sumeyye
Thu 24 February 2011, 12:48 pm GMT +0200
2- ÇAĞDAŞ BİLGİNLER
Ömer Nasuhi Bilmen
(Erzurum 1883-İstanbul 12 Ekim 1971)
Erzurum'da doğan Ömer Nasuhi 'Bilmen Hocaefendi, Erzurum Ahmediye Medresesi müderrisi olan amcası Abdürrezzak İlmî Efendi'den özel ders aldı. Narmanlı Hüseyin Efendi'den de ders okudu. İki hocası da yakın aralıklarla ölünce, İstanbul'a gitti (1908). Tokatlı Şakir Efendi'nin derslerine devam edip icazet aldı. Daha sonra dersiâmlık şehadetnamesi aldı (1912). Öğrenimini İstanbul'daki Medresetü'l-Kuzât'ta tamamladı (1913). Arapça ve Farsça'nın yanısıra, Fransızca'yı da tercüme yapacak kadar öğrendi. 1913'te Fetvahane-i Aii de görev aldı. 1915'te Heyet-i Telif iye üyesi oldu. 1916'da Dârü'l-Hilâfeti'l-Âliye Medresesi kısm-ı âli fıkıh müderrisliğine getirildi. 1917'de Mahkeme-i Temyiz Şer'iyye Dairesi'nde görev aldı. 1920'de ikinci kez Heyet-i Telifiye üyesi oldu. Bu görev ona yazı hayatı açısından büyük yarar sağladı. Müderrislik ve dersiâmlık görevlerinde bulundu. 14 Şubat 1926'da İstanbul Müftülüğü müsevvidliğine, 16 Haziran 1943'te ise İstanbul Müftülüğü görevine atandı.
30 Haziran 1960'ta Türkiye Cumhuriyeti, beşinci Diyanet İşleri Başkanı oldu. 6 Nisan 1961'de daha bir yılını doldurmadan emekliye ayrıldı. Darüşşafaka Lİsesi'nde 20 yıla yakın ahlâk ve yurttaşlık dersleri okuttu. İstanbul İmam Hatip Okulu'nda ve İstanbul Yüksek İslâm Ensitüsü'nde (şimdiki adıyla Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) fıkıh ve kelâm dersleri verdi.
İlmî ve ahlâkî otoritesi, samimi dindarlığı ve tevazusuyla dinî konularda önemli otoritelelerden biri oldu. 196O'lı yıllarda dinde reform adıyla yürütülmek ve dayatılmak istenen sapkınlık çabalarına taviz vermedi. Emekli oluşunun en önemli sebebi buydu.
Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi, 12 Ekim 1971'de İstanbul'da vefat etti. Edirnekapı Sakizağa Şehitliği'ne defnedildi.
Ömer Nasuhi Bilmen, Cumhuriyet döneminde eser yazan sayılı din bilginlerinden birisidir. Ayrıca şiirde yazmıştır.
Zaman icabı kalemini ihtiyatla kullanan hocaefendi, çok sayıdaki İslâmî konulara ait çalışmaları, özellikle fıkıh alanındaki eserleriyle tanındı. Derslerinde ve konuşmalarında Erzurum şivesini kullanmasına rağmen eserlerinde Osmanlıca'ya kaçan ağdalı bir dili vardır.
Başlıca eserlerini şöylece sıralayabiliriz:
1) Büyük İslâm İlmihali (1949). Dilinin ağırlığına rağmen, ilmihal alanında cumhuriyet nesilleri için büyük hizmet görmüş, üçmilyonun üzerinde basılmış bir eserdir. Hâlâ çok tutulur.
2) Hukuk-t İslâmiyye ve Istılâhât-t Fıkhiyye Kamusu (6 cilt 1949-1952). Mukayeseli hukuk alanına ait bu eser, beş Sünnî fıkıh mezhebine yer verir. Akademik çevrelerde büyük yankı uyandıran bu büyük çalışma, Cumhuriyet döneminin eski fıkıh sistematiğinejgöre yazılmış ilk ve en geniş eserdir.
3) Dinî Bilgiler (1959),
4) Tefsir Tarihi (1955-1961),
5) Kur'ân-ı Kerîmin Meali Âlîsi ve Tefsiri (8 cilt, 1963-1966).
6) Kur'ân-ı Kerîm'den Dersler ve Öğütler (1947),
7) Sure-i Fethin Türkçe Tefsiri (1953),
8 ) Muvazzah İlm-i Kelâm (1955),
9) Mulahhas İlm-i Tevhid (1962),
10) Yüksek İslâm Ahlâkı (1949),
11) Ahlâk Lügatçesi.
Ayrıca Beyanü'l-Hak, Sırat-ı Müstakim ve Sebîlü'r-Reşad dergilerinde yayımlanmış, ama henüz kitaplaşmamış pekçok makalesi bulunmaktadır. Bunların yanısıra Nüzhetü'l-Ervâh adlı divançesi (1968) ve iki Şükûfe-i Taaşşuk adlı yayımlanmamış bir romanı davardır.
Cumhuriyet dönemi nesillerine büyük hizmeti geçen bu çok değerli bilgini bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.