- Cenaze ve Ahkamı

Adsense kodları


Cenaze ve Ahkamı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Gulinur
Thu 25 November 2010, 05:29 am GMT +0200
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

CENAZE ve AHKAMI

A.GENEL BİLGİLER

Ölümü çokça hatırlamak, tevbe ederek ve mazlumların hakkını vererek ölüme hazırlıklı olmak menduptur. Hasta olan kişi ölümü daha fazla hatırlamalıdır.

En sahih kavle göre, ölmek üzere olan kimse yüzü kıbleye ge­lecek şekilde sağ yanı üzerine uzatılır. Yer darlığı gibi bir mazeret varsa, ayak çukuru ve yüzü kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırılır. Yüzünün kıbleye bakması için kafası biraz yükseltilir.

Ölmek üzere olan kişiye, zorlama yapmadan şehadet kelimesi­ni telkin etmek ve yanında Yasin suresini okumak, hasta olanın Al­lah hakkında iyi zanda bulunması, ölünce gözlerini yummak, çene­sini başının üst tarafıyla bir sargı ile bağlamak, mafsalları yumuşa­tarak gevşetmek, bedenin tümünü hafif bir Örtüyle örtmek, karnının üzerine ağır bir madde koymak sünnettir. Sonra cenaze se­dir ve benzeri bir şey üzerine konur. Üzerindeki elbiseler çıkarılır ve yüzü kıbleye gelecek şekilde -ölmek üzere olana yapılan işlem gibi-sırt üstü yatırılır.

Cenaze ile ilgili işlemlerin tümünü ölünün yakın akrabaları yapmalıdır. Bir kimsenin öldüğü kesinleşince yıkanması için acele edilir.

Ölüyü yıkamak,  kefenlemek,  namazını kılmak ve gömmek farz-ı kifayedir.

 

B. CENAZE İLE İLGİLİ İŞLEMLER
 

1. Cenazeyi Yıkamak
 


Cenazeyi yıkamanın asgarisi, varsa beden üzerindeki pislikle­ri gidermek ve bedenin tümünü bir kere yıkamaktır. En sahih kav­le göre; yıkayıcının cenazeyi yıkamaya niyet etmesi vacib değildir. Boğulan kişiyi ve kafirin yıkadığı cenazeyi tekrar yıkamak vacib de­ğildir. Ben diyorum ki, en sahih kavle ve İmamın kesin görüşüne göre, suda boğulmuş olanı yıkamak vacibtir. Allah daha iyi bilir.

Cenazeyi yıkamanın tam şekli ise şöyledir: Cenaze tenha ve kapalı bir yerde, sedir gibi yüksekçe bir yere konur. Sonra üzerinde hafif bir gömlek olduğu halde soğuk su ile yıkanır. Hava soğuk ise su hafifçe ısıtılır. Cenaze sedir üzerinde arkaya doğru biraz meyilli ola­rak oturtulur. Yıkayıcı sağ elini ölünün omzuna, baş parmağını en­sesinin çukuruna koyar. Sırtını sağ dizine dayayarak sol elin ölünün karnının üzerinde gezdirir. Karnındaki fazlalıkları çıkarmak için bu mesh işi yüklenerek yapar. Sonra ölü sırt üstü yatırılır. Sol ele bir bez sarılarak, ön ve arka avret yerleri yıkanır. Sonra bu bez çıkarılır ve ele yeni bir bez sarılır. Yıkayıcı parmağını ölünün ağzına geçire­rek dişler üzerinde gezdirir ve burun deliklerindeki pislikleri gide­rir. Bundan sonra hayattaki insanın aldığı abdest gibi ona abdest aldırır, kafasını ve sakalını sedir gibi bir temizleyici ile yıkar. Saç ve sakalını iri dişli bir tarakla yavaşça tarar. Düşen saçları toplar ve ke­fenin içine koyar. Daha sonra cenaze sırt üstü uzanmış vaziyette iken, önce sağ tarafını sonra sol tarafını yıkar. Sonra onu sol ta­rafına çevirerek sağ tarafını enseden sırt ve ayak yönüne doğru yıkar. Bundan sonra sağ tarafına çevirerek aynı şekilde sol tarafını da yıkar. Cenazeyi tam yıkamanın şekli böyledir. Cenazeyi ikinci ve üçüncü defa yıkamak sünnettir.

