reyyan
Sun 17 October 2010, 06:52 pm GMT +0200
Büyüğe Saygı
Abdülfettah EBU GUDDE'nin "Min Edebi'l-İslam" Risalesinde -IV-
16. Büyüğün kadrini ve hakkını bilmelidir. Kişi büyüğüyle beraber yürüdüğünde onun sağından ve biraz gerisinden yürümesi, bir yere girip çıkarken ona öncelik vermesi, karşılaştıklarında selam ve hürmette kusur etmemesi icap eder. Beraber bir şey konuştukları zaman onun önce söze başlamasına fırsat vermeli, onu dikkatle ve saygıyla dinlemelidir. Tartışılması gereken bir konu varsa küçüğün edeb, sükûnet ve yumuşaklık içinde tartışması, ona karşı sesini alçaltması, ona hitap ettiği veya çağırdığı vakit hürmet göstermeyi unutmaması lazımdır.
İki kardeş, aralarında geçen bir hadiseyi anlatmak için Resulullaha (a.s.) geldiler. Kardeşlerden biri daha büyüktü. Küçük olanı konuşmak isteyince Peygamberimiz ona, Büyükten, büyükten! buyurmuştur.
Yine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): Büyüğümüze hürmet göstermeyen, küçüğümüze merhamet etmeyen ve âlimimize hakkını vermeyen bizden değildir. buyurmuştur.
17. Resulullahın (a.s.), gençlere sohbet ve topluluk âdâbını ve büyüğün küçük üzerine takdim edilmesi usulünü nasıl öğrettiğine kulak vermelidir. Büyük sahabi Mâlik b. Huveyris (r.a.) diyor ki: Benimle yaşıt gençlerle beraber Resulullaha (s.a.v.) geldik, yanında yirmi gece kaldık. Resulullah pek merhametli ve çok yumuşak huylu idi. Ailelerimizi özlediğimizi düşünerek onlardan kimleri geride bıraktığımızı sordu. Biz de söyledik. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Ehlinizin yanına dönünüz, onların yanında bulununuz. Onlara (dini) öğretiniz. Namaz vakti girince içinizden biri size ezan okusun. En yaşlı olanınız da size imam olsun.
18. Anne ve babaya karşı en mükemmel şekilde hürmet göstermelidir. Çünkü buna en çok onlar layıktır. Bir gün bir adam Resulullaha (s.a.v.) gelerek: Ey Allahın Resulü! İyi muamele etmeme en çok kimler layıktır? diye sordu. Resulullah şöyle buyurdu: Annen, sonra yine annen, sonra yine annen, sonra da babandır. Ondan sonra da yakınlık sırasıyla diğerleri gelir.
Hişam b. Urve, babasından şunu naklediyor: Ebu Hüreyre (r.a.) bir gün bir adamın, başka birinin önünde yürüdüğünü gördü. Adama: Bu senin neyin olur? diye sorunca adam: Babamdır. diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebu Hüreyre şöyle dedi: Onun önünde yürüme, o oturmadan oturma, onu ismiyle çağırma.
İbn Vehb şu hadiseyi anlatıyor: İmam Mâlikin öğrencisi olan İmam Abdurrahman b. Kâsım el-Utekî el-Mısrîye (132-191), bir gün Muvattâ kitabı okunurken birdenbire uzun müddet ayağa kalkıp tekrar oturmuş. Bu husus kendisine sorulunca şöyle cevap vermiş:Annem bir işi için aşağı indi, sonra ayağa kalktı, ben de bunun için kalktım. Yukarı çıktığı zaman tekrar oturdum.
A. Cüneyd Köksal
Abdülfettah EBU GUDDE'nin "Min Edebi'l-İslam" Risalesinde -IV-
16. Büyüğün kadrini ve hakkını bilmelidir. Kişi büyüğüyle beraber yürüdüğünde onun sağından ve biraz gerisinden yürümesi, bir yere girip çıkarken ona öncelik vermesi, karşılaştıklarında selam ve hürmette kusur etmemesi icap eder. Beraber bir şey konuştukları zaman onun önce söze başlamasına fırsat vermeli, onu dikkatle ve saygıyla dinlemelidir. Tartışılması gereken bir konu varsa küçüğün edeb, sükûnet ve yumuşaklık içinde tartışması, ona karşı sesini alçaltması, ona hitap ettiği veya çağırdığı vakit hürmet göstermeyi unutmaması lazımdır.
İki kardeş, aralarında geçen bir hadiseyi anlatmak için Resulullaha (a.s.) geldiler. Kardeşlerden biri daha büyüktü. Küçük olanı konuşmak isteyince Peygamberimiz ona, Büyükten, büyükten! buyurmuştur.
Yine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): Büyüğümüze hürmet göstermeyen, küçüğümüze merhamet etmeyen ve âlimimize hakkını vermeyen bizden değildir. buyurmuştur.
17. Resulullahın (a.s.), gençlere sohbet ve topluluk âdâbını ve büyüğün küçük üzerine takdim edilmesi usulünü nasıl öğrettiğine kulak vermelidir. Büyük sahabi Mâlik b. Huveyris (r.a.) diyor ki: Benimle yaşıt gençlerle beraber Resulullaha (s.a.v.) geldik, yanında yirmi gece kaldık. Resulullah pek merhametli ve çok yumuşak huylu idi. Ailelerimizi özlediğimizi düşünerek onlardan kimleri geride bıraktığımızı sordu. Biz de söyledik. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Ehlinizin yanına dönünüz, onların yanında bulununuz. Onlara (dini) öğretiniz. Namaz vakti girince içinizden biri size ezan okusun. En yaşlı olanınız da size imam olsun.
18. Anne ve babaya karşı en mükemmel şekilde hürmet göstermelidir. Çünkü buna en çok onlar layıktır. Bir gün bir adam Resulullaha (s.a.v.) gelerek: Ey Allahın Resulü! İyi muamele etmeme en çok kimler layıktır? diye sordu. Resulullah şöyle buyurdu: Annen, sonra yine annen, sonra yine annen, sonra da babandır. Ondan sonra da yakınlık sırasıyla diğerleri gelir.
Hişam b. Urve, babasından şunu naklediyor: Ebu Hüreyre (r.a.) bir gün bir adamın, başka birinin önünde yürüdüğünü gördü. Adama: Bu senin neyin olur? diye sorunca adam: Babamdır. diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebu Hüreyre şöyle dedi: Onun önünde yürüme, o oturmadan oturma, onu ismiyle çağırma.
İbn Vehb şu hadiseyi anlatıyor: İmam Mâlikin öğrencisi olan İmam Abdurrahman b. Kâsım el-Utekî el-Mısrîye (132-191), bir gün Muvattâ kitabı okunurken birdenbire uzun müddet ayağa kalkıp tekrar oturmuş. Bu husus kendisine sorulunca şöyle cevap vermiş:Annem bir işi için aşağı indi, sonra ayağa kalktı, ben de bunun için kalktım. Yukarı çıktığı zaman tekrar oturdum.
A. Cüneyd Köksal