- Bizzat Hadisçilerin Bazı Hataları

Adsense kodları


Bizzat Hadisçilerin Bazı Hataları

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
meryem
Mon 25 October 2010, 11:22 pm GMT +0200
Bizzat Hadisçilerin Bazı Hataları

Hadisçiler hatalannda.insanların herhangi bir sınıfından hiç de farksız değildir.

Elbette biz kitabımızda onların pekçoğu-nun.yazdıklannı iyice öğrenmeyi ve topladıkları (ha­disler)! iyice anlamayı bırakıp ölünceye kadar (topu topu) bir hadisi on veya yirmi vecih (tarik)ten elde et­me sevdasına düşmelerini kötülemekten geri kalacak değiliz!

Halbuki sahih olan bir veya iki (isnadla gelen bir) hadîs,Allanın ilim sahibi olmasını murad ettiği bir kimse için kâfidir.

Onların bir hadisi on veya yirmi tarik (isnad) dan aramalarından,ellerine,hadisi arayanı yorgun düşü­ren ve geridekilere bir faydası olmayan yolculuklar dan başka birşey geçmemiştir.

Her kim bu tabakadan (bir hadisçi) ise o, bize göre vaktini boşa harcamış ve daha faydalı olanı bira kıp daha az faydalı olan şeylerle uğraşmış demek­tir.

Onlara (Hadisçilere) Haşeviyye,Nâbite,Mucbi re,bazan da Cebriyye denilmiştir.Mecâzi olarak el-Ğusâ' (sel arüklan) ve el-Gusr (insanların en rezilleri) de denmiştir..Bütün bunlar.bir takım lâkablardır ki,bunlarm hiçbiri,Kaderiyye (Mu'tezile) de olduğu gibi bir hadîste zikredilmiş değildir.Kaderiyye hak­kında ise "onların bu ümmetin mecûsileri oldu­ğu, hastalanırlarsa ziyaretlerine gidilmemesi.ölürler-se cenazelerinde bulunulmaması" Rasûlullahtan ri­vayet edilmiştir [382]

Râfıza hakkında,Meymûn b.Mihrân'm İbnu Ab-bas'tan rivayet ettiği :"Rasulullahı "Âhir zamanda bir-takım insanlar olacaktır.Onlara Râfıza denilir.İsl-âmiyeti fırlatıp atarlar,sadece ismi ile yetinirler.Onla-rı öldürünüz,çünkü onlar müşriktirler.."hadisi [383]

Murcie hakkında: "Ümmetimden iki sınıf insan vardnr ki.şefaatıma nail olamazlar.Onlar yetmiş pey­gamber tarafından lanetlenmişlerdir. Bunlar Murcie ve Kaderiyyedir.. "hadisi,

Hariciler hakkında: "Ok'un yaydan çıkması gibi dinden çıkar lar. Onlar Cehennemliklerin köpekleri­dir"[384]hadîsi vârid olmuştur.

Bunlar Rasûlullah tarafından verilen isimler­dir. Onların (Hadisçilere Jverdikleri isimler ise böyle olmayıp sonradan çıkarılmıştır.

Bazan taassub, onlardan birkısmını "Cebriy­ye, Kaderiyye'dir"demeğe götürmüştür.Eğer bu isim onların olması gerekseydi,onlara sadace Kaderiye ismi yeterdi.Eğer bu kaderciler için caiz olsaydı,bu-nun gibi Râfiza,Hârîciler ve Murcie için de (Kaderiyye) demek caiz olurdu.Çünkü bütün bu guruplardan herbiri Hadisçiler hakkında, Kaderiyye ne demişse onu söylemişlerdir.İsimler ise sahibinden başkasına yakışmaz.İsimler ancak ehline yaraşır.

Nitekim ayakkabı tamircisine "ayakkabı boyacı­sı" ve demirciye " marangoz"demek imkânsızdır.

Keza insanların yaratıldıkları fıtratları ve salim düşünce de onların iftiralarının asılsızlığını ortaya çı­karır.

