- Bağdat'ın makus talihi

Adsense kodları


Bağdat'ın makus talihi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Fri 3 August 2012, 01:10 pm GMT +0200
Bağdat'ın makus talihi
İbrahim BARAN • 84. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU


Hülagü, gözü dönmüş askerlerden müteşekkil ordusuyla Abbasi topraklarını talan ettiğinde Dicle nehrinde uzun bir müddet mürekkep aktığı rivayet edilir. Çünkü Moğol ordusu, Bağdat kütüphanelerinde bulunan on binlerce el yazması eseri -ne olduğunu bilmediklerinden olsa gerek- Dicle nehrine boca etmişti. Bu vahim olay vukû bulduğu sırada takvimler 1258 yılını gösteriyordu. Bu facianın yaşanmasından tam 745 sene sonra, hem de Moğol saldırısını aratmayacak kadar acımasız bir şekilde Amerikan ordusu Bağdat’a girdi. Bu sefer sokaklar kan gölüne döndü. İşgalin üzerinden 8 yıl geçtikten sonra Amerikalılar arkalarında talan edilmiş bir ülke ve katledilmiş onbinlerce masum bırakarak Irak’ı terk ettiler. ABD’nin Irak’tan çekilmesiyle birlikte uzun yıllardır hazır bekletilen “bölünme” fitili bir anda ateşlendi. Irak’ta şimdi -belki de en çok olması gereken zamanda- birlik yerine parçalanma söylemleri dillendiriliyor. Şii, Kürt ve Sünni gruplardan oluşan Irak’ta üçlü bir federasyon kurulması konuşuluyor. Osmanlı medeniyetinin köşe taşlarından biri olan Bağdat’ta kan ve gözyaşı dinmiyor.

Kapağa Irak’ı taşımamızın nedeni, dinî ve kültürel mirasımızın ortaklarından olan kapı komşumuzda önümüzdeki günlerde yaşanması kuvvetle muhtemel bölünmenin Irak halkına neler kaybettireceğinin altını çizmekti. Çünkü ortaya çıkan yeni durum “böl-parçala-yut” politikasının birinci basamağı anlamına geliyor. Sonrasıysa maalesef malum. Irak dosyasında Taha Kılınç, Ali Şahin ve Arap akademisyen Prof. Dr. Mohammed M. Aman önemli değerlendirmelerde bulunuyorlar. Amerikalı gazeteci David Judson da Irak’taki bölünmeye ilişkin önemli ipuçları veriyor.

Mostar’da bu ay Irak dosyasının haricinde “İslam düşüncesi” neyin ifadesi? Başlıklı geniş bir dosyaya yer veriyoruz. İslam düşüncesi netameli bir kavram aslında. Bu konuda İbn-i Rüşd ve İmam-ı Gazali’ye ait iki farklı görüş var. İslam düşüncesi ile ilgili bütün tartışmalar bu iki karşıt düşünce etrafında yapılıyor. Dosya yazarlarımızın konu ile ilgili görüşleri İmam-ı Gazali’nin inanç eksenli İslam düşüncesi teorisi etrafında kümeleniyor. İslam düşüncesinin tarihî ve metodolojik seyrini geniş bir yazıyla aktaran Bedri Gencer’e göre İslam düşüncesi dediğimiz şey fıkıhtan başkası değil. Alparslan Açıkgenç, İslam düşüncesinin medeniyet denilen evrensel kavramın temelini attığını vurguluyor. Ebubekir Sifil, İslam’ın Ehl-i Sünnet çizgide varlığını koruduğunu ve İslam’ı düşünceden uzak tuttuğumuz kadar koruyacağımızı belirtiyor. Hasan Hüseyin Öz “İslam düşüncesi” kavramının bugünün dünyasının tasavvurlarına bakıldığı zaman iç içe geçmiş birkaç sorundan dolayı muğlâk bir kavram haline geldiğine işaret ediyor. Konu ile ilgili Prof. Dr. Adnan Aslan’la yaptığımız söyleşi, konuya ilişkin birçok soru işaretine cevaplar barındırıyor.

Mostar’ın bu sayısında 13 yıllık zorunlu eğitime ilişkin Murat Özoğlu tarafından kaleme alınan ve ABD’de yaşanan “Wall Street’i işgal et” eyleminin ekonomik arka planına ilişkin Semih Yıldırım tarafından kaleme alınan iki önemli yazı da var.

Son olarak dergimizin sosyal ağlardaki adreslerini aktarmak istiyorum. Mostar’ı twitter üzerinden https://twitter.com/mostardergisi adresinden ve facebook üzerinden  http://www.facebook.com/MostarDergisi adresinden takip edebilirsiniz.

Önümüzdeki ay görüşmek dileğiyle…