meryem
Sat 23 October 2010, 09:12 am GMT +0200
98-Çelişik Dedikleri İki Hadis
İddia: Mâlik (b.Enes) den.o da Ebu'n-Nadr Sâlim'den ,o da İbnu Cerhed'den.o da babası (Cerhed) den [420]rivayet ettiniz ki:"BaIdırlan açık iken Rasûlullah ona (Cerhede) rastlamış ve:" - Baldırlarını ört.baldırlar da avret yerlerindendir." demiştir.
Sonra İsmail b.Ca'fer'den ,o da Muhammed b.ebî Harmele'den.o da Atâ b.Yesâr'dan ve Ebû Seleme b.Abdirrahman'dan ,o da Âişe'den (R.A) onun şöyle dediğini rivayet ettiniz:"Rasûlullah evde »baldırları açık bir halde,yan üstü yatiyordu.Ebûbekr İzin istedi,Rasûlullah hiç istifini bozmadan onun girmesine izin verdi. Sonra Ömer izin istedi.aynı halde iken ona da izin verdi.Sonra Osman İzin istedi,bunun üzerine Rasûlullah kalkıp oturdu ve elbiselerini düzeltti.(Sonra) Osman gidince Âişe (R.A) Osman'a karşı niçin böyle davrandığını sordu.RasûIullah'Meleklerin kendisinden haya ettiği bir adamdan ben haya etmez miyim?" dedi. [421]
Bu Hadis ise birincisinin aksinedir.
Cevap:Biz deriz ki ki:Burada herhangi bir terslik yoktur.Her iki hadisin de yeri vardır,yerlerine ko nulduğu zaman,onların zannettikleri ihtilâf .terslik ortadan kalkar.
Cerhed (R.A) hadisine gelince : Rasûlullah ona rastladığı zaman o,insanlann gelip geçtikleri yol üzerinde ve onlar içersinde baldırları açık bir halde oturuyordu... Rasûlullah da ona :"Baldırlann ört,çünkü bu vaziyyette baldırlar da avrettendir." buyurmuş-tur.Fakat "Baldırlar avrettir" dememiştir.Çünkü avret olan yerler .baldırdan başka yerlerdir.
Avret de iki kısımdır:
Birisi: Kadın ve erkeğin tenasül uzuvları ve dü-bürleridir.Bizatihi avret olan ve kadın ve erkeğin her yede ,her zaman ,her halde örtmeleri gereken avret budur.
Diğeri ise:Bu avret yerlerine yakın olan,baldır ve karnın yumuşak kısmı dır. Bunlara da avret denilmiştir, çünkü bunlar avretin etrafında ve ona yakındır-lar.Işte bu avret,erkeğin hamamda,kimsenin olmadığı yerlerde,evinde ve hanımlarının yanında açması caiz olan avrettir .Fakat insanların içinde,onlann toplu olduğu yerde ,ve sokaklarda buralarını açması ona yakışmaz,hoş olmaz..
Erkeğin kendisine helâl olan herşeyi toplulukta izhar etmesi yakışık almaz. (Meselâ) yol üzerinde ve çarşıda birşey yemek helâl olduğu halde çirkin bir ha-rakettir.Kişinin cariyesiyle cinsî münasebette bulunması caizdir, fakat insanların ve gözlerin onu göreceği bir yerde bu işi yapması caiz değildir.
Onlar (Ashab) vecs'den hoşlanmazîadı.Vecs, adamın hanımı ile diğer ailelerinin kendilerinin hara-ket (kıpırtı ) ve seslerini duyabilecekleri bir şekilde cinsî münasebette bulunmasıdır.
