- Çocuğunuz İle İşbirliği Yapabilme Sanatı

Adsense kodları


Çocuğunuz İle İşbirliği Yapabilme Sanatı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ecenur
Fri 5 February 2010, 04:58 pm GMT +0200
Çocuğunuz İle İşbirliği Yapabilme Sanatı

İçindekiler
Çevirmenin Önsözü
İlkSöz
Önsöz
Ebeveynlik Yöntemleriniz Nelerdir?
Başarılı Bir Ebeveynlik için Gerekli ipuçları
İşbirliği
Ceza ve Disiplin
Çocuğunuzun Benlik Saygısını Geliştirme
Kardeş İlişkilerini Nasıl Geliştirebilirsiniz?
Neden Bu Kadar Öfkeleniyorum? Bunu Nasıl Engelleyebilirim?
Eğer Kendinize Bakmazsanız Başkalarına Nasıl Bakacaksınız? Cevap Değil Öneriler


Çevirmenin Önsözü

On bir yaşlarında ikizleri olan bir anne ve de yıllardır bu alanın içinde olan bir eğitimci olarak, kitabı çevirirken sık sık ‘keşke bu kitabı çocuklarım daha küçükken okuyabilseydim’ diye düşünmekten kendimi alamadım. Çünkü çocuklarımı büyütürken, bu konuda teorik bilgim olmasına rağmen, kendimi çaresiz hissettiğim pek çok durum olmuştu. Günlük problemleri çözmek için pratik bazı öneri ve yöntemlere ihtiyacım vardı ve bu konuda pek çok kitap okumama rağmen böyle bir kitabı da hiçbir zaman bulamamıştım, işte bugün bu kitapta, o günlerde ihtiyacım olan, uygulanabilir, anlamlı ve basit çözümleri buldum.
Yıllarca, çocukları ile ilgili sorunlarını çözmek için hangi kitapları okumalarını tavsiye edebileceğimi, eğitimci olmam nedeniyle bana soran pek çok arkadaşım ve yakınım oldu. Onlara, teoriye boğmadan pratik önerilerde bulunan bir kitap önermekte her zaman zorlanmıştım. Artık gönül rahatlığı ile herkese tavsiye edebileceğim bir kitap var. Ebeveynler için elkitabı olabilecek nitelikteki bir eseri Türkiye´deki anne-babalara ulaştırmakta benim de bir katkım olduğu için çok mutluyum. Bu kitabı gerçekten sağlıklı çocuklar yetiştirmek isteyen bütün ebeveynlere öneriyorum.
— Dr. Hande Gürel Mayıs, 1997


İlksöz

Çocuğunuza ricada bulunma şekliniz size itaat mi, yoksa itiraz mı edeceğini belirler. Çocuğunuzla işbirliği Yapabilme adlı bu kitap, sadece çocuğunuzun itaatini sağlamakla kalmıyor, çocuğunuzla aranızda yakın, sevgi ve saygı dolu bir ilişki oluşması için gerekli yöntemleri kazandırıyor.
Bu kitap, günlük hayatta çocuklarınızla yaşantınızın nasıl olacağı ile ilgilidir. Çocuklarınızın söylediklerinizi gerçekten kasdettiğinizi bilmeleri ve beklentilerinizi daha net olarak anlamaları için, onlarla daha etkili bir iletişim kurabilmenize yardımcı olacaktır. Sevgi ve destek dolu bir ortamda onlara disiplin kazandırmayı ve yanlış davranışları için bazı sonuçlar sunmayı öğreneceksiniz.
Bir işbirliği ortamı oluşturmak bütün aile için terapi niteliği taşımaktadır. Çocuklarınızı terbiye ederken, kendinizin nasıl yetiştirildiğini de keşfedebilirsiniz. Bir gün bir anne bana çileden çıkmış olarak şöyle söylemişti: ‘Ağzımdan çıkan aynen annemin sesiydi.’ Kendinizde olumsuzlukları düzelttikçe, çocuğunuza karşı daha sevecen bir ebeveyn olduğunuzu farkedeceksiniz.
Elizabeth ebeveynlere nasıl dinlemeleri ve öfkelerini nasıl kontrol etmeleri gerektiğini öğretiyor. Bu kitaptaki teknikleri kullandıkça, öfke ve hayal kırıklığı duygularını yaşadığınız olayların azaldığını göreceksiniz.
Kendinize daha fazla dikkat ederek, kendi ihtiyaçlarınıza önem vererek çocuklarınıza da daha iyi bakabilirsiniz. Elizabeth, bu konuyu 8. Bölüm´de özellikle vurgulamaktadır. Hepsinden de güzeli, Elizabeth´in fikirlerini uyguladıktan sonra, çocuklarınızdan ve ebeveynlikten çok zevk almaya başlayacaksınız. Çocuk sahibi olmamızın nedeni de bu değil mi zaten?
— William Sears,
The Baby Book ve The Discipline Book kitaplarının yazarlarından.


Önsöz

Açık. Anlamlı. Uygulanabilir. Ayaklan Yere Basan, işte uzun zamandır beklediğimiz ve bütün kalbimizle kucakladığımız kitap. Uygulanabilir ve akılcı önerileri benimseyerek pek çok aile yaşantısını daha & gerilimli ve daha eğlenceli bir hale getirerek geliştirecektir. Bu kitabın endişeli ebeveynleri rahatlatacağından eminim.
Ebeveynlere bazı önerilerde bulunan kitaplar, bu yüzyılın başında oldukça az sayıda olmasına rağmen, günümüzde çok artmıştır. Bunlardan bazıları da çok güzel kitaplar. Çocuğunuzla İşbirliği Yapabilme en iyilerinden. Bu kitabı okuma ve ondan birşeyler öğrenme ayrıcalığını elde eden ebeveynleri kıskanıyorum.
Yazarın önerileri bana çok hitabediyor, çünkü dolaysız, pratik, basit, tutarlı ve izlemesi kolay öneriler. Karmaşık ve büyük bir olasılıkla da tartışılabilir bir davranış teorisine dayanmıyorlar. Tam tersine, doğrudan size, ebeveyne ve sizin çocuğunuza veya çocuklarınıza kendi yaşam koşullarınızda uygulanabiliyor.
Tanıdığım bir çocuk, annesine en nefret ettiği sözcüğün "işbirliği" olduğunu söylemişti, işte ebeveynlere, işbirliğinin çok kolay olmasa da -mümkün olduğunu anlatan bir kitap.
Bu kitap bana hitabediyor, çünkü içindeki önerilerin işe yaradığını biliyorum.
Bir zamanlar bir çocuk doktorunun (çocuk doktorlarının, davranışları bilmediği, sadece ilaçlar konusunda eğitildiği yıllarda) ısırma problemi olan bir çocuğun annesine "siz de onu ısırın" gibi önerileri çoktan aşmış bir yazar var karşımızda. Sorun ne olursa olsun, basit, anlamlı, pratik ve işleyecek öneriler sunuyor.
Çoğumuzun bazen unuttuğu önemli ve yararlı bir noktaya da dikkat çekiyor. Çocuğun ve ebeveynin dünyası ve bakış açısı hiçbir şekilde aynı olmak zorunda değildir. Çocuklar ve ebeveynler aynı konuda oldukça farklı tanımlar yapabilirler. Ebeveyn "odanı temizle", dediğinde, çocuk bu sözü "her şeyi yatağının altına tık" diye yorumlayabilir.
Kitabın en güzel bölümlerinden biri de, ünlü terbiye yöntemi "mola verme" yöntemini açıkladığı bölümdür. Bu yöntem çok etkilidir, çünkü çocuğun olumsuz davranışını yer ve zaman değişikliği sayesinde ortadan kaldırır. Bu kitapta bu konuda yazılmış en iyi açıklamaları bulabilirsiniz.
Ayrıca bu kitap ebeveynliğin önemli özelliklerinin anlaşılır ve yararlı tasvirlerini de yapmaktadır. Örneğin, "Anneannemizin Kuralı". Yazarın da açıkladığı gibi, bu yöntem çocuklara ailenin bir bireyi olarak belli sorumluluk ve ayrıcalıklar verirken, bu ayrıcalıklara sahip olabilmek için önce belli yükümlülükleri yerine getirmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. Günümüzde çocukların çoğu ayrıcalıkları karşılıksız kazanmak istemektedirler.
"Başarılı bir Ebeveynliğin ipuçları" bölümünde önerilenler, pek çok ebeveynin çocukları ile baş etmelerinde ölçülebilir değişiklik ve ilerleme kaydetmesine yardımcı olabilir. Bütün kitap altın değerinde bilgiler ve öneriler içermekte.
Bu güzel kitabın en güzel yanlarından biri, zor olanın kolay ya da en azından mantıklı gözükmesini sağlıyor. Kişiyi yanıltıcı bilgiler vermiyor. Aile yaşantısının her zaman pürüzsüz ve kolay olmadığını kabul ediyor. Ama ebeveynlere, en zor problemlerin bile çok yaygın olduğu ve baş edilebileceği duygusunu veriyor. Çocuğunuzla işbirliği Yapabilme çocuğunuzun hakettiği ebeveyn olmanın yollarını öğretiyor.
— Louise Bates Ames, Ph.D.
Gesell insan Davranışları Enstitüsü Müdür Yardımcısı


