hafiza aise
Wed 16 May 2012, 10:32 am GMT +0200
GENÇLERE SORDUK; BEN ÖĞRETMEN OLSAM
Kasım 2011 74.SAYI
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 24 Kasım’da öğretmenler gününü kutlayacağız. Başımızın tacı sevgili öğretmenlerimizin bize verdikleri emekleri düşünürsek, bir günlük hatırlanma elbette çok yetersiz. Gerek eğitim hayatımızda bizi zihnen ve fikren geliştiren, gerekse erdemli insan olma yolunda olgunlaşmamıza yardımcı olan eğitimcilerimizin hakkını gerçekten ödeyemeyiz. Hani medyanın 23 Nisan klasiklerindendir ya, çocuk bayramı gelince o güne mahsus olarak bir çocuk Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturur, ya da başbakan olur. Biz de bu mizansene benzer bir yaklaşımla gençlerden şöyle bir empati kurmalarını istedik: “Bir öğretmen olsaydın ve öğrencilerin seni sürekli kızdırsaydı ya da tiye alsalardı nasıl bir önlem alırdın, onlara karşı nasıl davranırdın?”
Belki de geleceğin öğretmenleri yanıtladı sorumuzu. Aldığımız cevaplar birbirinden ilginç ve dikkat çekiciydi. Anlaşılan gençler öğretmenlerini gayet iyi gözlemlemiş ve problemlerini anlayabilmişlerdi. Şimdi gelin arkadaşlarımızın birbirinden değişik pratik çözümlerini okuyalım.
ELİME CETVELİ ALIR…
Öncelikle susardım. Kendi kendime durum değerlendirmesi yapardım. Bu durumdan nasıl kurtulabileceğimi, durumu nasıl kontrol edebileceğimi düşünürdüm. Mesela elimde cetvel veya çubuk gibi bir şeyle masaya vurarak onların gürültüsünü bastırmaya çalışırdım, dikkatlerini üzerime çekmeye çalışırdım.
KIVANÇ KARADEMİR, 20
OKULUN VE DERSLERİN ÖNEMİNİ ANLATARAK UYARIRDIM
Ben ilk önce öğrencilerime bulundukları ortamın önemini ve amacını anlatmaya çalışırdım. Buraya niye geldiklerini ve beni niçin dinlemeleri gerektiğini anlatırdım. Her sabah erken saatlerde okula gelip beni dinlemelerinin belki şu anda zor olduğunu ama ileride iyi bir gelecek ve iyi bir birey olabilmeleri için gerekli olduğunu anlatırdım. Öğrenmenin ne kadar değerli olduğunu ve onlara kazandırdıklarını fark etmelerini sağlamaya çalışırdım. İyi bir gelecek için iyi bir işlerinin olması gerektiğini ve bunu başarabilmek için öncelikle beni dinlemeyi başarmaları gerektiğini söylerdim. Okula zorunluluk duygusu ile değil de isteyerek ve bir amaçla gelmeleri için elimden geleni yapmaya çalışırdım.
TUBA ZENGİN, 21
ONLARA BİR DERS ÖĞRETMENLİK YAPTIRARAK EMPATİ KURDURURDUM
Eğer öğretmen olsaydım, bu kutsal mesleğin temsilci ve örnek teşkil eden ruhunu taşımak için çaba sarf ederdim. Bunun gerçekleşmesi için öğrencilerin sevgisini kazanmak ilk ve en önemli basamaktır. Yani öncelikli işim öğrencilerimin kalplerini kazanmak olacaktır. Ve yeni nesilleri yetiştirme sorumluluğuyla, sosyal sorumluluk sahibi gençler yetiştirmenin bilinciyle sarılırdım mesleğime.
Ancak öğrencilerim beni kızdırsaydı veya dinlemeselerdi, öğrencilerime araştıracakları konular verir ve sınıfta bir ders öğretmen olmalarını isterdim. Sıralardaki yerimi aldıktan sonra derste bana yaptıkları hatalı davranışları ben de onlara yapardım. Sanıyorum ki empati kazanmaları için yapacakları kısa bir stajyerlikten sonra beni kızdırmaktan vazgeçeceklerdir.
SUDE DEMİR, 19
BANA KIZMAMALARI İÇİN KENDİMİ SEVDİRİRDİM
Öğrencilerin öğretmenleri kızdırmalarının ya da ciddiye almamalarının nedeni bence dersi eğlenceli ve sevdirerek anlatmamalarıdır. Bunun çözümünü öğretmenlerin dersleri daha eğlenceli anlatmaları olarak görüyorum. Mesela, insanın algılarının 40 dakika açık olduğu bilinen bir gerçektir. Eğer ben öğretmen olsaydım, ders süresinin 25 dakikasında konu işleyip 15 dakikasında ise öğrencilerimin seviyesine inip onlarla arkadaş gibi olmaya çalışırdım. Bu sayede onlara değer verdiğimi hissederler ve onlar da beni sever ve sayardı. Beni sevdikleri için de beni kızdırmazlardı.
ERKAN ÖZKAYA, 17
FIKRA VEYA OYUNLA ONLARIN İLGİSİNİ ÇEKMEYE ÇALIŞIRDIM
Böyle bir durumla karşılaşsam, öğrencilerimin dikkatini çekmek için ya fıkra anlatarak ya da toplu bir oyun oynatarak susturmaya çalışır ve ilgilerini kendimde toplamaya çalışırdım. İlgilerini kendimde topladığımda kontrolü sağlayabilirim. Eğer bunlarda başarılı olamazsam, dikkatlerini çekecek çok enteresan bulabilecekleri bir soru sorarak düşüncelerini bu soru üzerinde yoğunlaştırdım. En çok ses çıkaranları sözlüye kaldırırdım.
EMRE ALTIN, 22
ÖĞRENCİLERİMLE KONUŞARAK ONLARI ÖNEMSEDİĞİMİ BELİRTİRDİM
İlk olarak mesleğimin ve yaşımın bana verdiği olgunluğu kullanıp öğrencilerimi anlamaya çalışırdım. Bunun için öncelikle onların sakinleşmelerini sağlardım. Onların isteklerini, şikayetlerini ve dersin nasıl eğlenceli hale gelebileceğini onlardan dinlerdim. Benim de hassas olduğum noktaları ve isteklerimi onlara anlatırdım. Bu yöntemle onları önemsediğimi, isteklerini dikkate aldığımı anlamalarını sağlardım. Ders konusunda isteklerini karşılamaya çalışırdım. Ancak, isteklerinin mümkün olmayan şeyler olması halinde onları kırmadan makul istekler olması gerektiğini de söylerdim. İyi ve sevilen bir öğretmen olabilmek için onlarla bol bol konuşur, dertlerini dinler ve ihtiyaçları olan her konuda yardımcı olmaya çalışırdım.
SEÇİL ÇOBAN, 19
Gülnar AKBULUT