- Çocuğunuza Manevî Değerler Kazandırın

Adsense kodları


Çocuğunuza Manevî Değerler Kazandırın

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sümeyra
Fri 27 January 2012, 11:03 am GMT +0200
Çocuğunuza Manevî Değerler Kazandırın


Kendinizi sürekli olarak çocuğunuzun yerine koyun. O zaman onu daha iyi anlarsınız.
İLKSÖZ
En büyük zenginlik, para ve şöhret değildir. En büyük zenginlik, kişiye şahsiyet kazan¬dıran din, millet, tarih gibi manevi ve kültü¬rel değerlere sahip olmaktır.
BU MEKTUBU OKUYUN
Sayın Halit Bey,

Bizler yurt dışında yaşadığımız için, çocuklarımıza
aile, din, tarih gibi manevî değerleri veremiyoruz.
Çocuk, bizimle yaşadığı toplum arasında bocalıyor.
Çocuklarımıza manevî ve moral değerlerimizi nasıl verebiliriz? Onlara bu değerleri kazandırırken nasıl bir yol izleye¬lim? Biliyorum ki, çocuk bu değerleri alamayınca hem kendini, hem de bizi unutuyor. Başıboş bir hayatta, başıboş olarak gün geçiriyor.
Remzi Akçalı
NE YAPMALI?
Hiç şüphesiz ki, bir kişinin en önemli farkı, manevî değerlerle zenginleşmesi ve ahlâk güzelliğine kavuşmasıdır. Bu yalnız ülke¬mizde değil, bütün dünyada aranan bir özellik haline gelmiştir.
Hayat standardımızın hızla yükselmesi, para ve şöhretin kolay elde edilmesi gösteriyor ki, bunlar gerçek anlamda insanlığı mutlu etmeye ve karakterli bir kişilik kazandırmaya yetmemektedir. Bu¬nun içindir ki, bütün dünyada insanlar, yeniden maneviyatın büyü¬lü etkisini ve huzurunu aramaya başlamışlardır.
BİLİYOR MUSUNUZ?
Çocuk, dört yaş dolaylarında Allah hakkında fikir yürütmeye başlar. Bu yaş çocuklarının Allah tasavvuru, gelişim özelliklerine ve zihinsel kapasitelerine uygun olarak, Allah'ı insana benzetme şeklin¬dedir. 3-7 yaşları arasında rastlanan ve "Allah'ı gökyüzünde oturan sakallı bir dede" şeklinde yorumlayan bu yaklaşım son derece do¬ğaldır. Ancak ne yazık ki, bu tür yorumun pekişmesinde anne baba¬ların çocuklarına sundukları "Allah baba" kavramının da rolü vardır. Bu tür ailelerde: "Yaramazlık yaparsan Allah baba kızar!" denir. Bu
hem yanlış bir yorum, hem de yanlış bir terbiyedir. Çocuğun Allah korkusu yerine Allah sevgisi ile yetişmesi gerekmektedir. O, Al¬lah'ın; seven, koruyan, hoş gören, affeden, cezadan çok ödüllendi¬ren varlık olduğunu öğrenir. Bazı aileler, Allah korkusunu yanlış bir terbiye aracı olarak kullanmakta ve bu korkuyu, "Annesinin sözünü dinlemeyeni Allah taş yapar!.. Yemeğini yemeyeni cehennemde ya¬kar!.. Yalan söyleyenin dilini keser!" gibi cümlelerle çocuğun kafası¬na sokmaya çalışmaktadırlar. Bunun sonucunda, çocukta yanlış bir Tanrı tasavvuru oluşmakla kalmaz, aynı zamanda sürekli kendini suçlayan ve aşağılayan bu çocuğun, ruh sağlığı da bozulur.
Yedi yaşından itibaren çocuklar, Allah'ı kendisinin ve yakınları¬nın yaratıcısı, çok yüce bir varlık olarak tasavvur ederken, hâlâ O'nun gökte olduğunu düşünürler. Ancak 10 yaşından sonradır ki, çocuklar soyut bir yaklaşımla Allah'ın her zaman ve her yerde ol¬duğuna inanırlar.
Bu, bilişsel gelişime koşut olarak çocuğun getirdiği açıklamalar¬da, hiç şüphe yok ki, anne ve baba modelinin rolü çok büyüktür. Anne ve baba, dinî inanç, düşünce ve uygulamalarıyla öncelikle sağlıklı bir model oluşturmalıdırlar. Çocuğun soruları yukarıda be¬lirtilen gelişim aşamaları göz önünde tutularak, basit fakat doğru ve sade bir dille cevaplandırılmalıdır. Allah'ın esirgeyen, her şeyi yara¬tan ve koruyan bir varlık olduğu anlatılmalı ve çocuğa Allah korku¬su yerine Allah sevgisi aşılanmalıdır.
Eğer çocuk Allah sevgisine ulaşabilirse, başta insanlar olmak üzere bütün yaratıkları sevecektir. Bu sevgi ise, ona her türlü güçlü¬ğü yenmesinde yardımcı olacaktır, insanları sevme ve saymanın, Allah'a yakınlaşma demek olduğu ona anlatılmalıdır.
Yedi yaşından başlayarak dinî bayram ve kandillerin önemi ço¬cuğa anlatılmalı, çocuk ibadete özendirilmeli ve bütün bunlar za¬man zaman ödüllendirilerek gerçekleştirilmelidir. Yeni dualar açık¬lanarak öğretilmeli, anlamını öğretmeden ezberletme yoluna gidil¬memelidir. (Yavuzer, 1999: 240)