neslinur
Wed 28 July 2010, 04:19 pm GMT +0200
Canlı Hedef Edinip Atışta Bulunmak Haramdır
Allah'ın geniş rahmeti bütün canlıları kapsayıp kuşatmıştır. Her canlı varlık Ö'nun rahme tiyle hayatını devam ettirir ve rızkını sağlar. En tehlikeli, yırtıcı ve parçalayıcı hayvanlar bile yavrularını korur ve beslerler. Bu da Allah'ın onların içgüdüsüne enjekte ettiği rahmetinin bir tezahürü olarak bulunuyor.
“Yeryüzündekilere merhametli olun, şefkatla davranın ki göktekiler de size merhamet etmiş olsun" [33] mealindeki hadîs, canlılara karşı merhametli ve şefkatli olmanın vücubuna delâlet etmektedir.
O bakımdan İslâm keyfî avlanmayı mekruh kılmış, bir ihtiyaçtan dolayı seviyeli avlanmayı mubah saymıştır. Canlıların neslini tüketmeye asla cevaz verilmemiş, çok zararlı olanlarının imhasına cevaz kapısı açılmıştır.
îslâm bu prensipleri doğrultusunda canlı bir hayvanı hedef edinip ona ateşli ateşsiz silahla atışta bulunmayı yasaklayıp haram kılmış ve bu derece acımasızca hareket edenleri takbih etmiştir.
Unutmayalım ki, gerek bitkiler, gerekse hayvanlar dünyamızı, çevremizi süslemekte ve tabiatın dengesini korumaktadır. Kâinatta, özellikle de dünyada yaratılan her şey insan için var kılınmıştır. Canlı-cansız her şey insana hitap etmekte ve ondan yana bir fayda sağlama hizmetini sürdürmektedir. [34]
Konuyla İlgili Hadisler
îbn. Ömer (r.aj dan yapılan rivayette, adı geçen şu bilgiyi vermiştir: "Peygamberimiz (a.s.), can taşıyan bir şeyi hedef edinen kimseyi lânetlemiştir." [35]
Enes (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: "Hakem b. Eyyûb'un evine girdiğimde bir de ne göreyim, orada bir topluluk bir tavuğu (ağaca) asıp onu hedef edinerek ok atıyorlardı. Bunun üzerine onlara şöyle dedim: "Resûlüllah (a.s.) hayvanları ölüm acısı çektire çektire öldürmeyi men'etmiştir." [36]
ibnAbbas/r.a.) dan yapılan rivayette, Peygamberimiz (a,s.) şöyle buyurmuştur: 'İçinde ruh olan (hiçbir) şeyi (canlıyı) hedef seçip atışta bulunmayınır. [37]
îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: "Resûlüllah (a.s.) at ve diğer hayvan (davar) ların iğdiş edilmesini men'etti." Sonra râvi devamla diyor ki: "Çünkü burada yaratıkların artıp çoğalması söz konusudur." [38]
îbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Resûlüllah (a.s.) hayvanları birbirine dalaştırmayı men'etti." [39]
Cabir (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: "Resûlüllah (a.s.) yüze vurmayı, yüzü dağlayıp damgalamayı men'etti." [40]
Yapılan bir diğer rivayette şöyle deniliyor: "Resûlüllah'in (a.s.) yanından yüzü dağlanıp damgalanmış bir merkeb geçiyordu. Resûlüllah (a.s.) onu o vaziyette görünce şöyle buyurdu: "Bunun yüzünü dağlayıp damgalayana Allah lanet etsin..." [41]
Başka bir rivayette ise şu lafızla hadîs tesbit edilmiştir: "Yüzü dağlanıp damgalanan bir merkebi Resûlüllah'ın (a.s.) yanından geçiriyorlardı. Resûlüllah (a.s.) o merkebi görüne yanındakilere şöyle buyurdu: "Hayvanların yüzünü dağlayıp damgalayanı ve hayvanların yüzüne vuranı lanetlediğim haberi size ulaşmadı mı?" Ve Efendimiz böyle yapmayı men'etti. [42]
Yine îbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle haber vermiştir; "Resûlüllah (a.s.) yüzü dağlanıp damgalanmış bir mer-keb gördü ve bunu asla hoş karşılamadı. Sonra da şöyle buyurdu: "Ben ancak yüzün çok ötesindeki yeri dağlayıp damgalarım." Sonra da merkebinin arka kısmının iki tarafının dağlanıp damgalanmasını emretti ve böylece merkebin ilk arka kısmını damgalatan O oldu." [43]
İlim Adamlarının İstidlal ve Görüşleri
a) İmam Nevevî diyor ki: "Koyun ve keçinin kulağını, deve ve sığırın arka kısmının uylukla bitişen kesimi dağlayıp damgalamak müstehabdır. Zira bu iki yer de yapısı ye dokusu itibariyle az elem duyan yerlerdir. Aynı zamanda bu kesimde kıllar çok az olur ve damga daha net gözükür.