Fıtrata gele!im:Bir adam bir şehre gitse ve orada kaderiyyeyi veya murcieyi kendisine göstermelerini istese, küçük - büyük, kadın veya ihtiyar,avâm veya havas veya sokak takımı hepsi de şüphesiz, bu isimde kim varsa onu gösterirler.Eğer Ehl-i sünnet'i göster­melerini istese insanlar hadisçileri gösterirlerdi.

Eğer içersinde kaderi ( mu'tezüi),sünnî .râfızî ,murciî ve haricînin bulunduğu bir topluluk oradan geçse ve adamın biri kaderiyye aleyhine atıp tutsa.ve-ya lanet etse, onlara göre bu atıp tutma veya lanet ile Hadisçiler (Ashâbu'l-Hadîs) kasdedilmiş olmaz. .Bu ,hiç kimsenin reddedemiyeceği ve inkar edemiyeceği bir husustur.

Salim düşünce'ye (nazar) gelince:Şüphesiz Ka­deriyye kaderi kendilerine izafe etmişlerdir. Başkaları ise kaderi kendilerine değil.Allaha izafe etmişler-dir.Bu sebeple,birşeyin kendisine aid olduğunu iddia eden kimse.o şeyin başkasına aid olduğunu kabul eden kimseden daha ziyade o isme nisbet edilmeye lâyıktır. Çünkü hadîste bize, onların (kaderiyye)bu ümmetin mecûsileri olduğu vârid olmuştur.Gerçek-len onlar Mecüsîlere ençok benzeyen kimseler-dir.Çünkü mecûsiler iki ilâh'ın varlığını .kabul etmek­tedirler. Nitekim Allah onları kasdederek "..iki ilâh edinmeyin.O ancak bir İlâh'dır" (I6.en-Nahl : 51) buyurmuştur.Kaderiyye "Biz Allah'ın olmasını iste-

mediği şeyleri ve takdir olunmayan şeyi yapabiliriz T demektedirler.

Duyduğuma göre.Kelâmcılardan birisi,zimm-îlerden birine "Ey fulan müslüman olmuyor mu-sun?der.

Zimmî de:"-Allah murad etmedikçe (müslüman olmam) "diye cevab verir.

Kelâmcı tekrar:"-Şüphe yok ki Allah murad et-mektedir,fakat iblis seni bırakmıyor."deyince zimmî:"Ben o ikisinden (Allah ve iblis)daha kuvvetli olanı ile beraberim."der..

Bana İshak b.îbrahım b.Habib b. eş-Şehîd tah-dis etti:Bize Kurayş b;Enes ( -209) [385] tahdis eti:Amr b.Ubeyd'i [386]işittim.şöyle diyordu:Ben kıyamet gü­nü getirilirim ve Allanın huzurunda durdurulu­rum.Bana "Niçin katil cehennemdedir de-din?"der,ben:"Böyle olduğunu sen söyledin,de-rim"dedi ve sonra şu âyeti okudu:Kira bir mü'mini kasden öldürürse,onun cezası,içinde devamlı kal­mak üzere Cehennemdir." (4.en-Nisâ:93) Ben -ki ev­de benden küçük kimse yoktu-ona:(Allah)sa-na:"Beir'Doğrusu AUah, kendi ne eş koşulmasını ba­ğışlamaz. Ondan başkasını,dilediği kimse için ba­ğışlar." (4. en-Nisâ:48) buyurdum.Sen benim onu (kâtili)affetmek istemeyeceğimi nereden bildin? der-se,sen ne cevab verirsin?dedim,bana hiçbir cevab ve­remedi...

Bana Ebu'l-Hattâb tahdis etti (ve)dedi :Bize Dâvud b.el-Mufaddal,Muhammed b.el-Mufad-dal'dan.o da Muhammed b.Süleyman'dan o da,el-As-bağ b.Câmi'den,o da babasından haber verdi ki baba­sı şöyle demiştir:Ben Ömer b: el-Hattâb ile beraber Ka'beyi tavaf ediyordum.Hz.Ömer.Ka'be kapısı ile

Haceri Esved arasındaki mültezem'e geldi.vücudu nu oraya yapıştırdı ve "Allahım,benim aleyhime tak­dir ettiklerini affetbenim aleyhime takdir etmedikle­rini affetme, "dedi.