Giriş

Bu Kitabı Niye Yazdım?
Çocuklar hakkında ne kadar az şey bildiğimi, ilk kez anne olmama çok az zaman kaldığında anlamıştım. Ömrümün ilk 29 yılında kazandığım bilgi, yetenek ve birikimlerim çocuk yetiştirme konusunda ne kadar da yetersiz kalmıştı, ilk bebeğimle birlikte hastaneden eve çıktığımızda, kendimi sinirli, kaygılı ve yetersiz bir şaşkın gibi hissediyordum. Yeni doğmuş bir bebeğe nasıl bakacağım konusunda hiç fikrim yoktu. Elbette bazı kitaplar okumuştum, fakat gerçek bir bebekle birlikteydim. Üstelik bir de evdeki ilk gecemizde, bebeğim 7 saniyelik bir boğulma tehlikesi geçirerek korkularımın daha da artmasına neden olmuştu. Aslında, onu nasıl tutacağımı bilemediğim için altı gün boyunca hiç yıkayamamıştım. Aradan geçen yıllardan ve iki tane daha çocuktan sonra, artık çoğu zaman kendimi güvenli ve yeterli hissediyorum. Ebeveynlik hâlâ çok zor, çünkü her yeni yıl yeni dönemler ve başedilmesi gereken yeni problemlerle birlikte geliyor.
Annelik yıllarımın ilk başlarında, doğuştan altı yaşına kadarki dönemde çocukların gelişimleri ile ilgili neler yapılabileceği konusunda çalışmalar yapan bir ebeveyn grubuna katılmıştım. Daha sonraları bu grup çalışmaları, çocuklarının gelişimlerini hızlandıracak bilgi ve becerileri ebeveynlere kazandırmayı amaçlayan ve "Daha iyi Bir Başlangıç" adını verdiğim ciddi bir işe dönüştü.
Dünyanın her yerinde, -emeklemekte olan bir bebekten ergenlik çağındaki bir gence kadar- çocuğu olan bütün ebeveynler aynı sorulara yanıt aramaktadır. "Çocuğuma bağırmadan, söylenmeden ve yalvarmadan, onu en etkili şekilde nasıl yetiştirebilirim?
Çeşitli kitap, film, kurs ve deneyimlerin yardımı ile bu soruya pek çok yanıt buldum. Ebeveynlere önerilerde bulundum, neyin işleyip neyin işlemediği konusunda veri topladım. Derslerin tartışma bölümlerinde, öğretmen rolümü bırakıp öğrenci oldum. Ebeveynlerin anlattığı değişik hikayeleri dikkatle dinledim. Bütün aileleri hem birbirinden çok farklı, hem de çok benzer yapan ayrıntılar üzerinde derinlemesine düşündüm. Ailelerin birbirlerine nasıl yakınlaştığını izleme fırsatım oldu. Pek çok ebeveynin kazandıkları yeteneklerle çocuklarına karşı daha güvenli ve etkili olduklarını gördüm. Bütün bunlar çok heyecan vericiydi.
Bir süre önce, beraber çalıştığım 5 aile beni aradı ve konusu terbiye olan bir televizyon programından bahsettiler. Programı izlerken yüreğimin sıkıştığını hissettim. Ebeveynler çocuklarını ne kadar çok sevdiklerinden, ancak davranış bozuklukları karşısında bu sevgilerinin ne kadar azaldığından söz ediyorlardı. Genç bir çift, iki küçük kızlarını her gün dövdükleri halde onlarda davranış değişikliği olmadığını ve bu konuda yardım istediklerini söylüyorlardı. Bu aileleri şüphe ve karmakarışık duygularla izledim. Programı benimle birlikte izleyen annem, oyuncaklarını toplamayı reddeden iki yaşındaki kızlarını tahta bir sopa ile döven ebeveynleri görmeye daha fazla dayanamadı ve odayı terk etti. O an bu insanlara, bunun daha iyi bir yolu var diye bağırmak istedim.
Bu konu üzerinde daha çok çalıştıkça, çocukları ile son derece gereksiz bir mücadele içinde olan ebeveynleri izlemek bana daha da zor gelmeye başladı. Disiplin konusunda harika kitap ve makaleler yazılmıştı. Bu konuda kursların yanı sıra okul veya kütüphanelerden edinebileceğim filmler vardı. O kadar çok bilgi vardı ki! Ancak o anda bir şeyi daha iyi anladım; bu benim mesleğim olduğu için günlerimi ve saatlerimi bu konuda okuyarak harcayabiliyordum. Fakat pek çok ebeveyn için bu mümkün değildi. Çocuk eğitimi konusundaki sorunlarına yanıt bulabilmek için, bütün bu kitapları araştıramayacak kadar meşguldüler. O anda kitap yazmak için büyük bir istek duydum. Bu kitap, binlerce değişik kaynak ve deneyimler yardımıyla oluşturduğum en iyi fikirleri içerecekti, işte bu kitapta, sizin daha sakin ve sevecen bir ebeveyn olmanıza yardımcı olacak pratik ve etkili bilgileri bulacağınızı umuyorum. Mutlu, kendine güvenen ve iç-disiplini olan çocuklar yetiştirmeyi amaçlayan kontrollü ve güven dolu ebeveynler olmanız için gerekli bilgileri...
Ebeveynlik; Zor Bir İş
Yıllar önce, çocuklarım doğmadan önce, Susan adında bir arkadaşım vardı. Önceleri öğretmenlik, daha sonraları da maraton koşuculuğu ve at biniciliği yapmış, çok akıllı ve kapasiteli bir kızdı. Bizim muhasebe işlerimize baktığı için birkaç ayda bir onu görüyordum, ilk bebeğini doğurduktan sonraki 6 aylık iznini tamamlamış ve işe başlamıştı. Merhabalaştıktan sonra, bir sandalyeye çökerek, "Hayatımda pek çok şey yaptım. Uzakdoğuya seyahat ettim, çok azgın atlara bindim, üniversitede kendi harçlığımı karşıladım ve bir meslek sahibi oldum. Kesinlikle evlenmeyeceğini söyleyen bir adamla evlendim. Ama, size bir şey söyleyeyim. Hayatımın en zor işi anne olmak oldu." Ben de "Dalga geçiyor olmalı. Altı aylık bir bebekle uğraşmak ne kadar zor olabilir?" diye düşünmüştüm.
Ne kadar zor olabilirdi? Cahil olan mutludur. Üç çocuk sahibi olduktan sonra, sizin de bildiğiniz gibi artık öğrendim. Susan şu anda neredesin bilmiyorum ama sen haklıydın. Gerçekten de ebeveyn olmak dünyanın en zor işi.
Ebeveynlik. Çocuk yetiştirmek. Bir insan yetiştirmek, insanın yapabileceği en önemli iş. Ebeveynlik sadece zor değil, aynı zamanda korkutucu da. Çok heyecan verici, tatmin edici ve de hayal kırıklığı yaratan bir iş. Sonuçları bu kadar önemli olmasına rağmen bu konuda çok az eğitimimizin olması işi daha da zorlaştırmakta. Muhasebe işi yapıyorsanız ve hesaplar denk gelmezse, geç vakitlere kadar oturur, hatanızı bulur ve düzeltirsiniz. Bir aşçı, keki kabarmazsa başka bir tane yapar. Ebeveyn olarak hata yaparsanız, çocuğunuz -hayatta en sevdiğiniz kişi- bütün hayatı boyunca acı çekebilir. Çocuğunuzla ilişkiniz bozulur, evliliğiniz sarsılır. Çok yaramaz çocuklarınızın olması bazı arkadaşlarınızla ilişkilerinizi etkileyebilir. Tamamen yalnız kalabilir, kendinize güveninizi kaybedebilirsiniz Ebeveyn davranışlarınız hayatınızın her boyutunu etkiler - işinizle olan ilişkilerinizi bile.
Ama çocuk yetiştirmeyi hayatınızın en anlamlı ve tatminkar işi yapmak da sizin elinizde. Biraz daha bilgili ve kontrollü bir ebeveyn olursanız, bu anlam ve tatmini daha da arttırabilir ve çocuğunuza hayatı boyunca onu yüceltecek bir ödül verebilirsiniz.


Anneannelerimiz Neden Ebeveynlik Dersleri Almamışlardı?

Annelerimiz ve anneannelerimiz hiçbir zaman dersler almamış, kitaplar okumamış ve gruplarda ebeveynliği tartışmamışlardı. Çocuk yetiştirmek herkesin yaptığı bir işti. insanlar büyük ailelerde yetişiyor, akrabalar birbirlerine yakın oturuyordu. Çocuklarla ilgilenmek günlük olağan işlerdendi. Geçenlerde "ebeveynlik dersleri verdiğimi" öğrenen, 60 yaşlarında bir büyükbaba şaşkınlıktan az kalsın küçük dilini yutuyordu. Biraz kendine geldiğinde, "Çocuklar! Onları sadece yetiştirirsin" dedi. Ancak, bugünkü durum ile 50 yıl önceki durumun farklılıkları konusundaki tartışmamızı bitirdiğimizde, para karşılığı bile bugün 7 torununu yetiştirmek istemeyeceğini itiraf etti.
Yaşantımız da, toplumumuz da çok değişti. Eskiden toplum aileyi destekleme konusunda daha donanımlıydı. Herkesin yetki ve otorite sınırları belliydi. Çocuklar ebeveynlerini ve öğretmenlerini dinlerler ve onlara saygı duyarlardı. Suçlular dışında herkes polise ve otoriteye saygı gösterirdi. Aileler birbirlerine yakın otururlardı ve boşanmalar çok ender görülürdü. Annelerin çoğu ev hanımıydı ve evin ekmeğini babalar kazanırdı. Televizyon programları herkesin zamanını dolduruyordu. Bu görüntü, o dönemin gerçek ailesini tam olarak yansıtmasa da, bugün bizim çocuklarımızın karşılaştığı problemler ve zorluklardan çok uzak olduğu da bir gerçek. 1950 ve 60´lı yıllarda, okullardaki disiplin problemleri en fazla ödevi geç teslim etme, sınıfta sakız çiğneme veya konuşma ya da sırayı bozma şeklinde olabilirdi. Video veya bilgisayar olmayan evlerdeki çocuklar, sokaklarda kovboyculuk, kuka gibi oyunlar oynarlar, ağaçlara tırmanırlardı.
Bugün ise durum çok farklı. Aileyi oluşturan değerler çok değişti. Artık, gençlerin çok az bir bölümü üniversiteden mezun olana kadar ailesi ile birlikte yaşamaya devam etmekte. Pek çok ailede hem anne, hem de baba evin dışında çalışmakta ve eskiden çocukların yetiştirilmesi için harcanan zamanlarının ve enerjilerinin çoğunu tüketen sorumluluklarla yüklenmiş durumdalar. Çocuklar ebeveynlerinin ve öğretmenlerinin otoritelerini eskisinden çok daha fazla test etmekteler.
Evimize şiddeti, seksi ve olumsuz kişilikteki karakterleri getiren televizyonu çocukların hepsi izliyor. Bugün okul çocuklarının çoğu kendilerini, uyuşturucunun veya yaşamlarını tehdit edecek boyutlarda bir şiddetin içinde bulabiliyorlar. Erken yaşlarda cinsel ilişki ve intihar artık ender görülen vakalar olmaktan çıktı. Amerikan istatistik Enstitüsünün 1992 yılında yayımladığı rapora göre, 25 yaşlarına gelene kadar gençlerin % 48´i uyuşturucuyu ve % 85´i de alkolü bir kez denemiş oluyor. 12-17 yaş grubunda bile, % 10 oranında uyuşturucu ve % 40 oranında alkol kullanımı görülmektedir. Ülke çapında genel okul başarısında da bir düşüş görülmekte. Çocukların çoğu, zamanlarının büyük bir kısmını televizyon seyrederek geçiriyor.
Bugün bu çocuklara ebeveynlik yapmanın eskisinden daha zor olduğu konusunda en ufak bir şüpheniz var mı?