Cizye olarak alınan davarın belirtilen yerine "cizye", zekât olarak alınan davarın yine belirtilen yerlerine "zekât" yazılması da müstehabdır.
b) İmam Şâfîî ve arkadaşlarına göre, koyun ve keçiye vurulan damga aletinin daha ince ve küçük olması, sığıra vurulanın deveye nisbetle daha ince ve biraz küçük olması müstehabdır. Zira bu aletin ince olması, damga esnasında hayvanın derisini çok az yakıp acıtır.
c) İlim adamlarının cumhurunun bu konudaki görüşü,
imam Nevevî'nin görüşüne uygundur. îbn Sabbağ, bu hususta sahabenin icma'ı bulunduğunu belirtmiştir.
d) İmam Ebû Hanîfe'ye göre, hayvanı dağlayıp damgalamak mekruhtur. Zira böyle yapmakla hayvana eziyet edilir ve müsle yapılmış olur veya mesule yapmış olur. Yani diri iken organlarını kesmek sayılır. Bu da mekruh kılınmıştır. [44]
Cumhur bunun hilâfına bir görüş ortaya koymuş, hayvanları damgalamanın müsle ve ta'zîb olmadığını, aynı zamanda buna zaman zaman gerek duyulduğunu belirtmişlerdir.
imam Ebû Hanîfe, dağlamak suretiyle damgalamakla ilgili hadîsin haber-i ahad kapsamına girdiğini dikkate alarak bu konuda müsleye kıyas ederek görüş beyân etmiştir. [45]
Çıkarılan Hükümler
1- Canlı bir hayvanı hedef edinip ok veya ateşli silâhla atışta bulunmak haramdır.
2- Hayvanlara eziyet etmek, canlarını yakıp işkencede bulunmak da men'edilip haram kılınmıştır.
3- Canlı hayvanın, onu kesmeden önce bir azasını kesmek haramdır ve büyük günah sayılmıştır.
4- Zararlı bir hayvan, işkence edilmeden öldürülebilir. Buna cevaz verilmiştir. Meselâ kuduran bir köpek, kedi veya başka bir hayvanı -başkasına zarar vermeden- öldürmekte bir sakınca yoktur.
5- Hayvanları iğdiş etmekte fayda varsa, buna cevaz verilebilir. Atın iğdiş edilmesi konusunda farklı görüş ve yorumlar ortaya çıkmışsa da Şemsüleimme el-Hülvâm bunda bir beis olmadığım belirtmiştir. [46]
6- Hayvanları iğdiş etmekte bir menfaat söz konusu değilse, o takdirde bu haram kılınmıştır.
7- îbn Ömer hadîsinde, Resûlüllah'm (a.s.) at ve diğer hayvanların iğdiş edilmesini men'ettiği belirtiliyor. Bu yasak, bir menfaat söz konusu olmadığıyla yorumlanabilir.
8- Savaş ve benzeri önemli durumlarda atın çoğalmasına ihtiyaç ' varsa, o takdirde onları iğdiş etmek mekruhtur.
9- Hayvanları kızıştırıp birbirine dalaştırmak haramdır. Böyle yapmakta hayvanlara işkence vardır.
10- Horoz dövüşü, deve güreşi, boğa dövüşü ve matadorun onu işkenceyle öldürmesi ve benzeri sahneler meydana getirmek haramdır, büyük günahlardan sayılmıştır.