Rasûlullah (S.A.V) evinde yalnız idi.bu yüzden baldırını haramlarının yanında açmıştı.Sonra yanına alışkın olduğu biri gelmiş ve ona karşı örtünmemiş-tir.Fakat (gelenler) üç kişi olup (bir topluluk hâlini alınca) nasıl ki Cerhed'in (RAİ topluluk arasında bal-
dirini açmasından hoşlanmamışsa,kendisi için de hoşlanmamış ve bu (üç kişilik) topluluktan dolayı örtünmüştür.[422]
99- Dediklerine Göre İcma Ve Kur'an ın İptal Ettiği Hadis
İddia:eI-Haccâc (b.Osman) es-Sawâfdan,o da Yahya b.ebî Kesîr'den oda İkrime'den, o da Haccac b. Amr el-Ansârî1 den (R.A) onun Rasûlullahı:"Kimin bir tarafı kırılır veya topal olursa,ibramdan çıkmış sayıhr.Onun tekrar haccetmesi gerekir." derken işittiğini rivayet ettiniz [423]
Yine rivayet ettiniz ki) Haccac, İbnu Abbas ile Ebû Hurayra ya bu hadisi nakledince,ikisinin de "Doğru!" dediklerini söylemiştir.
İnsanlar (ulemâ) ise bunun aksini kabul etmiş-lerdir.Çünkü:"Haccı da.umreyi de Allah için tamamlayın .Fakat herhangi bir sebeple bun-ladan ahkonursaniz,kurbandan (deve,sığır ve davardan) sizin için hangisi kolaysa o vacib olur.Ve kurban mahalli olan Mina'ya varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin." (2.el-Bakara: 196) buyur-muştur.Kurban mahalline varmaksızın ve (kurbanını) boğazlamaksızın o kimsenin ihramdan çıkmasına müsaade etmemiştir.
Cevap:Biz deriz ki;Rasûlullah (S.A.V) bu-nu,Mekke ahalisinden olup Hacc için Mekke'de telbi-ye getiren ,tavaf eden.sa'y eden.sonra bir tarafı kınlan veya topal olan veya hastalanan ve vakfe yerlerinde bulurîamıyan bir kimse hakkında söylemiştir.O adam bu vakitte ihramdan çıkar ve kendisine gelecek yıl haccetmesi ve kurban kesmesi vacib olur.
Aynı şekilde bir kimse ,Hac aylarında umreye niyet ederek Mekke'ye gelir ve umresini edâ eder.Son-ra Mekke'de Hac için telbiye getirir de bir tarafı kı-lır.veya başına birşey gelir ve bu yüzden ,insanlarla birlikte vakfe yerlerinde durmağa gücü de yetmez.İşte bu kimse de ihramdan çıkar.Kendisine gelecek yıl (tekrar)haccetmesi ve ayrıca kurban kesmesi gerekir.
Allahu taâlârnn.hac'dan alıkonulduğu takdir-de.kurbandan kolay olanı emrettiği ve kurban,mahalli olan Mina'ya varıncaya kadar başlarını traş etmemelerini emrettiği kimseler,Mekke'ye girmeden önce hacc'dan alıkonulan kimselerdir.Bunların hükümleri Mekkelüerin ve (Hac için ) Mekke'den ihrama girenlerin tabi olduğu hükümlerden farklıdır.Çünkü hac için telbiye getirmiş olduğu halde yolda birtarafı kırılan veya topal olan ve yolculuğa kadir olamayan veya hastalanan kimsenin hükmü,ancak Ka'be'de ihramdan çıkmasıdır .Ve o kimsenin gelecek sene tekrar haccetmesi gerekir..
Mekke 'de bir tarafı kınlan, oranın ahalisinden olan veya temettü haccına niyyet etmiş olan ve Mekke'de ,Ka'be yakınında ikamet eden kimse ise.ihram-dan çıkar ve onun gelecek sene tekrar haccetmesi gerekir. [424]
100- Dediklerine Göre Aklın Delillerinin İptal Ettiği Hadis
İddia:Rasülullahm bir adama (Yiyeceği) sağ elinle ye.şeytan soluyla yer." dediğini [425]rivayet ettiniz.
