neslinur
Mon 21 June 2010, 03:19 pm GMT +0200
BERAT KANDİLİ
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَحْسَنَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,... يَنْزِلُ اللّهُ تَعالى لَيْلَةَ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ الى سَمَاءِ الدُّنْيَا فَيَغْفِرُ لأكْثَرَ مِنْ عَدَدِ شَعْرِ غَنَمِ كَلْبٍ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Muhterem Müslümanlar!
Önümüzdeki; ..................’......................bağlayan gece, Şaban ayının on beşinci gecesi olan “Berat gecesidir”.
Kelime olarak; “çirkin şeylerden, suç ve cezalardan kurtulmak, kendinden olmayan şeylerden arınıp, saf hale gelmek” demektir.
Dinimizde ise; “günahlardan temizlenme, Allah’ın af ve merhametine ulaşma, Allah nazarında temize çıkarılıp berat etme” manalarına gelir.
Kurtuluş gecesi olarak ta bilinen bu gecenin, diğer gecelerden farklı bir çok özelliği vardır.
Bu gece, Müslümanlar için af ve bağışlanma gecesidir.
Bu gecede yapılan ibadet ve dualara, vasıtasız olarak icabet vardır.
Bu gecede yapılan ibadet ve duaların dereceleri ve sevapları çok yüksektir.
Bu geceyi ibadetle geçirenlere, Allah’û Tealâ melekleriyle destek verir.
Bu gece, insanların bir senelik rızkları, zengin veya fakir olacakları, yaşam ve ölümleri gibi, kaderi ilgilendiren konular meleklere bildirilir.
Peygamberimize; şefaat yetkisinin üçte biri Şabanın on üçüncü günü, üçte ikisi Şabanın on dördüncü günü, şefaat yetkisinin tamamı ise; Berat gecesini de kapsayan Şabanın on beşinci günü verilmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu gecenin önemini belirtirken Hz. Aişe validemize şöyle buyurmuştur:
“Bu gece; Şabanın on beşinci gecesidir. Allah’û Tealâ, bu gecede Benu Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri (kılları) sayısınca, insanları cehennemden kurtarır.
Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile ilişkilerini kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asi olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bak-maz.” [3]
Kıymetli Mü’minler!
Allah-û Tealâ, bir yıl boyunca bilerek veya bilmeyerek kendisine karşı hata yapan kullarını bu gece; tövbeye, duaya, ibadete ve yalvarmaya çağırıyor.
Sevgili peygamberimiz bu geceyi ihya etmemizi tavsiye ederken şöyle buyurmuşlardır:
“Şaban ayının on beşinci gecesini ibadetle geçirin. Gündüzünde de oruç tutun. Çünkü yüce Allah, bu gece güneşin batmasıyla, dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve şafak sökene kadar: “Tevbe eden yok mu? Affedeyim. Rızk isteyen yok mu? Rızk vereyim. Hastalığına şifa isteyen yok mu? Şifa vereyim. Daha ne gibi istekleri varsa, istesinler vereyim buyurur.” [4]
İşte merhameti bol, keremi bol, kudreti ve azameti bol olan yüce Mevlâmız, her an ve her saniye olduğu gibi, o gecede de kendisine iltica etmemizi bekliyor.
O halde; bu gün, “isteyin vereyim” buyuran Allah-û Tealâ’ya, umutlarımızla yönelmenin günüdür.
Bu gün; bütün kapıların O’na açılacağı zaman gelmeden, her kapıda O’nu aramanın günüdür.
Bu gün; O’nu bilmenin izzetini, O’nsuz olmanın zilletini fark etmenin günüdür.
Bu gün; kendisine el açanları boş çevirmeyene; mahcup, mahzun, boynu bükük ama ümitvar olarak el açmanın günüdür.
Bu gün: “Ey güzeller güzeli! Günümü güzel, gecemi güzel, ömrümü ve ahlâkımı güzelliğinle güzelleştir” diye, ısrar etmenin günüdür.
Bu gün; gaflet uykusundan uyanıp, aslımıza esasımıza uygun bir hayata başlamanın günüdür.
Bu gün; geçmişi iteleyen, geleceği bekleyen gündür.
Bu gün; peygamberimizin secdede şöyle dua ettiği:
“Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum. Ya Rabbi ! Sen(in korkun) dan yine sana iltica ediyorum. Sen yücelerden yücesin. Seni lâyık olduğun şekilde medh-ü sena edemiyorum. Sana lâyık bir şükürle şükredemiyorum. Sen ancak kendini sena ettiğin (övdüğün) gibi (yüce)sin.” [5]
Ve bizlerinde bu dualarla dua etmemizi beklediği, mübarek bir gündür.
Muhterem cemaat!
Bu temenni ve niyazlara iştirak ederek, yüce Mevlâ’mızdan, hepimizi berat etmesini diliyor ve kandilinizi kutluyorum...
Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi, Berat Müslümanlarının üzerine olsun.
أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...
