- Canda Elif Yok İse

Adsense kodları


Canda Elif Yok İse

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Tue 27 September 2011, 04:05 pm GMT +0200
Şairane



Kasım 2007 - 107.sayı


T. Ziya ERGUNEL kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Canda Elif Yok İse

“ Sana cân içre yer ettim elif gibi, benim cânım,
Güzeller padişahısın, senin taht-ı revanındır. ”


[Sen güzeller padişahına canımın içindeki elif gibi yer verdim.
(Bu yüzden) benim canım, senin yürüyen tahtındır.]



Yunus, “Dört kitabın manası bellidir bir elifte.” dedikten sonra döner, söylediklerinin künhüne vakıf olamayan zâhir ehline sorar: “Sen elif dersin hoca, manası ne demektir?”

Elif, harflerin evvelidir. Elif-bâ’daki bütün harflerin “asl”ı eliftir; çünkü diğer bütün harfler elifin farklı formlarından müteşekkildir. Elifin noktası yoktur; kesrete bulaşmamıştır, vahdet üzeredir. Sonraki harfle birleşmez; kayıtsız ve hürdür. Ebcet hesabında elifin sayı değeri 1’dir. Cenab-ı Hakk’ın has ismi olan “Allah” lafza-i celali elif harfiyle başlar.

İşte bütün bu sebeplerle elif vahdetin, Allahu Tealâ’nın vahdaniyetinin, kainattaki her şeyin aslında tek ve mutlak bir varlığın tecelliyatından ibaret olduğu inanışının remzidir (sembolüdür). Elifi bilmek, ne kadar farklı ve çeşitli görünürse görünsün, bütün mahlukatın O’ndan ve O’nunla olduğu hakikatini bilmektir.

16. asrın ortalarında vefat eden ve kıt tahsiline rağmen usta işi şiirler söyleyen meşhur divan şairi Zâtî, yukarıya aldığımız beytinde, Cemal-i Mutlak olmakla bütün güzellerin ve güzelliklerin padişahı şeklinde nitelenen Sevgili’ye, “Benim vücudum senin mülkün olmuştur; çünkü sen benim gönlümde, canımın ta içinde taht kurdun.” diyor.

Bu beyitte canın Allah’ın emaneti olduğu kabulünden, tam bir teslimiyet halinden ziyade, hakiki manada canlılığın Allah’a imanla ve O’nu aşk derecesinde sevmekle kazanılabileceği inanışı dile getirilmiştir. Birisinin gönlümüzde taht kurduğunu söylemek, onu can ü gönülden sevdiğimize delalet eder. Bu sevgi, canın içindeki elif gibi cana can katan bir sevgidir. Çünkü elif, yani Cenab-ı Hakk’ın varlığı ve birliği hakikati, aşığın gönlünde, canının içindedir. Bu hakikat yahut vahdeti idrak istidadı insana âdemiyetinin imtiyazı olarak yaradılıştan verilmiş, böyle bir imtiyazın imtihanını vermek üzere de insan canlı kılınarak dünyaya gönderilmiştir. Daha doğrusu “vahdet hakikati” ve bu hakikati idrak kabiliyeti ruhumuzda, ruhumuzun merkezi gönlümüzde mündemiçtir. Ruh ise ber-hayat oluşumuzun sebebidir; bedenimizi revan, yani hareketli, yürüyen, akan, canlı kılan bir lütf-i ilâhidir. Nitekim, ruh ayrıldığında beden ceset haline gelir.

