- Çalışılmadan ele geçen malların zekâtı

Adsense kodları


Çalışılmadan ele geçen malların zekâtı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Thu 7 April 2011, 02:47 pm GMT +0200
Çalışılmadan Ele Geçen Malların Zekâtı:


Çalışmaksızın hibe, miras ve vasiyetten istifade yoluyla elde edilen aynı cins mallardan zekât vermak farzdır. Kişi bunların zekâtını kendi aslî malının zekâtıyla birlikde verir: Hz. Peygamber (sas) bu hususda şöyle buyurmuştur:

“Bilesiniz ki, senede bir ay vardır; o ayda malınızın zekâtını verirsiniz. O aydan sonra elde edilen malların zekâtı bir dahaki sene başı gelmeden verilmez.” Bu da; aslî malın da, sene başından sonra elde edilen malın da zekâtının aynı vakitte, yani sene başında verileceğini gösteren bir delildir. Bu görüş aşağıda zikredeceğimiz  hadîs-i şerîfe dayanılarak kuvvet kazanmaktadır:   

“Bir malın üzerinden bir sene geçmedikçe, zekâtı verilmez.” [14] Bu hadîs-i şerîf umumidir. Çalışmaksızın istifade yoluyla elde edilen mallar hakkında rivayet ettiğimiz hadîs-i şerîf ise, hususidir. Ya da her iki hadîs-i şerifle amel edilerek bu hadîs aynı cinsden olmayan mallar için kabul edilir. Çünkü istifade yoluyla elde edilen her malın zekâtını vermede bir sene geçmesi şartının aranmasında zorluk ve sıkıntı vardır. İstifade edilen (müstefad) mallar çok olabilir. Her müstefad malın ele geçişinin senesinin başlangıcıyla sona erişini takib ve kontrol etmek zor olabilir. Oysa malın üzerinden bir sene geçmesinin şart koşulması kolaylık içindir. Bu çocuklar ve kazançlar gibidir. Ayrı cinsden olan müstefad mallar zekât verme hususunda birbirlerine eklenmezler. Bu hususda icmâ vardır.

Zekât, hayvanların nisabı tutan kısmından verilir. İki nisab arasında arta kalan miktarın zekâtı yoktur (İmam Muhammed, İmam Züfer): İmam Muhammed ve İmam Züfer dediler ki; hem nisabı tutan kısımdan hem de iki nisab arasında arta kalan kısımdan zekât verilir. Bunun formülü şudur: Bir adamın seksen koyunu olur da bunlardan kırk tanesi ölürse, Ebû Hanîfe ile Ebû Yûsuf’a göre zekât olarak bir koyun vermesi gerekir. İmam Muhammed ve İmam Züfer'e göre ise, yarım koyun vermesi gerekir. Bir kimsenin dokuz devesi olur da, bunlardan dört tanesi ölürse; bir koyun vemesi gerekir. İmam Muhammed'e göre ise, bir koyunun dokuzda birini vermesi gerekir. İmam Muhammed ve İmam Züfer'in bu hususdaki delilleri şudur: İki nisab arasında kalan mal nemâlanan bir maldır ve nimet-i kâmiledir. Nemâlanan malın ve nimetin şükrünü ifa etmek için bu malın zekâtını vermek gerekir. Bizim bu hususdaki delilimiz ise, Hz. Peygamber (sas) in şu buyruğudur:

“Saime (merada beslenen) beş deve için zekat olarak bir koyun verilir. On taneye varıncaya kadar beşden fazlası için zekât yoktur.” [15] Bu hadîs-i şerîf iki nisab arasında artakalan mallar için zekât verilmeyeceğini açıkça bildirmektedir. İki nisab arası arta kalan mallar nisaba tâbi olduğu için, mudarebe mallarının kazancında olduğu gibi; bunların telef olması halinde, telefıyet nisaba da ulaşır.

