ehlidunya
Fri 27 January 2012, 03:08 am GMT +0200
Cennet Atları:
Tirmizî... Ebû Büreyde'den rivayet etti ki; adamın biri Rasûlullah (s.a.v.)'e şöyle bir suâl sordu:
— Ya Rasûlulah! Cennette at var mıdır?
— Cenab-i Allah seni cennete koyduğunda ata binmek isteyecek olursan seni mutlaka kızıl yakuttan bir ata bindirir. [556] O at da cennette seni dilediğin yere uçurur."
Adamın biri, Rasûlullah (s.a.v.)'e şöyle bir suâl sordu:
— Ey Allah'ın Rasûlü! Ben, at seven bir adamım. Cennette at var mıdır?
— Canım kudret elinde bulunan zâta yemin ederim ki; Cennette hızlı koşan, ince karınlı, sık eyerli at ve develer vardır. Cennet (ağaçların)ın yaprakları arasında yürürler. Cennetlikler onlara binerek birbirlerini ziyarete giderler." [557]
Tirmizî... Ebû Eyyub'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bedevinin biri Hz. Peygambere gelip şöyle bir sual sordu:
— Ya Rasûlallah! Ben at severim. Cennette at var mıdır?
— Cennete girdiğinde sana yakuttan, iki kanatlı bir at getirilir ve ona bindirilsin. Sonra o, seni dilediğin yere uçurur."
Sonra Tirmizî, râvilerî arasında Ebû Eyyub'un kardeşi oğlu Ebû Sevre de bulunduğundan dolayı bu rivayetin senedinin zayıf olduğunu söylemiştir. Buharı de onun bu hadisinin münker olduğunu bildirmiştir. Doğrusunu Allah bilir. [558]
Kurtubî... Hasan-ı Basrî'den nakilde bulunarak Rasûlullah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Cennetliklerin mertebece en düşük olanı, bir milyon ölümsüz genç hiz-metçisiyle birlikte altın kanatlı kızıl yakuttan ata biner." Rasûlullah (s.a.v.) böyle buyurduktan sonra şu âyet-i kerimeyi okudu: "Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün." (İnşân, 76/20)
Ben derim ki: Bu hadisin senedinde Abdurrahman b. Zeyd ile -ki o zayıf bir ravidir- Hasan-ı Basrî arasında apaçık bir munkatilik vardır. Ayrıca bu, mürsel bir hadistir. [559]
Ebû Nuaym... Ebû Eyyub'dan şöyle bir merfu rivayette bulunmuştur:
"Cennet ehli, yakutu andıran beyaz develer üzerinde birbirlerini ziyarete giderler. Cennette at ve deve dışında hayvan yoktur." [560]
Abdullah b. Mübarek... Katâde'den rivayet etti ki; Abdullah b. Ömer şöyle demiştir:
Cennette iyi cins atlar ve asil develer vardır. Cennetlikler bunlara binerler."
Ebû Nuaym'in rivayet ettiği hadiste, cennette at ve deve dışında hayvan bulunmadığı bildiriliyor, ama bu hadisle böyle bir ifade yoktur. Buna göre orada at ve deve dışında hayvanların da mevcud olacağı anlaşılıyor. Kaldı ki Ebû Nuaym'ın rivayet ettiği hadisle İbn Mâce'nin Sünen'inde Abdullah b. Ömer'den rivayet edilen şu hadis arasında çelişki vardır. Şöyle ki: "Koyun cennet hayvanlanndandır." Ancak bu, münker bir hadistir. [561]
Bezzâr'ın Müsned'inde, Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Keçiye iyi davranın. Eziyet verici şeyleri ondan uzaklaştırın. Çünkü o, cennet hayvanlanndandır."
