- Arkadaş ilişkilerini denetleyin

Adsense kodları


Arkadaş ilişkilerini denetleyin

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafız_32
Fri 8 October 2010, 04:48 pm GMT +0200
Çocuğunuzun Arkadaş İlişkilerini Denetleyin
Arkadaşı iyi seçilememiş çocuk, her türlü sürprizlere açıktır.
İLKSÖZ
Çocuğun iyi veya kötü davranışları, büyük ölçüde arkadaş çevresinde oluşur.

BU MEKTUBU OKUYUN
Muhterem Hocam,

Ben bir anneyim, içim yanıyor. Onaltı yaşındaki oğlumu kaybettim. Onu arkadaşları yedi. Bir türlü engelleyemediğimiz çevresi yedi. Onu alıştırdılar, kandırdılar, tuzağa düşürdüler. Pırıl pırıl oğlumu her türlü pisliğe bulaştırdılar.
Sonunda da onu heba ettiler. Kavgada bıçakladılar. Bir ay hastanede yattı, sonunda da öldü.
Çocuklarımıza sahip olamadık. Bilemedik bu yolun sonunu, gücü¬müz yetmedi.
O öldü kurtuldu o pislikten. Ya ben ve babası? Biz her gün ölüyoruz onun acısından...
Allah kimselerin başına vermesin.
Şerife Kurt
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Çocuğun, arkadaşlık kurma ve oyun oynama isteği, önüne ge¬çilmez bir ihtiyaçtır. Çünkü çocuk oyuncaklarıyla, oyunlarıyla ve arkadaşlarıyla kendini ve hayatını tanıyacaktır.
Arkadaşlık ihtiyacı, bebeklik dönemine kadar uzanır. Ağlayan bebek, yanına bir başkasının yaklaştığını görünce susar. Çocuklar arkadaşlığa, sadece doyum sağlamak için değil, aynı zamanda de¬neyim kazanma amacıyla ihtiyaç duyarlar.
Çocuk için arkadaşlık ihtiyaçtır. Arkadaşlık ilişkileri çocuğun evinde karşılanamayan en önemli ihtiyaçlardan biridir. Arkadaş edinmek ve ilişkiyi sürdürmek belli bir olgunluk ister. Bu bakım¬dan, bir kimsenin ruhsal olgunluğunu, kurduğu arkadaşlıklara ba¬karak anlayabiliriz. Hiç arkadaşı olmayan bir kimsenin ruhsal sorunları olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten çocukluğun en ağır ruh¬sal bozukluğu olan içe kapanıklık hastalığında en belirgin özellik, yaşıtlarına karışmamak, arkadaşlık kuramamaktır.
Bir çocuğun hiç arkadaşı yoksa ve kendini özellikle yalnız ve sosyal açıdan yetersiz hissediyorsa, kaygı duyulacak bir durum söz konusudur.
Arkadaşlık çocuğa toplumsal yaşamında gerekli olan uyumlu ilişkileri ve işbirliğini öğrettiği gibi, ezmeden ve ezilmeden yarışma yeteneğini de kazandırır. Önder olma, yönetme, belli bir amaca yö¬nelik takım çalışmasına katılabilme, sorumluluk alabilme gibi evde kazanılması mümkün olmayacak yetenekler arkadaşlık ilişkileriyle kazanılabilir.
Arkadaş ilişkileri çocuğa kendini gerçekçi olarak değerlendirme imkânı verir. Çocuk başkalarına bakarak kendini tartar. Beğendiği ve beğenmediği özellikler biçimlenir. Arkadaşlarıyla olan ortak yan¬larını ve onlardan ayrıldığı yönleri görür, insanlarda beğenmediği özellikleri hoşgörü ile karşılamaya alışır.
Çocuk, okula gittikten ve başka çocuklarla ilişki kurmaya başla¬dıktan sonra, kişisel oyunlardaki ilgisi grup oyunlarına çevrilir ve arkadaşsız oyun, önemini kaybeder. Çocukluğun sonlarına doğru ar¬kadaş grubunun daha etkili oluşunda kısmen çocuğun zamanının büyük bir bölümünü arkadaşlarıyla birlikte geçirmesinin rolü vardır.
