reyyan
Tue 24 August 2010, 09:32 am GMT +0200
Başın Bir Kısmını Tıraş Edip Bir Kısmını Etmemek:
Bu hususta birkaç rivayet nakledilmiştir. Nâfi'in İbn Ömer'den (r.a.) yaptığı rivayette, İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz kaza'i yasaklamıştır." Bunun üzerine kendisine denildi ki: "Kaza' nedir?" Cevap verdi: "Başın bir kısmının tıraş edilip bir kısmının kendi haline bırakılmasıdır."[431]
Yine İbn Ömer'den yapılan rivayette demiştir ki:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz başının bir kısmı tıraş edilmiş, bir kısmı kendi haline bırakılmış bir erkek çocuk gördü ve onları bundan men'etti de şöyle buyurdu:
"Ya hepsini tıraş edin ya da hepsini kendi haline terkedin!"[432]
Önce kaza' sözü üzerinde durup asıl delâlet ettiği mânayı belirtmemizde yarar vardır. Sonra da ilim adamlarının ve müctehid imamların görüş ve istidlallerini nakletmeye çalışalım. Çünkü kelimenin o dönemde hangi manâda kullanıldığı bilinmedikçe delâlet ettiği hüküm anlaşılmaz.
a) Ebû Dâvud kendi Sünen'inde bu kelimeyi şöyle tefsir etmiştir: "Çocuğun başının tıraş edilip sadece züâbesinin terkedilmesidir. " Züâbe, bilindiği gibi şakaklardan sarkan zülüfe denilir. Bundan anlaşılan odur ki, başın orta kısımlarım tıraş edip şakaklara doğru olan kısmını kendi haline bırakmak yasaklanmıştır. Cidden bu tarzda bir tıraş insanın hem görünümünü bozar, hem, de sünnete aykırı düşer. Nitekim bu şekilde tıraş olanların halâ doğu bölgelerinin dağlık ve ücra yerlerinde bulunduğu bir vakıadır.
Enes b. Mâlik'in uzanan zülüflerini, zaman zaman Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in mübarek eliyle tutup okşadığını dikkate alan annesinin onları kesmeyip kendi haline bıraktığını yine Ebû Dâvud rivayet etmektedir. Bu iki rivayet arasında bir taaruz söz konusu değildir. Çünkü Peygamber (a.s.) Efendimiz'in yasakladığı bu değil, başın orta kısımlarını tıraş edip sadece zülüflerini bırakmaktır.
b) Kamus'ta ise bu kelime şöyle açıklanmıştır: Başı tıraş edip bazı kısımlarını müteferrik biçimde bırakmaktır ki, bu daha çok saçaklanıp birbirinden ayrılan buluta benzetilmiştir.
c) Nevevî Müslim şerhinde başın bir kısmını tıraş etmek demektir. İster orta kısmı tıraş edilip zülüfler bırakılsın, ister başka bir kısmı tıraş edilip başka bir kısmı kendi haline bırakılsın hepsi de bu tabirin kapsamına girer, şeklinde yorumda bulunmuştur.
d) Buhari'de ise kaza' kelimesinin tefsiri yapılırken demiştir ki:
"Ubeydullah başının ön kısmına ve iki yanına işaret ederek şöyle dedi:
"Çocuğun başı tıraş edildiğinde şurada biraz saç, burada biraz saç bırakılması demektir."
Nesâi'nin sahih senedle rivayet ettiği hadîste Ziyad b. Hasın babasından naklen diyor ki:
"Ben küçük yaşta iken babam beni alıp Peygamber (a.s.) Efendimiz'e götürmüş, Peygamber (a.s.) elini benim zülüflerim üzerine koyarak okşamış, ad verip duâ etmiştir."
Böylece İmam Nevevi belirtilen şekilde başın bir kısmını tıraş edip bir kısmını bırakmayı tenzîhen mekruh saymıştır. İmam Mâlik ise, böyle bir tıraşın hem erkek, hem kız çocuklar hakkında mekruh olduğunu belirtmiştir. Mâlikî'lerden bazısı erkek çocuklar hakkında mekruh olmadığına kail olmuştur.
Kerahetin illet ve sebebi üzerinde de farklı yorumlar yapılmıştır: Kimine göre, Yahudilere, kimine göre müşriklere benzememek için Peygamber (a.s.) Efendimiz kaza' tıraşını men'etmiştir. Kimine göre, insanın çehresini değiştirdiği, görünümünü bozduğu için yasaklanmıştır. Allah daha iyisini bilir.
Çıkarılan Hükümler:
1- Saçları kulak yumuşaklarına kadar veya kulak yumuşağını aşar şekilde uzatmak müstehabdır.
2- Saçların her gün bakımını yapmak, tarayıp temiz tutmak sünnettir.
3- Başın tamamını tıraş etmekte bir sakınca yoktur.
