selsebil
Mon 5 October 2009, 10:56 am GMT +0200
"Ayrılmamız kader mi, cüz'i irade mi?"
3 yıl süren bir nişanlılık döneminden sonra "Evleneceğiz" diye karar almıştık, ama bazı basit konulardan dolayı aramızda tartışma çıktı ve ilişkimiz bitti. Bu ayrılık kader mi, yoksa cüz'î irade mi?
Sonuç kaderdir. Çünkü kader verilen karardır. Siz öyle istemişsiniz, anlaşamamışsınız, olayın bitmesini istemişsiniz, kader de hükmünü vermiş, mesele noktalanmıştır.
Şayet böyle değil de anlaşmazlık çıktığı halde barışmış olsaydınız, kararınızı evlenmek üzere verseydiniz, bu sefer kader hükmünü evlilik noktasında verirdi.
Siz cüz'i iradenizi, isteğinizi ve tercihinizi hangi yönde kullanırsanız, kader de öyle hüküm verir. Müspet yönde kullanırsanız sonuç müspet/olumlu olur, menfide kullanırsanız sonuç menfi/olumsuz olur.
Yani Cenab-ı Hakk, insanın cüz'i iradesini, kendi külli/büyük iradesine âdi bir şart yapmıştır.
Yani ALLAH diyor ki: "Ey kulum, sen nasıl istersen, ben sonucu öyle yaratırım. Öyleyse sorumluluk sana aittir."
Mesela, küçük bir çocuğu omzuna alsan, "Nereye istersen seni oraya götüreceğim" desen. Çocuk yüksek bir dağa çıkmayı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut düştü. "Sen istedin" diyeceksin, sorumluluğu çocuğa vereceksin.
Bu misalde olduğu gibi, kul hangi yolu tercih ederse, kulun isteğine göre Yüce ALLAH takdirini o şekilde tecelli ettirir.
Burada önemli olan husus, hatayı, suçu ve sorumluluğu kadere yüklememek, kaderi sorgulamamak, kaderi hesaba çekmemektir.
Madem insan kendi aklını, tercihini kullanmakta serbesttir, verdiği kararın sonucuna da katlanacaktır.
Neticede, nişanlınızdan ayrılmanız hem cüz'i iradenizi kullanmanızdır hem de kaderdir. Bu meselede dikkat edilmesi gereken asıl nokta, insanın iradesini iyi yönde kullanması, acele hareket etmemesi, öfkeye kapılarak geleceğini karartmaması, pişman olacağı bir yola girmemesidir ve sonunda suçlu aramamasıdır.
Çünkü bir konuda kader hükmünü verirse, geriye dönüş olmaz.
Mehmet Paksu
3 yıl süren bir nişanlılık döneminden sonra "Evleneceğiz" diye karar almıştık, ama bazı basit konulardan dolayı aramızda tartışma çıktı ve ilişkimiz bitti. Bu ayrılık kader mi, yoksa cüz'î irade mi?
Sonuç kaderdir. Çünkü kader verilen karardır. Siz öyle istemişsiniz, anlaşamamışsınız, olayın bitmesini istemişsiniz, kader de hükmünü vermiş, mesele noktalanmıştır.
Şayet böyle değil de anlaşmazlık çıktığı halde barışmış olsaydınız, kararınızı evlenmek üzere verseydiniz, bu sefer kader hükmünü evlilik noktasında verirdi.
Siz cüz'i iradenizi, isteğinizi ve tercihinizi hangi yönde kullanırsanız, kader de öyle hüküm verir. Müspet yönde kullanırsanız sonuç müspet/olumlu olur, menfide kullanırsanız sonuç menfi/olumsuz olur.
Yani Cenab-ı Hakk, insanın cüz'i iradesini, kendi külli/büyük iradesine âdi bir şart yapmıştır.
Yani ALLAH diyor ki: "Ey kulum, sen nasıl istersen, ben sonucu öyle yaratırım. Öyleyse sorumluluk sana aittir."
Mesela, küçük bir çocuğu omzuna alsan, "Nereye istersen seni oraya götüreceğim" desen. Çocuk yüksek bir dağa çıkmayı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut düştü. "Sen istedin" diyeceksin, sorumluluğu çocuğa vereceksin.
Bu misalde olduğu gibi, kul hangi yolu tercih ederse, kulun isteğine göre Yüce ALLAH takdirini o şekilde tecelli ettirir.
Burada önemli olan husus, hatayı, suçu ve sorumluluğu kadere yüklememek, kaderi sorgulamamak, kaderi hesaba çekmemektir.
Madem insan kendi aklını, tercihini kullanmakta serbesttir, verdiği kararın sonucuna da katlanacaktır.
Neticede, nişanlınızdan ayrılmanız hem cüz'i iradenizi kullanmanızdır hem de kaderdir. Bu meselede dikkat edilmesi gereken asıl nokta, insanın iradesini iyi yönde kullanması, acele hareket etmemesi, öfkeye kapılarak geleceğini karartmaması, pişman olacağı bir yola girmemesidir ve sonunda suçlu aramamasıdır.
Çünkü bir konuda kader hükmünü verirse, geriye dönüş olmaz.
Mehmet Paksu