Şeytan ise melekler gibi (maddi olmayan) rûhâni bir varlıktır.Nasıl yer ve içer ve nasıl olur da onun yemek yediği bir eli olur?
Cevap:Biz deriz ki:Şüphesiz Allah (C.C) ne yaratmışsa mutlaka bir de onun zıddını yaratmıştır .Aydınlık ve karanlık ,beyaz ve siyah ,itaat ve isyankâ-rlık.hayır ve şer,tamlık ve noksanlık ,sağ ve sol, adalet ve zulüm gibi.
Hayır,tamamlık ,adalet, ve aydınlık namına ne varsa,o Allah'a nisbet edilmiştir.Çünkü Allah bunları sevmiş ve bunlan emretmiştir.
Yine şer,noksanlık ve karanlık namına her ne varsa ,o da şeytana nisbet edilmiştir.Çünkü bunlara çağıran ve teşvik eden şeytandır.
Allahu taâlâ sağa mükemmellik ,tamlık vermiş ve onu yemek içmek.selâm vermek ve tutup yakalamağa tahsis etmiştir.Solda da zayıilık,noksanlık kılmış ve onu istincâ (avret yerini temizleme),istinsâr (sümkürme ) ve pislikleri gidermeye tahsis etmiştir.
Uğurluluğun sağdan,uğursuzluğun da soldan? olduğunu takdir etmiştir...
Falan uğurlu veya uğursuzdur.derler.Bu (uğur veya uğursuzluk) ancak sağ veya soldandır. [426]
Şeytanın sol eli ile yemesi.şu iki mananın dişında değildir:
Ya hakikaten yemiş olabilir ki,bu takdirde yemek;çiğneme ve yutma değil de koklama şeklinde olur.Bu husus bir hadiste rivayet edilmiştir.Yine şey tanın yemeğinin çürümüş kemik, içeceğinin de elcedef [427]yani köpük v.b. olduğu rivayet edilmiştir.
Şeytan bunlardan.ancak kokusunu almak suretiyle istifade edebilir,ve bu koklama onun için cismânî varlıkların çiğneyip yutması yerine geçer.ve onun koklaması da soldandır.BÖylelikle şeytan ,yemek yerken Allah'ın adını anmayan veya elini yıkamayan,veya yemeği üstü açık bırakıp onun bereket ve hayrını gideren kimseye ortak olmuş olur.
Şeytanın mallara ortak olmasına gelince: Bu,(malın) haram yolda sarfedilmesiyle olur.Çocuk-lara orak olması da zina ile olur.
Yuhut da mecazen sol eli ile yemiş olabilir ki,bununla insanın sol eliyle yemesinin .şeytanın bunu istemesi ve onu buna teşvik etmesiyle olduğu kasdedilir.
Bu yüzden sol eli ile yiyene:"O,şeytanın yiyişi gibi yiyor." denilir.Bu sözle şeytanın (insanlar) gibi yediği kasdedilmez.Kasdedilen ancak,o adamm.şeyta-nın sevdiği gibi yediğidir.
Kırmızı (elbise) hakkında da:" O.şeytanın süsüdür." denilir ki,bununla şeytanın kırmızı (elbise) giydiği ve bununla süslendiği kasdolunmaz...Ancak bu-rada,onun şeytan tarafından (giyilmesi) ilham edilen bir süs olduğu kasdolunur.
Yine,elktıâtki sangı çenenin altından dolaştırmadan sarmaktır.-hakkında da,onun şeytan sarığı olduğu rivayet edilir.Bununla şeytanın sarık sardığı kasdolunmuş değildir.Kasdolunan,bu şekildeki sangın şeytanın sevdiği ve onu teşvik ettiği bir sank şekli olduğudur.
( Rasûlullah'm) hayızlı kadın hakkında söylediği:" O şeytanın fiskesidir [428]hadisi hakkında da aynı şeyi söyleriz.Buradaki fiske.şu iki mânaya gelir.