Sene geçtikden sonra nisaba ulaşan malın zayi olmasıyla zekât düşer (İmam Şâfıî). Bir kısmı zayi olmuşsa, o kısmın zekâtı kalkar: Önce de anlatıldığı gibi vâcib nisabın bir cüz'üdür. Böyle olunca zekâtın mahalli nisab olmakdadır. Bir şeyin mahalli yok olunca, kendisi de yok olmaktadır. Suçlu bir kul gibi. Bu kul ölünce, kendisinden hesap sorma işi de ortadan kalkar. Nisaba erişen mal zayi olunca, zekât da kalkar. Çünkü o malın zekât olarak verilecek olan kısmı aynı ile fakirin değildir. Hatta zekât toplama memurunun talebinden ve mal sahibinin vermemesinden sonra mal telef olursa, o zaman mal sahibi telef olmuş malın zekâtını tazmin etmekle mükellef olur. Kerhî bu görüşdedir. Çünkü o mal emanet gibidir. Ödenmesi taleb edildikden sonra verilmemiş ve telef olmuşsa, tazmin etmekle mükellef olur. Ulemanın çoğuna göre tazmin etmekle mükellef olmaz; çünkü mal sahibi zekâtını dilerse aynî olarak, dilerse altın gümüş ve eşya ile kıymet olarak verebilir. Bu durumda vermesi gereken zekâtın bedelini bulmak için zekât ödemesini erteleyebilir. Ama malını tüketirse, mütecaviz davrandığı gerekçesiyle kendisine bir ceza olarak tazminatla mükellef olur.

Zekât olarak verilecek olan malın kıymetini vermek de caizdir: Keffaret, adak, sadaka-i fıtır ve öşürde de kıymet vermek caizdir. Zira Allah (cc) şöyle buyurmuştur:

“Onların mallarından sadak al.” [16] Bu da alınan şeyde maksadın sadaka olduğuna dâir bir nasstır. Alınan her cins sadakadır.

Rasûlullah (sas) zekât develeri arasında çok iri hörgöçlü bir deve görünce kızmış ve;

“İnsanların mallarının en kıymetlilerini almanızı yasaklamamış mıydım?!” buyurmuş, zekât memuru da; “Ben iki deve vererek bunu geri alıyorum” demişti. Bu hadîs-i şerîf bu hususda sarih hüküm ifade etmektedir. Hz. Peygamber (sas) Muaz b. Cebel (ra) i Yemen'e gönderdiğinde Muaz onlara şöyle demişti; “Arpa ve darı yerine (zekât   olarak) bana hamis ve  lebis [17] getirin. Çünkü bu sizin için daha kolaydır; Medine'deki ensar ve muhacirler için de, daha faydalıdır.” Muaz (ra) bunları alıp Hz. Peygamber (sas) e getirir, Rasûlullah (sas) da onu tenkid etmezdi.   

Hz. Peygamber (sas) in;

“Deveden (zekât olarak) deve al.” hadîs-i şerifine gelince; bunu kolaylık için buyurulmuş bir söz olarak anlamak gerekir. Çünkü deve sahibinin zekât olarak diğer cins mallara göre deve vermesi, daha kolaydır. Bunda aranan fıkhî mâna; vaadedilen rızkı yoksula ulaştırmaktır ki; bu mâna ve bu maksat hâsıl olmuştur.

Bir hadîs-i şerîfde Rasûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:

“Doğrusu Allah (cc) yoksulların azığını zenginler üzerine farz kıldı ve buna zekât adını verdi.” Bu cizye gibi olmuştur. Ama hedy ve udhiyye kurbanları böyle değildir. Çünkü kan akıtmak aklen bu mânanın dışındadır. [18]





[14] Bu hadisi Ebü Davud ve Darekutni rivayet etmiştir.

[15] Bu hadîsin bir kısmını Ebû Dâvud rivayet etmiştir.

[16] Tevbe: 9/103.

[17] Hamis; beş zira uzunluğunda bir elbise, lebis ise uzun elbisedir.

[18] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/203-206.



ceren
Fri 25 September 2015, 09:06 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla.Çalışılarak,el emeği goz nuru dökerek kazanılan malın zekatını vaktinde ve hakkıyla ödeyen kullardan olalım inşallah...

gulsahkilicaslan
Wed 26 February 2020, 01:27 am GMT +0200
Allah razi olsun hocam selâm ve dua ile inşallah Rabbim çalışmalarınızı daim kılsın

Sevgi.
Thu 9 April 2020, 12:30 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Rabbim bizleri rızasına uygun şekilde zekatını verenlerden eylesin inşaAllah

Bilal2009
Fri 10 April 2020, 11:04 am GMT +0200
Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun