- Çeşitli Konularla İlgili Hadislerin Kritiği

Adsense kodları


Çeşitli Konularla İlgili Hadislerin Kritiği

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
Eslemnur
Mon 6 June 2011, 10:44 pm GMT +0200
Çeşitli Konularla İlgili Hadislerin Kritiği

Batıl hadislerden bazıları şunlardır:

277. Kim Nisan (ayın)ın çıktığını bana müjdelerse, [296] o kim­seye, Allah adına cenneti garantilerim."

278. Kim bir zimmiye eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. [297]

279. Orucunuzun, iftarınızın ve sene başınızın günü......"

280.  At üstünde gelse bile, dilenci için bir hakkı vardır. [298]

İmam Ahmed der ki:

"Çarşılarda insanların ağzında dolaşan dört hadis bulunmaktadır. Bunların, Resulullah (s.a.v)'den geldi­ğine dair bir aslı yoktur." Daha sonra İmam Ahmed, bu dört ha­disi nakletti. [299]

281.
Dilencinin yalanı olmasaydı, kendisini kovan kimseden kurtulamazdı."

282.
Hayrı, merhametli kimseler ile güzel yüzlü kimselerden isteme ile ilgili hadis.

Ukaylî (ö. 322/934) der ki:

"Bu konuda Resulullah (s.a.v)’den sabit/sahih olan hiçbir şey yoktur. [300]

283. İnsanların ihtiyaç duyduğu (temel hususlarda) onları sı­kıştırmayı sakındırma ile ilgili hadisler.

Bu konuda sahih hiçbir şey yoktur.

Ukaylî der ki:

"Bu konuda (sıhhati) tespit edilememiş hadis­ler rivayet edilmiştir."

284
. Cömert kişi; Allah'a, insanlara ve cennete yakındır... Cimri ise ..." şeklinde bunun aksini belirten hadis de böyledir. [301]

Dârekutnî (ö. 385/995)'de der ki:

"İşte bu hadisin bir çok geliş yolları vardır. Bunların (sıhhati) hususunda hiçbir şey tespit edilememiştir. [302]

 


[296] Bu ifade, orijinal nüshada ve Aliyyu'l-Kârî'nin, "el-Mevzûâtu'l-Kübrâ" sı­nın sonunda bu şekilde geçmektedir. İbnü'l-Cevzî'nin, el-Mevzûât, 2/236'da ve daha bir çok "el-Mevzûât" ki­taplarında ise, "(Kim) Mart (ayın)ın çıktığını (bana müjdelerse,) ben de ona cenneti müjdelerim" ifadesi yer almakta­dır.

[297] Bu hadisin bu lafzına uydurma hükmünün verilmesi, problem meydana getirir. Çünkü hadisin bu manası sabittir. Hadis; Ebu Dâvud, Harâc 31-33 (3052)'de şu şekilde geçmektedir:

"Dikkatli olun! Kim bir zimmiye zulmederse yada onu(n hakkını) kısarsa veya ona gücünün yetmeyeceği bir vergi yüklerse yada gönülsüz olarak ondan bîr şey alırsa, kıyamet gününde onun hasmı benîm."

Hafız Irâkî (ö. 805/1402), "Mukadimetu İbnu's-Salâh"a yaptığı haşiyede bunu nakletmiştir.

Suyûtî (ö. 911/1505)'de, el-Leâli'1-Masnûa, 2/140-141'de bu hadisin nak­ledip devamla da der ki: "Bu hadisin senedi, ceyyiddir. Her nekadar hadi­sin senedinde, ismi bilinmeyen kimseler olsa bile, bunlar, sahabe çocuklarından oluşan bir topluluktur. Dolayısıyla hadis, tevatür derecesine ulaş­mıştır. Çünkü bu hadis; Beyhakî'nin, Sünenü'l-Kübrâ, (9/205 ç.)'de: '"Bu hadisi, sahabe çocuklarından oluşan 30 kişi rivayet etmiştir' ifadesi geç­mektedir."