Ebü'ş-Şeyh el-İsbahanî... Câbir b. Abdullah'ten rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennetlikler cennete girdiklerinde onlara kızıl yakuttan, kanatlı atlar gelir. O atlar işemez ve dışkı yapmazlar. Cennetlikler onlara biner ve cennetin içinde uçarlar. Her istediğini yapacak güçte olan Allah, onlara tecellide bulunur. O'nu görünce secdeye kapanırlar. Cebbar (yani her dilediğini yapma gücüne sahib) olan Allah, onlara: "Başınızı secdeden kaldırın. Çünkü bugün amel (çalışma) günü değil, nimete mazhar olma ve ikram görme günüdür." der. Onlar da başlarını kaldırırlar. Cenab-ı Allah, üzerlerine güzel kokular yağdırır. Sonra anlır misk tepelerine götürür. O tepelerin üzerine bir rüzgar estirir. Misk kokusu üzerlerine siner. Nihayet onlar, ailelerinin yanına dönerler. Üzerlerine dağınık ve tozludur."[562]
İbn Ebi'd-Dünyâ... Ali (r.a.)'den rivayet etti ki; RasüluIIah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennette bir ağaç vardır. O ağacın üstünden ve altından inci eğerli, yakut gemli altun atlar çıkar. Bunlar dışkı yapmaz ve işemezler. Kanatlıdırlar. Adımlarını, göz alabildiğince uzak mesafelere atarlar. Cennet ehli bunlara binerler ve bunlar, cennetlikleri diledikleri yerlere uçururlar. Derece bakımından kendilerinden aşağıda olanlar: "Ey Rabbimiz! Şu kulların neyle bütün bu ikramlara nail oldular?" diye sorarlar. Onlara şu cevap verilir: "Siz uyurken onlar geceleyin namaz kılıyorlardı. Siz yerken onlar oruç tutuyorlardı. Siz cimrilik yaparken onlar mallarını Allah yolunda harcıyorlardı. Siz korkuyor-ken onlar savaşıyorlardı." [563]
[556] Yani renk bakımından kızı! yakut gibidir ya da at şeklinde kızıl yakuttan yapılmış bir cihazdır. Çünkü at, gerçeklen yakut olsa, kendisinde canlılık olmaz.
[557] Tirmizî. Cennet, 4/11
[558] Tirmizî, Ccnneı, 4/11
[559] Kurtubî. Tezkire, 532
[560] Taberânî, Mu'cemu'l-Ke-bir, 4/4069
[561] Kenzü'l-Umrnâl, 12/35225
[562] Aziz ve Ceiil olan Allah'ın cennetinin illa da altın, gümüş, ve çeşitli mücevherattan olacağı hususunda raviler acaba neden ısrar ediyorlar? Bazılarının iddialarına göre cennetin köşkie-ri, surlarının taşları, toprağı, nehirlerinin kıyılan, bitkieri, ağaçlarının dalları, atları, deve .sürüleri, çeşitli kuşları hep mücevherattanmış!.. Bu gibi sözleri ısrarla Rasûiullah (s.a.v.)'e is-nad etmenin sebebi nedir acaba? Yoksa hastalık. İslama bir tuzak mı kurmak istiyor? Yoksa aymazlık, bütün mutluluk ve şerefi mücevherlerde mi görüyor? Ya da bu ikisi, sebep oarak birleşiyor mu? Bunlardan birincisi nedeniyle hadis uyduruluyor ve yalanlar hadis diye ortaya sürülüyor, (kincisi, yani aymazlık nedeniyle de düşünmeden körü körüne bir kabûlcülük onaya çıkıyor. Cenneti ve eşyalarını değerlendirmek, dünyadaki ölçülerden başka ölçüerle yapılmalıdır. Bunun başka bir yolu da yoktur. Dünyamızda bir şeyin kıymeti, azlığına ve çokluğuna göre değişir. Arz ve talep dengesindeki gerçek konumuna göre değer sahibi veya değersiz olur. Bu nedenledir ki susamaktan Ölmek üzere oan bir kimseye göre bir yudum saf ve temiz su, dünyanın bütün hazinelerinden daha kıymetlidir. Allah'ın cennetinde muhtaç kimse yoktur. Orada arz ve taep kanunu işlemez. Çünkü orada alış veriş yapılmaz. Bu noktadan hareketle diyebiliriz ki; dünyanın mücevherleri, cennette, insanların bu dünyadaki hayatlarında işgal elliği konumdan bambaşka bir konumda olacaktır. Cennetin hakikati; oradaki çeşitli nimetler; zannedenlerin zannından daha üstün, değer takdir edenlerin takdir ellikleri değerden çok daha değerlidir. Rahmet peygamberinin hikmet lisanıyla, cennette nelerin bulunacağı şöyle ifade edilmiştir: "Orada gözlerin görmediği, kulakların duymadığı ve beşer kalbinden dahi geçmemiş şeyler vardır." "Cennette zerre ağırlığınca bir şey, üzerinde güneşin doğduğu ve battığı her şeyden daha hayırlıdır." Cennetin kıymetini ve kadrinin yüceliğini gördünüz mü? Bunlarda, akılları ve kalpleri, Abdullah b. Abbas'tan rivayet edilen şu ışık saçıcı söze (hadis'e) yöneltecek bir etken yok mudur?: "Dünyada cennetten (yani oradaki eş-yalardanj sadece isimler vardır."