İyi Bir Haber

Bugünün dünyasında bile, otoritenizi kurabileceğiniz ve olumlu davranışlar gösteren, sağlıklı bir öz-güven sahibi çocuklar yetiştirebilirle şansınız hâlâ var. Hatta ebeveynlik sürecinin tadını çıkarmanız da mümkün. Tabii ki, bu belli bir kararlılık, deneme, sabır ve zaman gerektirecek. Ebeveynlik derslerime devam eden yüzlerce ebeveyn bana her zaman, belli bir önbilgi ve beceriye sahip olmanın ebeveynliği, insanı çok tatmin eden, ödüllendiren ve huzur veren bir işe dönüştürdüğünü söylemişlerdir.
Bu kitapta, ebeveynlik konusunda pratik ve amaca yönelik öneriler bulacaksınız. Çocuklarınızla günlük ilişkilerinizde kullanabileceğiniz beceriler. Çocuğunuzu sizinle işbirliğine yönelten, gereksiz tartışmaları sona erdiren, çocukların, kendilerine güvenlerini arttıran ve disiplin problemlerini bilgili ve otoriter bir şekilde halletmeyi sağlayan pratik görüşler.

Bu Kitaptan Daha Çok Nasıl Yararlanabilirsiniz?

Ebeveynlikle ilgili kitapların çoğu, bu konudaki genel felsefe ve teorileri, ailenizde olumlu değişiklikleri yapabilmeniz için gerekli ipuçlarını vermeden sunarlar. Pek çok aile de, günlük yoğun işleri arasında bunları inceleyecek ve deneyecek zaman bulamazlar. Çocuğunuzla işbirliği Yapabilme kitabında, öğrenmesi, kullanması kolay olan ve en önemlisi de hemen bugün kullanabileceğiniz beceriler sunuyorum.
2´den 8´e kadarki bölümlerin sonunda, o bölümdeki becerileri özetleyen bir ´bunları unutmayın sayfası´ bulunmaktadır. Bu sayfaların fotokopilerini çektirip, devamlı görebileceğiniz bir yerlere Asabilirsiniz. Buradaki bilgileri tam olarak sindirmek için kendinize ve ailenize zaman tanıyın ve yeni bir bölümle ilgili özeti birkaç hafta sonra asın. Bu teknikleri gerçekten özümsediğiniz zaman, bütün yaşamınız boyunca -hatta torunlarınızla bile- bunları rahatlıkla kullanabileceksiniz.


Ebeveynlik Yöntemleriniz Nelerdir?

Sayfa 8´deki anket sizin ebeveynlik yöntemlerinizi belirleyip, bu işe nereden başlamanız gerektiğini saptamanız için hazırlanmıştır. Daha iyi bir ebeveyn olabilmek için, şimdi nasıl bir ebeveyn olduğunuzu anlamanız gerekir. Kendinizi tarafsız olarak değerlendirmeniz çok zordur, bu anket size yardımcı olacaktır.
Her bir soruyu okuduktan sonra, o durumda yapmanız en olası olan davranış biçimini seçin. Kendi çocuğunuzla, örnekteki çocuğun yaşı aynı olmasa da, ne yapardınızı işaretleyin.
Doğru olduğunu düşündüğünüz cevabı vermeyin. Kendinizi oradaki durumun içinde varsayıp, sizin davranışınızı en iyi yansıtan cevabı seçin. Cevaplarınızı kimseye göstermek zorunda değilsiniz. Bu anket, sadece kendi ebeveynlik yöntemlerinize dürüstçe bakabilmeniz ve hangi alanlarda değişikliğe ihtiyacınız olduğunu saptamanız için hazırlandı.
Cevaplarınızı bir kağıda kaydedin. Anketi bitirdikten sonra, puanlarınızı nasıl belirleyeceğinizi açıklayacağım. Anket şu andaki ebeveynlik yöntemlerini belirlemek ve bunları daha olumlu yönlere kanalize etmek konusunda size yardımcı olacaktır. Eğer eşiniz varsa, her ikinizin de ayrı ayrı anketi cevaplayıp, daha sonra karşılaştırmanız doğru olacaktır.

1. Çocuğunuz, büyük bir süpermarketteki unlu mamuller bölümünün ücretsiz olarak verdiği kurabiyelerden almak için kendini yerlere atıp, ter ter tepiniyor. Siz yemek vakti olduğu için ´hayır´ dediniz. Herkes size bakıyor, görevli çocuk da kurabiyeyi size uzatmış, gülümsüyor
A.Kurabiyeyi almasına izin verirsiniz.
B.Elinden tutup onu uzaklaştırırken, onu ikna etmeye çalışırsınız. "Tatlım, kurabiyeyi çok istediğini biliyorum. Birisi sana bir şey teklif ettiği zaman onu reddetmenin zor olduğunu da biliyorum. Ama birazdan yemek yiyeceksin ve bu kurabiye iştahını kapatacak. Evde yemekten sonra bir kurabiye yiyebilirsin. Lütfen artık ağlama."
C. Onu elinden tutup ya da kucağınıza alıp, sessiz bir köşeye ya da arabaya götürerek, bir süre sakinleşmesini bekler, markete geri dönersiniz.
D."Bunu sana almayacağım. Sen çok kötü bir kızsın, "diye bağırırsınız. Poposuna bir tane vurup, "bu davranışını derhal kes, küçük hanım." dersiniz.
2. Mutfakta yemek hazırlıyorsunuz. Çocuklarınız içeride bir oyuncak için kavga ediyorlar. Birden bir çığlık ve ağlama sesi duyuyorsunuz. Biri ‘benim oyuncağımı aldı’ diye bağırıyor, diğeri "o başlattı" diye ağlıyor.
A Kendi kendinize "bu çocuklar neden birbirleri ile geçinemezler?" diye söylenirsiniz.
B Ayrıntıları dinleyip, hatalı olanın doğru davranmasını sağlarsınız
C Kendi aralarında sorunu halletmelerini önerirsiniz.
D Birini (ya da her ikisini de) biraz ara vermeleri için odalarına gönderirsiniz.
3. Çocuğunuz bahçede oynamak istiyor. Yemek vakti olduğu için izin vermiyorsunuz. "Lütfen!" diyor. Siz yine "hayır" diyorsunuz. "Söz veriyorum, sadece 10 dakika sonra geleceğim. Saatim de var. Hemen yakında oynayacağım. Lütfen?"
A."Tamam, ama 10 dakika sonra burada olacaksın" dersiniz.
B. Çocuğunuza, yemek zamanı olduğunu ve ne zaman yemekten önce dışarıda oynamaya izin verseniz, sofraya geç gelindiğini, yemeğin soğuduğunu ve herkesin sofrada birlikte olmasını isteğinizi açıklıyorsunuz. Çocuğunuz yemek vaktine daha 15 dakika olduğunu ve hemen arka bahçede oynayacağını söylüyor. Bunu mantıklı bulduğunuz için, "tamam, çağırdığım zaman hemen gel" diyorsunuz.
C. "Yemekten sonra oynarsın" diyorsunuz. Çocuğunuz yalvarmaya devam ediyor ve yine "yemekten sonra oynayabilirsin" diyorsunuz.
D. "Sızlanmayı kes" diyorsunuz. Çocuğunuz devam ediyor, "Hemen odana git. Söylenmenden, sızlanmandan bıktım. Bu akşam W seyretmek yok. "diyorsunuz.
4. Çocuğunuz oyalandığı için okul servisini kaçırıyor.
A. Okula kendiniz götürürsünüz.
B. Okula kendiniz götürürsünüz. Yolda giderken, organize olmanın ve sabahları belli bir düzen içinde işlerini yapmanın önemini vurgularsınız. Ertesi gün için daha organize olma sözü alırsınız.
C. Bu hiçbir zaman olmaz, çünkü sabahları herkesin sıkı bir şekilde uyacağı bir düzen uygularsınız.
D. "Bu çok oyalandığın için oldu. Şimdi paltonu giy ve okula yürüyerek git." dersiniz.
5. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuz, müzik setinin kontrol düğmelerine dokunmakta ısrar ediyor. Ona sürekli olarak "hayır" diyorsunuz. Bu mücadeleden yorulmaya başladınız.
A. Onu görmezden gelirsiniz. Zaten müzik setini bozamayacaktır.
B. Ona oyuncak bir müzik seti alırsınız.
C. Müzik setini daha yukarılarda bir yere kaldırırsınız.
D. Sete her dokunduğunda eline vurursunuz. Ona dokunmamayı öğrenecektir.
6. Çocuğunuz 6 yaşında. Her zamanki gibi, oturma odasına girdiğiniz anda bütün oyuncaklarının odanın her tarafına dağılmış olduğunu görüyorsunuz. Bu dağınıklıktan çok sıkıldınız artık.
A. Derin bir nefes alıp, odayı toplamaya başlarsınız.
B. Çocuğunuzu karşınıza alıp, bu dağınıklık içinde daha fazla yaşayamayacağınızı söyler ve bu problemin çözüm yollarını önermesini istersiniz.
C. Çocuğunuza "oyuncakların yeri oyuncak kutusu, kitapların yeri de kitaplıktır. Bu odayı yemekten önce toplamanı istiyorum" dersiniz.
D. Bir çöp poşeti alıp, oyuncakları içine doldururken bir yandan da, "Artık yeter! Bunların hepsi çöpe gidiyor" diye bağırırsınız.
7. Saat akşam 11:30 ve 10 yaşındaki çocuğunuz uyuyor. Köpeğinizin hâlâ beslenmediğini veya dolaştırmaya çıkarılmadığını farkediyorsunuz. Bu her gün yaşadığınız bir problem.
A. Çocuğunuzun ne kadar sorumsuz olduğunu söyleye söyleye, köpeği besler ve dışarı çıkarırsınız.
B. Köpeği besler ve dışarı çıkarırsınız. Ertesi gün çocuğunuzla köpek beslemenin yükümlülükleri hakkında konuşursunuz.
C. Köpeği besler ve dışarı çıkarırsınız. Ertesi gün çocuğunuzun günlük bir program hazırlamasına ve bu işleri yapmadığı zaman katlanacağı sonuçları da programına koymasına yardımcı olup, planı uygulamasını sağlarsınız.
D. Çocuğunuzu uyandırıp, "derhal gidip köpeğini besleyecek ve dolaştıracaksın! Bu işleri senin yerine yapmak zorunda kalmaktan bıktım usandım" dersiniz.
8. 8 yaşındaki çocuğunuzun balığı beslenmediği için öldü. Balığı beslemek çocuğunuzun sorumluluğundaydı. Çocuğunuz divanın üzerinde içini çeke çeke ağlıyor.
A."Lütfen ağlama tatlım. Sana iki tane yeni balık alacağım." dersiniz.
B. Balığı çocuğunuzun yerine beslemediğiniz için suçluluk duyarsınız.
C. Çocuğunuzun yanına oturur, "insanın beslediği hayvanını kaybetmesi çok üzücü, biliyorum" dersiniz. Ona üzüntünüzü gösterir, fakat bunun öğrenmesi gereken bir hayat dersi olduğunu düşünürsünüz.
D. "Belki bu sana sorumluluklarını yerine getirmen gerektiğini hatırlatır. Eğer balığını besleseydin, ölmezdi." dersiniz.
9. 10 yaşındaki çocuğunuz, bu ay içinde ikinci kez okul defterini kaybediyor.
A.Ona yeni bir defter alır, daha dikkatli olmasını söylersiniz.
B. Onunla sorumlulukları hakkında konuşur, yeni bir defterin maliyetinden bahseder, eşyalarına nasıl sahip olacağını öğretirsiniz. Daha dikkatli olacağına dair söz alırsınız.
C. Bir süre kağıtlara yazmasını ve yeni bir defter için harçlığını biriktirmesini istersiniz.
D. TV seyretmek veya dışarıda oynamak gibi bir ayrıcalıktan mahrum edersiniz.
10. 17 yaşındaki oğlunuzun arkadaşlarının çoğu kulaklarını deldirtmiş ve şimdi gururla küpelerini gösteriyorlar. Oğlunuz da bunu yapmak istiyor.
A. Hayır dediniz, ama o yine de yaptı.
B. Hayır dediniz, ama o her gün tekrar soruyor. Aile toplantılarında, okulda takmayacağına ve çok küçük bir küpe olacağına dair söz veriyor. Siz de tamam diyorsunuz.
C. Ona, bu fikri hiç sevmediğinizi ve bunun nedenlerini açıklarsınız, fakat kendi kararlarını kendisinin vermesi gerektiğini söylersiniz.
D. Kesinlikle yasaklarsınız. Sizin oğlunuz küpe takamaz!
11. Cumartesi günü dışarıda yağmur yağıyor ve 6 yaşındaki çocuğunuz dışarıya çıkıp, su birikintilerinin içinde oynamak istiyor.
A. Ona hayır diyorsunuz. Komşu çocuklarının da dışarıda olduğunu, çok dikkatli olacağını, havanın çok ılık olduğunu ve yağmurun da sadece çiselediğini söylüyor. Kabul ediyorsunuz.
B. Yağmur yağdığını ve dinene kadar beklemesi gerektiğini söylüyor, onu oyalayacak başka birşeyler buluyorsunuz.
C. "Olur. Ama lütfen, bir havluyla kuru kıyafetlerini, geldiğinde kullanmak üzere, kapının önüne hazırla" diyorsunuz.
D. "Aptallık etme, dışarıda yağmur yağıyor. Git içeride oynayacak bir şeyler bul" dersiniz.
12.Odaya girdiğinizde 3 yaşındaki çocuğunuzun duvara yazdığını görüyorsunuz.
A. "Oh, Tanrım! Ne yaptın? Şimdi bunları nasıl temizleyeceğim? Ev sahibi de kimbilir ne söyleyecek? Duvarlara yazmaman gerekiyor. Şimdi ben bunları temizlerken sen içeride oyna" dersiniz.
B. "Bu ne felâket! Seni burada kağıt vermeden, kalemlerle yalnız bırakmak benim kabahatim. Lütfen bunu bir daha yapma!" dersiniz.
C. Kesin bir ifadeyle "duvarlara değil, kâğıda yazarız. Şimdi bir bez alalım da, şunları beraber temizleyelim" dersiniz.
D. Eline bir tane vurup, "Hayır! Sen kötü bir çocuksun!" diye bağırır, onu odasına gönderirsiniz.

