neslinur
Fri 9 July 2010, 04:12 pm GMT +0200
Askerlerin Hanımları
Bilindiği gibi bir savaş olduğunda herkes savaşa gitmez. Kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, hastalar, savaşa gitmek zorunda değildirler. Allah Teâlâ, onlara savaşa gitme mecburiyeti getirmemiştir. Sağlam, sıhhatli erkekler savaşa gitmek zorundadırlar. Ancak bunlar içinden de devletin âcil işlerini yüklenecek, ilmin yayılmasını sürdürecek, hayatın devamını sağlayacak işlerde çalışanlar savaşa gitmezler.
Geride kalanların en önemli vazifelerinden biri de savaşa gidenlerin ailelerine göz-kulak olmaktır. Asker hanımlarının namusunu korumalı, kadın, çocuk ve ihtiyarların ihtiyaçlarını yerine getirmek için gayret sarfetmelidirler. Geride kalanlar, kendileri için savaşan askerlerin ailelerine, düşmanların yapacağı şeyleri yapmamalıdırlar. Canını vermeyi göze almış askerlerin ailesini bir emânet kabul ederek ihanet etmemelidirler. Kişinin ve toplumun her meselesi ile ilgilenen Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu hassas noktaya da temas etmiştir:
“Savaşa katılmayan kimselere, mücâhidlerin hanımları, annelerinin kendilerine haram olduğu gibi haramdır. Kim bir mücâhidin hanımını gözetip kollamakla görevlendirilir ve ihanet ederse Kıyamet Günü mücâhid, o kimsenin sevabından istediği kadarını alır. Gerisini siz hesap edin.” İslâmiyet’te savaş, Allah’ın adının yüceltilmesi için yapıldığından Allah yolunda savaşan kişinin ailesine yapılan ihanet de bu bakımdan önemlidir ve sonu âhirete kadar uzanır.
Bilindiği gibi bir savaş olduğunda herkes savaşa gitmez. Kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, hastalar, savaşa gitmek zorunda değildirler. Allah Teâlâ, onlara savaşa gitme mecburiyeti getirmemiştir. Sağlam, sıhhatli erkekler savaşa gitmek zorundadırlar. Ancak bunlar içinden de devletin âcil işlerini yüklenecek, ilmin yayılmasını sürdürecek, hayatın devamını sağlayacak işlerde çalışanlar savaşa gitmezler.
Geride kalanların en önemli vazifelerinden biri de savaşa gidenlerin ailelerine göz-kulak olmaktır. Asker hanımlarının namusunu korumalı, kadın, çocuk ve ihtiyarların ihtiyaçlarını yerine getirmek için gayret sarfetmelidirler. Geride kalanlar, kendileri için savaşan askerlerin ailelerine, düşmanların yapacağı şeyleri yapmamalıdırlar. Canını vermeyi göze almış askerlerin ailesini bir emânet kabul ederek ihanet etmemelidirler. Kişinin ve toplumun her meselesi ile ilgilenen Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu hassas noktaya da temas etmiştir:
“Savaşa katılmayan kimselere, mücâhidlerin hanımları, annelerinin kendilerine haram olduğu gibi haramdır. Kim bir mücâhidin hanımını gözetip kollamakla görevlendirilir ve ihanet ederse Kıyamet Günü mücâhid, o kimsenin sevabından istediği kadarını alır. Gerisini siz hesap edin.” İslâmiyet’te savaş, Allah’ın adının yüceltilmesi için yapıldığından Allah yolunda savaşan kişinin ailesine yapılan ihanet de bu bakımdan önemlidir ve sonu âhirete kadar uzanır.