Şimdi de .511 iki gerçeğe işaret etmemiz gerekiyor: I- Kur'ân-i Kerim, bu ravilerin ısrar ettikleri şeylere hiç bir ayetinde işarette bulunmuyor. Onun apaçık âyetleri sadece bildiriyor ki: Cennette allın, gümüş ve mticevheret, müminlerin süsü olacaktır. Mutluluklarını sağlayacak Ölçüde fıtrî ve makul bir şekilde bunlardan yararlanacaklardır. "Orada allın bilezikler ve inciler takınırar. Oradaki elbiseleri de ipektendir." (Hacc, 22/23) "Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir." (İnsan, 76/21) ":Orada altın bilezikler takınırlar." (Kehf, 18/31) "Bunlar Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler." (Fatır, 35/33) 2- Bitkilerin bitkiliği, hayvanların hayvaniydi, -akın, inci veya başka bir mücevher de olsa- ccmadatın cansızlığına zıttır. Bazı raviler bu bu gibi şeylerin cennette hesapsız denecek derecede çok bulunduğunu söylemekten haz duyuyorar. Hatla bunlardan bazıları, cennetteki ağaçların meyvelerinin, .sofralardaki yemeklerin ve kupalarla kâselerdeki içeceklerin de mücevherattan olduğunu ileri sürüyorlar?!.
[563] İbn Kesîr, Ölüm Ötesi Tarihi, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2001: 462-464.
Tirmizî... Ebû Büreyde'den rivayet etti ki; adamın biri Rasûlullah (s.a.v.)'e şöyle bir suâl sordu:
— Ya Rasûlulah! Cennette at var mıdır?
— Cenab-i Allah seni cennete koyduğunda ata binmek isteyecek olursan seni mutlaka kızıl yakuttan bir ata bindirir. [556] O at da cennette seni dilediğin yere uçurur."
Adamın biri, Rasûlullah (s.a.v.)'e şöyle bir suâl sordu:
— Ey Allah'ın Rasûlü! Ben, at seven bir adamım. Cennette at var mıdır?
— Canım kudret elinde bulunan zâta yemin ederim ki; Cennette hızlı koşan, ince karınlı, sık eyerli at ve develer vardır. Cennet (ağaçların)ın yaprakları arasında yürürler. Cennetlikler onlara binerek birbirlerini ziyarete giderler." [557]
Tirmizî... Ebû Eyyub'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bedevinin biri Hz. Peygambere gelip şöyle bir sual sordu:
— Ya Rasûlallah! Ben at severim. Cennette at var mıdır?
— Cennete girdiğinde sana yakuttan, iki kanatlı bir at getirilir ve ona bindirilsin. Sonra o, seni dilediğin yere uçurur."
Sonra Tirmizî, râvilerî arasında Ebû Eyyub'un kardeşi oğlu Ebû Sevre de bulunduğundan dolayı bu rivayetin senedinin zayıf olduğunu söylemiştir. Buharı de onun bu hadisinin münker olduğunu bildirmiştir. Doğrusunu Allah bilir. [558]
Kurtubî... Hasan-ı Basrî'den nakilde bulunarak Rasûlullah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Cennetliklerin mertebece en düşük olanı, bir milyon ölümsüz genç hiz-metçisiyle birlikte altın kanatlı kızıl yakuttan ata biner." Rasûlullah (s.a.v.) böyle buyurduktan sonra şu âyet-i kerimeyi okudu: "Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün." (İnşân, 76/20)
Ben derim ki: Bu hadisin senedinde Abdurrahman b. Zeyd ile -ki o zayıf bir ravidir- Hasan-ı Basrî arasında apaçık bir munkatilik vardır. Ayrıca bu, mürsel bir hadistir. [559]
Ebû Nuaym... Ebû Eyyub'dan şöyle bir merfu rivayette bulunmuştur:
"Cennet ehli, yakutu andıran beyaz develer üzerinde birbirlerini ziyarete giderler. Cennette at ve deve dışında hayvan yoktur." [560]
Abdullah b. Mübarek... Katâde'den rivayet etti ki; Abdullah b. Ömer şöyle demiştir:
Cennette iyi cins atlar ve asil develer vardır. Cennetlikler bunlara binerler."