Puanlama
Her A cevabınıza O, Her B cevabınıza 2 ,Her C cevabınıza 4 ,Her D cevabınıza 6 puan verin.
Toplam puanınızı hesaplayın. Aşağıdaki açıklamalardan, sizin puanınızla ilgili olanını okuyun. Diğer bir gruba yakın bir puan aldıysanız, o açıklamayı da okuyun. (Aslında, bütün açıklamaları okumanızda yarar vardır. Çünkü hepimiz zaman zaman değişik gruplara girebiliyoruz.)
0-14 puan: Hoşgörülü Ebeveyn
Çocuğunuza hayır demeyi genellikle çok zor buluyorsunuz. Israrlarına pek dayanamıyorsunuz. Çocuğunuz üzerindeki kontrolünüz az olduğu için kızgın ve hayal kırıklığı içinde olabilirsiniz. Bu biraz hayatınızı zorlaştırsa da, diğer açılardan kötü bir ebeveyn veya zayıf bir insan değilsiniz. Sadece bazı yeni beceriler kazanmanız gerekiyor. Çocuğunuzla işbirliği yapmayı ve yanlış davranışlarla başetmeyi öğrendiğiniz zaman, ebeveynlikten ve çocuğunuzla olmaktan çok daha fazla zevk alacaksınız. Burada biraz durun ve bu kitabı okumak için biraz zaman ayırın. Açıklanan becerileri kazanmaya çalışın. Birkaç ay sonra, ailenizle ilgili olaylara daha hakim olduğunuzu ve kendi öz-güveninizi kazandığınızı göreceksiniz.
14-36
Çocuğunuzun işbirliğini sağlamaya uğraşıyorsunuz ve bunu bir ölçüde başarmışsınız. Çocuğunuza eşit haklar tanımaya, adil ve tutarlı olmaya çalışıyorsunuz. O zaman neden hâlâ daha iyi birşeyler yapabileceğinizi düşünüyorsunuz? Niye çocuğunuz hâlâ sık sık yanlış davranışlar gösteriyor? Belki de ebeveynlik yönteminiz size engel ölüyor. Her durumda kusursuz, adil ve mantıklı olmak için gereğinden çok uğraşıyorsunuz. Çocuğunuzu disipline ederken uzun vadeli sonuçlarını çok düşünüyor, "Çok mu sert davrandım?, çok mu yumuşak davrandım? Bu yaptığım doğru mu?" diye sürekli kendinizi sorguluyorsunuz. Daha az konuşup, daha çok hareket ederseniz daha iyi sonuç alacaksınız. Ebeveyn ve çocukların eşit olamayacağını unutmamanız gerekir. Çocuğunuzun büyüdüğü yıllarda evdeki otorite siz olmalısınız ve o da bir yetişkin olduğu zaman aranızda oluşması gereken arkadaşlığın temellerini bu yıllarda atmalısınız.
Çocuğu artık dinlememe noktasına getirene kadar, sürekli nasihat etme veya ders verme demokratik ebeveynin en yaygın olan eğilimidir. (Çocuğun söylenenleri duymama davranışına "ebeveyn-sağırlığı" diyoruz.)
Bu kitabı okuyun ve burada sunulan becerileri deneyin. Birkaç ay içinde, kontrolün sizde olduğunu ve lider olduğunuzu daha çok hissedecek, çocuklarınızın da size olan saygılarının on kat arttığını göreceksiniz.
36-50
Bu kitabı niye okuyorsunuz? işinizi çok iyi yapıyorsunuz (ya da ankete doğru cevaplar vermediniz). Bu konuda kitaplar okumuşsunuz ya da kurs almışsınız.
Dengeli bir ebeveyn olmak, kendinize fazla yüklenmenize neden olabilir. Çocuk eğitimi konusunda çok şey bilmeniz, kötü bir gününüzde yaptıklarınızı başarısız görmenize neden olabilir. Mükemmel ebeveynlik diye bir şeyin olamayacağını unutmamak gerekir. Sizin genel ebeveynlik yönteminiz sağlıklı ve üretken.
Sizin için çocuğunuzu yetiştirmekten daha önemli bir iş yok. Ne kadar çok öğrenirseniz, çocuğunuz için o kadar yararlı olacaktır. Sanırım, bu kitapta ebeveynlik yönteminizi iyileştirmenizi sağlayacak çok güzel fikirler ve bazı yeni beceriler bulacaksınız. Ben de, ne kadar çok öğrendiysem kendimi o kadar güvenli ve yetenekli hissettim.
50-72 Puan:
Sanırım evinizdeki durumu aşağıdakilerden biri anlatacaktır.
Çocuğunuz 15 yaşından küçük ise, çok iyi bir çocuk. O çok iyi davranıyor, çünkü öyle olması gerektiğini biliyor. Ama burada bir olumsuzluk var. Ceza korkusu veya ödül beklentisi ile iyi davranışlar sergileyen bir çocuk, ebeveyni yanında olmadığı zamanlarda da ona yardımcı olacak öz-disiplini edinemez. Otokratik ebeveynleri olan çocuklar, otoriteye boyun eğmeyi öğrenirler ve kendilerini ifade etmeyi bilemezler. Onlara her zaman ne yapmaları gerektiğini söyleyen birisinin varlığına alışmaları onları yanlış yerlere götürebilir - yanlış gruplara katılmak gibi. Ayrıca, otokratik tutum ebeveyn-çocuk bağını zedeleyeceği için, etkili iletişim yollarını tıkayacaktır.
Çocuğunuz 15 yaşından büyükse, yeni problemlerle karşılaşmaya başlamışsınızdır. Otokratik yöntem ergenlik döneminde isyanlara neden olacak ve onu bugüne kadar hizada tutmaya yeten yöntemler artık etkisiz kalacaktır.
Yukarıda anlatılanlar size uymuyorsa, belki de durumunuz şöyledir: Ebeveynlikten hiç zevk almıyorsunuz. Kendinizi sürekli çocuğunuza bağırırken veya vururken buluyorsunuz. Hep stres içindesiniz. Çocuğunuzu ikna etmeye çalışıyorsunuz fakat hep sonunda siz sinirleniyorsunuz.
Biraz düzeltilmesi ve kontrol edilmesi gereken doğru fikirleriniz var. Bu kitabı okuduktan ve sunulan becerileri denedikten sonra, tansiyonunuzun düştüğünü ve ses tonunuzun azaldığını göreceksiniz. Siz çocuklarınızla, onlar da sizinle olmaktan daha çok zevk alacak.

