sumeyye
Mon 17 January 2011, 02:52 pm GMT +0200
Beş Şey Fıtrattandır:
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Fıtrat beş şeydir: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, bıyıkları kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk altı kıllarını yolmak.[73]
Bunların müddetlerinin beyanına ihtiyaç duyulmuştur. Böylece sünnete muhalif hareket edenlere tepki göstermek, her gün tıraş ya da yolma gibi bir aşırılığa, bir sene boyunca dokunmamak gibi bir ihmale düşülmesini Önlemek mümkün olacaktır. Bu ihtiyaç, bıyıkların kısaltılması, tırnakların kesilmesi, koltuk altı kıllarının yolunması, etek tıraşı yapılması işlemlerinin en az kırk günde bir yapılması şeklinde belirlenmiştir. [74]
Rasûlullah (s.a.), yahudî ve hıristiyanların saçlarını boyama-dıklarını belirterek, onlara muhalefette bulunulmasını istemiştir. [75] Ehl-i kitap olanlar saçlarını salar, müşriklerse başlarını ayırırlardı. Rasûlullah (s.a.) saçlarını alnına sarkıttı, bir müddet sonra ayırdı. [76] Hadis metninde geçen "sedel", perçemdeki saçların yüze sahnmasıdır. Bu sadeliktir. Ayırma ise, saçın iki örgü yapılması ve her birinin yandan sarkıtılmasıdır. [77]
Kısmî Saç Tıraşı:
Rasûlullah (s.a.), başın bir kısmım tıraş edip bir kısmını bırakmayı yasaklamıştır. [78]
Yasağın sırrı, bu halin şeytan işine benzer olması, bir tür müsle sayılmasıdır. Bu, normalde insanların kötü göreceği bir iştir; ancak tabiîliğini yitirmiş nefisler onu itiyat edinebilir.
Rasûlullah (s.a.), saçı olanların, ona ikram etmesini yani iyi bakmasını emretmiş[79] öbür taraftan her gün değil de gün aşırı taramlmasını[80] istemiş ve böylece ifrat ve tefrit arası orta bir yolun tutulmasını istemiştir. [81]
Kadınlara Haram Olan Süslenme Şekilleri:
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Allah Teâlâ, dövme yapan kadınlara, dövme yaptıran kadınlara, yüzünden tüyleri yolan kadınlara, güzellik için dişlerini dör-püleyip seyreten kadınlara, Allah'ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etsin![82]
Rasûlullah (s.a.) keza erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanları, kadınlardan da erkeklere benzemeye çalışanları lânetlemiştir. [83]
Bu konuda asıl olan şudur: Allah Teâlâ her tür ve sınıfı kendine has özelliklerin zuhuru için farklı yaratmıştır. Meselâ erkeklerin sakalının olması, kadınların hareketlerinin şuh ve eğelenceye meyyal olması gibi. Bir gerekçeden dolayı daha baştan bu özellikleri gerektiren mana, bizzat onların zıtlarmın mekruhluğunu da gerektirmektedir. Bu yüzden hoşnut ve razı olunan şey, her tür ve sınıfın, kendi fıtratının gereği üzere kalmasıdır. Yaratılışı değiştirmeye kalkışmak da laneti mucip bir davranış olmuştur. Rasûlullah'm (s.a.), katır elde etmek için ata eşek çekilmesini mekruh görmesinin sebebi budur. [84]
Ziynet Çeşitleri:
Bazı ziynet şekilleri de vardır ki, tabiî yapının işini güçlendirici, ona bir hazırlık olucu ya da ona işlerlik kazandırıcı bir mahiyet arzeder; sürme çekmek ve taranmak gibi. Bu türden olan ziynet müstehaptır.
Bazı ziynet türleri de vardır ki tabiî yapının işine zıt düşer; insanın, hayvanlara benzer bir hal almaya, tabiî yapısının gerektirmediği bir özelliği aksettirmek için tekellüfe girmeye kalkışması gibi. Bunlar hoş karşılanmayan davranışlardır ve eğer insan, fıtratı ile baş başa kalacak olsa, bunu bir tür müsle kabul eder. [85]
Resim Ve Tasvir:
6. Aşırılıklardan bir diğeri elbiselerde, duvarlarda ve örtülerde tasvirler bulundurmaktır. Rasûlullah (s.a.) bunu da yasaklamıştır. [86]
Yasağın mihverini iki mana oluşturmaktadır:
i. Bunun bir tür sefahat görüntüsü ve ziynet olması. İnsanlar bu tür sanat eserleriyle övünürler ve bu uğurda çok büyük miktarda inallar harcarlardı. Bu haliye ipek gibi oluyordu. Bu mana, ağaç vb. gibi manzara resimlerinde de vardır.
ii. Suretlerle içli dışlı olmak, bunun meşruluğuna hükmetmek ve böylece ona rağbet göstermek, putlara tapınma kapısını aralar, onu teşvik eder, onları ehline hatırlatır. Pek çok taife arasında putataparlık hep böyle böyle başlamıştır. Bu mana, sadece canlı resimleri için söz konusudur. Bu yüzden ağaç durumunda olması için heykellerin kafasının koparılmasını emretmiştir. Ağaç gibi manzara resimleri yapmanın fesadı nisbeten daha azdır.
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "içinde suret bulunan eve melek girmez.[87]
"Her ressam cehennemdedir. Allah ona yaptığı her suret karşılığı bir can verecek ve ona cehennemde azap edecektir. [88]
"Bir kimse dünyada bir suret yaparsa, kıyamet gününde ona ruh üflemesi emrolunur. Ama üfleyemez. [89]
Tasvircilikte, putçuluk manası vardır. Mele-i a'lâ sakinleri ilâhî bir sâikle putlara ve putataparlara gazap ve lanette bulunurlar. Bu durum, meleklerin tasvirlerden nefret etmesini gerektirir. Kıyamet gününde insanlar amelleriyle haşrolunduğu zaman, ressamın ameli, kendi içinde tasvir ettiği ve ameliyle ona benzetmeye çalıştığı timsaller halinde temessül eder. Çünkü ameline en yakın olan şey budur. Ona benzetme çabası ve bu konuda bütün gayretini ortaya koyması ise, onlara ruh üflemekle yükümlü tutulması şeklinde temessül edecektir; fakat bir türlü üfleyemeyecek, bu yolla azap görecektir. [90]
[73] Ebû Dâvûd, Tereccül, 5 (4198).
[74] bkz. Ebû Dâvûd, Tereccül, 5 (4198).
[75] bkz. Ebû Dâvûd, Tereccül, 9(4188).
[76] Müslim, Fedâil, 90; Ebû Dâvûd, Tereccül, 9 (4188).
[77] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/603-604.
[78] bkz. Buhârî, Libâs, 72; Müslim, Libâs, 73, 113; Ebû Dâvûd, Tereccül, 14.
[79] Ebû Dâvûd, Tereccül, 2 (4163).
[80] Ebû Dâvûd, Tereccül, 1.
[81] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/604.
[82] Ebû Dâvûd, Tereccül, 4 (4169).
[83] bkz. Buhârî, Libâs, 61; Ebû Dâvûd, Libâs, 27.
[84] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/604-605.
[85] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/605.
[86] bkz. Müslim, Libâs, 83 vd.
[87] Müslim, Libâs, 96.
[88] Müslim, Libâs, 99.
[89] Müslim, Libâs, 100.
[90] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/605-606.