Ebû Nuaym'in rivayet ettiği hadiste, cennette at ve deve dışında hayvan bulunmadığı bildiriliyor, ama bu hadisle böyle bir ifade yoktur. Buna göre orada at ve deve dışında hayvanların da mevcud olacağı anlaşılıyor. Kaldı ki Ebû Nuaym'ın rivayet ettiği hadisle İbn Mâce'nin Sünen'inde Abdullah b. Ömer'den rivayet edilen şu hadis arasında çelişki vardır. Şöyle ki: "Koyun cennet hayvanlanndandır." Ancak bu, münker bir hadistir. [561]
Bezzâr'ın Müsned'inde, Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Keçiye iyi davranın. Eziyet verici şeyleri ondan uzaklaştırın. Çünkü o, cennet hayvanlanndandır."
Ebü'ş-Şeyh el-İsbahanî... Câbir b. Abdullah'ten rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennetlikler cennete girdiklerinde onlara kızıl yakuttan, kanatlı atlar gelir. O atlar işemez ve dışkı yapmazlar. Cennetlikler onlara biner ve cennetin içinde uçarlar. Her istediğini yapacak güçte olan Allah, onlara tecellide bulunur. O'nu görünce secdeye kapanırlar. Cebbar (yani her dilediğini yapma gücüne sahib) olan Allah, onlara: "Başınızı secdeden kaldırın. Çünkü bugün amel (çalışma) günü değil, nimete mazhar olma ve ikram görme günüdür." der. Onlar da başlarını kaldırırlar. Cenab-ı Allah, üzerlerine güzel kokular yağdırır. Sonra anlır misk tepelerine götürür. O tepelerin üzerine bir rüzgar estirir. Misk kokusu üzerlerine siner. Nihayet onlar, ailelerinin yanına dönerler. Üzerlerine dağınık ve tozludur."[562]
İbn Ebi'd-Dünyâ... Ali (r.a.)'den rivayet etti ki; RasüluIIah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennette bir ağaç vardır. O ağacın üstünden ve altından inci eğerli, yakut gemli altun atlar çıkar. Bunlar dışkı yapmaz ve işemezler. Kanatlıdırlar. Adımlarını, göz alabildiğince uzak mesafelere atarlar. Cennet ehli bunlara binerler ve bunlar, cennetlikleri diledikleri yerlere uçururlar. Derece bakımından kendilerinden aşağıda olanlar: "Ey Rabbimiz! Şu kulların neyle bütün bu ikramlara nail oldular?" diye sorarlar. Onlara şu cevap verilir: "Siz uyurken onlar geceleyin namaz kılıyorlardı. Siz yerken onlar oruç tutuyorlardı. Siz cimrilik yaparken onlar mallarını Allah yolunda harcıyorlardı. Siz korkuyor-ken onlar savaşıyorlardı." [563]
[556] Yani renk bakımından kızı! yakut gibidir ya da at şeklinde kızıl yakuttan yapılmış bir cihazdır. Çünkü at, gerçeklen yakut olsa, kendisinde canlılık olmaz.