İlk yıkamada sidir, hatmi gibi şeylerden yararlanmak, üzerin­de kalan sidir ve benzeri şeylerin kalıntıları giderildikten sonra baş­tan ayağa doğru saf su dökmek ve her yıkayışta suya az miktarda kafur katmak sünnettir. (İhramlı kişinin suyuna kafur gibi kokulu bir şeyi katmak haramdır.)

Yıkama işlemi tamamlandıktan sonra cenazeden bir pislik çıkarsa, sadece pisliği gidermek yeterlidir. Zayıf kavle göre, çıkan pisliği izale etmekle birlikte yıkamayı tekrarlamak vacibtir. Başka bir zayıf kavle göre ise, pisliği izale etmekle birlikte abdesti yeniden aldırmak vacibtir.

Erkeği erkek, kadını da kadın yıkamalıdır. Erkeğin kendi cari­yesini ve hanımını, kadının da kocasını yıkaması caizdir. Erkek hanımını veya cariyesini yıkarsa veya kadın kocasını yıkarsa, mah­remine çıplak elle dokunup abdestinin bozulmaması için eline bir bez bağlamalıdır.

Bir kadın aralarında eşinin veya mahreminin bulunmadığı bir erkek topluluğu arasında ölür veya bir erkek, aralarında eşinin ve­ya mahreminin bulunmadığı kadınlar arasında ölürse, en sahih kav­le göre ölüye teyemmüm ettirilir.

Erkeği yıkamada; cenaze namazını kıldırmada öncelik hakkı­na sahib akrabası önceliklidir. Kadını yıkamada Öncelikli olan kadın akrabalarıclır. (Kızı, kız kardeşi, amca kızları gibi.) En sahih kavle göre kadın akrabalar kocaya tercih edilir. Kadın akrabalar arasında mahrem kadın akrabalar (ölen kadının kızı, kız kardeşi gibi) öncelik hakkına sahiptir. Kadın akraba yoksa yabancı kadınlar önceliklidir. Daha sonra mahrem erkek akrabalar gelir. Bunlar arasında Öncelik hakkı namaz kıldırmadaki öncelik hakkı gibidir. Ben diyorum ki; amca oğulları ve benzeri erkek akrabalar kadına nisbetle yabancı er­kekler gibidir. Allah daha iyi bilir. En sahih kavle göre kadının ko­cası, mahrem olmayan akrabalarına tercih edilir.

ihramda iken ölen kişiye hoş koku sürülmez, saçları ve tırnak­lan kesilmez. İddet döneminde ölen kadına en sahih kavle göre güzel koku sürülebilir. İmamın son kavline göre; ihramlı olan hariç ölünün tırnaklarını kesmek, koltuk altı ve kasık kıllarını tıraş et­mek, bıyıklarını kısaltmak mekruh değildir. Ben diyorum ki en za­hir kavle göre mekruhtur. Allah daha iyi bilir.

 

2. Cenazeyi Kefenlemek
 


Ölü, hayatta iken giymesi caiz olan kumaşla kefenlenir. Kefe­nin en azı, bedenin tümünü kapatacak şekilde bir tek elbisedir. Tek kefenle de olsa kendisine kefen giydirilmemesini vasiyet edenin bu vasiyeti geçerli olmaz.

Erkekler için kefenin üç olması daha faziletlidir. Dört veya beş kefenle kefenlemek de caizdir. Kadının beş kefenle kefenlenmesi da­ha faziletlidir. Cenaze üç elbise ile kefenlenirse buna lifafe denir. Er­kek beş elbise ile kefenlenirse, lifafenin altına gömlek ve sarık ilâve edilir. Kadının kefenlendiği beş kefen ise izar (etek), himar (başörtüsü), gömlek ve iki lifafedir. Bir kavle göre kadının kefeni üç lifafe, izar ve himardır.

