Gulinur
Thu 25 November 2010, 05:29 am GMT +0200
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
CENAZE ve AHKAMI
A.GENEL BİLGİLER
Ölümü çokça hatırlamak, tevbe ederek ve mazlumların hakkını vererek ölüme hazırlıklı olmak menduptur. Hasta olan kişi ölümü daha fazla hatırlamalıdır.
En sahih kavle göre, ölmek üzere olan kimse yüzü kıbleye gelecek şekilde sağ yanı üzerine uzatılır. Yer darlığı gibi bir mazeret varsa, ayak çukuru ve yüzü kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırılır. Yüzünün kıbleye bakması için kafası biraz yükseltilir.
Ölmek üzere olan kişiye, zorlama yapmadan şehadet kelimesini telkin etmek ve yanında Yasin suresini okumak, hasta olanın Allah hakkında iyi zanda bulunması, ölünce gözlerini yummak, çenesini başının üst tarafıyla bir sargı ile bağlamak, mafsalları yumuşatarak gevşetmek, bedenin tümünü hafif bir Örtüyle örtmek, karnının üzerine ağır bir madde koymak sünnettir. Sonra cenaze sedir ve benzeri bir şey üzerine konur. Üzerindeki elbiseler çıkarılır ve yüzü kıbleye gelecek şekilde -ölmek üzere olana yapılan işlem gibi-sırt üstü yatırılır.
Cenaze ile ilgili işlemlerin tümünü ölünün yakın akrabaları yapmalıdır. Bir kimsenin öldüğü kesinleşince yıkanması için acele edilir.
Ölüyü yıkamak, kefenlemek, namazını kılmak ve gömmek farz-ı kifayedir.
B. CENAZE İLE İLGİLİ İŞLEMLER
1. Cenazeyi Yıkamak
Cenazeyi yıkamanın asgarisi, varsa beden üzerindeki pislikleri gidermek ve bedenin tümünü bir kere yıkamaktır. En sahih kavle göre; yıkayıcının cenazeyi yıkamaya niyet etmesi vacib değildir. Boğulan kişiyi ve kafirin yıkadığı cenazeyi tekrar yıkamak vacib değildir. Ben diyorum ki, en sahih kavle ve İmamın kesin görüşüne göre, suda boğulmuş olanı yıkamak vacibtir. Allah daha iyi bilir.
Cenazeyi yıkamanın tam şekli ise şöyledir: Cenaze tenha ve kapalı bir yerde, sedir gibi yüksekçe bir yere konur. Sonra üzerinde hafif bir gömlek olduğu halde soğuk su ile yıkanır. Hava soğuk ise su hafifçe ısıtılır. Cenaze sedir üzerinde arkaya doğru biraz meyilli olarak oturtulur. Yıkayıcı sağ elini ölünün omzuna, baş parmağını ensesinin çukuruna koyar. Sırtını sağ dizine dayayarak sol elin ölünün karnının üzerinde gezdirir. Karnındaki fazlalıkları çıkarmak için bu mesh işi yüklenerek yapar. Sonra ölü sırt üstü yatırılır. Sol ele bir bez sarılarak, ön ve arka avret yerleri yıkanır. Sonra bu bez çıkarılır ve ele yeni bir bez sarılır. Yıkayıcı parmağını ölünün ağzına geçirerek dişler üzerinde gezdirir ve burun deliklerindeki pislikleri giderir. Bundan sonra hayattaki insanın aldığı abdest gibi ona abdest aldırır, kafasını ve sakalını sedir gibi bir temizleyici ile yıkar. Saç ve sakalını iri dişli bir tarakla yavaşça tarar. Düşen saçları toplar ve kefenin içine koyar. Daha sonra cenaze sırt üstü uzanmış vaziyette iken, önce sağ tarafını sonra sol tarafını yıkar. Sonra onu sol tarafına çevirerek sağ tarafını enseden sırt ve ayak yönüne doğru yıkar. Bundan sonra sağ tarafına çevirerek aynı şekilde sol tarafını da yıkar. Cenazeyi tam yıkamanın şekli böyledir. Cenazeyi ikinci ve üçüncü defa yıkamak sünnettir.
İlk yıkamada sidir, hatmi gibi şeylerden yararlanmak, üzerinde kalan sidir ve benzeri şeylerin kalıntıları giderildikten sonra baştan ayağa doğru saf su dökmek ve her yıkayışta suya az miktarda kafur katmak sünnettir. (İhramlı kişinin suyuna kafur gibi kokulu bir şeyi katmak haramdır.)
Yıkama işlemi tamamlandıktan sonra cenazeden bir pislik çıkarsa, sadece pisliği gidermek yeterlidir. Zayıf kavle göre, çıkan pisliği izale etmekle birlikte yıkamayı tekrarlamak vacibtir. Başka bir zayıf kavle göre ise, pisliği izale etmekle birlikte abdesti yeniden aldırmak vacibtir.
Erkeği erkek, kadını da kadın yıkamalıdır. Erkeğin kendi cariyesini ve hanımını, kadının da kocasını yıkaması caizdir. Erkek hanımını veya cariyesini yıkarsa veya kadın kocasını yıkarsa, mahremine çıplak elle dokunup abdestinin bozulmaması için eline bir bez bağlamalıdır.
Bir kadın aralarında eşinin veya mahreminin bulunmadığı bir erkek topluluğu arasında ölür veya bir erkek, aralarında eşinin veya mahreminin bulunmadığı kadınlar arasında ölürse, en sahih kavle göre ölüye teyemmüm ettirilir.
Erkeği yıkamada; cenaze namazını kıldırmada öncelik hakkına sahib akrabası önceliklidir. Kadını yıkamada Öncelikli olan kadın akrabalarıclır. (Kızı, kız kardeşi, amca kızları gibi.) En sahih kavle göre kadın akrabalar kocaya tercih edilir. Kadın akrabalar arasında mahrem kadın akrabalar (ölen kadının kızı, kız kardeşi gibi) öncelik hakkına sahiptir. Kadın akraba yoksa yabancı kadınlar önceliklidir. Daha sonra mahrem erkek akrabalar gelir. Bunlar arasında Öncelik hakkı namaz kıldırmadaki öncelik hakkı gibidir. Ben diyorum ki; amca oğulları ve benzeri erkek akrabalar kadına nisbetle yabancı erkekler gibidir. Allah daha iyi bilir. En sahih kavle göre kadının kocası, mahrem olmayan akrabalarına tercih edilir.
ihramda iken ölen kişiye hoş koku sürülmez, saçları ve tırnaklan kesilmez. İddet döneminde ölen kadına en sahih kavle göre güzel koku sürülebilir. İmamın son kavline göre; ihramlı olan hariç ölünün tırnaklarını kesmek, koltuk altı ve kasık kıllarını tıraş etmek, bıyıklarını kısaltmak mekruh değildir. Ben diyorum ki en zahir kavle göre mekruhtur. Allah daha iyi bilir.
2. Cenazeyi Kefenlemek
Ölü, hayatta iken giymesi caiz olan kumaşla kefenlenir. Kefenin en azı, bedenin tümünü kapatacak şekilde bir tek elbisedir. Tek kefenle de olsa kendisine kefen giydirilmemesini vasiyet edenin bu vasiyeti geçerli olmaz.