Ya şeytanın ,kadının temizliğini bozarak onu namazdan alakoymak için bu damara fiske vurması ve ondan hayz kanının akması mânasına gelir ki, insanın damarlarında dolaşan birinin, [429]fiskesi ile kanı akıtmaya kadir olması şaşılacak birşey değildir.
Veyahutta,bu fiskenin,kadmın tabiatında (yaratılışında) olması ve hayız namaza mani olduğu için -sol el ile yemenin,çene altından dolaştırılmadan sanlan sangın ve kırmızı elbisenin şeytana izafe edilmesi gibi-şeytana izafe edilmesi mânasına gelir.
EBÛ MUHAMMED:Bana Ziyâd b.Yahyâ rivayet etti (ve) dedi :Bize Bişr b. el-Mufaddal ,Yûnus (b. Ubeyd) den,o da el-Hasen (el-Basrî) den Rasûlullah'ın (S.A.V) .-"Kırmızı şeytanın süsüdür.şeytan kırmızıyı sever." [430]buyurduğunu rivayet etti.Bu sebepten Rasûlullah ( S.A.V } erkeklerin usfur (za'ferân,safran) île boyanmış (koyu sarı )elbise giymesini kerih görmüştür. [431]
İbrahim [432]"Ben,şeytanm süsü olduğunu bildiğim halde za'ferânla boyanmış elbise giyerim;ve Cehennem ehlinin takındığı birşey olduğunu bildiğim halde demir yüzük takıyorum." demiştir...Böylece o demirin cehennemliklerin takı ve mücevheratı olduğunu söylemiş tir .Aslında cehennemlikler takı takma-yacaklardır.
O,bu sözüyle ancak cehennemliklerin mücevher yerine zincirler, kelepçeler ve boyunduruklar takmacaklann kasdetmiştir.Bu suretle demir,onların mücevheratı (süsü) olmuş olur.İbrahim bunu,kendini ve yaptığı amelini örtmek .gizlemek için yapardı. [433]
[420] Cerhed b.Rizâh b.Adiyy el-Eslemî ,Ebû Adirrah-man.Ehli suffa'dan İdi.61 senesinde vefat ettiği söylenir. (Bkz: Tehzîbu't-Tehzîb: 2 / 69 ) (M)
[421] Krş,HAN: 1 / 71.
[422] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 478-480.
[423] TIR: 7 / 96.
[424] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 480-481.
[425] HAN: 2 / 8,33
[426] Yani uğurlu (meymûn) kelimesi "yemîn (sağ) " kelimesinden, uğursuz (meş'ûm) kelimesi de" şimal (Şu'm) " kelimesinden alınmadır. (M)
[427] en-Nihâye'de: elcedef,Yemen'de yetişen bir bitkidir ki,onu yiyen susamaz.Onun .üzeri açık bırakılan içecek ve diğer şeyler olduğu da söylenmiştir,Müellif "Ğarîbul-Hadîs"inde şöyle demiştir:"Cedefİn aslı kesmek demek-tir.Burada içeceğin .köpük, pislik gibi atılan kısmı kasdedil-miştir.Sanki bunlar içecekten kesilmiş ve atılmış gibidir, el-Herevî'de bu şekilde söyle mistir.-Musahhih- Hadis için bkz:Lisân : 10 / 367 (M)
[428] HAN: 6 / 439,464.
[429] Yani şeytamn,bkz:BUH: 33/ 8,11,12;59 / 11;93 / 21 ,HAN:3 / 156.285,309; 6 / 337.
[430] Krş,HAN: 1 / 105,119
[431] BUH: 77 / 33.HAN: 1 / 71,81
[432] İbrâhim b.Edhem olabilir.Te'vil'in fransızca raü-tercimi.İbrâhim en-Nazzâm olabileceğini söylemektedir. (BkzrLe Traite des divergences du hadith : 362) (M)
[433] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 481-485.