Bana Sehl b.Muhammed tahdis etti (ve) dedi:bi-ze el~Asmaî,Muâz b.Muâz'dan haber verdi.Muâz b.Muâz (119-196)[387]şöyle dedi:el-Fadlu'r-Rakâşî[388]bir adamın "Allahım beni (sana teslim olan) müs-lüman kıl (Allâhumme'c'alnî muslimen) .." dediğini işitmiş ve adama, (senin bu dediğin) muhaldir.deyince adam "Ey Rabbimiz,ikimizi sana teslim olmakta sabit kıl. Soyumuzdan da bir topluluğu sana teslim olan bir ümmet yap.." (2.eH3akara:128) âyetini okumuştur. [389]

Bana Sehl tahdis etti (ve) dedi:bize el-As-maî,Ebû Ma'şer el-Medenî'den (-170) (50) Muham-med b.Ka'b el-Kurazî (40-120) nin [390] "KuIlar.Allah dilemedikçe, O 'nun mülkünden herhangi bir şeye sa-hib olamayacak kadar âcizdirler" dediğini haber ver­di.

Bana Sehl tahdis etti (ve) dedirbize el-Asmaî tah­dis etti (ve) dedi:Ebû Amr (68-154) [391]"Allahın dilediğini hidayete erdireceğine,ve dilediğini[392] saptıracağına şehadet ederim.Allah'ın bize karşı hücceti vardır.Kim bana "Gel seninle münakaşa edeceğim"derse,ben ona "kendini benden uzak tut"derim."demiştir.

Bana Ebu'l-Hattâb tahdis etü (ve) dedi:Bize Ebû Dâvud,el-Hasen b.ebî'l-Hasen'in (22-110) [393]şöyle dediğini haber verdi.(el-Hasen) dedi:el-Hacc-âc'ı,"Vâsıt"ta hutbe okurken dinledim,"Ey Alla hım,bana hidâyeti hidâyet olarak göster ki ona uya­yım ve dalâleti de dalâlet olarak göster ki ondan sakı-nayım.Hidayet'im hususunda beni şüpheye düşür-me,o zaman ben uzak (derin)bir dalâlete saparım." di­yordu.

EBÛ MUHAMMED;(el-Haccâc'ın)bu (sözü)Alla-hm "...elbette onları düşmekte oldukları şüpheye yine bırakırdık." (6.el-En'am:9) âyeti gibidir.

Amr b Avn el-Kaysî ( -225) [394] gözleri kör olun­caya kadar ağlayanlardan (el-bekkâûn) idi,şöyle dedi: Saîd b. ebî Arûbe'yi ( -156) [395]"Kur'anda bana, Musa'nın \A.S}"..Onların bu canilikleri,ancak senin İmtihan ve ihtiyanndır.Sen bu imtihanla dilediği­ni sapıklıkta bırakır, dilediğine hidayet verirsin." (7.el-A'raf: I55)sözünden daha ağır gelen bir âyet yok­tur, "derken işittim.Ona "Demek Kur1 an sana ağır ge­liyor hâTVaîlahi seninle ebediyyen bir kelime bile ko nuşmayacağım. "dedim ve ölesiye kadar da onunla konuşmadım.

Bana İshâk b.İbrahim eş-Şehîdî,Yahyâ b.Hamîdft-Tavîrden.o da Amr b.en-Nadr'dan [396]tahdis etti ki (Amrjşöyle demiştinAmr b.Ubeyd'e {80-144) [397]uğradım ve yanma oturdum. Birşeyden bah-setti.bunun üzerine ben:"Bizim ashabımız böyle söy-lemiyor"dedim.O:"Senin ashabın kim?"dedi.Ben de "Eyyûb,İbnu Avn,Yûnus,ve et-Teymı" dedim..."Onlar murdarlardır, pisliklerdir, Ölülerdir,diri değiller-dir."dedi.

