- Cinler ve şeytanlar

Adsense kodları


Cinler ve şeytanlar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Fri 6 May 2011, 11:29 am GMT +0200
e- Cinler Ve Şeytanlar





Hz. Süleyman (a.s.), kendisinden sonra hiç kimseye veril­meyecek çok büyük ve çok değişik bir zenginlik ve hükümdar­lık istemişti de bu duası kabul edilmişti.[121]

Ona verilen benzersiz mucizelerden biri de cinlerin ve şeytanların ona hizmetçi kılınmasıdır. Evet, Kur'an'ın ifadesine göre Allah (c.c.) bir takım cinleri ve şeytanları onun emrine ver­mişti. O da onları çeşitli işlerde ve sanatlarda çalıştırmıştı.

Rabbimizin bütün işlerinde bir hikmet vardır. O, sebepsiz ve faydasız hiç bir şey yapmaz ve yaratmaz. Biz, Hz. Süleyman'a nasip edilenlere, ya da onun şahsında insanlara gösterilen O Yü­ce Kudretin görünümlerine hayretle bakıyoruz. Bunca olağanüs­tülükler karşısında sadece hayranlık duyuyor, bütün bunları ya­ratan Kudret'e teslim oluyoruz.

İşte O Yüce Kudret'in göstergesi olan bir başka olağanüs­tü manzara ile karşı karşıyayız. Allah (c.c.), bambaşka bir yapıda yarattığı bazı kullarını bir peygamberin emrine veriyor, o da onlan çeşitli işlerde çalıştırıyor. Onlara, insanların kullanabileceği eşyaları yaptırıyor.

Sâd Sûresinde Hz. Süleyman'ın duası dile getirildikten sonra şöyle deniliyor:

"Böylece biz, rüzgârı onun emrinin altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.

Şeytanları da; her bina ustası ve dalgıç olanı da.

Ve (kötülük yapmamaları için) sağlam kementlerle birbi­rine bağlanmış olan diğerlerini de." [122]

"Onun için denizde dalgıçlık yapan ve bundan başka iş(ler) de gören şeytanlardan kimseleri de (emrine verdik). Biz onların koruyucuları idik." [123]

Bir başka âyette ise onun emrine rüzgârın verildiği söylen­dikten sonra şöyle deniliyor:

"...Onun eli altında Rabbinin izniyle iş görmekte olan bir kısım cinler de vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp sa­pacak olsa. Ona çılgın ateşin azabından taddırdık.

Ona (Süleyman'a) dilediği şekilde mihraplar (evler veya mescitler), timsaller (nakışlar-süsler), havuz büyüklüğünde ça­naklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı.. ,"[124]

Hz. Süleyman'ın emrine cinlerin ve şeytanların verilmesi de tıpkı rüzgârın verilmesi gibidir. Bu konuda da Kur'an ayrın­tıya girmiyor ye ona bu gibi nimetlerin ve hizmetçilerin verildi­ğini hatırlatıp geçiyor. Şüphesiz rüzgârı Hz. Süleyman'ın emrine veren Rabbimiz, cinleri de, şeytanları da verebilir. Onun kulları üzerinde sınırsız bir gücü vardır. O dilediği şeyi, dilediği kuluna bağışlayabilir.

Bina ustaları, dalgıçlar, ya da bunlardan daha aşağıda olan ve Hz. Süleyman'ın emrinde çalışanlar, acaba yalnızca cin şey­tanları mıdır, yoksa insan şeytanları da onlara dahil midir?

Bilmiyoruz [125] Hz. Süleyman için dalgıçlık ve bundan başka işler de gören kimselerin şeytanlardan olduğunu söylüyor. [126] âyet ise bukağılarla bağlı olanların ve onlardan başka di­ğerlerinin de onun buyruğuna verildiğini anıyor. Bütün bu em­re verilenlerin, kötülük eden cin ve insan şeytanları olması mümkündür. (Allahu a'lem)

Kur'an, cinlerin ğaybi bildiklerini sananlara, ya da cinle­rin ve şeytanların insanlar üzerinde bir gücü olduğunu kabul edenlere önemli bir hatırlatmada bulunuyor.

İşte bazı insanların güçlü ve kuvvetli sandıkları cinler bunlardı. Bunlar, itiraz etmeksizin, karşı gelmeksizin, ğayb il­minden habersiz bir şekilde Hz. Süleyman'a boyun eğmişler, onun her istediğini yerine getirmişlerdi. Böylece hem cinlere hem de insanlara, cinlerin ve şeytanların ğaybı bilmedikleri bir kez daha bildirilmiş olmaktadır.