Kefenin beyaz renkli olanı sünnet olup, ücreti ölünün tereke­sinden ödenir. Malı yoksa nafakasını vermekle yükümlü olan akra­basının malından, kölenin ise efendisinin malından ödenir. Keza en sahih kavle göre, kadının kefen ücreti kocasının malından Öde-nir.Cenaze şöyle kefenlenir: Lifafenin en güzeli ve en geniş olanı ye­re serilir ve bunun üzerine ikinci lifafe, keza onun da üzerine üçüncü lifafe serilir. Her parçanın üzerine hanut (bir çeşit güzel ko­ku) serpilir. Sonra Ölü sırt üstü kefenin üstüne yatırılır. Üzerine ka­fur ve hanut gibi güzel kokular serpilir. Sonra bel kısmından sağlı sollu bir bez parçası ile bağlanır. Vücudun menfezlerine biraz pa­muk konur. Bundan sonra lifafeler birer birer üzerine sarılır ve uy­luklarından bağlanır. Cenaze kabre konulunca bağlar çözülmelidir, ihramda iken ölen erkeğe kamis gibi dikişli kefen giydirilmez ve ka­fası Örtülmez. Ihramlı kadının ise yüzü örtülmez.

 

3. Cenazeyi Teşyi
 

Cenaze iki ağaç (sedye veya tabut) arasına konarak taşınır. En sahih kavle göre cenazeyi üç kişinin taşıması dört kişinin taşı­masından faziletlidir, cenazeyi üç kişi taşırsa cenaze sedyeye konur, bir kişi kafası sedyenin ön kolları arasına gelecek şekilde sedyenin sağ kolunu sağ omuzuna, sol kolunu da sol omuzuna alır, diğer iki kişiden her biri arka kollardan birer kolu omuzlarına alarak taşır. Cenazeyi dört kişi taşırsa; iki kişi ağacın ön kollarını, diğer

iki kişide arka kollarım omuzlarına alarak taşır. Cenazeyle birlikte giden­lerin önde ve ona yakın yürümeleri daha faziletlidir. Cenazenin bo­zulup namaza engel bir halin ortaya çıkma korkusu yoksa, cenazeyi taşıyanların orta süratle yürümeleri sünnettir.

 

4. Cenaze Namazı
 

Cenaze namazının birkaç rüknü vardır:

1- Niyet etmek. Niyetin vakti diğer namazlardaki niyetin vak­ti gibidir. Niyet ederken cenaze namazının farzlılığına niyet etmek yeterlidir: "Allah rızası için bu cenazenin farz-ı kifaye olan namazını eda etmeye niyet ettim." gibi. Zayıf kavle göre niyette "farz-ı kifaye" lafzını zikretmek şarttır. Fakat ölüyü kadın veya erkek veya isim olarak belli etmek vacib değildir. Cenaze belli edilir de aksi çıkarsa namaz batıl olur. Birkaç cenaze hazır olursa her ne kadar sayıları belli değilse de: "Bu cenazelerin farz-ı kifaye olan namazına." şek­linde hepsi için bir niyet etmek yeterlidir.

2-
Tekbir almak. İftitah tekbiri ile birlikte dört tekbir alınır. Şayet beş tekbir alınırsa en sahih kavle göre namaz batıl olmaz. İmam beş tekbir alırsa en sahih kavle göre, cemaat ona uymaz. Ce­maat isterse kalben niyet edip ondan önce selâm verir, isterse onun­la birlikte selâm vermek için bekler.

3- Selâm vermek. Dördüncü tekbirden sonra diğer namazlar­daki selâm gibi selâm verilir.

4- Birinci tekbirden sonra fatihayı okumak. Ben diyorum ki; Fatihayı birinci tekbirden başka bir tekbirden sonra da okumak ca­izdir. Allah daha iyi bilir.

5- ikinci tekbirden sonra Peygamber efendimize salât ve selâm getirmek. En sahih kavle göre, Peygamberin aline salât getirmek va­cib değildir: Salâtın en kısa şekli şöyledir: "Allahümme Salli alâ mu-hammedin."

6-
Üçüncü tekbirden sonra ölü için dua etmek: Duanın en kısa şekli şöyledir: "Allahümmeğflr lehu."

7- Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, mümkünse namazı ayakta kılmak.