Şimdi Ne Olacak?

Şimdi kafanızda, kendi ebeveynlik tarzınız hakkında birşeyler şekillenmeye başladı - belki de bugüne kadar düşünmediğiniz kadar çok. Olumlu bir gelişme için, kendi tarzınızı tanımlamak en etkili başlangıçtır. Güçlü ve zayıf olduğunuz noktaları saptarsanız, daha dengeli bir ebeveyn olmak için gerekli değişiklikleri daha kolay yaparsınız.
Şimdi eşinizle birlikte anketten aldığınız puanları karşılaştırıp yön-temlerinizdeki farklılık ve benzerlikleri tartışabilirsiniz. Disiplin ve beklentiler konusunda, eşlerin belli bir düzeyde uzlaşmaları çok yararlı olacaktır. Bu kitabı birlikte okumak, çocuğunuzu yetiştirmede gerekli uyum ve takım çalışmasını sağlamanız için gerekli tartışma ortamını yaratacaktır.
Ebeveynlik yöntemlerinizi geliştirmek için önerilenleri uygulamak ve bazı değişiklikler yapmak için kendinize zaman tanıyın. Şimdiki yönteminizi bütün bir yaşam boyu edindiğiniz deneyim, anı ve izlenimleriniz sonucunda kazandınız. Değişmek sabır, tekrar ve azim ister. Bu değişikliklerin aileniz üzerindeki olumlu etkilerini gördükçe, bu kadar zaman ve çaba harcadığınıza değdiğini düşüneceksiniz.
Başanlı Bir Ebeveynlik İçin Gerekli İpuçları
Dengeli Aile
Ebeveynlik tarzınızı saptadığınıza göre, artık şu anda nasıl ebeveynlik yaptığınızı ve daha dengeli bir yöntem oluşturabilmek için ne gibi değişiklikler gerektiğini düşünebilirsiniz. Amacımız, sizin zayıf noktalarınızı saptamak ve aile yaşantınızı daha iyi kontrol edebilmeniz, çocuklarınızı yetiştirmekten daha çok zevk almanız için gerekli yeni becerileri kazanmanızı sağlamaktır.
Dengeli bir aile yapısını 4 temel kural oluşturur:
• Ebeveynler - Yetkilidirler!
• Ebeveynler - Düşünürler!
• Söylediğinizi gerçekten kasdedin!
• Becerilerinizi kullanın!
Kural 1: Ebeveynler - Yetkilidirler!
Kral Vll. Edward, Amerika´ya seyahatinden dönüşte, "Amerika´da beni en çok etkileyen şey, ebeveynlerin çocuklarına itaat etmeleri oldu." demiş. Ebeveynlerin bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde çocukları tarafından yönetildiklerine oldukça sık tanık oluyoruz. Ebeveynlerin çoğu, çocukların olumlu davranmalarını ister ve beklerler, fakat genellikle bu beklentilerinin yerine getirilmesini sağlayamazlar. Hatta genellikle, başkalarının durumunu daha iyi görebildikleri halde, kendilerine neler olduğunun tam olarak farkına varamazlar. Şimdi, parktaki bir gezinti sırasında edindiğim izlenimlerimi aktaracağım:
Güneşli bir yaz günüydü. Üç çocuğumu ve 2 yeğenimi alıp parka gitmeye karar verdim. Bankta oturup kitabımı (ebeveynlik üzerine tabii!) okurken, parktaki diğer ebeveynlerin davranışlarını izlemeye başladım. Bir anne ile 9 yaşlarındaki kızı dikkatimi çekti. Çocuk kaydırağın tepesinden seslendi:
Anne! Meyva suyu istiyorum.
Tamam, tatlım. (Meyva suyunu, bir gofret ile birlikte çocuğa uzatır.)
Sadece meyvasuyu istedim. (Gofreti annesine geri atar.)
(Bu saygısız davranışın farkına bile varmadan) Ayağında patenlerinle orada durman pek güvenli değil sanırım.
Ben iyiyim anne.
Gerçekten aşağıya gelmeni istiyorum.
Çok dikkat ediyorum.
Pekala.
Kafamı sallayıp kitabıma geri döndüm. Birkaç dakika sonra, 3 yaşlarındaki kızları ile birlikte iki baba gördüm. Kızlardan biri ayakkabılarını çıkardı. Diğeri de aynısını yapmak için yere oturdu.
B: Kuralları biliyorsun: Parkta ayakkabılar çıkarılmıyor.
Ç: Ama Susie çıkardı.
B: Biliyorum, ama bizim kuralımız böyle.
Ç: (Ağlamaya başlar) Ama ben de çıkarmak istiyorum.
B: Ama kuralı biliyorsun.
Ç: (Ağlayarak) Lütfen baba!
B: (Omuzlarını silkeler) Peki, tamam.
Ağlayabilirdim. Bu kadar doğru bir şekilde başlayan bir ebeveynin, ağlayan sızlayan çocuğunun mücadeleyi kazanmasına nasıl izin verdiğini görmek çok üzücüydü. Biraz da salıncaklara bakmaya karar verdim.
Bir anne, 3 ve 6 yaşlarındaki oğullarını salıncaklarda sallıyordu.
A: Oh! Çok geç oluyor. Gitsek iyi olacak.
Ç1: Daha değil! Ben kalmak istiyorum.
Ç2: Ben de.
A: Ama benim eve gidip, yemek hazırlamam gerekiyor.
Ç1: Daha değil, anne.
A Tamam, 5 dakika daha. (Sallamaya devam ediyor.)
A: Tamam çocuklar, gitme zamanı.
Ç2: 10 kere daha salla.
A: 5 tane daha.
Ç1: 10 tane daha — lütfen!
A: 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10. Haydi gidelim.
Ç1: l dakika daha.
A: Şimdi. (Çocuklar sallanmaya davam eder.)
A: (Bağırarak) Şimdi dedim. O salıncaklardan inin. Gidiyoruz. Niye beni hiç dinlemiyorsunuz?
Bu örneklerde biraz kendinizi görebildiniz mi? (Çok mu? Hey, yoksa parktaki siz miydiniz?) Ebeveynlik derslerimde, böyle sahneleri canlandırıp, belli becerilere sahip olmamak ve onları kullanmak arasındaki farklılıkları görmeye çalışıyoruz. Parktakiler gibi ebeveynleri "Ebeveyn l" diye adlandırıyoruz. ("Ebeveynler becerileri kazanmış olanlar).
Evet, hiçbirimiz mükemmel değiliz ve hiçbir zaman da olamayız. Ama çocuklarımızla ilgili günlük olayları nasıl kontrol edebiliriz?
1. Adım: Tutumlarımızın Kontrolü
Benimle birlikte 3 kere yüksek sesle: "Ben ebeveynim. Yetkili benim" diye tekrar edin.
Buna inanıyor musunuz? Yoksa hâlâ kararlarınızı sorguluyor, hatalarınızdan dolayı üzüntü mü duyuyorsunuz? Durumunuzu iyileştirmek için atılması gereken ilk adım, tutumunuzu değiştirmektir. Elbette hata yapacaksınız, herkes yapar. Ama böyle bir kitap okuyan bir ebeveyn olduğunuza göre, yaptığınız bütün hatalar çocuğunuz için gösterdiğiniz çaba, sevgi ve yeteneklerinizden çok daha azdır. Sağlam bir ebeveynlik yöntemi, birkaç hatayı rahatlıkla telâfi edecektir. Asıl problem hataların tekrarlanmasıdır. En yaygın hata da, çocuğun kontrolü elinde tutmasına izin vermektir.
Dr. Vilson´a Kara Smith´den bir telefon geldi. Sekiz aylık bebeğinin hasta olduğunu ve muayenehanesine getirip getiremeyeceğini soruyordu. Doktor bebeğin ateşini öğrenmek istedi, ama anne "bilemiyorum, ölçmeme izin vermiyor" dedi.
Chris Young kocasına dert yanıyordu, "Kenneth beni çok kızdırıyor! Sokakta kalma izninin saat 10:00´a kadar olduğunu biliyor, ama her gece geç geliyor. Hep bir mazereti var. Bunu sanki, bana ne isterse yapabileceğini göstermek için yapıyor."
Bu örneklerde ebeveyn, durumu kendisinin yerine çocuğun kontrol etmesine izin vermektedir. Bu, genellikle çocuğuyla ilişkisinde lider olma kararını alamayan, çok sevecen ebeveynlerde görülmektedir.
Şu anda, yetkilinin siz olduğunuza karar verin. Bu sizin sadece hakkınız değil, aynı zamanda da sorumluluğunuz. Çocuğunuzun, onu etkili bir şekilde yönetmenize ihtiyacı var. Onlar, yetişkin olana kadar sizin rehberliğinizi bekliyorlar.
Çocuğunuzun Size İtaat Etmesini Bekleyin
Sizin beklentileriniz, çocuklarınız tarafından derhal hissedilecektir. Çocuklarınızın size itaat etmesini bekliyorsanız, daha farklı davranacaksınız. Çocuklarınızın güvenebileceği bir gücünüzün olması gerekir. Çocuklarınızın itaat etmesini beklemekle, onların itaat etmesini istemek çok farklıdır. Kaydırağın üzerindeki çocuğun annesini hatırlayalım. Kullandığı sözcükler hep itaati isteyen sözcüklerdi. Çocuğunuzun itaat etmesini beklediğinizde, kullandığınız sözcükler de farklı olacaktır. Bunları şöyle örneklendirebiliriz: Bir cümle kullanın.
"Kaydırağın tepesinde patenlerinle durman hiç güvenli değil. Aşağıya gel ya da onları ayağından çıkar."
"Çocuklar, 5 dakika sonra parktan gidiyoruz."
Lütfen.......
"Lütfen çöpü dışarı götür."
"Lütfen kitaplarını topla."
....tığında,........yapabilirsin.
"Ödevini bitirdiğinde, dışarıya çıkıp oynayabilirsin "Sofrayı topladığında, tatlını yiyebilirsin."
işbirliği ile ilgili bölümde, çocuğunuza kontrolün sizde olduğunu belirten, daha sevecen ve saygılı bir dili nasıl kullanabileceğinizi açıklayacağım.
Suçluluk Duygusu, Mazeret