Çocuğun arkadaş grubu, onun sosyal tavırlarını etkiler. Bu sosyal tavırlar, çocuğun genellikle diğer bireylere ve sosyal yaşama karşı tüm tavırlarını içerir. Bir dereceye kadar ailede kazanılan bu tavırlar, çocuğun arkadaş grubu ile olan deneyimleri sonucu değişebilir. Ar¬kadaşlarıyla oynayan çocuğun 8 yaşına doğru grup oyununa giderek, toplumsallaşmasında da belirgin bir değişiklik görülür.
6-7 yaşından itibaren kızlar ve erkekler, kendi cinslerinde olu¬şan küçük gruplarla birlikte oynamaktan büyük zevk duyarlar. (Yavuzer, 1999:178)
DİKKAT EDİN
Anne babaların en sık yaptığı hatalar; ya çocuklarını başı boş bı¬rakmak, denetlememek ya da evden dışarı çıkarmamaktır. Bunların ikisi de yanlıştır.
Yapılacak en doğru davranış, çocuğa oyun ve arkadaşlık çevresi oluşturmak ve bu çevreyi de dikkatle denetlemektir.
Çocuğun çevresinin denetlenmesi, bizzat müdahale edilip yön¬lendirilmesi değildir. Çocuğa hissettirmeden onun ne yaptığını ve kimlerle beraber olduğunu izleyip, gerekli tedbirleri almaktır. Eğer aile içi eğitim bilinçli ve güçlü ise, çocuk zararlı alışkanlıklardan et¬kilenmez. Eğer aile içi eğitim zayıf ise, çocuk arkadaş grubu ve dış dünyadan mutlaka etkilenir.
UYGULAYIN
1 Çocuğunuza, ailede arkadaş ilişkileri ile ilgili bilgiler verin.
2 Çocuklarınızın tercihlerini engellemeyin, onlara alternatif sunun.
3 Onların ilişkilerine saygı gösterin.
4 Arkadaşları ile oyunlarını yasaklamayın. O zaman bunu gizli yapmaya devam eder.
5 Beğenmediğiniz arkadaşları hakkında kaygılarınızı anlatın. Niçin beğenmediğinizin nedenini izah edin.
6 Çocuğunuzun arkadaşsız kalmasının, kötü arkadaşlarının ol¬ması kadar tehlikeli olduğunu bilin.
7 Çocuğunuz hiçbir ikazınızı dinlemiyorsa, evdeki eğitim anla¬yışınızı gözden geçirin.
8 Arkadaş grubunu hissettirmeden denetleyin.
9 Öğretmeni ile ilişki kurun.
10 Çocuğunuzun arkadaşlarını davet edin, onları tanımaya çalışın.
11 Çocuğunuzun arkadaşlarının aileleri ile temasa geçin. Bu şe¬kilde sorunları birlikte önleme imkânı olur.
12 Çocuğunuza çok iyi bir arkadaş olun.
Unutmayın. Çocuklarınızın arkadaşı veya oyun çevresi, onu en çok etkileyen unsurlardır. Ya bu unsurları kontrol altına alın, ya da hissettirmeden yönlendirin.
SON SÖZ
Çocuğunuzun arkadaşlarından korkmayın. Esas korkunuz yan¬lış yaklaşımınız olsun.

Çocuklarınızı Oyun ve Oyuncaklarından Mahrum Etmeyin
Arkadaşın zararı, yılan zehirinden daha acıdır. -Hz. Ali-
Çocuk, davranışlarının ve alışkanlıklarının büyük bir kısmını arkadaşından'öğrenir.
İyi arkadaş ilmi ile, kötü arkadaş malı ile iftihar eder.
Çocuğu denetlemeyen anne ve babalar, gözyaşı dökmeye mahkum olur.
Oyun çocuğun dünyasını, oyuncaklar da karakterini oluşturur.
İLK SÖZ
iyi seçilmiş oyun ve oyuncakların, bir anne-baba rolü oynadıklarını biliyor musunuz?
BU MEKTUBU OKUYUN
Saygı değer Hocam,
Sizi, problemlerimle, sorularımla ve isteklerimle bunalttığımı biliyorum. Bütün bu telaşım, çocukla¬rıma iyi bir anne olabilmek ve topluma faydalı ev¬latlar yetiştirmek için.
