sidretül münteha
Mon 6 June 2011, 04:13 pm GMT +0200
Bidatin İlk Ortaya Çıkışı
Sonra İslamın yükselişi devam etti. Bu yükseliş ve gelişme Hz. Peygamber'in hayatı boyunca ve sahabe döneminin büyük bir kısmında sağlıklı bir yolda gerçekleşti. Nihayet sahabe asrının sonlarına doğru sünnetin dışına çıkan ve kader bid'ati[41] ve haricî Bid'ati[42] gibi sapık bid'atlere kulak veren kimi şahsiyetler ortaya çıkmaya başladı. Bunlar, Hz. Peygamber'in (s.a) şu hadisinde kendilerine işaret edilen kimselerdir:
"Onlar, putperestleri bırakıp Müslümanlarla savaşacaklar, Kur'an okuyacaklar fakat, okudukları Kur'an, gırtlaklarından aşağıya geçmeyecek.”[43]
Yani onlar okudukları Kur'an hakkında hiç düşünmezler ve onun zahirini alırlar.[44] Nitekim Allah'ın izniyle aşağıda gelecek olan İbn Ömer hadisi bunu açıklayacaktır. Bütün bunlar sahabe asrının sonlarında olmuştur.[45]
[41] Kader, Allah'ın eşya hakkında vermiş olduğu ve mutlaka gerçekleşecek olan hükümdür. Kaderiyye ise kaderi inkar eden topluluğa verilen isimdir. Allah Teala şöyle buyurur: "Şüphesiz biz her şeyi bir kadere göre yarattık." (Kamer: 49) Yani Allah her şeyin belirli bir zaman ve mekanda meydana gelmesini takdir etti hükmetti. (Lisanu’l Arab. 5/35451 el-Fisal. 3/31)
[42] Haricîler: Bunlar, ilk olarak Sıffîn savaşında Hz. Ali'ye karşı çıkan topluluktur. Bunlar bu tavırlarıyla dine de karşı çıkmış oldular. Hz. Ali'ye başkaldıranların ve dinden çıkanların en aşırısı el-Eş'as İbn Kays ve Mes'ud et-Teymi'dir. (el-Milel ve'n-Nihal alâ Hâmişi'l-Fisal, 1/123)
[43] Bu hadisi Müslim, Zekât kitabı 37. babta 143 numarada bu lafızla rivayet eder. Ayrıca aynı babın 147 numaralı hadisinde "terakiyehum" lafzı yerine "hanâcirahum" lafzıyle geçer.146. Hadiste ise "Yetlûne kitaballahi natben leyyinen" lafzıyle geçer. Yani "Allah'ın kitabını çok iyi ezberlediklerinden çok sür'atli, lafızlarını eğerek bükerek ve manalarını bozarak okurlar" demektir. Bu hadis ayrıca Ebu Davud'da 4764 ve 4765 numaralarda rivayet edilmiştir
[44] Kur'an'ın zahirini alırlar demek, Kuran'ın gayesini, sebeb-i nüzulü ve sünneti bilmeden, nassın dış görünüşüne sarılırlar demektir.
[45] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 1/26.