- Bazı Sahabileri Kötülemeye Yönelik Hadisler

Adsense kodları


Bazı Sahabileri Kötülemeye Yönelik Hadisler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Sun 12 June 2011, 07:00 pm GMT +0200
Bazı Sahabileri Kötülemeye Yönelik Hadisler

251. Bu uydurmalardan biri de; Muâviye'yi kötüleme hakkında gelen hadisler.

252. Muâviye'yi kötüleme hakkında gelen her hadis, yalan­dır.

253. Amr İbnü'1-Âs'ı kötüleme hakkında gelen her hadis, yalandır.

254.
Ümeyye oğullarını kötüleme hakkında gelen her hadis, yalandır.

255. Mansûr'u, Seffâh'ı ve Harun Reşîd'i övme ile ilgili her hadis, yalandır.

256. Bağdad'ı, Basra'yı, Kûfe'yi, Merv'i, Askalân'ı, İskenderiyye'yi, Nusaybin'i ile Antakya'yı övme ve kötüleme ile ilgili her hadis, yalandır.

257. Abbâs neslinden gelenin cehennem ateşine (girmesi­nin) haram olduğu ile ilgili her hadis, yalandır.

258. Yine Abbâs neslinden gelenin halifeliği hakkında gelen her hadis, yalandır.

259. Abbâs neslinden gelen Abdullah b. Ali ile birlikte (Muâviye idaresine karşı yola) çıkan Horasanlı’ları övme hakkında gelen her hadis, yalandır.

260. İçerisinde "şu ve şu şehir, cennet şehirlerinden yada cehennem şehirlerinden bir şehirdir" ifadesi yer alan her hadis, yalandır.

261.
Abbâs neslinden gelen halifelerin sayısı ile ilgili hadis, yalandır.

262. Yine Velîd'i ve Mervan İbnü'l-Hakem'i kötüleme ile il­gili hadis de, yalandır.

263.
Ebu Musa (el-Eş'arî)'yi kötüleme ile ilgili hadis ise [286] en çirkin bir yalandır.

264.
Resulullah (s.a.v), Muâviye ile Amr İbnü'l-As'a bakıp:

Allahım! Bu ikisini, fitnenin içinde götürüp getir. Onları, cehenneme sevk buyurdu [287] şeklindeki hadis, yalan ve uydur­madır.


[286] Bu hadis; İbnü'l-Cevzî'nin, el-Mevzûât, 2/28'de değişik bir şekilde ve Suyûtî'nin, el-Leâli'1-Masnûa, 1/428'de geçmektedir.

[287] Derim ki: Bu hadisi; Ebu Ya'lâ, Müsned, (13/430 ç.); Bezzâr, Müsned, (9/310 ç.)'de rivayet etmiştir.

İmam Ahmed'de, Müsned, 4/421'de bu hadisi Ebu Berze el-Esiemî'den şu şekilde rivayet etmiştir:

"Biz, Resulullah (s.a.v)'le birlikte bir seferde idik. (Bir ara) Resulullah (s.a.v), iki kişinin karşılıklı olarak birbirlerine teğanni ediyorlardı. Biri ise, diğerine şöyle cevap veriyordu: "O, havari/destekçi olmaya devam edip onun kemikleri görülüyor. Savaş, onun çılgına dönmesine fırsat tanımadı. Daha sonra da kabre ko­nuluyor. " Bunun üzerine Peygamber (s.a.v), (yanındakilere):

“Onların kim olduğuna (bir) bakın?” buyurdu. (Sahabiler, onların kim olduğuna bakıp:)

Filan ve filan kimsedir' diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v):

“Allahım Bu ikisini, (fitnenin içinde) götürüp getir. Onları, cehenneme sevk' buyurdu"

Görüldüğü üzere hadisin içerisinde o iki kişinin ismi yok. Bu üç hadisin senedinde, Yezîd b. Ebu Ziyâd el-Kûfî yer almaktadır. Heysemî, Mecmâu'z-Zeuâid, 8/121'de bu kişi hakkında şöyle der: "Onun çok fazla zayıflığı vardır." Zehebî'de, el-Mîzân, 4/423-424'de 'Yezîd b. Ebu Ziyâd el-Kûfî'nin Biyog­rafisi' ile ilgili yerde der ki: "Yahya: 'Sağlam birisi değildir' demiştir.