Bazı kararlarımızdan, suçluluk duygusu yüzünden vazgeçeriz.Ayakkabılarını çıkarmak isteyen 3 yaşındaki kızın babası da, daha önceden koydukları bir kurala rağmen, kızı ağladığı ve arkadaşı da aynı şeyi yaptığı için, suçluluk duygusu ile kararını değiştirdi. Kızının mutluluğu daha ağır bastı. Bizim en önemli görevimiz çocuklarımızı mutlu etmek mi? Hiç sanmıyorum.
Bizim en önemli görevimiz çocuklarımızı mutlu etmek değil, onları hayata hazırlamaktır.
Hayat her zaman adil ve tutarlı değildir. Aile kuralları da, o toplumun değil, o ailenin inançlannı yansıtır. Örneğin, bütün 6 yaşındakiler saat 8:00´de yatağa gitmez. Kimisi 9:00´da, kimisi de 10:00´da yatar. Bazı çocukların yalınayak dolaşmasına izin verilir, bazılarının dolaşmasına izin verilmez. Bazı çocuklar yataklarını toplar, bazıları toplamaz. Bazıları okula yürüyerek gider, bazıları servise biner. Hangi kurallar doğru, hangileri en iyidir? Hepsi. Aileler de, ihtiyaçları da, amaçlan da farklıdır. Ailelerin kuralları da farklı olacaktır.
Ailenizin kurallarını bir kez saptadıktan sonra, artık onları uygulamak için kendinizi rahat hissedebilirsiniz. Komşunun ne yaptığı sizi endişelendirmemeli. Kurallarınız mükemmel değilse de üzülmeyin. Kararlarınızı da çok fazla değerlendirmeyin. Aslında, mutlaka bir yerlerde sizin kararlarınızın doğru olduğunu düşünen bir uzman vardır.
Çünkü ben öyle söylüyorum!
Sizin ebeveynleriniz bunu söyledikleri zaman, bu cümleden nefret etmediniz mi? Ben ettim. Böyle de olsa, ister inanın, ister inanmayın, ben çocuklarıma bu cümleyi kullanıyorum, çünkü bazen bu gerçekten de tek neden! ~
Ç: Neden şimdi içeri girmem gerekiyor?
E: Çünkü ben öyle söylüyorum!
Ç: Neden bunu alamıyorum?
E: Çünkü ben öyle söylüyorum!
Ç: Neden saat 8:30´da yatmam gerekiyor?
E: Çünkü ben öyle söylüyorum!
Bu eski yöntemi kullanmanın güzel bir nedeni daha var. Çocuklar size "niye" diye sorduklarında, gerçekten bir neden istemezler, sadece sizin fikrinizi değiştirmenizi isterler. Siz ne kadar çok neden verirseniz, o kadar çok sizinle mücadele ederler.
A: Gitme zamanı.
Ç: Niye?
A: Çünkü hava kararıyor. Eve gitmemiz lazım.
Ç: Niye?
A: Çünkü yemek yapmam gerekiyor.
Ç: Ben acıkmadım.
A: Ben acıktım.
Ç: Bir gofret yiyemez misin?
A: Gofret yemek istemiyorum, yemek yemek istiyorum.
Ç: 5 dakika daha oynasam. (Bu böyle uzadıkça uzar.)
Bir de şunu düşünün:
A: Gitme zamanı.
Ç: Niye?
A: Çünkü ben öyle söylüyorum.
Evet, çocukların, sizin keyfi kararlar vermediğinizi anlamak için, kural ve sınırlamalarla ilgili bazı açıklamalara ihtiyaçları vardır. Ancak, her şey için bir nedene de gerek yoktur. Ne zaman açıklamaya gerek yoktur? Bir: Çocuğunuz nedeni zaten biliyor, sadece işi zorlaştırmak için âörüyor. iki: Neden, çocuğunuzun anlayamayacağı kadar karmaşık. Üç:Nedeni açıklamak, sonsuz bir tartışmaya yol açacak
Eğer "çünkü ben öyle söylüyorum"u söylemek zor geliyorsa, şu seçenekleri de deneyebilirsiniz.
Niye?
Çünkü ben büyüğüm ve bu kararı vermek benim görevim.
Niye?
Çünkü ben yetişkinim ve senden daha çok deneyimim var.
Niye?
Seninle şu anda tartışamayacağım bir sürü nedeni var.
Nasıl söylerseniz söyleyin, önemli olan kontrolün sizde olduğunu hissettirmektir. Elbette bu, çocuğunuzun yaptığı her şeyi kontrol edeceğiniz anlamına gelmiyor. Kontrolü sağlamaya çalışırken, amacınızın onları hayata kendi ayakları üzerinde duracak şekilde hazırlamak olduğunu hiçbir zaman unutmamalısınız. Çocuklarınız büyürken, onlara belli sorumlulukların yanı sıra, belli özgürlükler de vermeye başlamalısınız.
Genç bir ağaç, ilk dikildiğinde iplerle ve sopalarla desteklenir. Ağaç biraz güçlendiğinde, kendi kendine ayakta durabildiği zaman, daha güçlü olarak büyüyebilmesi için, ipler ve sopalar alınarak özgür kalması sağlanır. Çocuk da, tıpkı bir ağaç gibi, gençken ebeveynleri tarafından desteklenmeli, zaman geçtikçe kendi ayakları üzerinde durabildiği zaman, daha önce aldığı desteğin yönü doğrultusunda potansiyelini en doğru şekilde kullanmalıdır.

Kural 2: Ebeveynler - Düşünür!

Ebeveynler genellikle kuralları ve kararları bir durumu yaşadıkları anda alırlar. Ebeveynlik tarzlarının veya evdeki kuralların neler olacağını, hangi becerileri kullanacaklarını önceden düşünmezler. Çocukları onaylamadıkları veya tehlikeli bir şey yapıyorsa, hemen o anda müdahale edip, "dur" derler. Çocukları mantıksız bir istekte bulunursa, "hayır" derler. Çocukları aynı hatayı tekrar ederse, söylenip sızlanırlar.
Kararları o anda almak, bazan insanı yanlış yerlere götürebilir. Bir düşünürün söylediği gibi, "plan yapmayı başaramazsan, başarısızlığı planlamış olursun." Çocuk yetiştirmede bu söz çok geçerlidir. Eğer düşünmeden ve planlamadan kararlar verirseniz, duygularının etkisiyle yanlış kararlara varabilirsiniz.
Bu göründüğü kadar zor değil, çünkü binlerce ebeveyn ve uzman bu konuda birtakım doğrulara varmış. Onların deneyimlerinden yararlanmalısınız. Gerçekten işe yarar bir ebeveynlik planı oluşturmak için gerekli bilgi ve becerileri, kitap ya da makaleler okuyarak, kurslara katılarak edinebilirsiniz. Böylece, çocuklarınız onaylamadığınız bir şey yaptığında, bu bilgi dağarcığınıza ulaşıp, bu olumsuz davranışı durduracak doğru bir yol bulabilirsiniz. Çocuklarınız mantıksız bir istekte bulunduğunda, hazır bir cevabınız olursa hazırlıksız yakalanmazsınız. Çocuklarınız aynı hatayı tekrar ettiğinde, duyduğunuz örnekleri ve fikirleri düşünüp iyi bir çözüm üretebilirsiniz.

Kural 3: Söylediğinizi gerçekten kasdedin!

Çok etkileyici bir deney yapmak ister misiniz? Bunun için boş bir kaset ve bir teyp yeterli olacaktır. Çocuklarınızla birlikte yemek yediğiniz süre boyunca konuştuklarınızı kaydetmek üzere teybi çalıştırın. (Hatta eşiniz sizin haberiniz yokken çalıştırırsa daha da iyi olur). Daha sonra da, konuşulanları dinleyin. Oldukça şaşıracaksınız. Bir saatlik sürede, bir ebeveynin yaptığı tipik uyarıları dinleyelim.
" Kevin, kardeşini rahatsız etmekten vazgeç... Kardeşini rahatsız etme dedim...
" Kevin, odana gitmek ister misin, kardeşini rahatsız etmeyi bırak...
" Bugün senin neyin var? Yapma artık..." "Kes şunu!..."
Ebeveyn ne kadar çok boş söz kullanıyor. Eğer ebeveyn kasdettiği şeyi söyleseydi, bu konuşma nasıl bir değişikliğe uğrardı. " Kevin, kardeşini rahatsız etmekten vazgeç..." "Sana kardeşini rahatsız etme dedim. Şimdi sandalyeni buraya çek!"
Çocuklar ebeveynlerinin, gerçekten kasdedene kadar bir isteği ne kadar çok tekrar ettiklerini bilirler. Onlar, söylediğinizi tam olarak har^ji yapmaları gerektiğini deneyimleri yardımıyla çok iyi bilirler. Örneğe bir bakın.
Aaron, yemek zamanı, içeri gel.
(Arkadaşına) Yemek vakti yaklaştı.
(5 dakika sonra) Aaron, içeri gel ve ellerini yıka.
içeri girmen gerekiyor mu?
Daha değil.
(5 dakika sonra) Aaron! Yemeğin soğuyor, içeri gel.
Birazdan içeri gireceğim.
(3 dakika sonra bağırarak) Aaron, derhal eve giriyorsun.
Ç: Yemek zamanı. Sonra görüşürüz.
Sizin çocuğunuz da, sözünüzü dinlemek için, aynı şeyi 10 kere tekrar etmenizi ve yüzünüz kızarıp, bütün damarlarınız şişerek bağırmanızı mı bekler? Bunun nedeni sözlerinizle davranışlarınızın her zaman birbirine uymaması mı? Acaba, "şimdi içeri gel" aslında "bu 10 dakikalık bir uyan" anlamına mı geliyor? Acaba "televizyonu kapat", aslında "televizyonu bir sonraki reklamı da seyrettikten sonra kapatabilirsin" anlamına mı geliyor. "Haydi yatağa" aslında, "artık yatmayı düşünmeye başlayabilirsin" mi demek?
Ebeveynlerin genellikle çocuklarına aynı şeyi üç veya dört kez tekrarladıklarına tanık oluyorum. Çocuk hâlâ yapmadıysa da, bağırmaya başlıyorlar, ilk söylendiğinde o sözlerin neden kasdedilmediğini merak Diyorum, işte bu konuda size yardımcı olacak bir plan.
1. Adım: Düşünün.
Konuşmadan önce düşünün. Mutlaka sonradan takip edeceğiniz bir şeyi söyleyin.
2. Adım: Uyarın.
Bir kez uyarı verin.
3. Adım: Harekete geçin.
Durumu takip edin ve fiziksel bir yardımla, çocuğunuzun yapmasını istediğiniz hareketi yapmasını sağlayın.
Aşağıdaki örnek, planın daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
E: (Düşünme: Birazdan gitmemiz gerekiyor. James´in 5 dakika daha oynamasına izin verebilirim) James, 5 dakika içinde gidiyoruz.
E: (5 dakika sonra) Lütfen ayakkabılarını giy, gidiyoruz.
E: (l dakika sonra. Ayakkabıları eline alıp, James´i de elinden tutup yalınayak arabaya götürüyor.)
Sözü 10 kere tekrardan sonra dinlenen ebeveyn olmaktan, l kerede dinlenen ebeveyn olmaya birdenbire dönüştüğünüzde çocuğunuzun direnci ile karşılaşma olasılığınız çok yüksektir. Sizin değiştiğinize inanmayacak ve sizi deneyecektir. Eğer her defasında, ciddi olarak takip etme işini yapmazsanız, çocuğunuz hiçbir şeyin değişmediğini düşünecektir. Ama takibi sıkı tutarsanız, işlerin değiştiğini kabul edecektir. Bir süre sonra da, konuştuğunuz zaman herkes sizi duyacaktır.