Âyet ayrıca bazı şeytanların kötülük yapmamaları ya da bozgunculuğa meydan vermemeleri için bukağı ile bağlandıkla­rını söylemektedir. Anlaşılan Hz. Süleyman (a.s.) böylece hem onlardan bazılarının kötülük yapmalarına engel oluyordu, hem de çalışmak veya emirleri dinlemek istemeyenleri böyle kontrol akma alıyordu.

Şüphesiz bu da ayn bir ilâhî bağıştı.

Hz. Süleyman'ın emrine bütün cinler değil, âyetin ifadesi­ne göre bazı cinler verilmişti. Yine âyet, bu işin Hz. Süleyman'ın gücüyle değil, Rabbinin izniyle olduğunu, eğer onlardan biri emirden dışarı çıkarsa Allah tarafından azaba uğratıldığını vurgülüyor.[127] Yoksa cinler bunun dışında insanlar için çalışmazlar.

Hz. Süleyman'ın emrine verilen cinler belli ki sanatkâr kimselerdi. Çünkü onun için mihrablar (mabetlar veya kaleler), timsallar (şekiller veya nakışlar), çanaklar ya da büyük kazanlar yapıyorlardı.

Mihrab, bayağılıktan korunmuş, şerefli ve içinde oturula­cak meskenler demektir. Mihrabın çoğulu olan 'meharib', mes­citler diye de tefsir olunmuştur. Mescitler de korunmuş, şerefli meskenlerdir. [128]

Ayette geçen 'temâsil-temsiller' kelimesi, insan, hayvan, ağaç, manzara gibi canlı veya cansız varlıkların teklit edilmesiy­le yapılan şekillerdir. [129]

Kimilerine göre buradaki 'temâsil-temsiller', melekler, peygamberler ve salih insanlardır. Halk onları görsün ve daha iyi ibadet etsinler diye mescitlerde bakırdan, pirinçten, mermerden bunların şeküleri-heykelleri yapılırmış. Onlara göre Hz. Süley­man zamantnda bunları yapmak haram değildi. Tasvir; yalan ve zulüm gibi aklın kötü gördüğü şeylerden olmadığı için bu konu­da peygamberlere gönderilen şeriatlerde farklı hükümlerin ol­ması mümkündür. Bunun yanında Hz. Süleyman için yapılan timsaller, manzara veya cansız varlıkların resimleri de olabilir. [130]

Hz. Süleyman (a.s.) kendi kavmine farklı bir şeriat tebliğ etmedi- O da Hz. Musa'nın şeriatiyla, yani Tevrat'ın hükmüyle amel etti. Hz. Musa'nın şeriatinde de heykel yapmak, puta tap­mak, aynen İslâm şeriatinde olduğu gibi helal değildi.

Bu konuda Tevrat'ta açık yasaklar bulunmaktadır:

"Kendin için oyma put, yukanda-göklerde olanın, yahut aşağıda-yerde olanın, yahut yerin akında-sularda olanın hiç bir suretini yapmayacaksın.. ," [131]

"...Ta ki, fesada sapmayacaksınız ve kendiniz için erkek yahut kadın suretinde, yerde olan bir hayvan suretinde, gökler­de olan kanatlı kuş suretinde, toprakta sürünen bir şey suretin­de, yer altındaki suda olan balık suretinde, her hangi bir şeklin suretinde oyma put yapmayasınız..." [132]

lsrailoğullanndan bazıları Hz. Süleyman'ı peygamber ola­rak kabul etmedikleri gibi ona bir takım ithamları da yöneltmiş­lerdir. Onların iddialarına göre Hz. Süleyman hem bir büyücü idi, hem de kendisi için heykeller, resimler yaptırırdı. [133]

Bir peygamber hakkında gerçeği yansıtmayan bu gibi israiliyyatı kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki yukarıda âyet­te geçen 'temâsil-temsiller' yalnızca insan veya hayvan heykeli anlamına gelmez. Bunlar, Hz. Süleyman'ın binalarını ve eserleri­ni süslediği manzara resimler, çiçekli düzenlemeler veya çeşitli dekorasyonlar olabilir.[134] Ya da binaları süsleyen nakışlar[135] veya cam ve bakır eşyalar olabilir. [136]

Şeytanlar Hz. Süleyman ne isterse onu yaparlardı. Bunlar arasında topraktan veya başka madenden yapılan havuz büyük­lüğünde yemek kazanları ve tencereler, yemek kaplan ve sahan­ları da bulunmaktadır. Kur'an'ın ifadesine göre onların yaptığı kazanlar veya tencereler yerinden kolaylıkla kaldırılmayacak ka­dar büyüktüler.

