sumeyye
Fri 11 March 2011, 02:26 pm GMT +0200
İKİNCİ BASKININ ÖNSÖZÜ
Bedir Yayınevinin maddi ve manevi destekleriyle yaptığımız tercümenin ilk yayımı 1976 yılındaydı. Kısa bir sürede mevcudu tükenen tercümemizin yeniden neşri ancak aradan bunca yıl geçtikten sonra gerçekleşebilmiştir. Bunun da temel nedenleri arasında; ülkemizin geçirdiği siyasî-idarî çalkantılar, yayın hayatının maruz kaldığı ekonomik sıkıntılar vb.leri sıralanabilir.
Tercümemizi, bu kez bir daha şekil ve muhteva bakımından baştan sona kontrol süzgecinden geçirerek gerekli düzeltmeleri yaparak kitapta geçen tüm hadislerin kaynaklarını bulabildiğimiz kadarıyla tahriç ederek ikinci baskıya hazır hale getirdik. "Yörüğün kervanı gide gide düzelir" sözümüzde olduğu gibi bu işimizde de rastlanılan kusurlar gide gide düzeltilecektir. Şüphesiz hiç bir şey baştan itibaren tam olarak ortaya konulamıyor.
Türkiye'mizde, 19501i yıllardan itibaren fikir hayatında da önemli gelişmeler ve yayım faaliyetleri olmuştur. Özellikle son 20 yılda bu, çok belirgin bir hal almıştır. Dînî yayınların da bu pastada önemli bir payı vardır. Islâmî telif veya tercüme pek çok eser piyasaya okuyucu istifâdesine sunulmuştur. Bunların muhtevası ne ölçüde yerinde ve isabetlidir, işte bunu zaman ve şartlar ortaya koyacak ve gösterecektir. Elinizdeki bu eser İslâm hukukunun devlet yönetimi, kurumları, kurumlarının hukukî statüleri ve işlevleri, kısacası genel kamu hukuku kurallarını pratik ve teorisiyle ortaya koymaktadır. Eser, yazılışı zamanında olduğu gibi günümüzde de önemli bir boşluğu doldurmakta soru veya sorunlara cevaplar vermektedir.
ikinci baskının hazırlanışında teşviklerini gördüğüm Mehdi Ali Seçkin Bey'e, neşri gerçekleştiren Bedir Yayınevi mensuplarına, baskıda emeği geçen Söğüt Matbaası çalışanlarına teşekkürlerimi ifade ederim.
Çalışmak ve gayret bizden, tevfık ALLAH'tandır.[2]
Prof, Dr. Ali ŞAFAK
Yeşilhisar, Ağustos 1993
BİRİNCİ BASKININ ÖNSOZU
Hicrî 5'inci asırda yaşamış olan Ali b. Muhammed b. Hase-ni'1-Mâverdî, çeşitli dînî ilimlerde ve özellikle İslâm Amme Hukuku sahasında, Şafiî mezhebinin hukuk usûllerini esas almakla beraber diğer İslâm Hukuku mezheblerine mensup hukukçuların da görüşlerine yer vermek suretiyle, kıymetli eserler yazmıştır. Onun hayatı hakkında ileride verilecek malûmatta bu husus rahatlıkla anlaşılmaktadır. Kıymetli eserlerinden biri de tercemesini yapmak suretiyle milletimizin ve hukuk alimlerimizin istifadesine arz etmeye çalıştığımız, müellifin kendi verdiği isimle, ı'EL-AHKÂMÜ'S-SULTANİYYEt1sidir.
Mâverdî'nin İslâm Âmme Hukuku alanında son derecede önemi hâiz bu eseriyle ilk olarak Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi iken 1965 yılında meşgul olduk. O zaman yapmış olduğum seminer çalışmaları sebebiyle eserin yalnız bir bölümü ile yakından ilgilendik. Aradan bir hayli zaman geçtikten sonra beni tekrar bu eserle ilgilenmeye ve terceme etmeye sevk eden âmil, İslâm Hukuku sahasında kıymetli çalışmalarda, araştırmalarda bulunan değerli meslekdaşım Dr. Y. Ziya Kavakçı'nın tavsiyeleri, teşvikleri, Bedir Yayınevi ilgililerinin eseri teminle terceme etmeme teşvikleridir.