Küçük çocuklar için oyun ve oyuncakların, eğitimlerinde belirleyici bir rol oynadıklarını biliyorum. Bunların iyi seçilip kullanıldıkları zaman, bir anne ve baba kadar etkili olduklarının da farkındayım. Ama nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyorum. Bunu yaparken de nelere dikkat etmeliyim?
Engin saygı ve dualarım sizinle...
Güldane Ünlüdağ
NE YAPMALI?
Oyun ve oyuncakların çocuk açısından anlamı ve önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Artık eğitimciler oyun ve oyun¬cakları bir ders kitabı gibi kullanmaya başlamışlardır. Çünkü çocu¬ğun dünyasına giren ve çocuğun dünyasında bu kadar etkili izler bırakan başka unsur gösterilemez.
Oyun, çocuğun gelişmesi ve kişilik kazanması için sevgiden sonra gelen ikinci en önemli ruhsal besindir. Sevgiden yoksun bir çocukluk gibi, oyunsuz bir çocukluk da düşünülemez.
Çocuk oyun ve oyuncakla, çevreyi tanır, karşılaştırma yapar, ön sezgisi gelişir ve değerlendirme alışkanlığı kazanır. Bu şekilde, bir¬lik, bütünlük, arkadaşlık, yardımlaşma ve kazanma üzerine kuru¬lan oyunları başarıyla oynayabilmenin yollarını öğrenir. Oyunlarda başarılı roller üstlenen çocukların, hayat oyunlarında da başarılı ol¬dukları görülmüştür.
Çocuğun oyun oynaması, onun gelişimi açısından çok önemli¬dir. Çocuk oynadıkça duyuları keskinleşir, yetenekleri serpilir, be¬cerisi artar. Çünkü oyun, çocuğun en doğal öğrenme ortamıdır. Oyun, çocuğun duyduklarını, gördüklerini sınayıp denediği, öğ¬rendiklerini pekiştirdiği bir deney odasıdır. Oyun; çocuğu hayata hazırlayan en etkin yoldur. Çocuğun en önemli eğitim araçları oyuncaklarıdır.
Oyun, okul öncesi yaşların tek uğraşıdır. Ancak okula başla¬makla oyun gereksinimi sona ermez. Oyun olgusu; çocuk büyü¬dükçe, gelişim düzeyine göre biçim değiştirerek sürer gider. Bu nedenle okulu, oyun çağının sonu gibi görmek yanlıştır. Bunun yerine oyunu, öğrenmenin yardımcısı ve aracısı kılmak gerekir. Oyuna doymamış bir çocuk okuldaki öğretime hazır değildir. (Ka¬ya, 2000:62)
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Gelişim basamakları boyunca, çocuğun hareketlerine düzen ge¬tiren, zihinsel, bedensel ve psiko-sosyal gelişimlerinde yardımcı olan, hayal gücünü ve yaratıcı yeteneklerini geliştiren tüm oyun malzemesi oyuncak olarak tanımlanabilir. Su, kil, kum vb. gibi do¬ğal oyun malzemesiyle boş kibrit kutusu, makara gibi artık ürünler de oyuncak kapsamına girer.
Oyuncaklar, çocuğun doğal yeteneklerini geliştiren, böylelikle de büyük bir eğitimsel işlevi yerine getiren oyun malzemeleridir. Çocukta seçme ve değerlendirme duygusunu da geliştiren oyun¬caklar, bu işlevleriyle çocuğun kendi kendine karar verebilmesine ve belirli bir alanda beceri kazanmasına olanak hazırlarlar.
Oyuncaklara, bireyin toplum ve çevreyle olan ilişkilerini düzen¬leyen bir araçlar sistemi gözüyle bakılabilir.
Oyuncaklar, çocukların çeşitli renk, boyut ve şekil, sayısal ve ya¬zınsal kavramlardan haberdar olmalarına yardımcı olurlar. Gelişimin her kesimini uyarmaları açısından oyuncaklar, farklı yaş ve zihin düzeyindeki tüm çocuklar için önemlidir.
Oyunların; yaş ve cinsiyete göre farklılık gösterdiğini ileri süren uzmanlar, aynı ayrımın oyuncak için de çocuğa sağlanmasının, onun fiziksel olduğu kadar, zihinsel gelişimine ve güven kazanma¬sına yardımcı olacağını da söylemektedirler. (Yavuzer, 1999:175)
UNUTMAYIN
1 Çocuklar oyun yoluyla; çevrelerini, etraflarındaki eşyayı ve cisimleri tanır ve birikmiş olan enerjiyi kullanma imkânı bu¬lurlar.
