâyı babasına anlatmış, babası daha o zaman da, Yûsufu ciddiyetle dinleyip, rü'yâsmı kardeşlerine anlatmamasını tenbîh etmiştir.
Mevzûmuz açısından daha da mühim olanı Hz. İsmail'le alâkalı olan âyettir. Hz. İbrahim, oğlu İsmail'in kurban edilmesi ile alâkalı rü'yâyı görünce durumu ona acar.
Meâlen: "Çocuk kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca: 'Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün ne dersin?"[281]
Burada vazıh bir şekilde çocukla yapılan istişare görülmektedir. Bâzı rivayetlerde Hz. İsmail'in bu esnada on üç yaşlarında olduğu söylenmiştir.[282]
Şu halde, çocukların terbiyesinde, onların rü'yâlarını dinlemekten tut, tâ kendilerini ilgilendiren meselelerde fikirlerini almaya varıncaya kadar, pek çok mes'elede, onlara değer vererek şahsiyet tanımak Kur'âni terbiyenin esaslarından biri olmaktadır.[283]
Bir kısım âyetler, çocuğun hayata hazırlanma safhasında, büyüklerin, yâni terbiyecilerinin, hep ona emredici değil, onu da dinleyici, fikrini alıcı ve böylece ona değer verildiğini ihsas edici olmasını tefhim etmektedir.
Bu hususta kaydı gereken bir örnek Hz. Yûsuf la ilgilidir. Hz. Yûsuf henüz on iki yaşlarında bir çocuk iken[279] gördüğü rü'yâyı te'vîl ederek: "Oğulcuğum, rü'yâyı kardeşlerine anlatma, yoksa sana tuzak kurarlar" der.[280] Râzî'nin kaydettiği bir rivayete göre, Hz. Yûsuf, yedi yaşında iken gördüğü buna benzer bir rü'yâyı babasına anlatmış, babası daha o zaman da, Yûsufu ciddiyetle dinleyip, rü'yâsmı kardeşlerine anlatmamasını tenbîh etmiştir.
Mevzûmuz açısından daha da mühim olanı Hz. İsmail'le alâkalı olan âyettir. Hz. İbrahim, oğlu İsmail'in kurban edilmesi ile alâkalı rü'yâyı görünce durumu ona acar.
Meâlen: "Çocuk kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca: 'Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün ne dersin?"[281]
Burada vazıh bir şekilde çocukla yapılan istişare görülmektedir. Bâzı rivayetlerde Hz. İsmail'in bu esnada on üç yaşlarında olduğu söylenmiştir.[282]
Şu halde, çocukların terbiyesinde, onların rü'yâlarını dinlemekten tut, tâ kendilerini ilgilendiren meselelerde fikirlerini almaya varıncaya kadar, pek çok mes'elede, onlara değer vererek şahsiyet tanımak Kur'âni terbiyenin esaslarından biri olmaktadır.[283]