Cenaze namazının sünnetleri ise şunlardır:

Her tekbir esnasında elleri omuz hizasına kadar kaldırmak ve fatihayı sessiz okumak. Zayıf kavle göre geceleyin kılınacak namaz­da fatihayı sesli okumak ve en sahih kavle göre, iftitah duası hariç euzu çekmek sünnettir. Üçüncü tekbirden sonra şu duayı okumak:

Bu duadan önce şu duayı okumak sünnettir:

Çocuk cenazesinde ise bu ikinci duayla birlikte şu duayı oku mak sünnettir.

Dördüncü tekbirden sonra ise şu duayı okumak sünnettir: "Al-lahümme la tahrimnâ ecrehu velâ teftinâ ba'dehu"

Cemaat bir özrü olmaksızın imama muhalefet eder ve imam ikinci tekbiri alıncaya kadar tekbir almazsa, namazları batıl olur. Mesbûk ilk tekbiri alınca her ne kadar imam namazın başka bir bölümünde ise de, kendisi namazın tertibine riayet ederek fatihayı okur. Kendisi fatihaya başlamadan imam ikinci bir tekbir alırsa, mesbûk fatihayı terk ederek imamla birlikte tekbir alır ve fatiha düşer. Fatihayı okurken imam başka bir tekbir alırsa, en sahih kav­le göre fatihayı terk eder ve imama uyar. İmam selâm verince geri kalan tekbir ve duaları yalnız başına tamamlar. Bir kavle göre dua­ları okuması şart değildir.

Cenaze namazı için gerekli olan şartlar, farz namazlar için ge­rekli olan şartlardır. Ancak cemaat için gerekli olan şartlar cenaze namazı için gerekli değildir. Cenaze namazını bir kişi de kılarsa bu farz eda edilmiş olur. Zayıf kavle göre bu farzın eda edilmesi için iki; bir başka zayıf kavle göre üç; diğer bir zayıf kavle göre ise dört kişnin namazı kılması vacibtir. En sahih kavle göre, erkekler bulundu­ğu halde cenaze namazım sadece kadınlar kılarsa, farz eda edilmiş olmaz. Kadının cenaze namazı kılması ise sahihtir.

Bir başka beldede bulunan cenazenin namazını kılmak caizdir. Gaipte kılman namaz ile farz eda edilmiş olmaz. Farzın eda edilebil­mesi için namaz cenazenin bulunduğu beldede kılınmalıdır. Cenaze gömülmeden önce kılınması ise vacibtir. Gömüldükten sonra kılmır-sa caizdir. En sahih kavle göre, gaibin namazının sahih olabilmesi için namazı kılan kimse, cenaze hazır olduğu vakitte namaz kılma­ya ehil olmalıdır. Bu itibarla şu anda Resûlüllah (sav)'m kabri başında cenaze namazını kılmak caiz değildir.

 

5. Cenaze Namazını Kıldırmada Öncelikli Olan Kimseler
 

imam'm son kavline göre, namazı kıldırmada ölünün velileri beldenin valisinden önceliklidir. Akrabalar arasında ölünün babası önceliklidir. Sonra her ne kadar yukarıya doğru çıksa da dedesi ge­lir. Sonra ölünün oğlu ve her ne kadar aşağıya doğru inse de oğlu­nun oğlu gelir. Sonra öz kardeşi gelir. En zahir kavle göre öz kardeş, baba bir kardeşe tercih edilir. Sonra öz kardeşin oğlu sonra baba bir kardeşin oğlu gelir. Daha sonra mirastaki öncelik sırasına göre asa-be olanlar gelir. Sonra da zevi'l erham olanlar gelir.

Aynı derecede iki akraba bulunursa, İmamın kesin görüşüne göre, yaşlı ve adaletli olan tercih edilir. Akrabalık derecesi itibariyle hür olan uzak akraba, yakın olan köle akrabaya tercih edilir.

Cenaze namazını kılan kişi imam olsun yalnız başına olsun, ce­naze erkek ise başı hizasında, kadın veya ersel ise kuyruk sokumu hizasında durur.

Bir arada bulunan birkaç cenaze için bir namaz kılmak caizdir. Kafirin cenaze namazını kılmak haram olup cenazesini yıkamak va-cib değildir. En sahih kavle göre zımmi olanı kefenlemek ve gömmek vacibtir.