İddia: Mâlik (b.Enes) den.o da Ebu'n-Nadr Sâlim'den ,o da İbnu Cerhed'den.o da babası (Cerhed) den [420]rivayet ettiniz ki:"BaIdırlan açık iken Rasûlullah ona (Cerhede) rastlamış ve:" - Baldırlarını ört.baldırlar da avret yerlerindendir." demiştir.
Sonra İsmail b.Ca'fer'den ,o da Muhammed b.ebî Harmele'den.o da Atâ b.Yesâr'dan ve Ebû Seleme b.Abdirrahman'dan ,o da Âişe'den (R.A) onun şöyle dediğini rivayet ettiniz:"Rasûlullah evde »baldırları açık bir halde,yan üstü yatiyordu.Ebûbekr İzin istedi,Rasûlullah hiç istifini bozmadan onun girmesine izin verdi. Sonra Ömer izin istedi.aynı halde iken ona da izin verdi.Sonra Osman İzin istedi,bunun üzerine Rasûlullah kalkıp oturdu ve elbiselerini düzeltti.(Sonra) Osman gidince Âişe (R.A) Osman'a karşı niçin böyle davrandığını sordu.RasûIullah'Meleklerin kendisinden haya ettiği bir adamdan ben haya etmez miyim?" dedi. [421]
Bu Hadis ise birincisinin aksinedir.
Cevap:Biz deriz ki ki:Burada herhangi bir terslik yoktur.Her iki hadisin de yeri vardır,yerlerine ko nulduğu zaman,onların zannettikleri ihtilâf .terslik ortadan kalkar.
Cerhed (R.A) hadisine gelince : Rasûlullah ona rastladığı zaman o,insanlann gelip geçtikleri yol üzerinde ve onlar içersinde baldırları açık bir halde oturuyordu... Rasûlullah da ona :"Baldırlann ört,çünkü bu vaziyyette baldırlar da avrettendir." buyurmuş-tur.Fakat "Baldırlar avrettir" dememiştir.Çünkü avret olan yerler .baldırdan başka yerlerdir.
Avret de iki kısımdır:
Birisi: Kadın ve erkeğin tenasül uzuvları ve dü-bürleridir.Bizatihi avret olan ve kadın ve erkeğin her yede ,her zaman ,her halde örtmeleri gereken avret budur.
Diğeri ise:Bu avret yerlerine yakın olan,baldır ve karnın yumuşak kısmı dır. Bunlara da avret denilmiştir, çünkü bunlar avretin etrafında ve ona yakındır-lar.Işte bu avret,erkeğin hamamda,kimsenin olmadığı yerlerde,evinde ve hanımlarının yanında açması caiz olan avrettir .Fakat insanların içinde,onlann toplu olduğu yerde ,ve sokaklarda buralarını açması ona yakışmaz,hoş olmaz..
Erkeğin kendisine helâl olan herşeyi toplulukta izhar etmesi yakışık almaz. (Meselâ) yol üzerinde ve çarşıda birşey yemek helâl olduğu halde çirkin bir ha-rakettir.Kişinin cariyesiyle cinsî münasebette bulunması caizdir, fakat insanların ve gözlerin onu göreceği bir yerde bu işi yapması caiz değildir.
Onlar (Ashab) vecs'den hoşlanmazîadı.Vecs, adamın hanımı ile diğer ailelerinin kendilerinin hara-ket (kıpırtı ) ve seslerini duyabilecekleri bir şekilde cinsî münasebette bulunmasıdır.