2 Kişiliği geliştirme de oyun ve oyun arkadaşları vasıtası ile ol¬maktadır. Oyun, çocuğun sıkıntılar ve gerilimlerden sıyrıl¬masına da yardımcı olur.
3 İlk aylardaki çocuklar seslere ve renklere karşı duyarlıdırlar. Ses çıkaran oyuncaklar onların dikkatini çeker.
4 Bir buçuk ve iki yaşındaki çocuklar hareketli ve devamlı ola¬rak etraflarını araştıran bir karakter sergiledikleri için, birleş¬tirilerek yeni şekiller oluşturmaya elverişli oyuncaklarla, ha¬reket edebilen, itilebilen tekerlekli arabalar bu yaş dönemi için ideal oyuncaklardır.
5 Son yıllarda hızla gelişen elektronik oyuncakların, çocuk ge¬lişimine önemli ölçüde katkıda bulunmadığı ifade edilmek¬tedir. (Yüksel, 1997:61) Çünkü elektronik oyuncaklar, çocuğu grup oyuncaklarından uzaklaştırarak onu bireyselleştirmekte ve yalnızlığa itmektedir.
6 Toprak, su, kum, kil ve çamur yardımıyla oynanan oyunlar çocuğun tabiatla yakın ilgi kurmasını sağlar. Bunlar aynı za¬manda çocuktaki yetenekleri de geliştirir.
7 Oyuncakların en önemli tarafı da, çocuğun ilgi duyduğu ala¬nın belirmesinde yardımcı olmasıdır.
8 Oyuncaklar, çocuğun el becerilerinin de gelişmesini hızlan¬dırır.
9 Oyun, çocukların dikkatlerini toplamalarına ve bir proble¬me odaklaşmalarına yardımcı olur.
10 Oyun, çocuğa planlı hareket etmeyi öğretir.
11 Oyun, çocuğun vücudunu güçlendirir.
12 Oyun, çocuğa başkalarıyla işbirliği yapmayı öğretir.
13 Oyun, çocuğun merakını kamçılar ve çocuğa gerçeği tanıtır.
14 Oyun, çocuğu eğlendirir.
15 Oyun, çocuğun gelişmesi ve kişilik kazanması için sevgiden sonra gelen ikinci en önemli ruhsal besindir.
16 Oyun yoluyla çocuk, en derin duygu ve ihtiyaçlarını ifade etme imkânı bulur.
17 Çeşitli biçim ve boyuttaki oyuncaklarıyla oynayan çocuk, renk, boyut, tür ve tip gibi kavramları öğrenir ve tanır.
18 Arkadaşlarıyla oynamak, çocuğa işbirliğini ve toplu yaşam için gerekli kuralları öğretir.
19 Çocuğun toplum ve ahlâk kuralına uyum göstermesinde oyunun rolü büyüktür.
20 Çocuk, oyun dünyasında egemendir. Yaşıtları dışında kim¬senin bu dünyaya girmesini istemez.
21 Oyun, çocuğa konuşma ve dil zenginliğinin kazanılmasında yardımcı olur.
22 Çocuk, oyunla kendini, yaşamı, bazı ilişkileri keşfeder, ken¬dine özgü bir dünya oluşturur.
23 Oyun, çocuğun en güçlü ve doğal eğilimlerinden birisi olan, saldırganlık isteğinin zararsız bir şekilde boşaltılmasına yar¬dımcı olur. Bu engellenirse, bu eğilim daha zararlı bir şekil¬de ortaya çıkabilir. (Ertuğrul, 2000:99-100)
UYGULAYIN
Çocuklarınıza oyuncak alırken;
1 El işlevli oyuncaklar: Çıngıraklar, basınca öten oyuncaklar, toplar, yapbozlar, boncuklar ve kart oyunları çocukların el, göz koordinasyonunu geliştiriyor. Problem çözme ve işbirli¬ğini teşvik ediyor. Ayrıca aletlerin nasıl çalışması gerektiği konusunda fikir üretmeyi öğretiyor.
