- Büyük Günahla İlgili Üçüncü Fasıl

Adsense kodları


Büyük Günahla İlgili Üçüncü Fasıl

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 9 September 2011, 02:27 pm GMT +0200
Büyük Günahla İlgili Üçüncü Fasıl


Tercümesi :                                                                                                 
 

61 - (13) Muaz (R.A) den mervidir, demiştir :

Resûlullah (S.A.V) bana on kelime ile vasiyyet etti ve buyurdu ki ;

1 - Yakılmak ve öldürülmek tehdidi ile karşılaşsan dahi, Allahü teâlâ ya hiç bir şeyi şerik koşma,

2 - Ehli iyâlinden ve mâlinden ayrılmayı emretseler dahi. Anana, Ba­bana asla ve kat'â muhalefet (isyan) etme.

3 - Farz olan namazı bilerek kat'iyyen terk etme; Zira bir kimse bilerek farz namazı ter* ederse, o kimseden Allâhü teâlânm zimmeti (sıkor-tası) kalkar.

4 - hiç fair suretle şarap içme; Zira şarab, bütün kötülüklerin ba­şıdır.

5 - Mâ'siyet (günah) işlemekden kaçın; Zira günah işlemekle Al­lâhü teâlânın gazabı (sana) helâl olur,

6 - İnsanlar helak olsa (kırılsa) dahi, harp meydanından kaçmakdan  çekin.

7 - sen bir memleketin insanları içinde bulunurken,    İnsanlara

(bir hastalıkdan dolayı) - ölüm (kırılmak) isabet ederse, (O insanların içeri­sinde) sebat et (oradan ayrılma),

8- Kendi kazancından (ana sermâye ve kârinden) aile efradına

[İhtiyaçlarını karşılayacak şekilde) intak et,

9- Aile efradından edep maksadı ile asanı (değneğin)i kaldırma,

10- Onian (aile efradını) Allâha karşı gelmekten sakındır.» [204]   

 

Tercümesi :
 

62 - (14) Huzeyfe (R.A) den mervidir, demiştir ki : «Nifak, ancak Resûluilah (S.A.V) zamanında idi. Ama bugün, küfür veya îman vardır.»[205]                                                                                               

 

İzahat
 

Râvî Hz   Huzeyfe (R.A) kimdir?

Hz. Huzeyfe (R.A), aslı yemenli, Ebu Abdillah künyesi ife mâruf ve Hu-zeyfetülyemânî lakabı ile lakablandırılmıştır. Peygamberimizin sır ve gizli olan haber ve hükümleri bildirdiği sahâbesidir. Bilhassa münafıkların isim­lerini liste hâlinde bildirdiği sırları bu bilirdi. Onun için bu hayatta iken bir cenaze vuku bulursa, Hz. Ömer (R.A) bakar, cenazede Hz Huzeyfe bulu­nursa, oda iştirak ederdi. Şayet Hz. Huzeyfe cenazede hazır bulunmazsa, Hz. Ömerde cenaze namazına iştirak etmezdi.

Hatta Hz. Ömer (R.A), zaniün zaman : «Ey Huzeyfe kardeşim! Allah aşkına söyle, münafıkların listesinde bende varmıyım.» dediği zikredilmekte­dir.

Cennetle tebşir edilen Hz. Ömer (R.A), hak teâlânın rahmetinden mah­rum, azabının en şiddetlisi ile azablanacak olan münafıklardanmıyım aca­ba! diyerek bu şekilde dikkat eder ve hassasiyet gösterirse, bizlere ne yap­mak ve ne şekilde dikkatli olmak gerektiği artık gayet açıktır.

'Kıyamet alâmetlerinin küçüklerinden pekçoğunuda Resulü Ekrem efen­dimiz, bu mübarek Hz. Huzeyfeye bildirmişti.

Kendisinden, Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Ebidderdâ ve daha pek çok saha­be ve tabiîn hadîsi şerif rivayet etmişlerdir.

Vefatı, Hz. Osman (R.A) in şehâdetinden kırk gece sonra hicretin otuı beşinci (35). senesinde Medâinde vuku bulmuştur. Kabri şerîfide oradadır. Allah ondan razî olsun.

Medöıin : Bağdad yakınlarında bir şehrin ismidir.

Hz. Huzeyfenin beyan ettiği ve Buhârî şerifde «Münafık ancak Resülül-lah (S.A.V) zamanında idi.» mezkur olan bu cümlenin anlamı şöyledir:

Münafıklar hakkında verilen hükümler, icra edilen ahkamlar, ancak Ra-sûtüliah zamanında tâyin edilip yapılabiliyordu. Zira onların kimler olduğu­nu ve onlara karşı nasıl davranılması gerektiğini Resulü Ekrem efendimiz bildirirdi.

Meselâ, Resûlüllah zamanında münafıklardan bizzat bilinen ve bildiri­lenlere selam vermemek, iltifat etmeyip bakmamak gibi halier zaman zaman ve bâzı şahıslar hakkında icra edilmiştir. Bilinmeyen ve bildirilmeyenlere kar­şıda hiç bir muamele yapılmaz, müslüman kardeşlerden sayılır ve kardeş muamelesi yapılırdı.

Bugün ise, münafıkların tâyin ve tesbiti, olamıyacağından ancak müna­fık amellf kişifer görülebildiğinden veya görülebileceğinden bizzat «Bu adam münafıkdır» hükmü verilemez. Belki «Bu adam münafık amelli kişidir.» denebilir.

Günümüzde en bariz ve en kesin bilinib hüküm verilebilen, ve hüküm verilebilecek olan, hak ve hakikati istisnasız kabul edenlere «Mümin», hak­kı inkar edenlere de «kâfir» hükmü verilebilir iki yüzlü nifak amelleri görülen lere de «münafık amelli» denilebilir.

Bir münafık harbe çıkıyor, çok gayret gösteriyor, Ashab bunun gayre­tine hayran kalıyor, hoşlanıyorlar. Fakat Resulü Ekrem efendimiz onun iç gayesine vâkıf olduğundan o adamın kendi menfaatini korumak için savaş-dığını beyan ediyor ve «bu adam cehennemliktir» buyuruyor. Bugün bu teş­hisi yapmak güç olduğundan, münafık amelini işleyenleri görünce «Münafık amelli adam» diyebiliriz.

. Bu hadîsi, Ahmed bin Hanbel rivayet etmiştir. [206]




[204] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/186-187.

[205] Buhârî

Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/187.

[206] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/187-188.