Rasûlullah (S.A.V) evinde yalnız idi.bu yüzden baldırını haramlarının yanında açmıştı.Sonra yanına alışkın olduğu biri gelmiş ve ona karşı örtünmemiş-tir.Fakat (gelenler) üç kişi olup (bir topluluk hâlini alınca) nasıl ki Cerhed'in (RAİ topluluk arasında bal-
dirini açmasından hoşlanmamışsa,kendisi için de hoşlanmamış ve bu (üç kişilik) topluluktan dolayı örtünmüştür.[422]
99- Dediklerine Göre İcma Ve Kur'an ın İptal Ettiği Hadis
İddia:eI-Haccâc (b.Osman) es-Sawâfdan,o da Yahya b.ebî Kesîr'den oda İkrime'den, o da Haccac b. Amr el-Ansârî1 den (R.A) onun Rasûlullahı:"Kimin bir tarafı kırılır veya topal olursa,ibramdan çıkmış sayıhr.Onun tekrar haccetmesi gerekir." derken işittiğini rivayet ettiniz [423]
Yine rivayet ettiniz ki) Haccac, İbnu Abbas ile Ebû Hurayra ya bu hadisi nakledince,ikisinin de "Doğru!" dediklerini söylemiştir.
İnsanlar (ulemâ) ise bunun aksini kabul etmiş-lerdir.Çünkü:"Haccı da.umreyi de Allah için tamamlayın .Fakat herhangi bir sebeple bun-ladan ahkonursaniz,kurbandan (deve,sığır ve davardan) sizin için hangisi kolaysa o vacib olur.Ve kurban mahalli olan Mina'ya varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin." (2.el-Bakara: 196) buyur-muştur.Kurban mahalline varmaksızın ve (kurbanını) boğazlamaksızın o kimsenin ihramdan çıkmasına müsaade etmemiştir.
Cevap:Biz deriz ki;Rasûlullah (S.A.V) bu-nu,Mekke ahalisinden olup Hacc için Mekke'de telbi-ye getiren ,tavaf eden.sa'y eden.sonra bir tarafı kınlan veya topal olan veya hastalanan ve vakfe yerlerinde bulurîamıyan bir kimse hakkında söylemiştir.O adam bu vakitte ihramdan çıkar ve kendisine gelecek yıl haccetmesi ve kurban kesmesi vacib olur.
Aynı şekilde bir kimse ,Hac aylarında umreye niyet ederek Mekke'ye gelir ve umresini edâ eder.Son-ra Mekke'de Hac için telbiye getirir de bir tarafı kı-lır.veya başına birşey gelir ve bu yüzden ,insanlarla birlikte vakfe yerlerinde durmağa gücü de yetmez.İşte bu kimse de ihramdan çıkar.Kendisine gelecek yıl (tekrar)haccetmesi ve ayrıca kurban kesmesi gerekir.
Allahu taâlârnn.hac'dan alıkonulduğu takdir-de.kurbandan kolay olanı emrettiği ve kurban,mahalli olan Mina'ya varıncaya kadar başlarını traş etmemelerini emrettiği kimseler,Mekke'ye girmeden önce hacc'dan alıkonulan kimselerdir.Bunların hükümleri Mekkelüerin ve (Hac için ) Mekke'den ihrama girenlerin tabi olduğu hükümlerden farklıdır.Çünkü hac için telbiye getirmiş olduğu halde yolda birtarafı kırılan veya topal olan ve yolculuğa kadir olamayan veya hastalanan kimsenin hükmü,ancak Ka'be'de ihramdan çıkmasıdır .Ve o kimsenin gelecek sene tekrar haccetmesi gerekir..
Mekke 'de bir tarafı kınlan, oranın ahalisinden olan veya temettü haccına niyyet etmiş olan ve Mekke'de ,Ka'be yakınında ikamet eden kimse ise.ihram-dan çıkar ve onun gelecek sene tekrar haccetmesi gerekir. [424]
100- Dediklerine Göre Aklın Delillerinin İptal Ettiği Hadis
İddia:Rasülullahm bir adama (Yiyeceği) sağ elinle ye.şeytan soluyla yer." dediğini [425]rivayet ettiniz.