Kural 4: Becerilerinizi kullanın!

Olayların akışına göre hareket etmektense, becerilerinizi kullanarak ebeveynlik yapmak çok daha kolaydır. Yetenekleri ile hareket eden ebeveynin bir planı ve de seçenekleri vardır. Daha sakin hareket edebilir. Dengeli bir ebeveyn olmak için anahtar, becerileri kullanmaktır.
Ebeveynlik derslerine ilk başladığımda, öğrendiğim beceriler bana çok yabancı geliyordu. Onları hatırlayabilmek için, hepsini küçük kartlara yazıp, buzdolabının üzerine iliştirdim. Bir kriz anında, buzdolabına koşup, ne yapacağıma karar vermeden önce kartlarıma bakardım. Zaman geçtikçe, kartlara daha seyrek bakmaya başladım ve beceriler daha doğal oldular. Sonunda, bu beceriler günlük problemlerle uğraşırken hemen hatırlayabildiğim bir parçam oldular. Artık, ne zaman çocuklarımın işbirliğine ihtiyaç duysam, istenmeyen bir davranışı kontrol altına almak istesem karşımda pek çok seçenek buluyorum.
Bu kitapta, çocuğunuzu yetiştirmenize yardımcı olacak pek çok beceri -ya da ipucu- bulacaksınız. Deneyerek, hangilerinin size daha uygun olduğunu bulabilir, hatta bazılarını kişiliğinize uygun olacak şekilde değiştirebilirsiniz. Yeteneklerinizin varlığının, size iç huzuru vereceğini göreceksiniz. Önceden bazı planlara ve seçeneklere sahip olmak, duygu/ar/a hareket etmenizi engelleyecek ve sizi daha kararlı ebeveynler yapacaktır.

Kaçınılması Gereken Hatalar
İyi ebeveynler bile hata yapar. Yapacağınız tek bir hata, ebeveynlik Abalarınızı pek etkilemeyecektir. Ama, bu hatanın sürekli tekrar edilmesi, çocuklarınızla tutarlı bir sonuca ulaşmanızı engelleyecektir. Bir an ebeveynlik yöntemlerinizi düşünün ve bunları değiştirmeye çalışın.
Hayır dediniz. Çocuğunuz nedenini sordu. Açıkladınız. Yine sordu. Hayır dediniz. Çocuğunuz yalvarmaya başladı. Hayır dediniz. Yalvarmaya davam etti. Hayır dediniz. Çocuğunuz uzlaşma önerdi. Kabul ettiniz. (Parktaki ayakkabı çıkarma hikayesini hatırlayın.) Ebeveyn baştan sıkı başladığı halde, çocuklar en katı ebeveynleri bile yumuşatmayı bilirler. Kendinize iki tane söz verin.
1. Evet veya Hayır demeden önce düşünün.
2. Eğer Hayır dediyseniz, buna sadık kalın - fikrinizi değiştirseniz bile.
Çocuklar, ebeveynlerinin ikna edilip edilemeyeceğini çok çabuk öğrenirler ve bunu çok iyi kullanırlar. Bu nedenle, evet ya da hayır demeden önce iyice düşünmek, sağlam bir karara dayanmak sizin için daha güvenli olacaktır. Bazı ebeveynler, kendilerine böyle bir söz vermenin bile, hayır sözüne sadık kalmalarını kolaylaştırdığını söylemişlerdir.
Benim başımdan geçen bir anımı hatırlıyorum. Birgün ufak tefek işleri halletmek için evden çıkacağım sırada, Venessa ve David (4 ve 2 yaşlarındayken) benimle gelmek istediler. Annem de evdeydi. Ben "hayır, şimdi olmaz " dedim, "lütfen!" dediler. Ben "hayır" dedim. O anda en katı yürekli bir annenin bile dayanamayacağı bir şey yaptılar, ikisi de eteklerime yapışıp, ağlamaya başladı. Venessa, "Anneciğim, seni çok seviyorum. Lütfen, beni de götür. Araba koltuğumu bile kendim takarım. Bana ne söylersen onu yaparım, "dedi. David, "Ben de. Çok iyi bir çocuk olacağım." diye ağlıyordu. O anda, baştan evet demem gerektiğini anladım. Hiç acelem yoktu ve onları da götürebilirdim.
Ama, iki kere "hayır" demiştim. Şimdi fikrimi değiştirirsem, onlara bir şey yapmamı istedikleri zaman ağlayıp yalvarmaları gerektiğini öğretmiş olacaktım. Böylece, onları öyle ağlarken bıraktım gittim, köşedeki posta kutusuna mektup attım ve geri geldim, içeri girdim ve "Merhaba, ben geldim. Yapacak birkaç işim daha var. Benimle gelmek ister misiniz?" dedim.


Gerektiğinde Bir Uzlaşmaya Varmak

Hayır dediğinizde ona sadık kalacağınıza dair sizlerden söz aldığıma göre, artık bazen çocuğunuzla uzlaşma yapabileceğinizi söyleyebilirim. Böyle bir esnekliği hangi durumlarda göstereceğinizi saptayabilmek için çocuğunuzu da, kendinizi de çok iyi tanımanız gerekmektedir. Bu özellikler çocuklarınıza öğretmeniz gereken özelliklerdir ve bütün değerler ve yetenekler gibi, en iyi model alma yolu ile öğrenilir. Ağlama, sızlanma ve yalvarmalar sonucunda bir uzlaşmaya itilmekle, esnekliği seçmek arasındaki farkı çok iyi belirlemelisiniz, işte bir örnek.
Yanlış Bir Uzlaşma
Jim: Nathan´lara gidebilir miyim?
Baba: Hayır, bugün olmaz.
Jim: Neden? Hiçbir zaman bir yere gitmeme izin vermiyorsun.
Baba: Hayır dedim.
Jim: Ama baba, Ryan´le Josh gidiyorlar.
Baba: Jim, yalvarmayı bırak.
Jim: Söz veriyorum, yemek vakti evde olacağım. Gerçekten!
Baba: Pekala. Ama yemek vakti evde olsan iyi olur.
Doğru Bir Uzlaşma
Jim: Nathan´lara gidebilir miyim?
Baba: Hayır, bugün olmaz.
Jim: Ama baba, Ryan´le Josh gidiyorlar.
Baba: Yine babalarını mı ziyaret ediyorlar? Sizin üçünüzün çok seyrek biraraya geldiğinizi biliyorum. Ama yemek zamanı mutlaka evde ol.
Jim: Teşekkürler, baba! Olacağım.
Bu tür esneklikler göstererek, çocuğunuza da yaşamı boyunca ona yardımcı olacak bazı yetenekleri geliştirmesi için model oluşturmuş olursunuz. Çocuklarınızın, geçerli nedenler göstererek sizi fikrinizi değiştirmeye ikna etmelerine izin vererek, onların duygu ve ihtiyaçlarının l ne kadar önemli olduğunu gösterme imkânını elde edersiniz. Böylece, anne ve babalarının her zaman mükemmel olmadıklarını öğrenirler, kendinize de arada hata yapma esnekliği tanımış olursunuz.

Belirsiz İfadeler

Çocuklar ve ebeveynler aynı sözcüklere oldukça farklı anlamlar yükleyebilirler. Örneğin, "odanı temizle" dediğiniz zaman, siz "oyuncaklarını kaldır, elbiselerini topla, yatağını düzelt, çöpleri at ve süpürgeyle temizle" demek istersiniz. Çocuğunuz ise "odanı temizle" sözcüklerinden, "her şeyi dolabın içine ya da yatağının altına tık" anlamını çıkarır. Tabii ki bazen, sizin ne kasdettiğinizi çok iyi bilmesine rağmen, anlamamış gibi davranmaktadır. Durum ne olursa olsun, açık ifadeler kullanmak çocuğunuzun sizin beklentilerinizi daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır. Söylediklerinizi belki yapacak, belki de yapmayacaktır, ama onun sizin isteğinizi anladığını bilirseniz disiplin yönteminizi ona göre saptayabilirsiniz.
8 yaşındaki Ryan´ın annesi Noreen, Ryan´ı ve aynı yaştaki adaşını (onlara Ryan kare diyordu), ne zaman dışarıya yemeğe götürse, bu kuralı uygulamaktadır. Daha arabadan inmeden, bir not defteri çıkarıp, üzerine "restoranda uyulması gereken kurallar" yazıyor ve bu kuralları tek tek Ryan´lara okuyor. Bir, ayağa kalkılmayacak, iki, alçak sesle konuşulacak. Üç, yemekler fırlatılmayacak. Dört, çatal-bıçak kullanılacak. Beş, kavga edilmeyecek. Restorana girdikten sonra kurallardan biri bozulacak olursa, çocuklara derhal not defterindeki ifadeleri hatırlatıyor.
Aşağıdaki belirsiz ve açık ifadeleri karşılaştırın.
İyi ol.
Sandalyende sessizce otur.
Odanı temizle.
Aranızda paylaşın. Sen bilirsin. Gitme zamanı.
Ne dedin?
Jessica!
Jessica!
Jessica!
Jessica!
Jessica!
Kitaplarını rafa, oyuncaklarını kutusuna, kıyafetlerini dolabına koy.
Kavga etmeden sırayla yapın. Önce sormanı beklerdim.
Ayakkabılarını ve paltonu giy, arabaya bin.
"Lütfen" demeliydin.
Jessica, lütfen mutfağa gelir misin?
Şu gürültüyü kes.
Kediye iyi davran.
Dikkat et, sütünü dökeceksin.
Hemen buraya gel.
Daha belirli ifadeler kullanmak, yanlış anlamaları ve kavram kargaşalarını önleyecektir. Durumu her zaman kontrol altında tutmanızı sağlayacaktır. Daha net ifadelerle, çocuğun üzerinde değil, durumun ya da yanlış davranışın üzerinde yoğunlaşmış olacaksınız. Yukarıdaki örnekteki gibi, iyi ol!; sen bilirsin ya da Jessica!; ifadeleri çocuğun olumsuz davranışı yerine, çocuğun olumsuzluğu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Çocuğunuza o anda bir problem olduğu, yanlış bir davranışta bulunduğu mesajını vermeye çalışarak, problemin çözümünün de olduğunu vurgulamanız hedefe daha kolay ulaşmanıza yardımcı olacaktır.