[557] Tirmizî. Cennet, 4/11
[558] Tirmizî, Ccnneı, 4/11
[559] Kurtubî. Tezkire, 532
[560] Taberânî, Mu'cemu'l-Ke-bir, 4/4069
[561] Kenzü'l-Umrnâl, 12/35225
[562] Aziz ve Ceiil olan Allah'ın cennetinin illa da altın, gümüş, ve çeşitli mücevherattan olacağı hususunda raviler acaba neden ısrar ediyorlar? Bazılarının iddialarına göre cennetin köşkie-ri, surlarının taşları, toprağı, nehirlerinin kıyılan, bitkieri, ağaçlarının dalları, atları, deve .sürüleri, çeşitli kuşları hep mücevherattanmış!.. Bu gibi sözleri ısrarla Rasûiullah (s.a.v.)'e is-nad etmenin sebebi nedir acaba? Yoksa hastalık. İslama bir tuzak mı kurmak istiyor? Yoksa aymazlık, bütün mutluluk ve şerefi mücevherlerde mi görüyor? Ya da bu ikisi, sebep oarak birleşiyor mu? Bunlardan birincisi nedeniyle hadis uyduruluyor ve yalanlar hadis diye ortaya sürülüyor, (kincisi, yani aymazlık nedeniyle de düşünmeden körü körüne bir kabûlcülük onaya çıkıyor. Cenneti ve eşyalarını değerlendirmek, dünyadaki ölçülerden başka ölçüerle yapılmalıdır. Bunun başka bir yolu da yoktur. Dünyamızda bir şeyin kıymeti, azlığına ve çokluğuna göre değişir. Arz ve talep dengesindeki gerçek konumuna göre değer sahibi veya değersiz olur. Bu nedenledir ki susamaktan Ölmek üzere oan bir kimseye göre bir yudum saf ve temiz su, dünyanın bütün hazinelerinden daha kıymetlidir. Allah'ın cennetinde muhtaç kimse yoktur. Orada arz ve taep kanunu işlemez. Çünkü orada alış veriş yapılmaz. Bu noktadan hareketle diyebiliriz ki; dünyanın mücevherleri, cennette, insanların bu dünyadaki hayatlarında işgal elliği konumdan bambaşka bir konumda olacaktır. Cennetin hakikati; oradaki çeşitli nimetler; zannedenlerin zannından daha üstün, değer takdir edenlerin takdir ellikleri değerden çok daha değerlidir. Rahmet peygamberinin hikmet lisanıyla, cennette nelerin bulunacağı şöyle ifade edilmiştir: "Orada gözlerin görmediği, kulakların duymadığı ve beşer kalbinden dahi geçmemiş şeyler vardır." "Cennette zerre ağırlığınca bir şey, üzerinde güneşin doğduğu ve battığı her şeyden daha hayırlıdır." Cennetin kıymetini ve kadrinin yüceliğini gördünüz mü? Bunlarda, akılları ve kalpleri, Abdullah b. Abbas'tan rivayet edilen şu ışık saçıcı söze (hadis'e) yöneltecek bir etken yok mudur?: "Dünyada cennetten (yani oradaki eş-yalardanj sadece isimler vardır."
Şimdi de .511 iki gerçeğe işaret etmemiz gerekiyor: I- Kur'ân-i Kerim, bu ravilerin ısrar ettikleri şeylere hiç bir ayetinde işarette bulunmuyor. Onun apaçık âyetleri sadece bildiriyor ki: Cennette allın, gümüş ve mticevheret, müminlerin süsü olacaktır. Mutluluklarını sağlayacak Ölçüde fıtrî ve makul bir şekilde bunlardan yararlanacaklardır. "Orada allın bilezikler ve inciler takınırar. Oradaki elbiseleri de ipektendir." (Hacc, 22/23) "Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir." (İnsan, 76/21) ":Orada altın bilezikler takınırlar." (Kehf, 18/31) "Bunlar Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler." (Fatır, 35/33) 2- Bitkilerin bitkiliği, hayvanların hayvaniydi, -akın, inci veya başka bir mücevher de olsa- ccmadatın cansızlığına zıttır. Bazı raviler bu bu gibi şeylerin cennette hesapsız denecek derecede çok bulunduğunu söylemekten haz duyuyorar. Hatla bunlardan bazıları, cennetteki ağaçların meyvelerinin, .sofralardaki yemeklerin ve kupalarla kâselerdeki içeceklerin de mücevherattan olduğunu ileri sürüyorlar?!.
[563] İbn Kesîr, Ölüm Ötesi Tarihi, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2001: 462-464.