hafiza aise
Wed 27 April 2011, 11:55 am GMT +0200
Beni Kurayza'dan Gelen Lojistik Destek
Aralanndaki anlaşmayı feshetmekle açıktan savaş ilan eden Beni Kurayza, hendeğin diğer tarafındaki müşriklere destek sağlamaya devam ediyordu. Zira yiyecekleri tükenme noktasına gelen, at ve develeri de açlıktan zafiyet yaşayan Ahzab ordusunun kumandam Ebu Süfyan, Huyeyy İbn Ahtab'ı karşısına almış ve:
- Hayvanlanmızın yiyeceği tükendi; sizde yem var mı, diye sorarak bu ihtiyaçlanm gidermesini istemişti.
- Evet var, diyordu Huyeyy. Ebu Süfyan'ın yamndan aynlır ayrılmaz da, Beni Kurayza'mn lideri Ka'b İbn Esed'in yamna gelecek ve ordunun ihtiyaçlanm karşılamasım ondan isteyecekti:
- Bizim malımız senin malındır; dilediğini al, istediğini yap; birisini gönder de yük develerini getirsinler ve diledikleri kadar yiyecek alıp götürsünler, diyordu Ka'b.
Bunun üzerine müşrikler, yirmi tane yük devesi göndermişlerdi; çok geçmeden Beni Kurayza, yirmi deveye hurma, arpa ve saman yükleyip müşriklere geri gönderiyordu.
Bu sırada Amr İbn Avfoğullarından yirmi kişi, o bölgelerdeki gelişmeleri takip etmek ve vefat eden yakınlanm gömmek üzere hendekten aynlmış, Medine'ye doğru ilerlemekteydi. Akik vadisine geldiklerinde karşılarına, yükünü almış yirmi deveyle müşrikler müşrik ordusunun adamlan çıkıverdi; ortada bir dolap daha dönüyordu ve ihanete ayrı bir boyut kazandıran bu faaliyetin üzerine gidilmeliydi. Onlar da bunu yaptılar ve duruma el koymak istediler; yeni bir kargaşa daha çıkmıştı. Ancak mü'minlerin sayısı daha fazlaydı ve neticede hiç zayiat vermeden yirmi deveyi de yüküyle birlikte ele geçirmişlerdi.
Yanlannda yüküyle birlikte yirmi deve olduğu halde gidip adamlanm gömdüler ve ardından da Allah Resülü'nün yanına gelip durumdan O'nu haberdar ettiler. Hendekte büyük bir sevinç vardı; develer müşrikler için niyet edilmişti ama Allah (celle celaluhü), yüküyle birlikte yirmi deveyi Müslümanlara nasip ediyordu. Ortada bir savaş devam ediyordu ve savaşta elde edilen şeyler de ganimetti; yükler indirilecek ve daha sonra da develerin bir kısmı kesilerek mü'minlere kuvvet olacaktı. Daha sonra bir kısmını da Medine'ye getireceklerdi.
Bu, müşrikler için önemli bir zayiat demekti; hem bekledikleri desteği elde edememiş hem de desteği kendilerine taşımak için gönderdikleri yirmi deveden olmuşlardı. Müşrik birliklerinin başında bulunan ve canını zor kurtarıp da ordunun yanına dönen Dırtir İbn Hattôb, Ebu Süfyan'ın yanına gelmiş, başlarına geleni ona anlatıyordu. Dinledikleri karşısında küplere binen Ebu Süfyan ise, kendisine söz verdiği halde bu sözü yerine getiremeyen Huyeyy İbn Ahtab'a kızıyor ve şunları söylüyordu:
- Şu Huyeyy, ne uğursuz adarnmış! Zaten onu bildim bileli hep bizi yalnız bırakmıştır! Şimdi biz, geri dönerken yüklerimizi hangi develere yükleyeceğiz?