Yine Yahya: 'Onun (rivayet ettiği hadisle) delil getirilmez' demiştir. İbnü'l-Mübârek'de: 'Onun rivayet ettiği hadis bir işe yaramaz' demiştir. Şu'be'de: '(Bu kişi, hadisi, Peygamber'e nispet edip) merfu' olarak rivayet etmede dikkatli davranmamıştır' demiştir."

Daha sonra Zehebî, Yezîd b. Ebu Ziyâd el-Kûfî'nin naklettiği bu hadisi nakledip: "Garip ve münker' demiştir. İbn Hacer'de, "Takrîbu't-Tehzîb"de, bu kişi hakkında şöyle der: "Zayıf bir kimsedir. İhtiyarladığı zaman, (zihni melekeleri zayıfladığı için) değişiklik gösterirdi. (Başkasının) etkisi altında kalırdı ve (rivayetleri birbirine) karıştı­rırdı."

Suyûtî'de, el-Leâli'1-Masnûa, 1/427'de, İbnü'l-Cevzî'nin, bu hadisi, Ebu Ya'lâ yolundan getirip daha sonra: 'Bu hadis, sahih değildir. Ömrünün sonuna doğru zihni melekeleri zayıfladığı için etki altına alınması artmıştır. Dolayısıyla ömrünün sonuna doğru etki altında kalmıştır' şeklindeki sözü­nü nakletmiş, daha sonra da onun bu sözünü: 'Derim ki: Bu, onun hadis uydurduğunu göstermez' şeklinde tenkit etmiştir.

Daha sonra Suyûtî, bu hadisi; İbn Kani' (ö. 351/962)'nin, "Mu'cem"inden naklen Şukrân'dan şöyle nakletmiştir:

"Bir ara biz geceleyin bir sefetde idik. O sırada Peygamber (s.a.v) bir ses işitti. Bunun üzerine: Bu (ses) nedir?' diye sordu. Bunun üzerine gidip (sesin nerede geldi­ğine) bakmıyordum. Bir de baktım kî, Muâviye b. Râfi ile Amr b. Rifâa İbnu't-Tâbût. Muâviye b. Râfi', şu şiiri söylüyordu:

"O, havari/destekçi olmaya devam edip onun kemikleri görülüyor. Savaş, onun ötmesine fırsat tanımadı. Daha sonra da kabre konuluyor." Bunun üzerine Peygamber (s.a.v)'in (yanına) gelip ona (durumu) anlattım. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): Allahım! Bu ikisini, (fitnenin içinde) götürüp getir. Onları, cehennem ateşine sevk' buyurdu. Amr b. Rifâa, Peygamber (s.a.v) bu seferden dönmeden önce öldü." Suyûtî (devamla) der ki: "Bu rivayet, problemi çözmekte ve yanlışlığın, "Amr İbnü'1-Âs" ifadesi geçen ilk yani Ebu Ya'lâ hadisinde olduğunu or­taya koymaktadır. Çünkü Muâviye b. Râfi' ile Amr b. Rifâa, münafıklar­dandır."

Dolayısıyla (söz konusu) hadisin zayıf olduğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü hadisin içerisinde, münafıkların ismi yerine değerli iki sahabenin ismini belirtme hususunda ravilerden birinin hatası meydana gelmektedir. Yine de doğruyu en iyi bilen Allah'tır.

Yalnız bu(rada) ve (Heysemî'nin,) Mecmâu'z-Zevâid, (S/,121 ç.) ile (Suyûtî'nin) "el-Leâli'I-Masnûa" adlı eserinde geçen söz konusu beyitte bir çarpıtma var. Bu meseleyi; dost, allame, muhakkik, edîb, üstad Mahmûd Şâkir'e yazdım. O da kibarlık gösterip bu beytin doğru olanını, düzeltilmiş halini ve izahını, teşekkürü gerektirecek bir şekilde bana yazdı. Nitekim bunu, kitabın (Arapça nüshasının) sonunda, s. 200-201'deki düzeltme­lerde görebilirsiniz, (t)

Yine bu hadisi; Heysemî, Mecmâu'z-Zevâid, 8/121; İbn Ebi Şeybe, Musannef, 7/526; Taberânî, el-Evsat, 7/133'de rivayet etmiştir, (ç)