Müslümamn bir organı bulunur ve öldüğü bilinirse, bulunan organ yıkanır ve üzerine cenaze namazı kılınır. Düşük olan çocuk, ses çıkarır veya ağlarsa hükmü büyüklerin hükmü gibidir. Ses çıkarmadiği ve ağlamadığı halde kımıldadığı ve canlı olduğa bilinirse, en zahir kavle göre yıkanır ve cenaze namazı kılınır. Canlı olmanın be­lirtilerini taşımamış ve dört aylık süreyi doldurmamış düşüğün ce­naze namazı kılınmaz. Keza dört aylık süreyi doldurmuş ise de en zahir kavle göre cenaze namazı kılınmaz.

Şehit olan ne yıkanır ne de namazı kılınır. Şehit, kafirlerle yapılan savaşta vefat eden kimsedir. Savaş bittikten sonra aldığı ya­ra sebebi ile veya azgınlarla yapılan savaşta ölen kimse en zahir kav­le göre şehit sayılmaz. Keza mezhep alimlerince kabul edilen rivaye­te göre savaşta, savaş sebebiyle değil de hastalık gibi başka bir ne­denle ölen kişi de şehit sayılmaz. Cünüp olan kişi şehit olsa, en sa­hih kavle göre yıkanmaz. Üzerindeki şehitlik kanı dışında bir neca­set varsa o necaset giderilir, kana bulaşmış elbisesiyle kefenlenir. Şa­yet elbisesi vücudunu kapatmıyors kapatacak kadarı ilâve edilir.

 

6. Cenazeyi Defnetmek
 


Mezarın en az ölçüsü, cenazenin kokusunu dışa vurmasına ve yırtıcı hayvanların cenazeyi çıkarmasına engel olacak bir çukurdur. Mezarın geniş ve ellerini dik olarak havaya kaldıran orta boylu bir erkeğin boyu kadar derinlikte olması sünnettir. Gevşek olan yerde mezarın lahit şeklinde olması, yarma şeklinde olmasından faziletli­dir. Yarma; mezarın alt tarafını nehir yatağı şeklinde kazıp bu ya­tağın iki tarafı örülen ve bu iki duvar arasına cenazeyi koyduktan sonra çatısı kerpiç ile yapılan mezar şeklidir.

Cenaze mezara konulurken başı mezarın ayak ucundan indiri­lir. Baş kısmından yavaşça batı ucuna doğru çekilerek mezara konu­lur.

Cenazeyi mezara erkekler indirir. Erkekler arasında öncelik hakkına sahip olanlar, cenaze namazını kıldırmada öncelikli olan­lardır. Ben diyorum ki; evli olan kadının cenazesini mezara indirme­de kocası öncelik hakkına sahiptir. Allah daha iyi bilir. Cenazeyi kab­re indirenlerin bir, üç, beş... gibi tekli sayıda olmaları sünnettir.

Cenaze mezara kıbleye yönelik bir şekilde sağ yanı üzerine yerleştirilir. Yüzü kıble cihetindeki duvara dayandırılır. Sırtına ker­piç gibi bir şey ile destek yapılır. Kabrin açık kısmı kerpiç ile ka­patılır. Yakın olanlardan her biri kabre üçer avuç toprak atar. Daha sonra kürekle üstüne toprak atılır ve mezar sadece bir karış kadar yükseltilir. En sahih kavle göre, mezarın toprağı yer ile aynı seviye­de olması, deve hörgücü şeklinde olmasından iyidir.

Zaruret olmadıkça birden fazla cenaze aynı mezara defnedil­mez. Aynı mezara iki kişi konulursa, en faziletli olan (imam olmaya layık olan) önce konulur.

Mezarın üstüne oturulmaz ve ona basılmaz. Kabri ziyaret eden, kabir sahibi hayatta iken ona yakın oturduğu gibi kabre yakın oturur.

 
C. TAZİYE
 

Taziye, ölünün ailesine sabırlı ve tahammüllü olmalarını tav­siye etmek ve ölü için duada bulunmaktır.

Cenaze gömülmeden önce ve gömüldükten üç gün sonraya ka­dar taziyede bulunmak sünnettir. Vefat eden müslüman bir kimse için bir müslümana taziyede bulunulurken şöyle denilir:

Vefat eden kafir için müslüman akrabası taziye edilirken de şöyle denilir:

Vefat eden müslüman için kafir akrabası taziye edilirken şöyle denilir:

Vefattan önce ve sonra adabına uyarak ölü için ağlamak caizdir.