Olumsuz Davranışlara Çözüm

Pek çok ebeveyn çocuklarının, herkesin içindeyken veya arkadaşlarıyla birlikteyken iyi davranışlarda bulunmaları konusunda çok ısrarcı davranır. Fakat çoğu çocuklarının evdeki kötü davranışlarının üzerinde pek durmaz. Ev ortamında yapılan konuşmalara daha çok dikkat etmelisiniz. Çocuğunuzdan olumlu davranışlar bekliyorsanız, ona iyi bir model oluşturmalısınız. Pek çok ebeveynin ve çocuğun birbirlerine, bir yabancıya gösterdikleri nezaketi göstermediklerine tanık oldum.
Olumsuz davranışlar - Ebeveynden çocuğa. Bir alışveriş merkezindeki asansörlerin içinde dört kişiydik. Bir anneyle 10 yaşındaki oğlu da bindiler. Anne, zemin katın düğmesine bastı, çocuk da bütün düğmelere aynı anda basmaya başladı. Anne çocuğun eline vurup, "neler oluyor sana? O düğmelere basmayı bırakır mısın?" dedi. Çocuk birden kıpkırmızı oldu ve ayakkabılarına bakmaya başladı.Kadın bana bakarak, "çocuklar bugünlerde davranışlarına hiç dikkat etmiyorlar" dedi.
O anda, ben aynı davranışta bulunsaydım, kadının bana "kaçıncı katta inmek istiyorsanız size yardımcı olabilir miyim?" gibi bir soruyla çok nazik bir şekilde yaklaşacağını düşündüm. Ama kendi kanından canından olan birisine bu kadar kaba davranabiliyordu. Oğlunun davranışı karşısındaki utancı, onu kendi davranışlarını unutmaya kadar götürmüştü.
Olumsuz davranışlar - Çocuktan ebeveyne.
Jack masaya oturup, tabağına bir göz attı. Yemek her zaman alışık olduğundan farklı olduğu için, babasına bakıp, "ben bunu yemem, köfte isterim" dedi.
Molly ilk kez katıldığı basketbol antremanından sonra eve geldiğinde, annesi "yeni koçunuz nasıldı?" diye sordu. Molly, "Ha?" dedi. Annesi sorusunu tekrarladı, "iyi. Anne, bana yeni bir basketbol şortu alman gerek, eskisi artık küçüldü" dedi.
Çocuğunuzun evde de olumlu davranışlar göstermesini istiyorsanız, ona güzel konuşmasını hatırlatmalı ya da kendiniz model oluşturmalısınız. Böylece hem evde daha saygılı bir atmosfer oluşturmuş, hem de çocuğunuza dış dünyadaki başarısı için gerekli temel sosyal becerileri de kazandırmış olursunuz.
Süt istiyorum. Bir bardak süt verebilir misin?
Bezelyeden nefret ediyorum. Bezelyeyi pek sevmiyorum,
Tuzu ver. Tuzu uzatır mısın?
I-ıh . Hayır, teşekkür ederim.
Ha? Efendim?
Yoldan çekil. İzin verir misin?
Bana yeni bir şort alman gerek. Anne, eski şortum artık bana küçük geliyor. Yeni bir tane alabilir misin?


Ebeveynin olumsuz ve Ebeveynin olumlu davranışları

Bana çekici getir.
Benimle o şekilde konuşma!
Ona dokunma!
Bana çekici getirir misin?
Benim duymak istediğim "şimdi yemeğimi alabilir miyim?" demen.
Lütfen ellerini ona sürme!

Tutarlı Bir Şekilde Tutarsız Olmak

Evdeki kurallar arada bir bozulabilir. Bazen hayırınızı evete dönüştürebilirsiniz. Ancak en büyük problem, tutarsızlığın istisna değil bir kural haline gelmesidir.
Harris´lerin evinde tutarsızlık bir norm olmuştu. Anne ve baba Harris deneme yanılma yoluyla her gün yeni bir uygulama deniyordu. Çocuklar, Kyle ve Matthevv artık kendilerinden ne beklendiğini tam olarak bilemiyorlardı. Cumartesi günü, herkesin keyfi yerindeydi. Çocuklar, koltukların üzerindeki bütün yastıkları kullanarak bir kale yapmışlardı. Hatta anneleri, kalelerinin içine yemek servisi bile yapmıştı. Kayle, Matthew´un kendisine vurup oyuncağını aldığını söylediği zaman, anne Matthew´ı odasına göndermiş ve oyuncağı Kyle´a geri vermişti. O gece, çocuklar televizyonun karşısında yemek yiyip, geç vakitlere kadar film izlemişler ve elbiseleriye salonda uyuyakalmışlardı.
Birkaç gün sonra, çocuklar yeniden bir kale yaptılar. Ama anneleri işten eve geldiğinde, kaleyi görünce, "Şu karışıklığa bakın, ben hem bu karışıklığı toplayıp, hem nasıl yemek hazırlayacağım. Çabuk bu dağınıklığı toplayın" diye bağırmaya başladı. Çocuklar, omuzlarını silkip odayı topladılar. Kyle, Matthew´un kendisine vurup oyuncağını aldığını söylemek için annesine koştuğunda, onu tersleyerek "git kendin hallet" dedi. Daha sonra, televizyon seyrederken birşeyler yemek istediler ama babaları, "Pizzaları halının üzerine döküyorsunuz. Yemeğinizi mutfakta yiyin." diye bağırdı.
Uyku vakti geldiğinde, çocuklar televizyonun karşısına yerleştiler. Ama anneleri, "Neyiniz var sizin? Derhal pijamalarınızı giyin ve yatağınıza gidin." diye itiraz etti.
Anne daha sonra kocasına, "Bu çocuklara ne oluyor laf edemiyorum.Hiç söz dinlemiyorlar." diye dert yanıyordu. Baba da, "Çocuklar bugünlerde hiç kurallara uymuyorlar" dedi. Bu arada, Kyle ve de kuralların ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Ebeveynler tutarsız oldukları sürece, çocuklar devamlı olarak onarı test edeceklerdir.Bu,para makinalarında kumar oynayanların durumuna benzer. Kumarbaz, defalarca karşılık almadan makinaya para koyar. Eğer o makinadan 10-15 kez para kazanırsa, o makinadan ayrılmaz.Ama 30-40 denemeden sonra, hâlâ para kazanamıyorsa, başka oyunlar denemek ister. Bu durumu, çocuğunuzun terbiyesi sırasında da hep aklınızda bulundurun.
Ebeveynin tutarlı olmasını sağlayan nedir? İyi düşünülmüş kurallar, devamlı tekrarlanan günlük davranışlar ve belli becerilerin kullanılması, ebeveynin çocuğu ile olan iletişiminde tutarlı olmasını sağlar.

Özet

Bu kitap, aile kurallarınızı ve disiplin yöntemlerinizi oluşturmanızda size yardımcı olacaktır. Kurallarınız bir kere oluştu mu -çocuğunuz da bu kuralların neler olduğunu ve bunları bozduğu zaman sonuçlarının neler olacağını bildiği sürece- evinizde daha huzurlu bir ortam sağlanacaktır. Belli bir plana göre hareket edeceğiniz için, daha sakin bir şekilde kontrolü elinizde tutabileceksiniz. Günlük ebeveynlik problemleri ile daha kolay başedebileceksiniz.

Bunları Unutmayın — Başanlı Bir Ebeveynlik İçin Gerekli İpuçları
Yetkiyi Elinizde Tutun.
Çocuklarınızın size itaat etmesini bekleyin.
Suçluluk duymak ve bahaneler bulmak yok.
Düşünün.
Her zaman bir planınız olsun.
Söylediğiniz Şey, Kasdettiğiniz Şey Olsun.
Düşünün. Uyarın. Harekete geçin. Takip edin.
Becerilerinizi Kullanın.
Amacım nedir? Bu amaca hangi becerilerimi kullanarak ulaşabilirim?

Kaçınılması Gereken Hatalar
• Teslim olmak
• Belirsiz beklentiler
• Olumsuz davranışlara göz yummak
• Tutarsızlık


İşbirliği
Çocuklarınızın Yapmalarını İsteğiniz Şeyi, Yapmalarını İstediğiniz Zamanda Yapmalarını Nasıl Sağlarsınız?
Evinizdeki huzur ve uyumun bozulmasına en çok neden olan nedir? Olağan bir davranışı, tam bir mücadeleye dönüştüren ne olabilir? Normal bir ebeveyni, çığlıklar atan bir çılgına ne çevirebilir? Söz dinlemeyen, işbirliği yapmayan bir çocuk.
Bir gün, hafta, ay veya yıl boyunca -çocuklarınız büyüyüp evi terkedene kadar- onların belli işleri yapmalarını sağlamak zorundasınız. Bazen gün boyunca çocuğunuza emirler yağdırıp durursunuz: Haydi kalk, giyin, kahvaltını et, güzel oyna, odanı temizle, sütü kaldır, kapıyı kapat gibi.İşin daha da zor tarafı, çocuklar çok nadir olarak bu işleri ilk söylendiğinde yaparlar. Bu yüzden, bozuk bir plak gibi sürekli aynı şeyi tekrarlar durursunuz.
Çocuklarınızın istekle söz dinlemelerini sağlamanın yollarını öğrenmek ister misiniz? Günlük tartışmaların çoğunu yok etmek ister misiniz? Hatta bu arada, çocuğunuza hayatı boyunca kullanacağı bazı

zahdem
Fri 5 February 2010, 05:02 pm GMT +0200
aile okulu gibi bir paylaşım.teşekkürler