Erkekler için kefenin üç olması daha faziletlidir. Dört veya beş kefenle kefenlemek de caizdir. Kadının beş kefenle kefenlenmesi daha faziletlidir. Cenaze üç elbise ile kefenlenirse buna lifafe denir. Erkek beş elbise ile kefenlenirse, lifafenin altına gömlek ve sarık ilâve edilir. Kadının kefenlendiği beş kefen ise izar (etek), himar (başörtüsü), gömlek ve iki lifafedir. Bir kavle göre kadının kefeni üç lifafe, izar ve himardır.
Kefenin beyaz renkli olanı sünnet olup, ücreti ölünün terekesinden ödenir. Malı yoksa nafakasını vermekle yükümlü olan akrabasının malından, kölenin ise efendisinin malından ödenir. Keza en sahih kavle göre, kadının kefen ücreti kocasının malından Öde-nir.Cenaze şöyle kefenlenir: Lifafenin en güzeli ve en geniş olanı yere serilir ve bunun üzerine ikinci lifafe, keza onun da üzerine üçüncü lifafe serilir. Her parçanın üzerine hanut (bir çeşit güzel koku) serpilir. Sonra Ölü sırt üstü kefenin üstüne yatırılır. Üzerine kafur ve hanut gibi güzel kokular serpilir. Sonra bel kısmından sağlı sollu bir bez parçası ile bağlanır. Vücudun menfezlerine biraz pamuk konur. Bundan sonra lifafeler birer birer üzerine sarılır ve uyluklarından bağlanır. Cenaze kabre konulunca bağlar çözülmelidir, ihramda iken ölen erkeğe kamis gibi dikişli kefen giydirilmez ve kafası Örtülmez. Ihramlı kadının ise yüzü örtülmez.
3. Cenazeyi Teşyi
Cenaze iki ağaç (sedye veya tabut) arasına konarak taşınır. En sahih kavle göre cenazeyi üç kişinin taşıması dört kişinin taşımasından faziletlidir, cenazeyi üç kişi taşırsa cenaze sedyeye konur, bir kişi kafası sedyenin ön kolları arasına gelecek şekilde sedyenin sağ kolunu sağ omuzuna, sol kolunu da sol omuzuna alır, diğer iki kişiden her biri arka kollardan birer kolu omuzlarına alarak taşır. Cenazeyi dört kişi taşırsa; iki kişi ağacın ön kollarını, diğer
iki kişide arka kollarım omuzlarına alarak taşır. Cenazeyle birlikte gidenlerin önde ve ona yakın yürümeleri daha faziletlidir. Cenazenin bozulup namaza engel bir halin ortaya çıkma korkusu yoksa, cenazeyi taşıyanların orta süratle yürümeleri sünnettir.
4. Cenaze Namazı
Cenaze namazının birkaç rüknü vardır:
1- Niyet etmek. Niyetin vakti diğer namazlardaki niyetin vakti gibidir. Niyet ederken cenaze namazının farzlılığına niyet etmek yeterlidir: "Allah rızası için bu cenazenin farz-ı kifaye olan namazını eda etmeye niyet ettim." gibi. Zayıf kavle göre niyette "farz-ı kifaye" lafzını zikretmek şarttır. Fakat ölüyü kadın veya erkek veya isim olarak belli etmek vacib değildir. Cenaze belli edilir de aksi çıkarsa namaz batıl olur. Birkaç cenaze hazır olursa her ne kadar sayıları belli değilse de: "Bu cenazelerin farz-ı kifaye olan namazına." şeklinde hepsi için bir niyet etmek yeterlidir.
2- Tekbir almak. İftitah tekbiri ile birlikte dört tekbir alınır. Şayet beş tekbir alınırsa en sahih kavle göre namaz batıl olmaz. İmam beş tekbir alırsa en sahih kavle göre, cemaat ona uymaz. Cemaat isterse kalben niyet edip ondan önce selâm verir, isterse onunla birlikte selâm vermek için bekler.
3- Selâm vermek. Dördüncü tekbirden sonra diğer namazlardaki selâm gibi selâm verilir.
4- Birinci tekbirden sonra fatihayı okumak. Ben diyorum ki; Fatihayı birinci tekbirden başka bir tekbirden sonra da okumak caizdir. Allah daha iyi bilir.
5- ikinci tekbirden sonra Peygamber efendimize salât ve selâm getirmek. En sahih kavle göre, Peygamberin aline salât getirmek vacib değildir: Salâtın en kısa şekli şöyledir: "Allahümme Salli alâ mu-hammedin."
6- Üçüncü tekbirden sonra ölü için dua etmek: Duanın en kısa şekli şöyledir: "Allahümmeğflr lehu."
7- Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, mümkünse namazı ayakta kılmak.
Cenaze namazının sünnetleri ise şunlardır:
Her tekbir esnasında elleri omuz hizasına kadar kaldırmak ve fatihayı sessiz okumak. Zayıf kavle göre geceleyin kılınacak namazda fatihayı sesli okumak ve en sahih kavle göre, iftitah duası hariç euzu çekmek sünnettir. Üçüncü tekbirden sonra şu duayı okumak:
Bu duadan önce şu duayı okumak sünnettir:
Çocuk cenazesinde ise bu ikinci duayla birlikte şu duayı oku mak sünnettir.
Dördüncü tekbirden sonra ise şu duayı okumak sünnettir: "Al-lahümme la tahrimnâ ecrehu velâ teftinâ ba'dehu"
Cemaat bir özrü olmaksızın imama muhalefet eder ve imam ikinci tekbiri alıncaya kadar tekbir almazsa, namazları batıl olur. Mesbûk ilk tekbiri alınca her ne kadar imam namazın başka bir bölümünde ise de, kendisi namazın tertibine riayet ederek fatihayı okur. Kendisi fatihaya başlamadan imam ikinci bir tekbir alırsa, mesbûk fatihayı terk ederek imamla birlikte tekbir alır ve fatiha düşer. Fatihayı okurken imam başka bir tekbir alırsa, en sahih kavle göre fatihayı terk eder ve imama uyar. İmam selâm verince geri kalan tekbir ve duaları yalnız başına tamamlar. Bir kavle göre duaları okuması şart değildir.
Cenaze namazı için gerekli olan şartlar, farz namazlar için gerekli olan şartlardır. Ancak cemaat için gerekli olan şartlar cenaze namazı için gerekli değildir. Cenaze namazını bir kişi de kılarsa bu farz eda edilmiş olur. Zayıf kavle göre bu farzın eda edilmesi için iki; bir başka zayıf kavle göre üç; diğer bir zayıf kavle göre ise dört kişnin namazı kılması vacibtir. En sahih kavle göre, erkekler bulunduğu halde cenaze namazım sadece kadınlar kılarsa, farz eda edilmiş olmaz. Kadının cenaze namazı kılması ise sahihtir.