11- Davarların ve diğer hayvanların rasgele yerlerini damgalamak mekruhtur.
12- Koyun ve keçinin kulaklarını, sığırve devenin arka kısımlarını, yani kaba etlerini fazla acıtmadan damgalamak caizdir.
13- At, beygir ve benzeri hayvanların tırnakları üzerini damgalamakta bir sakınca yoktur. Aynı zamanda bunların arka kaba etleri üzerine de damga vurulabilir.
14- Ancak kullanılacak damga aletinin ona göre ince ve kalın olması söz konusudur.
15- Sözü edilen hayvanları iğdişleştirmek de, yukarıda belirtildiği üzere birtakım şartlara bağlıdır: Hayvana işkence edilmemesi, bunda bir yararın bulunması bu cümledendir.
16- însan yüzüne vurmak Peygamberimiz (a.s.) tarafından men'edilmiştir. Zira insan ve daha çok onun yüzü ilâhî sanat ve kudretin belirtisini taşımaktadır ve muhteremdir.
17- Sadece insanların değil, hayvanların da yüzüne vurmak yasaklanıp günah sayılmıştır.
18- Keyfi olarak hayvanları avlamak, onları öldürmek de men'ediîmiş bulunuyor. Bu da, hayvanların neslini devam ettirmeye yönelik bir hüküm olarak belirlenmiştir.
19- Hayvanları güçlerinin üstünde yük altına sokmak, ağır işlerde kullanmak mekruh kılınmıştır.
20- Allah'ın biz insanlar için yarattığı hayvanlardan bilerek, düzenli ve ölçülü şekilde istifade etmemiz sünnet kılınmıştır. Bunun aksine bir tutum içine girmemiz yasaklanmıştır.
21- Yeryüzündeki canlılara merhamet hep tavsiye edilmiş ve ilâhî rahmetin bolca tecellisi insanların bu merhamet duygusuna göre gerçekleşeceği haber verilmiştir.
22- Evcil hayvanları yedirip içirmek sadaka anlamında sevap sayılmıştır. [47]
Allah'ın geniş rahmeti bütün canlıları kapsayıp kuşatmıştır. Her canlı varlık Ö'nun rahme tiyle hayatını devam ettirir ve rızkını sağlar. En tehlikeli, yırtıcı ve parçalayıcı hayvanlar bile yavrularını korur ve beslerler. Bu da Allah'ın onların içgüdüsüne enjekte ettiği rahmetinin bir tezahürü olarak bulunuyor.
“Yeryüzündekilere merhametli olun, şefkatla davranın ki göktekiler de size merhamet etmiş olsun" [33] mealindeki hadîs, canlılara karşı merhametli ve şefkatli olmanın vücubuna delâlet etmektedir.
O bakımdan İslâm keyfî avlanmayı mekruh kılmış, bir ihtiyaçtan dolayı seviyeli avlanmayı mubah saymıştır. Canlıların neslini tüketmeye asla cevaz verilmemiş, çok zararlı olanlarının imhasına cevaz kapısı açılmıştır.
îslâm bu prensipleri doğrultusunda canlı bir hayvanı hedef edinip ona ateşli ateşsiz silahla atışta bulunmayı yasaklayıp haram kılmış ve bu derece acımasızca hareket edenleri takbih etmiştir.