Şüphesiz ki elifin temsil ettiği manaları içinde taşıyan bir canlılık, sadece maddi değil, manevi ve ebedi bir diriliktir. Ruhunun farkında olmadığı için gönlünü sahibine veremeyen, dolayısıyla vahdeti idrak kabiliyeti körelmiş, kalbi kararmış, canının içindeki elifi kaybetmiş bir beden, sûretâ canlı görünse de aslında ölüdür, ceset hükmündedir. Şair bu yoruma eski yazımızın imlasından faydalanarak imkan veriyor. “Can” kelimesi “cim”, “elif” ve “nun” harfleriyle yazılır. Elif harfi bu kelimenin ortasında yahut içindedir. Eğer “can”ın ortasında veya içinde elif olmasaydı, bu kelime, “gece karanlığıyla, örtüyle bir şeyin üzerinin kapatılması” manasına gelen “cenn”, ya da “çıldırmak” manasına da gelen “cinn” lafzına dönüşecekti. O takdirde gönülde yer eden şey ya küfür ya cinnet hali olacaktı
ki, bu iki hal de mutlak manada ölümdür, helak olmaktır. Şu halde canı can yapan içindeki eliftir. Elifle sembolize edilen hakikatlerin şuurunda olmayan insan, canlı gibi görünse de yaşayan bir ölüdür.

Elifin bu temsilini Zâtî’den bir asır sonra vefat eden, İstanbul’daki Olanlar Tekkesi Şeyhi İbrahim Efendi de “Cihânın aslı âdemdir / Elif yazılmasa demdir.” mısralarıyla bir daha hatırlatır.
“Âdem” kelimesi “uzun elif”, “dal” ve “mim” harflerinden mürekkeptir. Baştaki elifi kaldırırsanız, kelime,“kan” manasına gelen “dem” diye okunur.

Âdemoğlu “zübde-i âlem” olarak bu cihanın aslıdır; dünya onun için yaratılmıştır. Elifle ifade edilen inanç ve tasavvurlar âdemoğlunun başında durdukça, dünyada yaradılış gayesine uygun bir hayat sürdürülebilecektir. Ama âdemin başındaki elif kaldırılırsa, o zaman dünya kana bulanacak, cihanda kan olacak, insanlar birbirini yiyecektir.

Şeyhin mısralarını şöyle de anlamak mümkündür: Elif vahdete, dem (kan) kesrete işarettir. Âdem, yani insan, eliften, dolayısıyla vahdetten uzaklaşır, elifi yahut vahdeti kaybederse kesrete dalacak, maddeden
ibaret kalacaktır ki artık ona âdem değil “beşer” denir. Beşer, âlemin aslı da değildir, Allahu Tealâ’nın bütün sıfatlarının tecelligâhı da. Gönül yahut kalp, beşeriyetimizin değil, âdemiyetimizin uzvudur çünkü.

Cinnet geçirip dünyayı kana bulayan canavarlardan olmamak için elifi canımızda, hayatımızın merkezinde muhafaza etmemiz gerekiyor. Öbür türlüsü küfrân-ı nimettir ki neticede küfürdür.

Elif, harflerin evvelidir. Elif-bâ’daki bütün harflerin “asl”ı eliftir; çünkü diğer bütün harfler elifin farklı formlarından müteşekkildir.

Rüveyha
Wed 3 December 2014, 04:29 pm GMT +0200
Esselamu Aleyküm ve Rahmetullah.Gönlünün merkezine Elifi yerleştirenlerden oluruz inşaAllah..Mevlam Elif'i hakkıyla idrak edenlerden eylesin..Mevlam razı olsun kardeşim.

mevlüdekalınsaz
Wed 3 December 2014, 05:37 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam..amin ecmain inşAllah..Allah razı olsun..çok güzel paylaşım..

elif" olmak zordur
 cünkü "elif" olmak
 yuvarlak bir dünyada dik durmanın
 dik ve önde belki acıyla
 ama vazgeçmeden durmanın
 dünya ne kadar dönerse dönsün
 olduğu yerde kalmanın adıdır “elif” olmak


Rabbim bizleri de Elif gibi dosdoğru,elif gibi dik eylesin inşallah..

elifbenal7a
Wed 3 December 2014, 05:54 pm GMT +0200
İsmim ile bir kez daha gurur duyuyorum :))