Bir başka beldede bulunan cenazenin namazını kılmak caizdir. Gaipte kılman namaz ile farz eda edilmiş olmaz. Farzın eda edilebilmesi için namaz cenazenin bulunduğu beldede kılınmalıdır. Cenaze gömülmeden önce kılınması ise vacibtir. Gömüldükten sonra kılmır-sa caizdir. En sahih kavle göre, gaibin namazının sahih olabilmesi için namazı kılan kimse, cenaze hazır olduğu vakitte namaz kılmaya ehil olmalıdır. Bu itibarla şu anda Resûlüllah (sav)'m kabri başında cenaze namazını kılmak caiz değildir.
5. Cenaze Namazını Kıldırmada Öncelikli Olan Kimseler
imam'm son kavline göre, namazı kıldırmada ölünün velileri beldenin valisinden önceliklidir. Akrabalar arasında ölünün babası önceliklidir. Sonra her ne kadar yukarıya doğru çıksa da dedesi gelir. Sonra ölünün oğlu ve her ne kadar aşağıya doğru inse de oğlunun oğlu gelir. Sonra öz kardeşi gelir. En zahir kavle göre öz kardeş, baba bir kardeşe tercih edilir. Sonra öz kardeşin oğlu sonra baba bir kardeşin oğlu gelir. Daha sonra mirastaki öncelik sırasına göre asa-be olanlar gelir. Sonra da zevi'l erham olanlar gelir.
Aynı derecede iki akraba bulunursa, İmamın kesin görüşüne göre, yaşlı ve adaletli olan tercih edilir. Akrabalık derecesi itibariyle hür olan uzak akraba, yakın olan köle akrabaya tercih edilir.
Cenaze namazını kılan kişi imam olsun yalnız başına olsun, cenaze erkek ise başı hizasında, kadın veya ersel ise kuyruk sokumu hizasında durur.
Bir arada bulunan birkaç cenaze için bir namaz kılmak caizdir. Kafirin cenaze namazını kılmak haram olup cenazesini yıkamak va-cib değildir. En sahih kavle göre zımmi olanı kefenlemek ve gömmek vacibtir.
Müslümamn bir organı bulunur ve öldüğü bilinirse, bulunan organ yıkanır ve üzerine cenaze namazı kılınır. Düşük olan çocuk, ses çıkarır veya ağlarsa hükmü büyüklerin hükmü gibidir. Ses çıkarmadiği ve ağlamadığı halde kımıldadığı ve canlı olduğa bilinirse, en zahir kavle göre yıkanır ve cenaze namazı kılınır. Canlı olmanın belirtilerini taşımamış ve dört aylık süreyi doldurmamış düşüğün cenaze namazı kılınmaz. Keza dört aylık süreyi doldurmuş ise de en zahir kavle göre cenaze namazı kılınmaz.
Şehit olan ne yıkanır ne de namazı kılınır. Şehit, kafirlerle yapılan savaşta vefat eden kimsedir. Savaş bittikten sonra aldığı yara sebebi ile veya azgınlarla yapılan savaşta ölen kimse en zahir kavle göre şehit sayılmaz. Keza mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre savaşta, savaş sebebiyle değil de hastalık gibi başka bir nedenle ölen kişi de şehit sayılmaz. Cünüp olan kişi şehit olsa, en sahih kavle göre yıkanmaz. Üzerindeki şehitlik kanı dışında bir necaset varsa o necaset giderilir, kana bulaşmış elbisesiyle kefenlenir. Şayet elbisesi vücudunu kapatmıyors kapatacak kadarı ilâve edilir.
6. Cenazeyi Defnetmek
Mezarın en az ölçüsü, cenazenin kokusunu dışa vurmasına ve yırtıcı hayvanların cenazeyi çıkarmasına engel olacak bir çukurdur. Mezarın geniş ve ellerini dik olarak havaya kaldıran orta boylu bir erkeğin boyu kadar derinlikte olması sünnettir. Gevşek olan yerde mezarın lahit şeklinde olması, yarma şeklinde olmasından faziletlidir. Yarma; mezarın alt tarafını nehir yatağı şeklinde kazıp bu yatağın iki tarafı örülen ve bu iki duvar arasına cenazeyi koyduktan sonra çatısı kerpiç ile yapılan mezar şeklidir.
Cenaze mezara konulurken başı mezarın ayak ucundan indirilir. Baş kısmından yavaşça batı ucuna doğru çekilerek mezara konulur.
Cenazeyi mezara erkekler indirir. Erkekler arasında öncelik hakkına sahip olanlar, cenaze namazını kıldırmada öncelikli olanlardır. Ben diyorum ki; evli olan kadının cenazesini mezara indirmede kocası öncelik hakkına sahiptir. Allah daha iyi bilir. Cenazeyi kabre indirenlerin bir, üç, beş... gibi tekli sayıda olmaları sünnettir.
Cenaze mezara kıbleye yönelik bir şekilde sağ yanı üzerine yerleştirilir. Yüzü kıble cihetindeki duvara dayandırılır. Sırtına kerpiç gibi bir şey ile destek yapılır. Kabrin açık kısmı kerpiç ile kapatılır. Yakın olanlardan her biri kabre üçer avuç toprak atar. Daha sonra kürekle üstüne toprak atılır ve mezar sadece bir karış kadar yükseltilir. En sahih kavle göre, mezarın toprağı yer ile aynı seviyede olması, deve hörgücü şeklinde olmasından iyidir.
Zaruret olmadıkça birden fazla cenaze aynı mezara defnedilmez. Aynı mezara iki kişi konulursa, en faziletli olan (imam olmaya layık olan) önce konulur.
Mezarın üstüne oturulmaz ve ona basılmaz. Kabri ziyaret eden, kabir sahibi hayatta iken ona yakın oturduğu gibi kabre yakın oturur.
C. TAZİYE
Taziye, ölünün ailesine sabırlı ve tahammüllü olmalarını tavsiye etmek ve ölü için duada bulunmaktır.
Cenaze gömülmeden önce ve gömüldükten üç gün sonraya kadar taziyede bulunmak sünnettir. Vefat eden müslüman bir kimse için bir müslümana taziyede bulunulurken şöyle denilir:
Vefat eden kafir için müslüman akrabası taziye edilirken de şöyle denilir:
Vefat eden müslüman için kafir akrabası taziye edilirken şöyle denilir:
Vefattan önce ve sonra adabına uyarak ölü için ağlamak caizdir.
Yalnız ölünün meziyetlerini sayarak yüksek sesle ağlamak, göğsü ve yüzü tokatlamak veya yakayı yırtmak gibi davranışlarda bulunmak haramdır.
Muharrer'de bulunmadığı halde eklediğim ayrı ayrı bazı meseleler şunlardır:
1- Ölünün borcu varsa acele üzere ödemek ve vasiyetini yerine getirmek sünnettir.
2- Kişinin kendisine gelen her hangi bir zarardan dolayı ölümü temenni etmesi mekruhtur. Ancak dinine gelecek bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesi mekruh değildir.
3- Hasta olan kimsenin tedavi görmesi sünnettir. Tedavi görmesi için hastayı zorlamak ise mekruhtur.
4- Akraba ve dostları ölünün yüzünü öpmesi caizdir.