Hafız Sehâvî (ö. 902/1496)'de,  el-Mekâsıdu'l-Hasene, s. 392'de,  Ebu Davud'un naklettiği bu hadis hakkında şöyle der: "Hadisin senedinde bir problem yok. Bu sahabe çocuklarının ismini bilmeyen kimsenin cehaleti, bu hadise zarar veremez. Sahabe çocuklarının çok olması, onların bu ha­disle ilgili cehaletlerini onarmaktadır. İşte bundan dolayıdır ki, Ebu Dâvud bu hadisle ilgili susm(ayı tercih etmiştir.  Bu hadis,  başka bir yolla, Beyhakî'de   geçmektedir. Çünkü Beyhakî'de, 'Bu hadisi, Resulullah (s.a.v)'in sahabilerinin çocukları, kendilerine akraba olan 30 kişiden riva­yet etmiştir' ifadesi bulunmaktadır. Beyhakî, bu hadisi, söz konusu lafızla nakletmiştir. Onun naklettiği hadisin lafzı içerisinde;  "Kıyamet gününde onun hasmı benîm. Resulullah (s.a.v), parmağıyla göğsüne işaret etti" ifadesi yer almaktadır. Bu hadisin şahidleri var. Bunları, bu hadis için ha­zırladığını bir cüz'de açıkladım."

Şeyhü'l-İslam İbn Teymiyye (ö. 728/1327), "Mecmûatu'r-Resâil ve'l-Mesâil" adında neşredilen ve 1341/1922'de Kahire'de Menâr matbaasında 5 cilt halinde basılan kitabında bu konuda bazı cevablara ve fetvalara yer vermiştir. Örneğin, Şeyhü'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmûatu'r-Resâil ve'I-Mesâil, 1/228'de (konu ile ilgili olarak) şöyle der: "Halktan bazı kimsele­rin, Peygamber (s.a.v)'den; "Kim bir zimmiye eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur" şeklinde naklettiği rivayete gelince, bu hadis, Resulullah (s.a.v) üzerine söylenmiş bir yalandır. İlim adamlarından hiçbiri, bu hadisi rivayet etmemiştir. Fakat bu konuda Ebu Dâvud, Harâc 31-33 (3050)'de Şanı yüce olan Allah, sizin, izinsiz olarak Kitap ehlinin evlerine girme­nizi helal kılmadığı gibi üzerlerinde olan vergiyi ödedikleri zaman hanım­larına saldırmanızı ve meyvelerinizi yemenizi de helal kılmadı" şeklinde İrbâd b. Sâriye yoluyla Peygamber (s.a.v)'den rivayet edilen hadis ile dikkatli olun! Kim bir zimmiye zulmederse....." şekline Safvân b. Süleym yoluyla rivayet edilen hadis yer almaktadır." Daha sonra Şeyhü'l-İslam İbn Teymiyye, Ebu Davud'un konuyla ilgili ola­rak naklettiği hadisin tamamını nakletmiştir.

Görüldüğü üzere İbn Teymiyye, burada,  Kiti bir zimmiye eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur" hadisinin batıl olduğu ile ilgili hükmü, söz konusu lafızla ilgili olduğunu açıklamaya çalışmaktadır. Yine de doğruyu en iyi bilen yüce Allah'tır.

[298] Bu hadise uydurma hükmünün verilmesi doğru değil. Çünkü bu hadisi; Ebu Dâvud, Zekât 34 (1665); İmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/201'de Hüseyin b. Ali yoluyla Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "At üstünde gelse bile dilenci için bir hakkı vardır." İmam Mâlik'te, Muvatta', Sadaka 3'de, bu hadisi, Zeyd b. Eslem'den mürsel olarak Resulullah (s.a.v)'den naklen şöyle rivayet etmektedir: “At üstünde gelse bile, dilenciye (bir şeyler) verin." Hafız Irâkî, "Mukadimetu İbnu's-Salâh"a yaptığı haşiyede bunu nakletmiştir. Suyûtî'de, el-Leâli'1-Masnûa, 2/140-141'de bu hadisi nakledip devamla da der ki: "Ebu Dâvud ile İmam Ahmed'in naklettiği hadisin isnadı ceyyiddir. Ravileri, sikadır."

Hafız Şehevî'de, el-Mekâsıdu'1-Hasene, s. 337'de, bu hadisi nakletmiş, (hadisle ilgili) bu görüşü doğrulamış ve bu hadisin kuvvetliliğini artıran bir çok şahidler getirmiştir. Suyûtî'nin "Câmiu's-Sağîr"inde geçtiğine göre; Ziyâuddin el-Makdisî'de, "el-Muhtâre"de. bu hadisi, "Sahîhayn"da olmayan hadisler içerisinde ge­tirmiştir.

(Azimâbâdî'nin) Avnu'l-Ma'bud, 2/51'de geçtiğine göre; Alâî'de konuyla ilgili olarak der ki: "Bu hadis, hasendir. Bu hadisin uydurma olduğunu söylemek caiz değildir."

Midrâsî'de, Zeylu'l-Kavli't-Müsedded, s. 68-70'de bu hadisi nakledip bu konuda 11 hadis olduğunu ve bu hadisle ilgili uydurma hükmünü geçersiz kılma konusunda sözü oldukça uzatıp daha sonra da şöyle der: "Bu hadi­sin geliş yollarının toplamı, hadis hakkındaki şüpheyi gidermektedir." Şeyh Ahmed Şâkir (ö. 1378/1958), İmam Ahmed'in "Müsned"ine yaptığı ta'ük, 3/173'de konu ile ilgili olarak der ki: "Hadisin senedi, sahihtir."

[299] Hafız Irâkî, "Mukadimetu İbnu's-Salâh"a yaptığı haşiyede bunu nakletmiştir.

Suyûtî'de, el-Leâli'1-Masnûa, 2/140'da bunu nakledip devamla da der ki: "Bu sözün, İmam Ahmed'in nakledilmesi doğru değildir. Çünkü İmam Ahmed'in, "Müsned"de rivayet ettiği hadislerin içerisinde, “At üstünde gelse bile, dilenci için bir hakkı vardır" hadisi de var." Daha sonra Suyûtî, bu hadisin geliş yollarını nakletmiştir. Daha sonra da “Kim bir zimmiye eziyet ederse,......" hadisi de böyledir. Bu hadis de, bilinen bir hadistir." Daha sonra da bu hadisin geliş yollarını nakletmiştir. Daha sonra da der Kim Mart (ayın)ın çıktığını (bana müjdelerse,) ben de ona cenneti müjdelerim" hadisi ile  "Orucunuzun,.......günü" hadisine gelince, bu iki aslı yoktur."

[300] Bu konuda pek çok hadis var. Nitekim müellif İbn Kayyım, bunu, daha önce 96-122 nolu hadislerde kaydetmişti. Yalnız bu hadislerin geliş yolla­rının hepsi zayıftır. Bunu, hadis hafızı olan tenkitçiler söylemiştir. Aclûnî, Keşfu'I-Hafâ', 1/176-177'de konuyla ilgili olarak der ki: "Bu ko­nuda rivayet edilen hadislerin en hasen/en iyi olanı; Temam (ö. 414/ 1023)'ın, "Fevâid"de ve daha bir çok kimsenin, merfu' olarak Abdullah İbn Abbâs'tan rivayet ettikleri şu hadistir: "Hayrı, güzel yüzlü kimselerin yanında arayın." Abdullah İbn Abbâs'a: Nice çirkin yüzlü kimse var ki ihtiyaçları (onlar) karşılar' diye soruldu. Bunun üzerine Abdullah İbn Abbâs: Güzel yüzlü, ancak (bir şey) isteme anında olur' diye cevap verdi." Hafız Sehâvî, el-Mekâsıdu'1-Hasene, s. 80-81'de bu hadisin geliş yolları­nın hepsini nakletmiş, bu geliş yollarının illetlerini açıklayıp daha sonra da şöyle der:

"Bununla birlikte hadisin metninin uydurma olduğuna dair bir hüküm ve­rilemez. Nitekim hocamız hafız İbn Hacer, buna işaret etmiştir." Kudsî'nin, İntikâdu'l-Muğnî, s. 35 adlı eserinde geçtiğine göre; Musnid b. Himmât ed-Dımeşkî (ö. 1175/1761), "et-Tenkît ve’l-İfâde"de, bu hadisin geliş yollarının tamamını ve daha önce geçen hafız İbn Hacer'in (konuyla ilgili) sözünü naklettikten sonra der ki: Derim ki; "Hadisin bütün bu geliş yollarının tamamı, hadisi, hasen dere­cesinden aşağıya indirmez. Bu da gereklidir. Hafız İrâkî (ö. 805/1402)'de, bu hadisin geliş yolları hakkında: 'Bu hadisin geliş yollarının hepsi, zayıftır. Fakat bu geliş yolları, geliş yollarının çok sayıda olduğunu güçlendirmektedir' demiştir."

Suyûtî, el-Leâli'1-Masnûa, 2/76-81'de bu hadisin geliş yollarını nakletme­de geniş davranıp daha sonra da der ki: "Bu hadis, benim tenkidime gö­re, hasensahihtir. Bu hadisin geliş yollarını da, bir cüz'de topladım." Şeyh Ahmed İbnu's-Sıddîk el-Gumârî'nin (konuyla ilgili olarak); "Bulûğu't-Tâlib mâ yercûhu min turuki hadîsi: 'Utlubû'l-Hayra inde hisâni'1-vucûh' " adında bîr cüz'ü var.

Gumârî'nin kardeşi şeyh Abdullah İbnu's-Sıddîk'de, "Mufîdun li'1-gâye" adlı eserinde konu hakkında (çeşitli sözler) söylemiştir. Abdulfettâh Ebu Gudde'de der ki: Müellif İbn Kayyim, burada, "Hayn, güzel yüzlü kimselerin yanında arayın" hadisinin, batıl olduğu doğrultusunda söz söylemiştir. Fakat Ravdatu'l-Muhibbîn, s. 123-124'de ise bu hadisin sahih olduğunun farzedilmesi yönelik ifadeler yer almaktadır.

[301] Bilakis bu hadis, uydurma değil zayıftır. Heysemî'nin, Mecmâu'z-Zevâid, 3/127'de geçtiğine göre, bu hadisi; Tirmizî, Birr 40 (1961)'de Ebu Hureyre'den; Taberânî'de, "el-Evsat"ta Hz. Aişe'den rivayet etmiştir. Suyûtî'nin, "Câmiu's-Sağır "inde geçtiğine göre ise, bu hadisi; Beyhakî, "Şuabu'l-İman"da Câbir'den rivayet etmiştir.

Münâvî'de, Feyzu'l-Kadîr, 4/139'da der ki: "Onlara göre, hadisin senedin­de Saîd b. Muhammed el-Verrâk var.

Zehebî'de: '(Bu kişi,) zayıftır' demiştir. Heysemî'de, buna katılmıştır.

İşte bundan dolayıdır ki, İbn Hibbân: 'Hadis, garibtir' demiştir. Beyhakî'de: 'Saîd el-Verrâk, bu hadiste, tek başına kalmış olup zayıf bir kimsedir' demiştir. İbnü'l-Cevzî'nin zannettiği üzere; bu, hadisin uydurma olduğunu gerek­tirmez." Hafız İbn Hacer'de der ki: "Bu hadis, zayıftır. Hadisin uydurma olduğuna dair hüküm sağlam değildir." Nitekim bu hususu; Sehâvî, el-Mekâsıdu'l-Hasene, s. 239'da ve Aclûnî, Keşfu'1-Hafâ', 1/450'de nakletmiştir. Bu konuda daha geniş bilgi için İbn Arrâk'ın, Tenzîhu'ş-Şerîati'l-Merfû', 2/139'a bakabilirsiniz. Dolayısıyla bu hadis, hasen olmaya daha yakındır.

[302] Bu hadisin, uydurma değil de zayıf olduğunu daha önce geçen ta'likte be­lirtmiştim.


-merve-7d-
Tue 21 January 2014, 09:02 am GMT +0200
insanların kendi uydurdukları hadisleri söylemeleri çok saçma özelliklede söyledikleri hadisleri peygamberimizin ağzından çıktığına dairde ortada hiç bir şey yok böyle yapmaları akıl almazca...