Yalnız ölünün meziyetlerini sayarak yüksek sesle ağlamak, göğsü ve yüzü tokatlamak veya yakayı yırtmak gibi davranışlarda bulunmak haramdır.

Muharrer'de bulunmadığı halde eklediğim ayrı ayrı bazı mese­leler şunlardır:

1-
Ölünün borcu varsa acele üzere ödemek ve vasiyetini yerine getirmek sünnettir.

2- Kişinin kendisine gelen her hangi bir zarardan dolayı ölümü temenni etmesi mekruhtur. Ancak dinine gelecek bir zarar sebebiy­le ölümü temenni etmesi mekruh değildir.

3- Hasta  olan  kimsenin  tedavi  görmesi  sünnettir.   Tedavi görmesi için hastayı zorlamak ise mekruhtur.

4- Akraba ve dostları ölünün yüzünü öpmesi caizdir.

5-Cenaze namazı ve diğer işler için ölüm haberini ilân etme­nin bir sakıncası yoktur. Yalnız camiliye dönemindeki gibi ölünün iyiliklerini sayarak ölüm haberini ilân etmek mekruhtur.

6- Cenazeyi yıkayan kişi, avret mahalli dışında ihtiyaç miktarı kadar cenazeye bakabilir.

7- Yıkanması sakıncalı olan cenazeye teyemmüm ettirilir.

8- Cünüp veya hayızlı olanın cenazeyi yıkaması mekruh değil­dir. Ölen kimse cünüp veya hayızlı ise bir yıkama kafidir.

9- Cenazeyi yıkayan kişinin güvenilir olması sünnettir. Cena­zede gördüğü güzel hasletleri açıklamalıdır. Hoşa gitmeyen şeyleri ise, bir maslahat olmaksızın açıklaması haramdır.

10- Ölünün iki kardeşi veya iki hanımı onu yıkamak için anlaş­mazlığa düşerlerse aralarında kura çekilir.

11- Ölen kafiri yıkaması için yakın kafir akrabası, yakın müs-lüman akrabasına tercih edilir.

12- Aspur boyası ile boyanmış ve pahalı olan kefeni kullanmak mekruhtur. Kefenin yıkanmış olanı yenisinden iyidir. Küçük çocuk­lar da baliğ olanlar gibi üç kefenle kefenlenir. Kefenin üzerine hanut denilen hoş kokuyu serpmek müstehabtır. Zayıf kavle göre vacibtir.

13- Cenazeyi, -kadın cenazesi de olsa- sadece erkekler taşır. Ce­nazeyi değerini küçük düşürecek veya düşme ihtimali olacak şekil­de taşımak haramdır. Kadın cenazesini onu örtecek tabut gibi bir şeyle taşımak sünnettir.

14-  Cenazeyi gömdükten sonra bir vasıtaya binerek geri dön­mek mekruh değildir.

15- Müslümanın kafir olan akrabasının cenaze merasimine katılmasında bir sakınca yoktur.

16- Cenaze merasiminde yüksek sesle konuşmak -Kur'ân okumak olsa bile- mekruhtur. İhtiyaç olmaksızın ateş bulundurmak da mekruhtur.

17- Müslümanların cenazesi kafirlerin cenazelerine karışır ve cenazeler birbirinden ayırt edilemezse, bütün cenazeleri yıkayıp na­mazlarını kılmak vacibtir. Müslümanların cenazeleri kast edilmek suretiyle hepsinin namazı kılmabilir. En güzel olan ve imam'in ke­sin beyanı budur. Veya "Eğer müslüman ise" diye niyet edilerek her birinin namazı ayrı ayrı kılınır ve namazda şöyle dua edilir: "Al-lahümmağfîr lehu in kâne müslimen"

18- Namazın sahih olması için cenazenin namazdan  önce yıkanması şarttır. Cenazeyi kefenlemeden namazını kılmak mek­ruhtur. Göçük altında kalan kimsenin çıkarılması veya yıkanması sakıncalı ise cenaze namazı kılınmaz.

19- Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, cenaze na­mazım kılan kişinin cenaze hazır ise, onun önüne geçmemesi ve kabri arkasına almaması şarttır. Cenaze namazını camide kılmak caizdir. Namazda cemaatin üç veya daha fazla saf tutması sünnettir. Namazdan sonra bir başkası gelip namazı kılmak isterse, yalnız başına kılabilir. En sahih kavle göre, namazı kılmış olan kimse ikin­ci bir defa namazı iade etmez ve cemaatin çoğalması için cenaze na­mazı geciktirilmez.

20- İntihar eden kişi diğer cenazeler gibi yıkanır ve onun na­mazı kılınır.

21- İmam hazırda olmayan, cemaat de hazır olan cenazeye ni­yet ederse veya durum bunun tersi olursa namaz caizdir.

22- Cenazeyi kabristanda gömmek daha faziletlidir. Mezarlıkta gecelemek mekruhtur.

23- Cenazeyi mezara indirirken, erkek cenazesi olsa bile, me­zarın bir örtü ile örtülmesi ve cenazeyi kabre indirenin şöyle deme­si sünnettir: "Bismillahi ve alâ milleti Resûlillahi sallallahu aleyhi ve sellem"

24- Cenazenin altına (kabrin dibine) bir şey sermek, cenazenin kafası altına yüksekçe toprak koymak veya cenazeyi tabut içinde gömmek mekruhtur. Yalnız yer nemli veya yumuşak ise mekruh de­ğildir. Cenazeyi gece ve hava sıcak değilse namaz kılınması mekruh olan vakitlerde gömmek caizdir. Cenazeyi bu iki vaktin dışında göm­mek daha faziletlidir.

25- Kabri kireçle sıvamak, üstüne bina yapmak veya yazı yaz­mak mekruhtur. Arazisi vakıf olan mezarlar üzerine yapılan binalar yıktırılmalıdır.

26- Defin işlemi bittikten sonra mezarın üzerine su serpmek, ortasına gelecek şekilde uzunlamasına küçük taşları bir çizgi halin­de dizmek, mezarın baş tarafına taş koymak veya direk dikmek ve akrabaların mezarlarını bir arada bulundurmak sünnettir.

27- Kabirleri ziyaret etmek erkekler için sünnet, kadınlar için mekruhtur. Zayıf kavle göre ise haramdır. Başka bir zayıf kavle göre ise mubahtır. Yalnız enbiya ve salih kimselerin kabirlerini ziyaret et­mek kadınlar için de sünnettir. Kabristanı ziyaret eden kişi önce kabristana selâm verir, Kur'ân okur ve ölüler için duada bulunur. Kabristana selâm vermenin bir şekli şöyledir: "es-Selamu aleykum dâre kavmin mü'minîn ve innâ biküm inşaallahu lahikûn."

28- Cenazeyi başka bir beldeye nakletmek haramdır. Zayıf kav­le göre ise mekruhtur, imam'ın kesin beyanına göre Mekke'ye, Me­dine'ye veya Beyt-i Makdise yakın yerde vefat edenin cenazesini bu yerlere nakletmek caizdir. Yakınlığın ölçüsü, nakil esnasında cenaze kokusunun  değişmeyeceğinden  emin  olunan  mesafedir.   Cenaze gömüldükten sonra bir mazeret olmaksızın cenazeyi başka bir yere nakletmek veya başka bir şey için kabri açmak haramdır. Örneğin cenaze yıkanmadan veya gasp edilmiş arazide veya gasp edilmiş el­biseyle veya beraberinde bir mal ile gömülmüş veya kıble cihetine doğru gömülmemişse kabri açmak haram değildir. En sahih kavle göre, kefensiz gömülen cenazeyi kefenlemek için kabri açmak.caiz değildir.

29- Definden sonra ölünün imanında sabit kalması için, bir ce­maatin bir saat kadar kabrin başında durup Allah'a duada bulunma­ları sünnettir. Mükellef olan ölü için telkinde bulunmak sünnettir.

30- Ölünün yakınları için komşuları yemek hazırlamalı, onları gece gündüz doyurmaları ve yemek yemeleri için ısrar etmeleri sünnettir. Ölünün iyiliklerini sayıp yüksek sesle ağlayanlar için ye­mek hazırlamak haramdır. Allah daha iyi bilir.