Şeytan ise melekler gibi (maddi olmayan) rûhâni bir varlıktır.Nasıl yer ve içer ve nasıl olur da onun yemek yediği bir eli olur?
Cevap:Biz deriz ki:Şüphesiz Allah (C.C) ne yaratmışsa mutlaka bir de onun zıddını yaratmıştır .Aydınlık ve karanlık ,beyaz ve siyah ,itaat ve isyankâ-rlık.hayır ve şer,tamlık ve noksanlık ,sağ ve sol, adalet ve zulüm gibi.
Hayır,tamamlık ,adalet, ve aydınlık namına ne varsa,o Allah'a nisbet edilmiştir.Çünkü Allah bunları sevmiş ve bunlan emretmiştir.
Yine şer,noksanlık ve karanlık namına her ne varsa ,o da şeytana nisbet edilmiştir.Çünkü bunlara çağıran ve teşvik eden şeytandır.
Allahu taâlâ sağa mükemmellik ,tamlık vermiş ve onu yemek içmek.selâm vermek ve tutup yakalamağa tahsis etmiştir.Solda da zayıilık,noksanlık kılmış ve onu istincâ (avret yerini temizleme),istinsâr (sümkürme ) ve pislikleri gidermeye tahsis etmiştir.
Uğurluluğun sağdan,uğursuzluğun da soldan? olduğunu takdir etmiştir...
Falan uğurlu veya uğursuzdur.derler.Bu (uğur veya uğursuzluk) ancak sağ veya soldandır. [426]
Şeytanın sol eli ile yemesi.şu iki mananın dişında değildir:
Ya hakikaten yemiş olabilir ki,bu takdirde yemek;çiğneme ve yutma değil de koklama şeklinde olur.Bu husus bir hadiste rivayet edilmiştir.Yine şey tanın yemeğinin çürümüş kemik, içeceğinin de elcedef [427]yani köpük v.b. olduğu rivayet edilmiştir.
Şeytan bunlardan.ancak kokusunu almak suretiyle istifade edebilir,ve bu koklama onun için cismânî varlıkların çiğneyip yutması yerine geçer.ve onun koklaması da soldandır.BÖylelikle şeytan ,yemek yerken Allah'ın adını anmayan veya elini yıkamayan,veya yemeği üstü açık bırakıp onun bereket ve hayrını gideren kimseye ortak olmuş olur.
Şeytanın mallara ortak olmasına gelince: Bu,(malın) haram yolda sarfedilmesiyle olur.Çocuk-lara orak olması da zina ile olur.
Yuhut da mecazen sol eli ile yemiş olabilir ki,bununla insanın sol eliyle yemesinin .şeytanın bunu istemesi ve onu buna teşvik etmesiyle olduğu kasdedilir.
Bu yüzden sol eli ile yiyene:"O,şeytanın yiyişi gibi yiyor." denilir.Bu sözle şeytanın (insanlar) gibi yediği kasdedilmez.Kasdedilen ancak,o adamm.şeyta-nın sevdiği gibi yediğidir.
Kırmızı (elbise) hakkında da:" O.şeytanın süsüdür." denilir ki,bununla şeytanın kırmızı (elbise) giydiği ve bununla süslendiği kasdolunmaz...Ancak bu-rada,onun şeytan tarafından (giyilmesi) ilham edilen bir süs olduğu kasdolunur.
Yine,elktıâtki sangı çenenin altından dolaştırmadan sarmaktır.-hakkında da,onun şeytan sarığı olduğu rivayet edilir.Bununla şeytanın sarık sardığı kasdolunmuş değildir.Kasdolunan,bu şekildeki sangın şeytanın sevdiği ve onu teşvik ettiği bir sank şekli olduğudur.
( Rasûlullah'm) hayızlı kadın hakkında söylediği:" O şeytanın fiskesidir [428]hadisi hakkında da aynı şeyi söyleriz.Buradaki fiske.şu iki mânaya gelir.