[1] Ankebut Suresi: 7
[2] Kütüb-i Site : 13/137-138
[3] Buhari
[4] İbn-i Mace: C.1 /444
[5] Kütüb-i Site : 8/470
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَحْسَنَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,... يَنْزِلُ اللّهُ تَعالى لَيْلَةَ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ الى سَمَاءِ الدُّنْيَا فَيَغْفِرُ لأكْثَرَ مِنْ عَدَدِ شَعْرِ غَنَمِ كَلْبٍ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Muhterem Müslümanlar!
Önümüzdeki; ..................’......................bağlayan gece, Şaban ayının on beşinci gecesi olan “Berat gecesidir”.
Kelime olarak; “çirkin şeylerden, suç ve cezalardan kurtulmak, kendinden olmayan şeylerden arınıp, saf hale gelmek” demektir.
Dinimizde ise; “günahlardan temizlenme, Allah’ın af ve merhametine ulaşma, Allah nazarında temize çıkarılıp berat etme” manalarına gelir.
Kurtuluş gecesi olarak ta bilinen bu gecenin, diğer gecelerden farklı bir çok özelliği vardır.
Bu gece, Müslümanlar için af ve bağışlanma gecesidir.
Bu gecede yapılan ibadet ve dualara, vasıtasız olarak icabet vardır.
Bu gecede yapılan ibadet ve duaların dereceleri ve sevapları çok yüksektir.
Bu geceyi ibadetle geçirenlere, Allah’û Tealâ melekleriyle destek verir.
Bu gece, insanların bir senelik rızkları, zengin veya fakir olacakları, yaşam ve ölümleri gibi, kaderi ilgilendiren konular meleklere bildirilir.
Peygamberimize; şefaat yetkisinin üçte biri Şabanın on üçüncü günü, üçte ikisi Şabanın on dördüncü günü, şefaat yetkisinin tamamı ise; Berat gecesini de kapsayan Şabanın on beşinci günü verilmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu gecenin önemini belirtirken Hz. Aişe validemize şöyle buyurmuştur:
“Bu gece; Şabanın on beşinci gecesidir. Allah’û Tealâ, bu gecede Benu Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri (kılları) sayısınca, insanları cehennemden kurtarır.
Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile ilişkilerini kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asi olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bak-maz.” [3]
Kıymetli Mü’minler!
Allah-û Tealâ, bir yıl boyunca bilerek veya bilmeyerek kendisine karşı hata yapan kullarını bu gece; tövbeye, duaya, ibadete ve yalvarmaya çağırıyor.
Sevgili peygamberimiz bu geceyi ihya etmemizi tavsiye ederken şöyle buyurmuşlardır:
“Şaban ayının on beşinci gecesini ibadetle geçirin. Gündüzünde de oruç tutun. Çünkü yüce Allah, bu gece güneşin batmasıyla, dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve şafak sökene kadar: “Tevbe eden yok mu? Affedeyim. Rızk isteyen yok mu? Rızk vereyim. Hastalığına şifa isteyen yok mu? Şifa vereyim. Daha ne gibi istekleri varsa, istesinler vereyim buyurur.” [4]
İşte merhameti bol, keremi bol, kudreti ve azameti bol olan yüce Mevlâmız, her an ve her saniye olduğu gibi, o gecede de kendisine iltica etmemizi bekliyor.
O halde; bu gün, “isteyin vereyim” buyuran Allah-û Tealâ’ya, umutlarımızla yönelmenin günüdür.
Bu gün; bütün kapıların O’na açılacağı zaman gelmeden, her kapıda O’nu aramanın günüdür.
Bu gün; O’nu bilmenin izzetini, O’nsuz olmanın zilletini fark etmenin günüdür.
Bu gün; kendisine el açanları boş çevirmeyene; mahcup, mahzun, boynu bükük ama ümitvar olarak el açmanın günüdür.
Bu gün: “Ey güzeller güzeli! Günümü güzel, gecemi güzel, ömrümü ve ahlâkımı güzelliğinle güzelleştir” diye, ısrar etmenin günüdür.
Bu gün; gaflet uykusundan uyanıp, aslımıza esasımıza uygun bir hayata başlamanın günüdür.
Bu gün; geçmişi iteleyen, geleceği bekleyen gündür.
Bu gün; peygamberimizin secdede şöyle dua ettiği:
“Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum. Ya Rabbi ! Sen(in korkun) dan yine sana iltica ediyorum. Sen yücelerden yücesin. Seni lâyık olduğun şekilde medh-ü sena edemiyorum. Sana lâyık bir şükürle şükredemiyorum. Sen ancak kendini sena ettiğin (övdüğün) gibi (yüce)sin.” [5]
Ve bizlerinde bu dualarla dua etmemizi beklediği, mübarek bir gündür.
Muhterem cemaat!
Bu temenni ve niyazlara iştirak ederek, yüce Mevlâ’mızdan, hepimizi berat etmesini diliyor ve kandilinizi kutluyorum...
Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi, Berat Müslümanlarının üzerine olsun.
أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...
[1] Ankebut Suresi: 7
[2] Kütüb-i Site : 13/137-138
[3] Buhari
[4] İbn-i Mace: C.1 /444
[5] Kütüb-i Site : 8/470