2 Kitap ve kasetler: Bebekler parlak resimlerden hoşlanır ve kısa sürede kitapların sayfalarını çevirebilirler. Daha büyük ço¬cuklar için hikâye ve şiirler eğlencelidir. Kitaplar ve kasetler çocuğa yeni bilgiler kazandırır, yerleri ve insanları anlaması¬na yardımcı olurlar. Bu tarz oyuncaklarla çocuğun dili gelişir.
3 Yapı-bina gereçleri: iş malzemeleri, inşaat takımları, bloklar (birleştirilebilir) gibi oyuncaklar çocukları bilime yaklaştırır, çocukların sayı kavramlarını geliştirir.
4 Deney malzemeleri: Kum, kil, su ve müzik aletleri gibi deney¬sel malzemeler öğrenme araçlarıdır. Çocuklar bunlarla oy¬narken malzemeyi kontrol etmeyi öğrenirler.
5 Aktif oyun gereçleri: Bunlar çocuğun fizikî saldırılara karşı ge¬rekli güveninin ve kararının gelişimini destekler. Onlarla oy¬narken, çocuğa aşırı koruyucu davranılmamalı, ona güvenil¬melidir. Parklarda gördüğümüz, bazılarının görüntüsünden etkilendiğimiz ve korktuğumuz eski oto lastikleri ile tırman¬ma kafesleri çocuğun dengesini sağlar. Bunlar çocuğun atla¬ması, tırmanması ve diğer oyuncaklarla oyun kurması için mükemmel oyuncaklardır.
6 Gerçeğin taklidi oyuncaklar: Oyuncak bebekler, doldurulmuş hayvanlar ve hareketli şekiller gibi nesneler çocukların hayal güçlerini kullanmalarına ve yeni davranış biçimlerini dene¬melerine fırsat verirler. Bunlar da çocukların hayatı tanımala¬rına yardımcı olurlar. (Dr. Özlem Ersoy)
Unutmayın ki, yanlış seçilen oyun ve oyuncaklar çocuğun dav¬ranışı üzerinde olumsuz etki yapar. Ama iyi seçilmiş oyun ve oyun¬caklar da onu bir öğretmen gibi eğitir.
SON SÖZ
Sevgi ve şefkatten sonra çocuğun en önemli ihtiyacı oyun ve oyuncaklardır.
BİR ANI
Bir öğrencim sürekli bana gelip arkadaşlarından şikâyette bulunuyor¬du. Ben de arkadaşlarını çağırıp onlarla konuştuğumda, arkadaşla¬rının da ondan şikâyet ettiklerini gördüm. Arkadaşlarından birisi ay¬nen şunları söyledi: "Hocam, sürekli onun dediğini yapmamızı isti¬yor. Eğer yaparsak bir problem yok. Ama yapmazsak bize küsüyor, kızıyor. O da bir kez bizim dediğimizi yapsa ne olur." Çocuğun anne¬sini tanıyınca; çocuğun her istediğini yapan, onunla aşırı ilgilenen bir anne olduğunu gördüm. Çocuk annesinden gördüğü ilginin aynı¬sını arkadaşlarından da bekliyordu. Onlardan bu ilgiyi göremeyince hayal kırıklığı yaşıyordu. (Kaya, 2000:48)
Arkadaşın zararı, yılan zehirinden daha acıdır, Hz. Ali-
Çocuk, davranışlarının ve alışkanlıklarının büyük bir kısmını arkadaşından öğrenir.
İyi arkadaş ilmi ile, kötü arkadaş malı ile iftihar eder.
Çocuğu denetlemeyen anne ve babalar, gözyaşı dökmeye mahkum olur.
Ailede Bir Bütünlük Oluşturun
Aile bütünlüğü sevgiyle sağlanır.
İLK SÖZ
Aile içi ahengin, düzenin, disiplinin ve ku¬ralların oluşması için, kişilerin kendi içinde bir ahengi olması gerekir.
BU MEKTUBU OKUYUN
Halit Bey,

Ben öğretmenim, eşim de bir özel sektörde çalışıyor. İki çocuğumuz'var. Her ne kadar çocuk eğitimcisi değilsem de, bir öğretmen ve özellikle de bir baba olduğum için, bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Ama doğrusu biz bu işi tam beceremiyoruz veya becerdi¬ğimizi sanarak teselli oluyoruz.