5-Cenaze namazı ve diğer işler için ölüm haberini ilân etmenin bir sakıncası yoktur. Yalnız camiliye dönemindeki gibi ölünün iyiliklerini sayarak ölüm haberini ilân etmek mekruhtur.
6- Cenazeyi yıkayan kişi, avret mahalli dışında ihtiyaç miktarı kadar cenazeye bakabilir.
7- Yıkanması sakıncalı olan cenazeye teyemmüm ettirilir.
8- Cünüp veya hayızlı olanın cenazeyi yıkaması mekruh değildir. Ölen kimse cünüp veya hayızlı ise bir yıkama kafidir.
9- Cenazeyi yıkayan kişinin güvenilir olması sünnettir. Cenazede gördüğü güzel hasletleri açıklamalıdır. Hoşa gitmeyen şeyleri ise, bir maslahat olmaksızın açıklaması haramdır.
10- Ölünün iki kardeşi veya iki hanımı onu yıkamak için anlaşmazlığa düşerlerse aralarında kura çekilir.
11- Ölen kafiri yıkaması için yakın kafir akrabası, yakın müs-lüman akrabasına tercih edilir.
12- Aspur boyası ile boyanmış ve pahalı olan kefeni kullanmak mekruhtur. Kefenin yıkanmış olanı yenisinden iyidir. Küçük çocuklar da baliğ olanlar gibi üç kefenle kefenlenir. Kefenin üzerine hanut denilen hoş kokuyu serpmek müstehabtır. Zayıf kavle göre vacibtir.
13- Cenazeyi, -kadın cenazesi de olsa- sadece erkekler taşır. Cenazeyi değerini küçük düşürecek veya düşme ihtimali olacak şekilde taşımak haramdır. Kadın cenazesini onu örtecek tabut gibi bir şeyle taşımak sünnettir.
14- Cenazeyi gömdükten sonra bir vasıtaya binerek geri dönmek mekruh değildir.
15- Müslümanın kafir olan akrabasının cenaze merasimine katılmasında bir sakınca yoktur.
16- Cenaze merasiminde yüksek sesle konuşmak -Kur'ân okumak olsa bile- mekruhtur. İhtiyaç olmaksızın ateş bulundurmak da mekruhtur.
17- Müslümanların cenazesi kafirlerin cenazelerine karışır ve cenazeler birbirinden ayırt edilemezse, bütün cenazeleri yıkayıp namazlarını kılmak vacibtir. Müslümanların cenazeleri kast edilmek suretiyle hepsinin namazı kılmabilir. En güzel olan ve imam'in kesin beyanı budur. Veya "Eğer müslüman ise" diye niyet edilerek her birinin namazı ayrı ayrı kılınır ve namazda şöyle dua edilir: "Al-lahümmağfîr lehu in kâne müslimen"
18- Namazın sahih olması için cenazenin namazdan önce yıkanması şarttır. Cenazeyi kefenlemeden namazını kılmak mekruhtur. Göçük altında kalan kimsenin çıkarılması veya yıkanması sakıncalı ise cenaze namazı kılınmaz.
19- Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, cenaze namazım kılan kişinin cenaze hazır ise, onun önüne geçmemesi ve kabri arkasına almaması şarttır. Cenaze namazını camide kılmak caizdir. Namazda cemaatin üç veya daha fazla saf tutması sünnettir. Namazdan sonra bir başkası gelip namazı kılmak isterse, yalnız başına kılabilir. En sahih kavle göre, namazı kılmış olan kimse ikinci bir defa namazı iade etmez ve cemaatin çoğalması için cenaze namazı geciktirilmez.
20- İntihar eden kişi diğer cenazeler gibi yıkanır ve onun namazı kılınır.
21- İmam hazırda olmayan, cemaat de hazır olan cenazeye niyet ederse veya durum bunun tersi olursa namaz caizdir.
22- Cenazeyi kabristanda gömmek daha faziletlidir. Mezarlıkta gecelemek mekruhtur.
23- Cenazeyi mezara indirirken, erkek cenazesi olsa bile, mezarın bir örtü ile örtülmesi ve cenazeyi kabre indirenin şöyle demesi sünnettir: "Bismillahi ve alâ milleti Resûlillahi sallallahu aleyhi ve sellem"
24- Cenazenin altına (kabrin dibine) bir şey sermek, cenazenin kafası altına yüksekçe toprak koymak veya cenazeyi tabut içinde gömmek mekruhtur. Yalnız yer nemli veya yumuşak ise mekruh değildir. Cenazeyi gece ve hava sıcak değilse namaz kılınması mekruh olan vakitlerde gömmek caizdir. Cenazeyi bu iki vaktin dışında gömmek daha faziletlidir.
25- Kabri kireçle sıvamak, üstüne bina yapmak veya yazı yazmak mekruhtur. Arazisi vakıf olan mezarlar üzerine yapılan binalar yıktırılmalıdır.
26- Defin işlemi bittikten sonra mezarın üzerine su serpmek, ortasına gelecek şekilde uzunlamasına küçük taşları bir çizgi halinde dizmek, mezarın baş tarafına taş koymak veya direk dikmek ve akrabaların mezarlarını bir arada bulundurmak sünnettir.
27- Kabirleri ziyaret etmek erkekler için sünnet, kadınlar için mekruhtur. Zayıf kavle göre ise haramdır. Başka bir zayıf kavle göre ise mubahtır. Yalnız enbiya ve salih kimselerin kabirlerini ziyaret etmek kadınlar için de sünnettir. Kabristanı ziyaret eden kişi önce kabristana selâm verir, Kur'ân okur ve ölüler için duada bulunur. Kabristana selâm vermenin bir şekli şöyledir: "es-Selamu aleykum dâre kavmin mü'minîn ve innâ biküm inşaallahu lahikûn."
28- Cenazeyi başka bir beldeye nakletmek haramdır. Zayıf kavle göre ise mekruhtur, imam'ın kesin beyanına göre Mekke'ye, Medine'ye veya Beyt-i Makdise yakın yerde vefat edenin cenazesini bu yerlere nakletmek caizdir. Yakınlığın ölçüsü, nakil esnasında cenaze kokusunun değişmeyeceğinden emin olunan mesafedir. Cenaze gömüldükten sonra bir mazeret olmaksızın cenazeyi başka bir yere nakletmek veya başka bir şey için kabri açmak haramdır. Örneğin cenaze yıkanmadan veya gasp edilmiş arazide veya gasp edilmiş elbiseyle veya beraberinde bir mal ile gömülmüş veya kıble cihetine doğru gömülmemişse kabri açmak haram değildir. En sahih kavle göre, kefensiz gömülen cenazeyi kefenlemek için kabri açmak.caiz değildir.
29- Definden sonra ölünün imanında sabit kalması için, bir cemaatin bir saat kadar kabrin başında durup Allah'a duada bulunmaları sünnettir. Mükellef olan ölü için telkinde bulunmak sünnettir.
30- Ölünün yakınları için komşuları yemek hazırlamalı, onları gece gündüz doyurmaları ve yemek yemeleri için ısrar etmeleri sünnettir. Ölünün iyiliklerini sayıp yüksek sesle ağlayanlar için yemek hazırlamak haramdır. Allah daha iyi bilir.
