neslinur
Thu 15 July 2010, 03:34 pm GMT +0200
a. Cezayı Kaldırma
Rahmet Peygamberi şöyle buyurmaktadır:
"Gücünüz yettiğince Müslümanlardan haddi kaldırınız. Şayet Müslüman için bir çıkış yolu görürseniz, serbest bırakınız. Zira imamın, afta hata yapması cezada hata yapmasından daha hayırlıdır." [324]
Rasûlullah(s.a.v.)'ın, Mekke'de hiçbir surette ceza uygulamadığını müşahede etmekteyiz. Bunun bir çok sebebi olabilir. Zira, zaten Müslümanlar müşrikler tarafından yeterince işkence ve baskı altında bulundurulduklarından, onlara ayrıca yapabilecekleri yanlış davranışları karşısında ceza uygulamak, tamamen onların dışlanmasına ve ezilmelerine sebep o-lacaktı. Müşriklerin baskısından, Rasûlullah (s.a.v.)'in yanma sığınıp ondan yardım isteyen insanlara, Rasûlullah (s.a.v.)'in ayrıca ceza uygulamaya kalkması düşünülemezdi.
Bir kimse, yabancı bir kadını öpmüş ve Rasûlullah (s.a.v.)'a gelerek durumu haber vermiştir. Bunun üzerine, "Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz
kıl. Şüphesiz ki, iyilikler, kötülükleri giderir. Bu Kur'ân/öğüt alan için büyük bir öğüt kaynağıdır. [325] âyetleri nazil oldu. O şahıs: "Yâ Rasûlailah! Bu yalnız benim için mi?" diye sorunca, Rasûlullah (s.a.v.): "Ümmetimin hepsi içindir"buyurdu.[326] Görüldüğü gibi, burada yapılan kötü ve cezayı gerektiren bir fiilin karşılığında, iyi davranışlar yapılması ceza olarak uygun gö rülmüştür.
Bütün bu olaylar ve nakledilenler Rasûlul!ah(s.a.v.)'ın
cezadan sarf-ı nazar etmek mümkünse önce bunu tercih ettiğini ve cezaya ihtiyaç hissetmediğini ortaya koymaktadır.
Rasâlullah (s.a.v.), bazen de cezayı gerektiren bir davranışın karşılığında iyi bir davranışı yapmayı yeterli görmüştür. Bir gün Rasûlullah (s.a.v.)'a bir adam geldi ve "Yâ Rasûlailah! Ben ceza gerektirecek bir kabahat işledim, beni cezalandır." dedi. Bu sırada namaz vakti gelmişti ve o kişi de Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte namaz kıldı. Namaz bitince, yine: "Yâ Rasûlailah! Ben cezayı gerektiren bir kabahat işledim, hakkımda Allah'ın Kitabın(daki cezay)ı tatbik et" dedi. Rasûlullah (s.a.v.): "Sen bizimle birlikte namaz kıldın mî?" diye sordu. O, adam, "evet kıldım" deyince, Rasûlullah: "Kabahatin unmHşff(r"buyurdu. [327] Bututumda "Muhakkak ki iyilikler kötülükleri giderir. "[328] âyetine uygundur. [329]
Rahmet Peygamberi şöyle buyurmaktadır:
"Gücünüz yettiğince Müslümanlardan haddi kaldırınız. Şayet Müslüman için bir çıkış yolu görürseniz, serbest bırakınız. Zira imamın, afta hata yapması cezada hata yapmasından daha hayırlıdır." [324]
Rasûlullah(s.a.v.)'ın, Mekke'de hiçbir surette ceza uygulamadığını müşahede etmekteyiz. Bunun bir çok sebebi olabilir. Zira, zaten Müslümanlar müşrikler tarafından yeterince işkence ve baskı altında bulundurulduklarından, onlara ayrıca yapabilecekleri yanlış davranışları karşısında ceza uygulamak, tamamen onların dışlanmasına ve ezilmelerine sebep o-lacaktı. Müşriklerin baskısından, Rasûlullah (s.a.v.)'in yanma sığınıp ondan yardım isteyen insanlara, Rasûlullah (s.a.v.)'in ayrıca ceza uygulamaya kalkması düşünülemezdi.
Bir kimse, yabancı bir kadını öpmüş ve Rasûlullah (s.a.v.)'a gelerek durumu haber vermiştir. Bunun üzerine, "Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz
kıl. Şüphesiz ki, iyilikler, kötülükleri giderir. Bu Kur'ân/öğüt alan için büyük bir öğüt kaynağıdır. [325] âyetleri nazil oldu. O şahıs: "Yâ Rasûlailah! Bu yalnız benim için mi?" diye sorunca, Rasûlullah (s.a.v.): "Ümmetimin hepsi içindir"buyurdu.[326] Görüldüğü gibi, burada yapılan kötü ve cezayı gerektiren bir fiilin karşılığında, iyi davranışlar yapılması ceza olarak uygun gö rülmüştür.
Bütün bu olaylar ve nakledilenler Rasûlul!ah(s.a.v.)'ın
cezadan sarf-ı nazar etmek mümkünse önce bunu tercih ettiğini ve cezaya ihtiyaç hissetmediğini ortaya koymaktadır.
Rasâlullah (s.a.v.), bazen de cezayı gerektiren bir davranışın karşılığında iyi bir davranışı yapmayı yeterli görmüştür. Bir gün Rasûlullah (s.a.v.)'a bir adam geldi ve "Yâ Rasûlailah! Ben ceza gerektirecek bir kabahat işledim, beni cezalandır." dedi. Bu sırada namaz vakti gelmişti ve o kişi de Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte namaz kıldı. Namaz bitince, yine: "Yâ Rasûlailah! Ben cezayı gerektiren bir kabahat işledim, hakkımda Allah'ın Kitabın(daki cezay)ı tatbik et" dedi. Rasûlullah (s.a.v.): "Sen bizimle birlikte namaz kıldın mî?" diye sordu. O, adam, "evet kıldım" deyince, Rasûlullah: "Kabahatin unmHşff(r"buyurdu. [327] Bututumda "Muhakkak ki iyilikler kötülükleri giderir. "[328] âyetine uygundur. [329]