selsebil
Thu 1 October 2009, 12:57 am GMT +0200
Büyük zahidlerden Hatem-i Esam rahmetullah Asım bin Yusuf'u ziyarete gitti. Âsım ona:
Ey Hatem! Namazı güzel kılar mısın? diye sordu. Hatem «Evet» dedi. Âsım nasıl kıldığını sordu. Hatem anlattı:
Namaz vakti yaklaştığı zaman abdest a'zalarımı tamamca yıkayarak güzel bir abdest alırım.
Sonra gelir namaz kılacağım yere dikilirim. Her bir uzvum karar ve sükunet bulur. Kabe'yi iki kaşım arasında, makamı sadrımda, Allah'ı üzerimde kabul ederim .O kalbimde ne varsa bilmektedir. Sonra ayaklarım sırat üzerinde, cennet sağımda, cehennem solumda, ölüm meleği de arkamda farzederim ve bu namazıma sanki son namazımmış gibi niyet ederim. Sonra ihsan üzere, yani Allah'ı görürcesine bir tekbir alırım. Kıraatimi tefekkürle yaparım, rüku tevazu ile, sücudu tazarru ile yaparım. Bunları tam yapmış olarak otururum. Recâ üzere teşehhüd ederim, sünnet üzere selam veririm, sonra bu namazımı ihlas ile teslim ederim. Sonra havf ve reca arasında aşarım, namazı böyle kılmağa sabırla devam ederim.
Bunları dikkatle dinleyen Âsım dedi ki:
- Ey Hatem! Sen her namazı böyle mi kılarsın? Hatem:
- Evet, otuz seneden beri böyle kılarım. Bunun üzerine Âsım ağladı:
- Ben şimdiye kadar hiç bir namazımı böyle kılmadım.