4- Başın orta kısmını tıraş edip şakaklardan yana olan kısmını bırakmak mekruhtur.
Bu hususta birkaç rivayet nakledilmiştir. Nâfi'in İbn Ömer'den (r.a.) yaptığı rivayette, İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz kaza'i yasaklamıştır." Bunun üzerine kendisine denildi ki: "Kaza' nedir?" Cevap verdi: "Başın bir kısmının tıraş edilip bir kısmının kendi haline bırakılmasıdır."[431]
Yine İbn Ömer'den yapılan rivayette demiştir ki:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz başının bir kısmı tıraş edilmiş, bir kısmı kendi haline bırakılmış bir erkek çocuk gördü ve onları bundan men'etti de şöyle buyurdu:
"Ya hepsini tıraş edin ya da hepsini kendi haline terkedin!"[432]
Önce kaza' sözü üzerinde durup asıl delâlet ettiği mânayı belirtmemizde yarar vardır. Sonra da ilim adamlarının ve müctehid imamların görüş ve istidlallerini nakletmeye çalışalım. Çünkü kelimenin o dönemde hangi manâda kullanıldığı bilinmedikçe delâlet ettiği hüküm anlaşılmaz.
a) Ebû Dâvud kendi Sünen'inde bu kelimeyi şöyle tefsir etmiştir: "Çocuğun başının tıraş edilip sadece züâbesinin terkedilmesidir. " Züâbe, bilindiği gibi şakaklardan sarkan zülüfe denilir. Bundan anlaşılan odur ki, başın orta kısımlarım tıraş edip şakaklara doğru olan kısmını kendi haline bırakmak yasaklanmıştır. Cidden bu tarzda bir tıraş insanın hem görünümünü bozar, hem, de sünnete aykırı düşer. Nitekim bu şekilde tıraş olanların halâ doğu bölgelerinin dağlık ve ücra yerlerinde bulunduğu bir vakıadır.
Enes b. Mâlik'in uzanan zülüflerini, zaman zaman Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in mübarek eliyle tutup okşadığını dikkate alan annesinin onları kesmeyip kendi haline bıraktığını yine Ebû Dâvud rivayet etmektedir. Bu iki rivayet arasında bir taaruz söz konusu değildir. Çünkü Peygamber (a.s.) Efendimiz'in yasakladığı bu değil, başın orta kısımlarını tıraş edip sadece zülüflerini bırakmaktır.
b) Kamus'ta ise bu kelime şöyle açıklanmıştır: Başı tıraş edip bazı kısımlarını müteferrik biçimde bırakmaktır ki, bu daha çok saçaklanıp birbirinden ayrılan buluta benzetilmiştir.
c) Nevevî Müslim şerhinde başın bir kısmını tıraş etmek demektir. İster orta kısmı tıraş edilip zülüfler bırakılsın, ister başka bir kısmı tıraş edilip başka bir kısmı kendi haline bırakılsın hepsi de bu tabirin kapsamına girer, şeklinde yorumda bulunmuştur.
d) Buhari'de ise kaza' kelimesinin tefsiri yapılırken demiştir ki:
"Ubeydullah başının ön kısmına ve iki yanına işaret ederek şöyle dedi:
"Çocuğun başı tıraş edildiğinde şurada biraz saç, burada biraz saç bırakılması demektir."
Nesâi'nin sahih senedle rivayet ettiği hadîste Ziyad b. Hasın babasından naklen diyor ki:
"Ben küçük yaşta iken babam beni alıp Peygamber (a.s.) Efendimiz'e götürmüş, Peygamber (a.s.) elini benim zülüflerim üzerine koyarak okşamış, ad verip duâ etmiştir."
Böylece İmam Nevevi belirtilen şekilde başın bir kısmını tıraş edip bir kısmını bırakmayı tenzîhen mekruh saymıştır. İmam Mâlik ise, böyle bir tıraşın hem erkek, hem kız çocuklar hakkında mekruh olduğunu belirtmiştir. Mâlikî'lerden bazısı erkek çocuklar hakkında mekruh olmadığına kail olmuştur.
Kerahetin illet ve sebebi üzerinde de farklı yorumlar yapılmıştır: Kimine göre, Yahudilere, kimine göre müşriklere benzememek için Peygamber (a.s.) Efendimiz kaza' tıraşını men'etmiştir. Kimine göre, insanın çehresini değiştirdiği, görünümünü bozduğu için yasaklanmıştır. Allah daha iyisini bilir.
Çıkarılan Hükümler:
1- Saçları kulak yumuşaklarına kadar veya kulak yumuşağını aşar şekilde uzatmak müstehabdır.
2- Saçların her gün bakımını yapmak, tarayıp temiz tutmak sünnettir.
3- Başın tamamını tıraş etmekte bir sakınca yoktur.
4- Başın orta kısmını tıraş edip şakaklardan yana olan kısmını bırakmak mekruhtur.