CENAZE ve AHKAMI
A.GENEL BİLGİLER
Ölümü çokça hatırlamak, tevbe ederek ve mazlumların hakkını vererek ölüme hazırlıklı olmak menduptur. Hasta olan kişi ölümü daha fazla hatırlamalıdır.
En sahih kavle göre, ölmek üzere olan kimse yüzü kıbleye gelecek şekilde sağ yanı üzerine uzatılır. Yer darlığı gibi bir mazeret varsa, ayak çukuru ve yüzü kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırılır. Yüzünün kıbleye bakması için kafası biraz yükseltilir.
Ölmek üzere olan kişiye, zorlama yapmadan şehadet kelimesini telkin etmek ve yanında Yasin suresini okumak, hasta olanın Allah hakkında iyi zanda bulunması, ölünce gözlerini yummak, çenesini başının üst tarafıyla bir sargı ile bağlamak, mafsalları yumuşatarak gevşetmek, bedenin tümünü hafif bir Örtüyle örtmek, karnının üzerine ağır bir madde koymak sünnettir. Sonra cenaze sedir ve benzeri bir şey üzerine konur. Üzerindeki elbiseler çıkarılır ve yüzü kıbleye gelecek şekilde -ölmek üzere olana yapılan işlem gibi-sırt üstü yatırılır.
Cenaze ile ilgili işlemlerin tümünü ölünün yakın akrabaları yapmalıdır. Bir kimsenin öldüğü kesinleşince yıkanması için acele edilir.
Ölüyü yıkamak, kefenlemek, namazını kılmak ve gömmek farz-ı kifayedir.
B. CENAZE İLE İLGİLİ İŞLEMLER
1. Cenazeyi Yıkamak
Cenazeyi yıkamanın asgarisi, varsa beden üzerindeki pislikleri gidermek ve bedenin tümünü bir kere yıkamaktır. En sahih kavle göre; yıkayıcının cenazeyi yıkamaya niyet etmesi vacib değildir. Boğulan kişiyi ve kafirin yıkadığı cenazeyi tekrar yıkamak vacib değildir. Ben diyorum ki, en sahih kavle ve İmamın kesin görüşüne göre, suda boğulmuş olanı yıkamak vacibtir. Allah daha iyi bilir.
Cenazeyi yıkamanın tam şekli ise şöyledir: Cenaze tenha ve kapalı bir yerde, sedir gibi yüksekçe bir yere konur. Sonra üzerinde hafif bir gömlek olduğu halde soğuk su ile yıkanır. Hava soğuk ise su hafifçe ısıtılır. Cenaze sedir üzerinde arkaya doğru biraz meyilli olarak oturtulur. Yıkayıcı sağ elini ölünün omzuna, baş parmağını ensesinin çukuruna koyar. Sırtını sağ dizine dayayarak sol elin ölünün karnının üzerinde gezdirir. Karnındaki fazlalıkları çıkarmak için bu mesh işi yüklenerek yapar. Sonra ölü sırt üstü yatırılır. Sol ele bir bez sarılarak, ön ve arka avret yerleri yıkanır. Sonra bu bez çıkarılır ve ele yeni bir bez sarılır. Yıkayıcı parmağını ölünün ağzına geçirerek dişler üzerinde gezdirir ve burun deliklerindeki pislikleri giderir. Bundan sonra hayattaki insanın aldığı abdest gibi ona abdest aldırır, kafasını ve sakalını sedir gibi bir temizleyici ile yıkar. Saç ve sakalını iri dişli bir tarakla yavaşça tarar. Düşen saçları toplar ve kefenin içine koyar. Daha sonra cenaze sırt üstü uzanmış vaziyette iken, önce sağ tarafını sonra sol tarafını yıkar. Sonra onu sol tarafına çevirerek sağ tarafını enseden sırt ve ayak yönüne doğru yıkar. Bundan sonra sağ tarafına çevirerek aynı şekilde sol tarafını da yıkar. Cenazeyi tam yıkamanın şekli böyledir. Cenazeyi ikinci ve üçüncü defa yıkamak sünnettir.
İlk yıkamada sidir, hatmi gibi şeylerden yararlanmak, üzerinde kalan sidir ve benzeri şeylerin kalıntıları giderildikten sonra baştan ayağa doğru saf su dökmek ve her yıkayışta suya az miktarda kafur katmak sünnettir. (İhramlı kişinin suyuna kafur gibi kokulu bir şeyi katmak haramdır.)
Yıkama işlemi tamamlandıktan sonra cenazeden bir pislik çıkarsa, sadece pisliği gidermek yeterlidir. Zayıf kavle göre, çıkan pisliği izale etmekle birlikte yıkamayı tekrarlamak vacibtir. Başka bir zayıf kavle göre ise, pisliği izale etmekle birlikte abdesti yeniden aldırmak vacibtir.
Erkeği erkek, kadını da kadın yıkamalıdır. Erkeğin kendi cariyesini ve hanımını, kadının da kocasını yıkaması caizdir. Erkek hanımını veya cariyesini yıkarsa veya kadın kocasını yıkarsa, mahremine çıplak elle dokunup abdestinin bozulmaması için eline bir bez bağlamalıdır.
Bir kadın aralarında eşinin veya mahreminin bulunmadığı bir erkek topluluğu arasında ölür veya bir erkek, aralarında eşinin veya mahreminin bulunmadığı kadınlar arasında ölürse, en sahih kavle göre ölüye teyemmüm ettirilir.
Erkeği yıkamada; cenaze namazını kıldırmada öncelik hakkına sahib akrabası önceliklidir. Kadını yıkamada Öncelikli olan kadın akrabalarıclır. (Kızı, kız kardeşi, amca kızları gibi.) En sahih kavle göre kadın akrabalar kocaya tercih edilir. Kadın akrabalar arasında mahrem kadın akrabalar (ölen kadının kızı, kız kardeşi gibi) öncelik hakkına sahiptir. Kadın akraba yoksa yabancı kadınlar önceliklidir. Daha sonra mahrem erkek akrabalar gelir. Bunlar arasında Öncelik hakkı namaz kıldırmadaki öncelik hakkı gibidir. Ben diyorum ki; amca oğulları ve benzeri erkek akrabalar kadına nisbetle yabancı erkekler gibidir. Allah daha iyi bilir. En sahih kavle göre kadının kocası, mahrem olmayan akrabalarına tercih edilir.
ihramda iken ölen kişiye hoş koku sürülmez, saçları ve tırnaklan kesilmez. İddet döneminde ölen kadına en sahih kavle göre güzel koku sürülebilir. İmamın son kavline göre; ihramlı olan hariç ölünün tırnaklarını kesmek, koltuk altı ve kasık kıllarını tıraş etmek, bıyıklarını kısaltmak mekruh değildir. Ben diyorum ki en zahir kavle göre mekruhtur. Allah daha iyi bilir.
2. Cenazeyi Kefenlemek
Ölü, hayatta iken giymesi caiz olan kumaşla kefenlenir. Kefenin en azı, bedenin tümünü kapatacak şekilde bir tek elbisedir. Tek kefenle de olsa kendisine kefen giydirilmemesini vasiyet edenin bu vasiyeti geçerli olmaz.