Ya şeytanın ,kadının temizliğini bozarak onu namazdan alakoymak için bu damara fiske vurması ve ondan hayz kanının akması mânasına gelir ki, insanın damarlarında dolaşan birinin, [429]fiskesi ile kanı akıtmaya kadir olması şaşılacak birşey değildir.
Veyahutta,bu fiskenin,kadmın tabiatında (yaratılışında) olması ve hayız namaza mani olduğu için -sol el ile yemenin,çene altından dolaştırılmadan sanlan sangın ve kırmızı elbisenin şeytana izafe edilmesi gibi-şeytana izafe edilmesi mânasına gelir.
EBÛ MUHAMMED:Bana Ziyâd b.Yahyâ rivayet etti (ve) dedi :Bize Bişr b. el-Mufaddal ,Yûnus (b. Ubeyd) den,o da el-Hasen (el-Basrî) den Rasûlullah'ın (S.A.V) .-"Kırmızı şeytanın süsüdür.şeytan kırmızıyı sever." [430]buyurduğunu rivayet etti.Bu sebepten Rasûlullah ( S.A.V } erkeklerin usfur (za'ferân,safran) île boyanmış (koyu sarı )elbise giymesini kerih görmüştür. [431]
İbrahim [432]"Ben,şeytanm süsü olduğunu bildiğim halde za'ferânla boyanmış elbise giyerim;ve Cehennem ehlinin takındığı birşey olduğunu bildiğim halde demir yüzük takıyorum." demiştir...Böylece o demirin cehennemliklerin takı ve mücevheratı olduğunu söylemiş tir .Aslında cehennemlikler takı takma-yacaklardır.
O,bu sözüyle ancak cehennemliklerin mücevher yerine zincirler, kelepçeler ve boyunduruklar takmacaklann kasdetmiştir.Bu suretle demir,onların mücevheratı (süsü) olmuş olur.İbrahim bunu,kendini ve yaptığı amelini örtmek .gizlemek için yapardı. [433]
[420] Cerhed b.Rizâh b.Adiyy el-Eslemî ,Ebû Adirrah-man.Ehli suffa'dan İdi.61 senesinde vefat ettiği söylenir. (Bkz: Tehzîbu't-Tehzîb: 2 / 69 ) (M)
[421] Krş,HAN: 1 / 71.
[422] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 478-480.
[423] TIR: 7 / 96.
[424] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 480-481.
[425] HAN: 2 / 8,33
[426] Yani uğurlu (meymûn) kelimesi "yemîn (sağ) " kelimesinden, uğursuz (meş'ûm) kelimesi de" şimal (Şu'm) " kelimesinden alınmadır. (M)
[427] en-Nihâye'de: elcedef,Yemen'de yetişen bir bitkidir ki,onu yiyen susamaz.Onun .üzeri açık bırakılan içecek ve diğer şeyler olduğu da söylenmiştir,Müellif "Ğarîbul-Hadîs"inde şöyle demiştir:"Cedefİn aslı kesmek demek-tir.Burada içeceğin .köpük, pislik gibi atılan kısmı kasdedil-miştir.Sanki bunlar içecekten kesilmiş ve atılmış gibidir, el-Herevî'de bu şekilde söyle mistir.-Musahhih- Hadis için bkz:Lisân : 10 / 367 (M)
[428] HAN: 6 / 439,464.
[429] Yani şeytamn,bkz:BUH: 33/ 8,11,12;59 / 11;93 / 21 ,HAN:3 / 156.285,309; 6 / 337.
[430] Krş,HAN: 1 / 105,119
[431] BUH: 77 / 33.HAN: 1 / 71,81
[432] İbrâhim b.Edhem olabilir.Te'vil'in fransızca raü-tercimi.İbrâhim en-Nazzâm olabileceğini söylemektedir. (BkzrLe Traite des divergences du hadith : 362) (M)
[433] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 481-485.