EBÛ MUHAMMED:(Amr b.Ubeyd'in)zikrettiği o dört kişi,ilimde,fıkıhta,çokça ibadet etme ve helâl ye­me hususunda zamanının ululan idiler.Ve onlar ken­dilerinden önce gelen Ashab ve Tabiîlerin İzini takib etmişlerdi.Bu gösterir ki(Amr b.Ubeyd 'e göre)Ashab ve Tabiûn da murdardırlar,pisliktirler.

£ğer (kelâmcüar),Ashab ve tabıînin.bu adamla-nn takib etmiş olduğu yolu takib etmediklerini ve As­hab ve tabiînin kader hususunda kendileri gibi düşündüklerini iddia ederlerse,biz onlara"O halde ni­çin el-Hasen,Amr b.Ubeyd ve Gaylân'a bağlandınız? Hz.Ali,(Abdullah)İbnu Mes'ud, Ebû Ubeyde, Muaz, Saîd b.el-Museyyib,ve bunların emsallerine tabi ol­saydınız ya..! Çünkü onlar,kendilerine uyulması ba­kımından Katâde, el-Hasen ve İbnu ebî Arûbe'den da­ha büyüktürler ve delilleri de onlannkinden daha sağlamdır, "deriz.

KelâmcıIarın"Hadisçiler kendilerine (kader konusunda) muhalif olan Katâdejbnu ebî Nuceyh ,İbnu ebî Zi'b   gibilerinden hadis yazryorlar.fakat bunların emsali olan,Amr b.Ubeyd.Amr b.Fâid ve Ma'bed el-Cuhenî gibilerinden hadis yazmıyor-lar?"demelerine gelince,Hadisçilerin hadis yazdıkları bu kimseler ilim ehli ve rivayette doğru kimseler-dir.Her kim bu mertebede ise,ondan (hadis) yazmak­ta, onun rivayet ettiği ile amel etmekte bir beis yok-tur.Ancak sapık inançları hariçtir.Bu gibi şeyler on­dan yazılmaz ve onunla amel edilmez.

Ancak âdil ve sika (güvenilir) bir ravinin nasıl başkası hakkındaki şehâdeti kabul olunur da kendi şahsı,oğlu,..veya babası hakkında veya kendisine bir menfaat getirecek veya kendisinden bir zararı defede­cek hususlarda şehâdeti kabul edilmezse,sâdık (doğ­ru) bir râvinin sözlerinden de sadece ,kendi mezhebi­ne muvafık olan ve hevây-ı hevesine uyan hususların kabul edilmesi menedilir.Çünkü nefsi ona Hakk'ın kendi inandığı şeyde,Allah azze ve celle'ye yakınlığın da bu inancı çeşitli yönlerden sağlamlaştınp destek­lemekte    olduğunu gösterir.

Buna ilaveten (kendi mezhebine muvafık riva-yetlerde)tahrif,ziyade ve noksanda bulunmasından da emin olunamaz.

Eğer:"Kelamcılardan her fırka kendi itikadının hak (doğru} olduğuna,muhâlifin ise dalâlet ve hevây-ı nefs üzerinde olduğuna inanır.Hadisçiler de kendi mezhepleri (nin hak olduğu ) hususunda böyledir-ler.Hadisçiler hak üzre (doğru yolda) olduklarını kat'î bir şekilde nasıl bildiler?"derlerse,onlara şöyle cevab verilir:

"Muhakkak ki Kelam ehli (Ehlu'l-Makâlât) her-ne kadar ihtilâf içerisinde olsalar ve onlardan her bir sınıf,hakk'm kendisinin iddia ettiği görüşte olduğunu söylüyor ise de ,yine de hepsi,Allahın kitab'ma san-hp.Rasulullahm sünnetine yapışan kimsenin, (hak-kın)nûr(u) ile aydınlanmış,rüşd (doğruluk)kapısmı açmış ve hakkı tam yerinde aramış olacağı üzerinde ihtilafları olmayıp.bu hususta müttefiktirler.