Erkekler için kefenin üç olması daha faziletlidir. Dört veya beş kefenle kefenlemek de caizdir. Kadının beş kefenle kefenlenmesi daha faziletlidir. Cenaze üç elbise ile kefenlenirse buna lifafe denir. Erkek beş elbise ile kefenlenirse, lifafenin altına gömlek ve sarık ilâve edilir. Kadının kefenlendiği beş kefen ise izar (etek), himar (başörtüsü), gömlek ve iki lifafedir. Bir kavle göre kadının kefeni üç lifafe, izar ve himardır.
Kefenin beyaz renkli olanı sünnet olup, ücreti ölünün terekesinden ödenir. Malı yoksa nafakasını vermekle yükümlü olan akrabasının malından, kölenin ise efendisinin malından ödenir. Keza en sahih kavle göre, kadının kefen ücreti kocasının malından Öde-nir.Cenaze şöyle kefenlenir: Lifafenin en güzeli ve en geniş olanı yere serilir ve bunun üzerine ikinci lifafe, keza onun da üzerine üçüncü lifafe serilir. Her parçanın üzerine hanut (bir çeşit güzel koku) serpilir. Sonra Ölü sırt üstü kefenin üstüne yatırılır. Üzerine kafur ve hanut gibi güzel kokular serpilir. Sonra bel kısmından sağlı sollu bir bez parçası ile bağlanır. Vücudun menfezlerine biraz pamuk konur. Bundan sonra lifafeler birer birer üzerine sarılır ve uyluklarından bağlanır. Cenaze kabre konulunca bağlar çözülmelidir, ihramda iken ölen erkeğe kamis gibi dikişli kefen giydirilmez ve kafası Örtülmez. Ihramlı kadının ise yüzü örtülmez.
3. Cenazeyi Teşyi
Cenaze iki ağaç (sedye veya tabut) arasına konarak taşınır. En sahih kavle göre cenazeyi üç kişinin taşıması dört kişinin taşımasından faziletlidir, cenazeyi üç kişi taşırsa cenaze sedyeye konur, bir kişi kafası sedyenin ön kolları arasına gelecek şekilde sedyenin sağ kolunu sağ omuzuna, sol kolunu da sol omuzuna alır, diğer iki kişiden her biri arka kollardan birer kolu omuzlarına alarak taşır. Cenazeyi dört kişi taşırsa; iki kişi ağacın ön kollarını, diğer
iki kişide arka kollarım omuzlarına alarak taşır. Cenazeyle birlikte gidenlerin önde ve ona yakın yürümeleri daha faziletlidir. Cenazenin bozulup namaza engel bir halin ortaya çıkma korkusu yoksa, cenazeyi taşıyanların orta süratle yürümeleri sünnettir.
4. Cenaze Namazı
Cenaze namazının birkaç rüknü vardır:
1- Niyet etmek. Niyetin vakti diğer namazlardaki niyetin vakti gibidir. Niyet ederken cenaze namazının farzlılığına niyet etmek yeterlidir: "Allah rızası için bu cenazenin farz-ı kifaye olan namazını eda etmeye niyet ettim." gibi. Zayıf kavle göre niyette "farz-ı kifaye" lafzını zikretmek şarttır. Fakat ölüyü kadın veya erkek veya isim olarak belli etmek vacib değildir. Cenaze belli edilir de aksi çıkarsa namaz batıl olur. Birkaç cenaze hazır olursa her ne kadar sayıları belli değilse de: "Bu cenazelerin farz-ı kifaye olan namazına." şeklinde hepsi için bir niyet etmek yeterlidir.
2- Tekbir almak. İftitah tekbiri ile birlikte dört tekbir alınır. Şayet beş tekbir alınırsa en sahih kavle göre namaz batıl olmaz. İmam beş tekbir alırsa en sahih kavle göre, cemaat ona uymaz. Cemaat isterse kalben niyet edip ondan önce selâm verir, isterse onunla birlikte selâm vermek için bekler.
3- Selâm vermek. Dördüncü tekbirden sonra diğer namazlardaki selâm gibi selâm verilir.
4- Birinci tekbirden sonra fatihayı okumak. Ben diyorum ki; Fatihayı birinci tekbirden başka bir tekbirden sonra da okumak caizdir. Allah daha iyi bilir.
5- ikinci tekbirden sonra Peygamber efendimize salât ve selâm getirmek. En sahih kavle göre, Peygamberin aline salât getirmek vacib değildir: Salâtın en kısa şekli şöyledir: "Allahümme Salli alâ mu-hammedin."
6- Üçüncü tekbirden sonra ölü için dua etmek: Duanın en kısa şekli şöyledir: "Allahümmeğflr lehu."
7- Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, mümkünse namazı ayakta kılmak.
Cenaze namazının sünnetleri ise şunlardır:
Her tekbir esnasında elleri omuz hizasına kadar kaldırmak ve fatihayı sessiz okumak. Zayıf kavle göre geceleyin kılınacak namazda fatihayı sesli okumak ve en sahih kavle göre, iftitah duası hariç euzu çekmek sünnettir. Üçüncü tekbirden sonra şu duayı okumak:
Bu duadan önce şu duayı okumak sünnettir:
Çocuk cenazesinde ise bu ikinci duayla birlikte şu duayı oku mak sünnettir.
Dördüncü tekbirden sonra ise şu duayı okumak sünnettir: "Al-lahümme la tahrimnâ ecrehu velâ teftinâ ba'dehu"
Cemaat bir özrü olmaksızın imama muhalefet eder ve imam ikinci tekbiri alıncaya kadar tekbir almazsa, namazları batıl olur. Mesbûk ilk tekbiri alınca her ne kadar imam namazın başka bir bölümünde ise de, kendisi namazın tertibine riayet ederek fatihayı okur. Kendisi fatihaya başlamadan imam ikinci bir tekbir alırsa, mesbûk fatihayı terk ederek imamla birlikte tekbir alır ve fatiha düşer. Fatihayı okurken imam başka bir tekbir alırsa, en sahih kavle göre fatihayı terk eder ve imama uyar. İmam selâm verince geri kalan tekbir ve duaları yalnız başına tamamlar. Bir kavle göre duaları okuması şart değildir.
Cenaze namazı için gerekli olan şartlar, farz namazlar için gerekli olan şartlardır. Ancak cemaat için gerekli olan şartlar cenaze namazı için gerekli değildir. Cenaze namazını bir kişi de kılarsa bu farz eda edilmiş olur. Zayıf kavle göre bu farzın eda edilmesi için iki; bir başka zayıf kavle göre üç; diğer bir zayıf kavle göre ise dört kişnin namazı kılması vacibtir. En sahih kavle göre, erkekler bulunduğu halde cenaze namazım sadece kadınlar kılarsa, farz eda edilmiş olmaz. Kadının cenaze namazı kılması ise sahihtir.
