- Bedevi arapların hicreti

Adsense kodları


Bedevi arapların hicreti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Tue 22 February 2011, 02:23 pm GMT +0200
Bedevi Arapların Hicreti


88- Hasan-ı Basrî (r.a.) demiştir ki: A'rabın (bedevi Arab-ların) hicreti, ancak mücahidler defterine isimlerini yazdır­makla olur.

Başlangıçta hicret farz idi. Yüce Allah şöyle buyuruyor : 11... İnanıp hicrat etmeyenlerle, hicret edene kadar sizin dostluğunuz yoktur..."[54]

89- Rasulullah (s.a.v.) bir gurup bedevi Araba sahabilerini göndererek buyurdu ki:

"Sonra onları hicret edenlerin yurduna hicret etmeye davet edin. Şayet hicretten imtina ederlerse onlara haber verin ki, onların durumu, diğer müslüman bedevi Arapların durumu gibidir. Sair müslümanlar için cari olan hüküm onlar için de caridir ve ne fey'de,[55] ne de ganimette paylan vardır." Hasan-ı Basrî'nin görüşüne göre, bu hüküm nesh edilmiştir ve Arab bede­vilerden İslam'a giren kişi, muhacir sayılabilmek için ismini gaziler defterine kaydetmelidir. Zira o günlerde hicretten maksat savaş idi. Alimlerin çoğuna göre Mekke fethinden sonra hicretin farziyeti nesholunmuştur. Çünkü Rasu­lullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor :

"Mekke fethinden sonra hicret yoktur, artık o, ancak cihad ve niyettir." Yine şöyle buyurur:

"Ümmetimden muhacir, kötülükten uzaklaşandır, veya başka bir rivayete göre Allah'ın yasakladığından uzaklaşandır."

90- İmam Muhammed buna işaret ederek şöyle demekte­dir: Bedevi Arablardan biri, müslüman şehirlerden birine gelip yerleşirse, ismini gaziler defterine kaydettirsin veya ettirmesin bedevilikten çıkıp şehir halkından sayılır.

Bir şehre yerleşme şartı, dini ilmihal bilgileri öğrenmesi içindir. Şayet kabilesi arasında bu bilgileri öğrenme imkanını bulursa, bir şehre gelmesine lü­zum yoktur. Muhtaç olduğu ilimleri öğrendiği an, bedevi arap olmaktan kur­tulur ve Allah'ın onları tavsif etiği şu vasfın kapsamı dışında kalır. Yüce Allah (A'rab) hakkında şöyle buyurur :

"... Allah'ın Peygamberine indirdiğinin sınırlarını bilmemek, onlara daha çok yakışır..."[56]




[54] Enfâl: 8/72

[55] Fey\ sıcak çatışmaya girmeden ele geçzirilen mal ve değerleri şeylerdir. Ganimet ise fiilen savaş yapıldıktan sonra kazanılan esirler mal ve değerlerdir.

[56] Tevbe: 9/97

İmam Serahsî, İslam Devletler Hukuku, Şerhu’s-Siyeri’l-Kebir, Eğitaş Yayınları: 1/111-112