hafiza aise
Sat 19 March 2011, 01:07 pm GMT +0200
YİRMİDÖRDÜNCÜ BÖLÜM
CİHÂD BÖLÜMÜ [332]
CİHÂD BÖLÜMÜ [332]
1. İnsanların Hangisinin En Faziletli Olduğu Meselesi
243. Ebu Saîd el-Hudrî (r.a)'tan rivayet edilmiştir: "Bir adam, Resulullah (s.a.v)'e gelip:
İnsanların hangisi en faziletlidir' diye sordu. Resulullah (s.a.v):
Allah yolunda, canıyla ve malıyla cihad eden kimsedir' buyurdu. Adam:
Ondan sonra kim?1 diye sordu. Resulullah (s.a.v):
Kuytulardan bir kuytuda Allah'a ibadet eden (bir rivayette: Allah'tan ittika eden) ve insanları kendi kötülüğünden uzak tutan kimsedir' buyurdu. [333] (Birinci rivayet)
Bu hadis(in bu şekildeki metnin)!; Buhârî, Müslim ile Tirmizî rivayet etmiştir.
Ebu Davud'un konu ile ilgili rivayeti ise şu şekildedir:
Peygamber (s.a.v)'e, müminlerin iman yönünden hangisi daha olgundur?' diye soruldu. Peygamber (s.a.v):
Allah yolunda canıyla ve malıyla cîhad eden kimse ile kuytulardan bir kuytuya çekilip [334] Allah'a ibadet edip insanların, onun kötülüğünden azade kılınan kimsedir' buyurdu. [335] (İkinci rivayet)
Nesâî, birinci rivayeti nakletmiştir.
[332] Cihâd" kelimesi, sözlükte; güç ue gayret sarfetmek, amelde mübalağa etmek ve zahmet gibi anlamlara gelen cehd kökünden türemiştir.
Terim olarak ise; yüce Allah'ın dini için; can, mal, dil ve diğer vasıtalarla güç ve gayret sarfetmeye cihad denir.
İslam, insan toplumunun ıslahını, sulh içinde yaşamalarını gaye edinmiş ve insan hak ve hürriyetlerini korumayı esas almıştır. Savaş haüni meşru kılan sebepler şunlardır:
1. "Meşru müdafaa" denilen ve Müslümanlara doğrudan yada dolaylı yollaria İslam toplumunun varlık ve bağımsızlığına ve Müslümanların dinlerinde fitneye yol açacak şekilde ülkelerine, mallarına ve kendilerine saldırı ile İslam tebliğ ve davetini engellemek ve gerçek bir tehlike sayılacak şekilde Müslümanlara karşı kötü niyet beslenmesi,
2. Önceden mevcut olan bir savaşın kesintiye uğramasından veya yapılmış bir sulhun düşman tarafından bozulmasından sonra edeblendirme ve sulh halinin sağlanması maksadıyla savaşa devam edilmesi.
3. Zayıf durumundaki azınlık Müslüman bir topluluğun, onlara zulmeden ve haklarını Çiğneyen kendi gayri Müslim devletlerine karşı İslam devletinden yardım İstemeleri halinde, onlara yardım maksadıyla,
Hanefi, Hanbeli ve Mâliki hukukçularının oluşturduğu cumhuru fukahaya göre; savaşın illet ve sebebi, düşmanın İslam'a ve müslümanlara karşı savaş ve saldırışıdır.
Şâfiîlere göre ise; savaşın illet ve sebebi, bizzat küfrün kendisidir.
B.k.z: Dr. Ahmed Özel, İslam Hukukunda Ülke Kavramı, İklim Yayınlan, 4. baskı, İstanbul 1991, s. 70-93 (ç)
[333] Buhârî, Cihâd 2; Müslim, İmâre 122-124 (1888); Ebu Dâvud, Cihad 5 (2485); Tirmizî, Fezâilu'l-Cihâd 24 (1660); Nesâî, Cihâd 7; İbn Mâce, Fiten 13 (3978); Ahmed b. Hanbel, 3/69
[334] Bu hadis, tenhada yalnız başına yaşamayı insanlar arasına karışmaktan evla gören alimlerin bir delilidir.
Alimlerin çoğunluğuna göre; fitneden emin olmak şartıyla insanların İçinde olmak daha faziletlidir. Bu görüşte olanlar, önceki görüşte olanlara; bu hadis, fitne ve savaş zamanlarına hami edilmiştir, Yada insanlarla iyi geçinemeyen kimse hakkındadır. fNitekım "insanların arasına katılıp da onların eziyetlerine katlanan bîr müminin mükafatı, insanların arasına katılmayıp onların eziyetine katlanmaktan uzak kalan bir müminden daha fazladır" (Tirmizî, Kıyame 55; İbn Mâce, Fiten 23; Ahmed b. Han-bel, 2/43, 5/365} şeklindeki hadis, cumhuru ulemanın görüşünü desteklemektedir, (ç)
[335] Ebu Dâvud, Cihâd 5 (2485)