Unutmayalım ki, gerek bitkiler, gerekse hayvanlar dünyamızı, çevremizi süslemekte ve tabiatın dengesini korumaktadır. Kâinatta, özellikle de dünyada yaratılan her şey insan için var kılınmıştır. Canlı-cansız her şey insana hitap etmekte ve ondan yana bir fayda sağlama hizmetini sürdürmektedir. [34]
Konuyla İlgili Hadisler
îbn. Ömer (r.aj dan yapılan rivayette, adı geçen şu bilgiyi vermiştir: "Peygamberimiz (a.s.), can taşıyan bir şeyi hedef edinen kimseyi lânetlemiştir." [35]
Enes (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: "Hakem b. Eyyûb'un evine girdiğimde bir de ne göreyim, orada bir topluluk bir tavuğu (ağaca) asıp onu hedef edinerek ok atıyorlardı. Bunun üzerine onlara şöyle dedim: "Resûlüllah (a.s.) hayvanları ölüm acısı çektire çektire öldürmeyi men'etmiştir." [36]
ibnAbbas/r.a.) dan yapılan rivayette, Peygamberimiz (a,s.) şöyle buyurmuştur: 'İçinde ruh olan (hiçbir) şeyi (canlıyı) hedef seçip atışta bulunmayınır. [37]
îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: "Resûlüllah (a.s.) at ve diğer hayvan (davar) ların iğdiş edilmesini men'etti." Sonra râvi devamla diyor ki: "Çünkü burada yaratıkların artıp çoğalması söz konusudur." [38]
îbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Resûlüllah (a.s.) hayvanları birbirine dalaştırmayı men'etti." [39]
Cabir (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: "Resûlüllah (a.s.) yüze vurmayı, yüzü dağlayıp damgalamayı men'etti." [40]
Yapılan bir diğer rivayette şöyle deniliyor: "Resûlüllah'in (a.s.) yanından yüzü dağlanıp damgalanmış bir merkeb geçiyordu. Resûlüllah (a.s.) onu o vaziyette görünce şöyle buyurdu: "Bunun yüzünü dağlayıp damgalayana Allah lanet etsin..." [41]
Başka bir rivayette ise şu lafızla hadîs tesbit edilmiştir: "Yüzü dağlanıp damgalanan bir merkebi Resûlüllah'ın (a.s.) yanından geçiriyorlardı. Resûlüllah (a.s.) o merkebi görüne yanındakilere şöyle buyurdu: "Hayvanların yüzünü dağlayıp damgalayanı ve hayvanların yüzüne vuranı lanetlediğim haberi size ulaşmadı mı?" Ve Efendimiz böyle yapmayı men'etti. [42]
Yine îbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle haber vermiştir; "Resûlüllah (a.s.) yüzü dağlanıp damgalanmış bir mer-keb gördü ve bunu asla hoş karşılamadı. Sonra da şöyle buyurdu: "Ben ancak yüzün çok ötesindeki yeri dağlayıp damgalarım." Sonra da merkebinin arka kısmının iki tarafının dağlanıp damgalanmasını emretti ve böylece merkebin ilk arka kısmını damgalatan O oldu." [43]
İlim Adamlarının İstidlal ve Görüşleri
a) İmam Nevevî diyor ki: "Koyun ve keçinin kulağını, deve ve sığırın arka kısmının uylukla bitişen kesimi dağlayıp damgalamak müstehabdır. Zira bu iki yer de yapısı ye dokusu itibariyle az elem duyan yerlerdir. Aynı zamanda bu kesimde kıllar çok az olur ve damga daha net gözükür.
Cizye olarak alınan davarın belirtilen yerine "cizye", zekât olarak alınan davarın yine belirtilen yerlerine "zekât" yazılması da müstehabdır.
b) İmam Şâfîî ve arkadaşlarına göre, koyun ve keçiye vurulan damga aletinin daha ince ve küçük olması, sığıra vurulanın deveye nisbetle daha ince ve biraz küçük olması müstehabdır. Zira bu aletin ince olması, damga esnasında hayvanın derisini çok az yakıp acıtır.
c) İlim adamlarının cumhurunun bu konudaki görüşü,
imam Nevevî'nin görüşüne uygundur. îbn Sabbağ, bu hususta sahabenin icma'ı bulunduğunu belirtmiştir.
d) İmam Ebû Hanîfe'ye göre, hayvanı dağlayıp damgalamak mekruhtur. Zira böyle yapmakla hayvana eziyet edilir ve müsle yapılmış olur veya mesule yapmış olur. Yani diri iken organlarını kesmek sayılır. Bu da mekruh kılınmıştır. [44]
Cumhur bunun hilâfına bir görüş ortaya koymuş, hayvanları damgalamanın müsle ve ta'zîb olmadığını, aynı zamanda buna zaman zaman gerek duyulduğunu belirtmişlerdir.
imam Ebû Hanîfe, dağlamak suretiyle damgalamakla ilgili hadîsin haber-i ahad kapsamına girdiğini dikkate alarak bu konuda müsleye kıyas ederek görüş beyân etmiştir. [45]
Çıkarılan Hükümler
1- Canlı bir hayvanı hedef edinip ok veya ateşli silâhla atışta bulunmak haramdır.