"El-Ahkâmu's-Sultaniyye", müellifin vefatından sonra muhtelif zamanlarda istinsah edilmiştir. Kütüphanelerimizde yazma ve matbu nüshalarına rastlanılabilir. Tercemeye esas olan nüsha, Mısır'da 1386 hicrî - 1966 milâdî yılında ikinci baskısı yapılan nüshadır. Bu eser 1915 yılında E. Fagnan tarafından Fransızca'ya terceme edilmiş ve basılmıştır.[3]
Mâverdî'nin eserde takib etmiş olduğu metod: Hukukçuların ayrılık göstermediği konularda kendi mezhebi esaslarına göre fikirleri aynen almış, fikir ayrılıkları olan noktalarda farklı görüş sahiplerinin isimlerim ve fikirlerini aynen belirtip, mensubu olduğu Şafiî mezhebinin o noktadaki esaslarını kabullenmiş, tercih etmiş, diğer hukukçulara karşı savunmuştur. Çok az yerde de başka mezheblere mensub olan hukukçuların görüşlerini de "Tercihe değer görüş budur", "İsabetli olan budur" diyerek kendi mezhebinin görüşüne tercih etmiştir. Amme ve İdare Hukuku alanında ortaya çıkmış ve çıkması umulur mes'eleleri tarihî seyir içerisinde nakillere, tatbikata dayanarak cevaplandırmış, halletmiştir. Asıl kaynaklarda bir esas bulunmayan konularda Hulefâ-ı Raşidîn'in ve sonraki İslâm Devletleri halifelerinin, hukukçuların tatbikatı ve fikirleri, halli gerekli o konu için esas olmuştur. Aklî çözüm yoluna pek rağbet etmemiştir. Bu bakımdan, ilk zamanlarda Mu'tezile fikirlerini savunduğunu belirtenlere karşı Mâverdî'nin, hukukta takip ettiği bu usûl tekzîb edici sebep sayılır.
Eserde geçen yer isimleri, coğrafî tanıtmalar, zaman ve mekâna izafe edilen hususlar, örf ve âdete dayanan ölçü, tartı, alan birimleri, Devlet Teşkilâtına verilen isimler ve benzerlerinin tamamı Mâverdî'nin bizzat kendi zamanında kullanılan ve kullanılagelen mefhumlardır. Eseri okurken daima bundan 941 sene önceki bir İslâm Hukukçusunun anlayışlariyle karşı karşıya olduğumuzu unutmamalıyız. Kitap 941 sene önceki müslü-manların ulaştıkları Amme ve İdare Hukuku alanındaki seviyeyi göstermektedir. Böyle düşünüldüğünde eser oldukça enteresandır. Verilen hukukî bilgiler için müşahhas örnekler vermiş, şiirler kaydetmiştir. Eserde anlatılan konular hakkında bizzat kendisi eserinin sonunda şöyle demektedir:
"Bizim bu kitapta temas ettiğimiz konular, diğer hukukçuların hiç temas etmediği veya çok kısa temas ettikleri konulardır. Onların hiç temas etmediklerini anlattık, kısa olarak geçtiklerini açıkladık. ALLAH Teâladân başarılar, yardımlar niyaz ederim."
Bugünkü laik hukuklarda da benzeri hukuk müesseseleri bulunan işbu eserin, tercemesi ile yeni nesle eski hukukumuzun kaidelerinin neler olduğunu okuyup öğrenme fırsatını sağlama gayesi göz önünde tutulmuştur. Eser ilmî ve teknik konuları ihtiva ettiğinden tercemenin yanlışsız olduğunu iddia edemeyiz. Metne sadakat yanında bazı hukuk müesseselerinin bugünkü hukuktaki karşılıklarını birlikte kullandık. Bu itibarla muhterem
okuyuculardan bilhassa Amme ve İdare Hukuku âlimlerinden yapıcı tenkidlerini bekler, eserin milletimize faydalı olmasını ALLAH Teâla dan duâ ve niyaz ederim.[4]
Dr. Ali ŞAFAK
[2] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 15-16.
[3] Kont Leon Ostrorog'un fransızca tercümesi tamamlanmamıştır. (El-Ahkânı Es Soulthâniya, Traite de Droit Public Musulman. Paris, 1901)
[4] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 17-19.