Bir başka beldede bulunan cenazenin namazını kılmak caizdir. Gaipte kılman namaz ile farz eda edilmiş olmaz. Farzın eda edilebilmesi için namaz cenazenin bulunduğu beldede kılınmalıdır. Cenaze gömülmeden önce kılınması ise vacibtir. Gömüldükten sonra kılmır-sa caizdir. En sahih kavle göre, gaibin namazının sahih olabilmesi için namazı kılan kimse, cenaze hazır olduğu vakitte namaz kılmaya ehil olmalıdır. Bu itibarla şu anda Resûlüllah (sav)'m kabri başında cenaze namazını kılmak caiz değildir.
5. Cenaze Namazını Kıldırmada Öncelikli Olan Kimseler
imam'm son kavline göre, namazı kıldırmada ölünün velileri beldenin valisinden önceliklidir. Akrabalar arasında ölünün babası önceliklidir. Sonra her ne kadar yukarıya doğru çıksa da dedesi gelir. Sonra ölünün oğlu ve her ne kadar aşağıya doğru inse de oğlunun oğlu gelir. Sonra öz kardeşi gelir. En zahir kavle göre öz kardeş, baba bir kardeşe tercih edilir. Sonra öz kardeşin oğlu sonra baba bir kardeşin oğlu gelir. Daha sonra mirastaki öncelik sırasına göre asa-be olanlar gelir. Sonra da zevi'l erham olanlar gelir.
Aynı derecede iki akraba bulunursa, İmamın kesin görüşüne göre, yaşlı ve adaletli olan tercih edilir. Akrabalık derecesi itibariyle hür olan uzak akraba, yakın olan köle akrabaya tercih edilir.
Cenaze namazını kılan kişi imam olsun yalnız başına olsun, cenaze erkek ise başı hizasında, kadın veya ersel ise kuyruk sokumu hizasında durur.
Bir arada bulunan birkaç cenaze için bir namaz kılmak caizdir. Kafirin cenaze namazını kılmak haram olup cenazesini yıkamak va-cib değildir. En sahih kavle göre zımmi olanı kefenlemek ve gömmek vacibtir.
Müslümamn bir organı bulunur ve öldüğü bilinirse, bulunan organ yıkanır ve üzerine cenaze namazı kılınır. Düşük olan çocuk, ses çıkarır veya ağlarsa hükmü büyüklerin hükmü gibidir. Ses çıkarmadiği ve ağlamadığı halde kımıldadığı ve canlı olduğa bilinirse, en zahir kavle göre yıkanır ve cenaze namazı kılınır. Canlı olmanın belirtilerini taşımamış ve dört aylık süreyi doldurmamış düşüğün cenaze namazı kılınmaz. Keza dört aylık süreyi doldurmuş ise de en zahir kavle göre cenaze namazı kılınmaz.
Şehit olan ne yıkanır ne de namazı kılınır. Şehit, kafirlerle yapılan savaşta vefat eden kimsedir. Savaş bittikten sonra aldığı yara sebebi ile veya azgınlarla yapılan savaşta ölen kimse en zahir kavle göre şehit sayılmaz. Keza mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre savaşta, savaş sebebiyle değil de hastalık gibi başka bir nedenle ölen kişi de şehit sayılmaz. Cünüp olan kişi şehit olsa, en sahih kavle göre yıkanmaz. Üzerindeki şehitlik kanı dışında bir necaset varsa o necaset giderilir, kana bulaşmış elbisesiyle kefenlenir. Şayet elbisesi vücudunu kapatmıyors kapatacak kadarı ilâve edilir.
6. Cenazeyi Defnetmek
Mezarın en az ölçüsü, cenazenin kokusunu dışa vurmasına ve yırtıcı hayvanların cenazeyi çıkarmasına engel olacak bir çukurdur. Mezarın geniş ve ellerini dik olarak havaya kaldıran orta boylu bir erkeğin boyu kadar derinlikte olması sünnettir. Gevşek olan yerde mezarın lahit şeklinde olması, yarma şeklinde olmasından faziletlidir. Yarma; mezarın alt tarafını nehir yatağı şeklinde kazıp bu yatağın iki tarafı örülen ve bu iki duvar arasına cenazeyi koyduktan sonra çatısı kerpiç ile yapılan mezar şeklidir.
Cenaze mezara konulurken başı mezarın ayak ucundan indirilir. Baş kısmından yavaşça batı ucuna doğru çekilerek mezara konulur.
Cenazeyi mezara erkekler indirir. Erkekler arasında öncelik hakkına sahip olanlar, cenaze namazını kıldırmada öncelikli olanlardır. Ben diyorum ki; evli olan kadının cenazesini mezara indirmede kocası öncelik hakkına sahiptir. Allah daha iyi bilir. Cenazeyi kabre indirenlerin bir, üç, beş... gibi tekli sayıda olmaları sünnettir.
Cenaze mezara kıbleye yönelik bir şekilde sağ yanı üzerine yerleştirilir. Yüzü kıble cihetindeki duvara dayandırılır. Sırtına kerpiç gibi bir şey ile destek yapılır. Kabrin açık kısmı kerpiç ile kapatılır. Yakın olanlardan her biri kabre üçer avuç toprak atar. Daha sonra kürekle üstüne toprak atılır ve mezar sadece bir karış kadar yükseltilir. En sahih kavle göre, mezarın toprağı yer ile aynı seviyede olması, deve hörgücü şeklinde olmasından iyidir.
Zaruret olmadıkça birden fazla cenaze aynı mezara defnedilmez. Aynı mezara iki kişi konulursa, en faziletli olan (imam olmaya layık olan) önce konulur.
Mezarın üstüne oturulmaz ve ona basılmaz. Kabri ziyaret eden, kabir sahibi hayatta iken ona yakın oturduğu gibi kabre yakın oturur.
C. TAZİYE
Taziye, ölünün ailesine sabırlı ve tahammüllü olmalarını tavsiye etmek ve ölü için duada bulunmaktır.
Cenaze gömülmeden önce ve gömüldükten üç gün sonraya kadar taziyede bulunmak sünnettir. Vefat eden müslüman bir kimse için bir müslümana taziyede bulunulurken şöyle denilir:
Vefat eden kafir için müslüman akrabası taziye edilirken de şöyle denilir:
Vefat eden müslüman için kafir akrabası taziye edilirken şöyle denilir:
Vefattan önce ve sonra adabına uyarak ölü için ağlamak caizdir.
Yalnız ölünün meziyetlerini sayarak yüksek sesle ağlamak, göğsü ve yüzü tokatlamak veya yakayı yırtmak gibi davranışlarda bulunmak haramdır.
Muharrer'de bulunmadığı halde eklediğim ayrı ayrı bazı meseleler şunlardır:
1- Ölünün borcu varsa acele üzere ödemek ve vasiyetini yerine getirmek sünnettir.
2- Kişinin kendisine gelen her hangi bir zarardan dolayı ölümü temenni etmesi mekruhtur. Ancak dinine gelecek bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesi mekruh değildir.
3- Hasta olan kimsenin tedavi görmesi sünnettir. Tedavi görmesi için hastayı zorlamak ise mekruhtur.
4- Akraba ve dostları ölünün yüzünü öpmesi caizdir.