Hadisçileri bu yolda yürümekten ancak zâlimler alakoyabilir.Çünkü onlar dîni hususların hiçbiri için.ne istihsâna.ne kıyâs ve nazara (aklî muhake­me),ne geçmişlerin felsefe kitaplarına ve ne de sonra­ki Kelamcılara hiçbirşey havale etmezler.

Eğer, yalan ve birbirini nakzeden rivayetleri nakletmelerinden dolayı Hadisçilere hata nisbet edi­lirse, onlara denir ki:

Uydurma, hatalı (yanlış) ve zayıf rivayetlere ge­lince, sana anlattığım gibi, bunlara karşı ikazda bu-lunmuşlardır

Birbirini nakzeden, çelişkili rivayetlere gelin-ce;Bu tenakuzdan kurtulmanın yolunu sana haber vereceğiz,bilmediğin ve görüşünün yetmeyip kısır kaldığı şeylere senin dikkatini çekeceğiz.

Itimâd Allahadır.Yardım istenecek olan da O'dur.".. [398]




[382] HAN:2/ 86,125; 5/ 406.

[383] HAN: 1/ 103.

[384] HAN:4 / 355,382.

[385] Kurayş b.Enes el-Ansârî.Hammâd b.Seleme.Habî-bu'ş-Şehid ve Hamîdu't-Tavîl'den rivayet etmiştir. (Tehzibu't-Tehzib: 8 / 374)(M)

[386] Bkz. s:70 (Dipnot)

[387] Muâz b.Muâz el-Haşhâş el-Anberî Ebu'l-Musennâ ct-Temîmî.Hâfiz. Basra kadısı İdi.Alkame.Şu'be ye başkala­rından rivayet etmiştir.(Tehzîbu't-Tehzîb: 10/ 194 (M)

[388] el-Fadl   b.lsâ b.Ebân er-Rakâşî,el-B asri, Vaiz .Kaderi olduğu kaydedilmektedir.Hadiste zayıf ve metruk idi.(Tehzflra't-Tehzîb : 8/ 283; el-Muğnî: 2/ 512; el-Mecrûhİn : 2/ 210 )(M)

[389] Adanun sözü ile âyetteki "Rabbena vec 'alna' musli-meyni" sözü arasındaki benzerliğe dikkat edilsin, (M)

[390] Necîh (NuceyhJ b. Ab d İr rahman es-Sindî,EbÛ Ma'şer,el-Medenî,Yemen asıllıdır .Metruk ve zayıf bîr râvîdir (Tehzîbu't-Tehzîb: 10/ 419; el-Muğnî: 2/ 694 ) (M)

[391] Muhammed b.Ka'b eI-Kurari.Mesb.ur tabiî.Kûfede,sonra dfl Medine'de oturdu.Hz.Ali.İbnu Mes'ud ve Amr b.el-Âs'dan rivayet etmiş­tir. (Tehzîbu't-Tehzîb: 9/ 420) (M)

[392] Ebû Amr b.el-Alâ' et-Temîmî,el-Mâzinî.BBsralı,nahivci ,Ycdi kıraat İmamından biri.Ondan el-Asmaî,Ma'mer b.Râşid ve başkaları riva­yet etmiştir.(Tehzîb: 12 / 178) (M)

[393] el-Hasen b-ebî'1-Hasen.Yesâr el-Basrj.Ebû Saîd.Meşhur,fakİh .muhaddis ve zâhid.Hz.AH,Talha ve Aişe'yi görmtiştür.(Tehzîb :2 / 262; Tabakatu'l-Huffaz: 28 ) (M)

[394] Amr b.Avn b.Evs b.el-Ca'd ,Ebû Osman el-Vâsitî.Hammâd b.Zeyd ve Hammad b.Seleme'den Ebû Avâ-ne'den ve başkalarından rivayet etmiş,ondan da Buharî ve Ebû Dâvud rivayette bulunmuşlardır.(Bkz.Tehzîbu't-Tehzîb: 8/ 86) (M)

[395] Bkz.:s ,70Dipnot)

[396] Amr b. en-Nadr.Meçhul bir ravi (el-Muğnî fî'd-du-afa: 2/ 490) (M)

[397] Bkz.s .70(Dipnot)

[398] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 164-172.