2- Hayvanlara eziyet etmek, canlarını yakıp işkencede bulunmak da men'edilip haram kılınmıştır.
3- Canlı hayvanın, onu kesmeden önce bir azasını kesmek haramdır ve büyük günah sayılmıştır.
4- Zararlı bir hayvan, işkence edilmeden öldürülebilir. Buna cevaz verilmiştir. Meselâ kuduran bir köpek, kedi veya başka bir hayvanı -başkasına zarar vermeden- öldürmekte bir sakınca yoktur.
5- Hayvanları iğdiş etmekte fayda varsa, buna cevaz verilebilir. Atın iğdiş edilmesi konusunda farklı görüş ve yorumlar ortaya çıkmışsa da Şemsüleimme el-Hülvâm bunda bir beis olmadığım belirtmiştir. [46]
6- Hayvanları iğdiş etmekte bir menfaat söz konusu değilse, o takdirde bu haram kılınmıştır.
7- îbn Ömer hadîsinde, Resûlüllah'm (a.s.) at ve diğer hayvanların iğdiş edilmesini men'ettiği belirtiliyor. Bu yasak, bir menfaat söz konusu olmadığıyla yorumlanabilir.
8- Savaş ve benzeri önemli durumlarda atın çoğalmasına ihtiyaç ' varsa, o takdirde onları iğdiş etmek mekruhtur.
9- Hayvanları kızıştırıp birbirine dalaştırmak haramdır. Böyle yapmakta hayvanlara işkence vardır.
10- Horoz dövüşü, deve güreşi, boğa dövüşü ve matadorun onu işkenceyle öldürmesi ve benzeri sahneler meydana getirmek haramdır, büyük günahlardan sayılmıştır.
11- Davarların ve diğer hayvanların rasgele yerlerini damgalamak mekruhtur.
12- Koyun ve keçinin kulaklarını, sığırve devenin arka kısımlarını, yani kaba etlerini fazla acıtmadan damgalamak caizdir.
13- At, beygir ve benzeri hayvanların tırnakları üzerini damgalamakta bir sakınca yoktur. Aynı zamanda bunların arka kaba etleri üzerine de damga vurulabilir.
14- Ancak kullanılacak damga aletinin ona göre ince ve kalın olması söz konusudur.
15- Sözü edilen hayvanları iğdişleştirmek de, yukarıda belirtildiği üzere birtakım şartlara bağlıdır: Hayvana işkence edilmemesi, bunda bir yararın bulunması bu cümledendir.
16- însan yüzüne vurmak Peygamberimiz (a.s.) tarafından men'edilmiştir. Zira insan ve daha çok onun yüzü ilâhî sanat ve kudretin belirtisini taşımaktadır ve muhteremdir.
17- Sadece insanların değil, hayvanların da yüzüne vurmak yasaklanıp günah sayılmıştır.
18- Keyfi olarak hayvanları avlamak, onları öldürmek de men'ediîmiş bulunuyor. Bu da, hayvanların neslini devam ettirmeye yönelik bir hüküm olarak belirlenmiştir.
19- Hayvanları güçlerinin üstünde yük altına sokmak, ağır işlerde kullanmak mekruh kılınmıştır.
20- Allah'ın biz insanlar için yarattığı hayvanlardan bilerek, düzenli ve ölçülü şekilde istifade etmemiz sünnet kılınmıştır. Bunun aksine bir tutum içine girmemiz yasaklanmıştır.
21- Yeryüzündeki canlılara merhamet hep tavsiye edilmiş ve ilâhî rahmetin bolca tecellisi insanların bu merhamet duygusuna göre gerçekleşeceği haber verilmiştir.
22- Evcil hayvanları yedirip içirmek sadaka anlamında sevap sayılmıştır. [47]