- Bir huzur mekânı Yahya Efendi

Adsense kodları


Bir huzur mekânı Yahya Efendi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Sat 18 September 2010, 03:35 pm GMT +0200
Bir huzur mekânı Yahya Efendi

Yıldız'da yaşamla ölümün iç içe geçtiği bir mekân Yahya Efendi Dergâhı.


Kanunî Sultan Süleyman'ın süt kardeşi olan ve döneminin önemli alimlerinden biri haline gelen Yahya Efendi'nin dergâhı bir huzur mekânı olarak ziyaretçilerine ev sahipliği yapıyor.

Yıldız'dan bir yokuş kıvrılır Yahya Efendi'ye doğru. Osmanlı'nın gönül sultanlarından Yahya Efendi burada manevi bir bekçi gibi ziyaretçilerini bekliyor her daim. Huzur bulmak isteyenler bir dua okuyup yoluna devam ediyor, ölümü bir kez daha hatırlamak isteyenler Yahya Efendi'de alıyor soluğu. İstanbullu denizcilere göre Boğaz'ın dört manevi bekçisinden biri olan Yahya Efendi Dergâhı bir huzur mekânı. Daha yokuşu çıkar çıkmaz bu huzur kuşatıyor insanı. Mezarlıkta bulunmanın, vakit geçirmenin insana verdiği manevi huzuru çoğu zaman unutsak da bir kez daha burada hatırlıyoruz. Dergâhın kapısında yazan 'Edep ya hu' ifadesi insanı kendine getiriyor.

Her daim misafirleri olan Yahya Efen-di'nin huzuru yine dolu. Kimi Kur'an-ı Kerim okuyor, kimi Yahya Efendi'nin kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor kimi de ellerini açmış semaya dua ediyor. Türbenin içinde bulunan Yahya Efendi Camii'nde oturup Boğaz'ı izleyenler, dinlenenler ya da namaz kılanlarsa her daim mevcut. Dergâha adım atar atmaz insan hayatın yavaşladığını hissediyor, sanki buraya geldi mi insan bütün telaşlarını, koşuşturmalarını bir kenara koyuyor. Bu yüzden kimse aceleci davranmıyor, uzun uzun dergâhta kalmaya özen gösteriyor. Tabii Yahya Efendi'nin hayatını da öğrenmeyi ihmal etmiyor.

Kanuni Sultan Süleyman'ın süt kardeşi olan Yahya Efendi, küçüklüğünden itibaren ilim öğrenmeye başlar. İlk eğitimini babasından alır ve daha sonra İstanbul'da eğitim görür. Böylece dönemin önemli alimlerinden biri haline gelen Yahya Efendi, medresede görev yapar. Medresedeki görevinden emekli olduktan sonra, o döneme göre İstanbul'un en ücra köşesi sayılan Yıldız tepesinden sahile kadar geniş bir araziyi satın alır. İnşaat işleriyle bizzat kendisi ilgilenen Yahya Efendi bazen şehrin ileri gelenlerini ve ilim sahiplerini evine davet eder, burada ikramda bulunurdu. Bazen de fakirlere, yoksullara ziyafet çeker onların gönüllerini alırdı. Hayatının sonuna kadar şu anda türbesinin bulunduğu yerde ibadet ve mücadele ile vakit geçirdi. 1570'te vefat edince de bu dergâha defnedilir. Dergâhın bölümleri o kadar iç içe geçmiş ki, çeşme, türbeler, sandukalar, cami ve mezarlar hep yan yana. Yahya Efendi'nin türbesinin yanı sıra, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Raziye Sultan, oğlu İbrahim Efendi, annesi Afife Hatun, Sultan II. Abdülhamid'in kızı Hatice Sultan ve oğlu Bedreddin Efendi, Şeyh Mehmet Nuri Şemseddin Efendi, Şeyh Hasan Efendi, Şeyh Yahya Efendi'inin küçük oğlu Şeyh Ali Efendi, Derviş Ali, Yahya Efendi'nin eşi Şerife Hatun'un sandukaları da burada bulunuyor. Ayrıca türbe girişinde ve dışarısında Şeyh Yahya Efendi'nin torunlarına, saray ve haneden mensuplarına, devrin önde gelen kişilerine, türbedarlara ve müritlere ait mezarlar da yer alıyor. Mezarlıklar arasında gezerken insan her biriyle tek tek selamlaşıyor. Bir huzur iklimi var Yahya Efendi Dergâhı'nda...

Kim gelmiyor ki...

Yahya Efendi Dergâhı cumartesi-pazar yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. Fakat hafta içi de ziyaretçi eksik olmuyor. Ortaköy'de, Beşiktaş'ta ya da yakın semtlerde oturan ahali dergâha sık sık gidiyor. Daha önce sosyetenin ve sanat camiasının Yahya Efendi'ye gittiği medyaya konu olmuştu. Kapıda duran görevliye kimlerin gelip gittiğini sorunca "Kim gelmiyor ki buraya, sosyete de geliyor, başbakan da." diyor ama eklemeden de edemiyor: "Caminin sosyetesi mi olur?"
Zaman

ehlidunya
Sun 7 April 2013, 12:02 pm GMT +0200
Rabbim gidip görmeyi grüpte manevi havasının hazzını almayı nasip etsin inşaallah