5-Cenaze namazı ve diğer işler için ölüm haberini ilân etmenin bir sakıncası yoktur. Yalnız camiliye dönemindeki gibi ölünün iyiliklerini sayarak ölüm haberini ilân etmek mekruhtur.
6- Cenazeyi yıkayan kişi, avret mahalli dışında ihtiyaç miktarı kadar cenazeye bakabilir.
7- Yıkanması sakıncalı olan cenazeye teyemmüm ettirilir.
8- Cünüp veya hayızlı olanın cenazeyi yıkaması mekruh değildir. Ölen kimse cünüp veya hayızlı ise bir yıkama kafidir.
9- Cenazeyi yıkayan kişinin güvenilir olması sünnettir. Cenazede gördüğü güzel hasletleri açıklamalıdır. Hoşa gitmeyen şeyleri ise, bir maslahat olmaksızın açıklaması haramdır.
10- Ölünün iki kardeşi veya iki hanımı onu yıkamak için anlaşmazlığa düşerlerse aralarında kura çekilir.
11- Ölen kafiri yıkaması için yakın kafir akrabası, yakın müs-lüman akrabasına tercih edilir.
12- Aspur boyası ile boyanmış ve pahalı olan kefeni kullanmak mekruhtur. Kefenin yıkanmış olanı yenisinden iyidir. Küçük çocuklar da baliğ olanlar gibi üç kefenle kefenlenir. Kefenin üzerine hanut denilen hoş kokuyu serpmek müstehabtır. Zayıf kavle göre vacibtir.
13- Cenazeyi, -kadın cenazesi de olsa- sadece erkekler taşır. Cenazeyi değerini küçük düşürecek veya düşme ihtimali olacak şekilde taşımak haramdır. Kadın cenazesini onu örtecek tabut gibi bir şeyle taşımak sünnettir.
14- Cenazeyi gömdükten sonra bir vasıtaya binerek geri dönmek mekruh değildir.
15- Müslümanın kafir olan akrabasının cenaze merasimine katılmasında bir sakınca yoktur.
16- Cenaze merasiminde yüksek sesle konuşmak -Kur'ân okumak olsa bile- mekruhtur. İhtiyaç olmaksızın ateş bulundurmak da mekruhtur.
17- Müslümanların cenazesi kafirlerin cenazelerine karışır ve cenazeler birbirinden ayırt edilemezse, bütün cenazeleri yıkayıp namazlarını kılmak vacibtir. Müslümanların cenazeleri kast edilmek suretiyle hepsinin namazı kılmabilir. En güzel olan ve imam'in kesin beyanı budur. Veya "Eğer müslüman ise" diye niyet edilerek her birinin namazı ayrı ayrı kılınır ve namazda şöyle dua edilir: "Al-lahümmağfîr lehu in kâne müslimen"
18- Namazın sahih olması için cenazenin namazdan önce yıkanması şarttır. Cenazeyi kefenlemeden namazını kılmak mekruhtur. Göçük altında kalan kimsenin çıkarılması veya yıkanması sakıncalı ise cenaze namazı kılınmaz.
19- Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, cenaze namazım kılan kişinin cenaze hazır ise, onun önüne geçmemesi ve kabri arkasına almaması şarttır. Cenaze namazını camide kılmak caizdir. Namazda cemaatin üç veya daha fazla saf tutması sünnettir. Namazdan sonra bir başkası gelip namazı kılmak isterse, yalnız başına kılabilir. En sahih kavle göre, namazı kılmış olan kimse ikinci bir defa namazı iade etmez ve cemaatin çoğalması için cenaze namazı geciktirilmez.
20- İntihar eden kişi diğer cenazeler gibi yıkanır ve onun namazı kılınır.
21- İmam hazırda olmayan, cemaat de hazır olan cenazeye niyet ederse veya durum bunun tersi olursa namaz caizdir.
22- Cenazeyi kabristanda gömmek daha faziletlidir. Mezarlıkta gecelemek mekruhtur.
23- Cenazeyi mezara indirirken, erkek cenazesi olsa bile, mezarın bir örtü ile örtülmesi ve cenazeyi kabre indirenin şöyle demesi sünnettir: "Bismillahi ve alâ milleti Resûlillahi sallallahu aleyhi ve sellem"
24- Cenazenin altına (kabrin dibine) bir şey sermek, cenazenin kafası altına yüksekçe toprak koymak veya cenazeyi tabut içinde gömmek mekruhtur. Yalnız yer nemli veya yumuşak ise mekruh değildir. Cenazeyi gece ve hava sıcak değilse namaz kılınması mekruh olan vakitlerde gömmek caizdir. Cenazeyi bu iki vaktin dışında gömmek daha faziletlidir.
25- Kabri kireçle sıvamak, üstüne bina yapmak veya yazı yazmak mekruhtur. Arazisi vakıf olan mezarlar üzerine yapılan binalar yıktırılmalıdır.
26- Defin işlemi bittikten sonra mezarın üzerine su serpmek, ortasına gelecek şekilde uzunlamasına küçük taşları bir çizgi halinde dizmek, mezarın baş tarafına taş koymak veya direk dikmek ve akrabaların mezarlarını bir arada bulundurmak sünnettir.
27- Kabirleri ziyaret etmek erkekler için sünnet, kadınlar için mekruhtur. Zayıf kavle göre ise haramdır. Başka bir zayıf kavle göre ise mubahtır. Yalnız enbiya ve salih kimselerin kabirlerini ziyaret etmek kadınlar için de sünnettir. Kabristanı ziyaret eden kişi önce kabristana selâm verir, Kur'ân okur ve ölüler için duada bulunur. Kabristana selâm vermenin bir şekli şöyledir: "es-Selamu aleykum dâre kavmin mü'minîn ve innâ biküm inşaallahu lahikûn."
28- Cenazeyi başka bir beldeye nakletmek haramdır. Zayıf kavle göre ise mekruhtur, imam'ın kesin beyanına göre Mekke'ye, Medine'ye veya Beyt-i Makdise yakın yerde vefat edenin cenazesini bu yerlere nakletmek caizdir. Yakınlığın ölçüsü, nakil esnasında cenaze kokusunun değişmeyeceğinden emin olunan mesafedir. Cenaze gömüldükten sonra bir mazeret olmaksızın cenazeyi başka bir yere nakletmek veya başka bir şey için kabri açmak haramdır. Örneğin cenaze yıkanmadan veya gasp edilmiş arazide veya gasp edilmiş elbiseyle veya beraberinde bir mal ile gömülmüş veya kıble cihetine doğru gömülmemişse kabri açmak haram değildir. En sahih kavle göre, kefensiz gömülen cenazeyi kefenlemek için kabri açmak.caiz değildir.
29- Definden sonra ölünün imanında sabit kalması için, bir cemaatin bir saat kadar kabrin başında durup Allah'a duada bulunmaları sünnettir. Mükellef olan ölü için telkinde bulunmak sünnettir.
30- Ölünün yakınları için komşuları yemek hazırlamalı, onları gece gündüz doyurmaları ve yemek yemeleri için ısrar etmeleri sünnettir. Ölünün iyiliklerini sayıp yüksek sesle ağlayanlar için yemek hazırlamak haramdır. Allah daha iyi bilir.