Rüveyha
Sun 22 February 2015, 11:10 pm GMT +0200
Borçlunun, borcunu vadesinden önce ödemesi karşılığında, alacaklının alacağından indirim yapması, caiz midir?
Borçlunun her hangi bir şart koşmadan borcunu vadesinden önce ödemesi caiz olduğu gibi (İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, Beyrut, 1991, V, 82), alacaklının da herhangi bir şarta bağlı olmaksızın ödemenin erken yapılmasından dolayı alacağından bir miktar indirim yapması caizdir (Merğinani, el-Hidaye, III, 60-61). Zira satıcı alacağının tamamından vazgeçebileceği gibi, indirim de yapabilir. Bu, müşteri lehine bir ikram olup, faiz kapsamına girmez.
Ancak alım satım akdinde taraflar, vadeli satılan malın bedelinin, vade dolmadan ödenmesi halinde fiyatta indirim yapılmasını şart koşarlarsa; içlerinde Hanefiler’in de bulunduğu ulemanın çoğunluğuna göre bu akit fasit olur. Fasit akid de faizli muamele hükmündedir. (Serahsi, el-Mebsut, Beyrut, 1993, XIII, 126; XXI, 31; Merğinani, el-Hidaye, III, 48; İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, Beyrut, 1991, V, 84-85, 91).
Alacaklı, vadesi gelmiş olan bir alacağı için, borçluya, alacağının belirli bir kısmını tayin ettiği süre içerisinde ödemesi durumunda kalanından ibra edeceğini söyler, borçlu da o süre içerisinde öderse bu caiz olur ve alacağının kalan kısmından ibra etmiş sayılır (Merğinani, el-Hidaye, II, 180) Vadesi dolmamış borçlarda alacaklının borçluya, borcun bir kısmını vade dolmadan önce ödemesi şartıyla kalan kısmının düşürülmesi için yapılan bir sulh sözleşmesi Hanefi alimlerine göre caiz değildir. Çünkü vade para karşılığında satılmış olur. Bu da faize girer (Merğinani, el-Hidaye, III, 197; Ali Haydar, Dürerü’l-hükkam Şerh-u Mecelleti’l-ahkam, IV, 57).
Mecmeu’l-fıkhi’l-İslami (İslam Fıkıh Akademisi) 1998 yılında aldığı 64 no’lu kararında; daha önceden şart koşulmuş olmaması ve araya üçüncü bir şahsın girmemesi kaydıyla, ister alacaklının ister borçlunun talebi ile olsun, vadeli borcu peşine döndürme karşılığında borçtan indirim yapmanın caiz olduğuna karar vermiştir (Mecelletü Mecmai’l-Fıkhi’l-İsl’ami, Sayı, 6, sh. 193).
Borçlunun her hangi bir şart koşmadan borcunu vadesinden önce ödemesi caiz olduğu gibi (İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, Beyrut, 1991, V, 82), alacaklının da herhangi bir şarta bağlı olmaksızın ödemenin erken yapılmasından dolayı alacağından bir miktar indirim yapması caizdir (Merğinani, el-Hidaye, III, 60-61). Zira satıcı alacağının tamamından vazgeçebileceği gibi, indirim de yapabilir. Bu, müşteri lehine bir ikram olup, faiz kapsamına girmez.
Ancak alım satım akdinde taraflar, vadeli satılan malın bedelinin, vade dolmadan ödenmesi halinde fiyatta indirim yapılmasını şart koşarlarsa; içlerinde Hanefiler’in de bulunduğu ulemanın çoğunluğuna göre bu akit fasit olur. Fasit akid de faizli muamele hükmündedir. (Serahsi, el-Mebsut, Beyrut, 1993, XIII, 126; XXI, 31; Merğinani, el-Hidaye, III, 48; İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, Beyrut, 1991, V, 84-85, 91).
Alacaklı, vadesi gelmiş olan bir alacağı için, borçluya, alacağının belirli bir kısmını tayin ettiği süre içerisinde ödemesi durumunda kalanından ibra edeceğini söyler, borçlu da o süre içerisinde öderse bu caiz olur ve alacağının kalan kısmından ibra etmiş sayılır (Merğinani, el-Hidaye, II, 180) Vadesi dolmamış borçlarda alacaklının borçluya, borcun bir kısmını vade dolmadan önce ödemesi şartıyla kalan kısmının düşürülmesi için yapılan bir sulh sözleşmesi Hanefi alimlerine göre caiz değildir. Çünkü vade para karşılığında satılmış olur. Bu da faize girer (Merğinani, el-Hidaye, III, 197; Ali Haydar, Dürerü’l-hükkam Şerh-u Mecelleti’l-ahkam, IV, 57).
Mecmeu’l-fıkhi’l-İslami (İslam Fıkıh Akademisi) 1998 yılında aldığı 64 no’lu kararında; daha önceden şart koşulmuş olmaması ve araya üçüncü bir şahsın girmemesi kaydıyla, ister alacaklının ister borçlunun talebi ile olsun, vadeli borcu peşine döndürme karşılığında borçtan indirim yapmanın caiz olduğuna karar vermiştir (Mecelletü Mecmai’l-Fıkhi’l-İsl’ami, Sayı, 6, sh. 193).