Demek ki Hz. Süleyman'ın emriyle çok yemek pişiriliyor, geniş sofralar kuruluyor ve insanlara hesapsız ikramlar yapılı­yordu. Bu, Hz. Süleyman'ın ne kadar cömert olduğunu, Allah'ın kendisine nasip ettiği maldan insanları da en geniş anlamda fay­dalandırdığını açıkça göstermektedir.

Şeytanların ve cinlerin Hz. Süleyman'ın emrine verilmesi­ne, onların Hz. Süleyman için neler yaptıklarına, dalgıçlık yapan şeytanların denizden neler çıkardıklarına dair kaynaklarda bir çok rivayet varsa da bütün bunlara itibar etmemek ve Kur'an'ın haber verdikleri ile yetinmek gerekiyor. [137] Kur'an'ın bildirdikleri üzerinde düşünüp ibret almaya çalışmak, hurafelere dalıp git­mekten daha hayırlıdır.

Kur'an Hz. Süleyman'a ve babası Davud'a verilen bir ta­kım nimetleri, sıraladıktan sonra çok önemli bir hatırlatmada bulunuyor:

"Ey Davud ailesi, şükredin. Kullarımdan şükretmekte olanlar azdır." [138]

Bütün bu nimetlerin, bağışların karşılığı şükürdür. Nimet sahibi olan Allah'ı tanımak ve yalnızca O'na kulluk yapmaktır. Şükreden bir insan kendisine nasip edilen servetle, bir deneme olarak verilen dünyalıklarla şımarmaz, kibirlenmez. Allah'a bo­yun eğmekten yüz çevirmez. Salih amel işleyerek Rabbine karşı en iyi kulluğu yapmaya çalışır.

Allah'ın kulları içinde hakkıyla şükredenler azdır. Pek çoğu nimetin sahibini bilmez, ya da kendisine verilen güç ve ser­vetle şımarmaya başlar. Kendisinde bir büyüklük görür ve yer­yüzünde Allah'ın kötü dediği işleri yapmaya koşar.

Allah (c.c.), bütün insanlara aynı ihtarı yapmaktadır: Davud ailesine verilenlere karşılık onların şükürde bulunmaları is­tenmişti. Öyleyse Allah'ın sayılmayacak kadar çok nimetine ka­vuşan bütün insanların da onlar gibi şükretmeleri gerekir. [139]




[121] Sâd: 38/35

[122] Sâd: 38/36-38.

[123] Enbiya: 21/81.

[124] Sebe: 34./12-13.

[125] Enbiya: 21/91,

[126] Sâd: 38/.

[127] Sebe’: 34/12

[128] O. Zamahşerî, Keşşaf, 3/555

[129] O. Zamahşerî, Keşşaf, 3/555

[130] O. Zamahserî, Keşşaf, 3/555. Elmalılı, H. D. K. Dili, 6/356. İbni Kesir, el-B ve Nihâye, 2/28. Kunubî, el-C li-A. Kur'an, 14/174. M. Ferid Vec­di, el-Mushafu'l-Müfesser, s: 564

[131] Tevrat, Çıkış: 20/4, s:73

[132] Tevrat, Teşriiye 4/16-18, s:180-181

[133] Mevdudî, Tefhim: 4/506

[134] Mevdudî, Tefhim: 4/505

[135] F Razi, T. Kebir: 25/248

[136] Taberi, el-C. Beyan: 22/49

[137] Doç. A. Aydemir, l.K.G. Peygamberler, s: 197

[138] Sebe’: 34/13

tuğba 6-c
Wed 8 October 2014, 04:10 pm GMT +0200
ödevimde çok yardımcı oldunuz teşekkürler.

RAMAZAN 7/D
Wed 8 October 2014, 04:41 pm GMT +0200
Ödevime yardımcı oldu ALLAH RAZI OLSUN

cerendemir
Wed 8 October 2014, 06:00 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan dolayı.Rabbim bizi cinlerin ve şeytanın vesvesesinden korusun inşallah.

semih7/a
Sun 12 October 2014, 08:34 pm GMT +0200
Boylelikle butun yanlis bilgilerimden arinmis oldum bu yazi yazan kiside kurtaricim oldu

sibel 7c
Sat 18 October 2014, 11:20 am GMT +0200
ödevimi yapmakta yardımcı oldunuz teşekkürler...

BÜŞRA06930
Sat 18 October 2014, 12:27 pm GMT +0200
makale ödevimi nasıl yapacağım

MEHMET/8/A/ENES
Sat 18 October 2014, 01:55 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuh, Rabbim bizleri de helâl nimet verilenlerden eylesin. Şerlerden bizleri korusun.