Çocuklarım, eşim ve ben aile içinde bir ahenk, bir bütünlük, düzen kuramıyoruz. Ortak noktalar bulmakta güçlük çekiyoruz. Önce eşim ve ben çocuk eğitimi konusunda aynı görüşleri paylaşıp, birbirimizi tamamlayamıyoruz. Bunun için de çocuklar ikilemde kalıyor. Ailemizde bir bütünlük, bir ahenk, bir düzen oluşturmamız için ne yapmamız lâzım?
Bunun için önerilerinize çok ihtiyacımız var. Sevgi ve saygılarımla...
Nazif Özdü
NASIL ÇÖZMELİ?
Aile içi ahenk, aile içi bütünlük ve aile içi düzen... Bunlar bir ai¬le için ne kadar gerekli değil mi? Tam tersini düşünürsek; ahenksiz bir aile, dağılmış bir aile, düzensiz bir aile... Okuması bile insanı rahatsız ediyor değil mi?
Aile içi ahenk, aile içi bütünlük nasıl oluşur? Bunu nasıl başarabiliriz?
Örnek
Artık anlaşamadığımız ortaya çıkmıştı. Eşimin ak dediğine ben neredeyse kara diyordum. O da benim isteklerimin ve fikirlerimin tersini söylüyordu. Bu çekişme içinde biz birbirimizi suçlarken, bü¬yük kızım bir gün yanıma geldi.
- Babacığım, dedi, siz kendiniz için mi yaşıyorsunuz, bizim için mi yaşıyorsunuz, yoksa tüm aile bireyleri için mi yaşıyorsunuz?
Önce şaşırdım, sonra da kendimi toparladım.
- Elbette ki kızım tüm aile bireyleri için yaşıyoruz. Annen de öyle, ben de öyle...
- Babacığım bundan sonra bu ailenin ahengi ve düzeni için bi¬zim de varlığımızı hatırlar mısınız?
Sanki başıma tonlarca ağırlığında "dank" diye bir taş düşmüştü.
Hay Allah! Bu ailede, bu aile düzeninde herkesin yerini ve hak¬kını nasıl unutmuştuk. Bir bütünlük oluşacaksa bu, ortak değerler¬den meydana gelecekti.
Aile içindeki fertlerin kendi dünyalarına bakış açıları, istekleri ve tercihleri, aile içi bütünlüğü oluşturmak için öncelikle dikkate alınmalı.
Aile içi ahengi oluşturmak için, ayrıldığımız noktaları değil, bir¬leştiğimiz noktaları alt alta yazarak bir hareket stratejisi belirlemeli¬yiz. Bunu da öncelikle anne ve baba yapmalı...
Anne ve baba bunu yapamıyor mu? Öyleyse dikkat! işte size bir çıkış yolu...
Örnek - 2
Ne yaparsak yapalım, olmuyordu. Ailedeki dağınıklığın önüne geçemiyorduk. işi kavgalarla çözmeye başlamıştık. Fikirlerin zorla kabul ettirildiği yerde de, saygı, hoşgörü ve sevgi bitiyordu.
Allah'ım biz bu işi nasıl başaracaktık? Yoksa ailemiz hızla dağıl¬maya mı gidiyordu?
"Bir bilen "in kapısını çaldık.
- Bu işi beceremiyoruz, ne olur bize yardım edin, dedik.
- Çok kolay, telâşlanmayın, becereceksiniz.
- Nasıl?
Bütün aile bireyleri bir araya gelin, elinize kâğıt ve kalem alın. Şu ik; soruyu cevaplayın:
1 Nasıl bir anne ve baba, nasıl bir kardeş ve nasıl bir aile isti¬yorsunuz?
2 Bunu gerçekleştirmek için nelere hazırsınız? Neleri yapmaya söz veriyorsunuz?
Değerlendirin sonra birlikte:
1 istekleri alt alta yazın.
2 Verilen sözleri sıralayın.
Hepinizin de inanılmaz derecede bir ortak noktada buluştuğu¬nuzu göreceksiniz.
Meğer çözüm burnunuzun ucundaymış da görememişsiniz. Haydi, buyurun...
KENDİNİZİ SORGULAYIN
1 Aile içi birlik, dirlik, ahenk ve bütünlük konusunda yaptığı¬nız çabaları gözden geçirin.
2 Sonuç alamadığınız halde, neden aynı davranışları sürdürdü¬ğünüzü düşünün.
3 Niçin hep kendi dünyanızdaki çözümleri esas aldığınızı in¬celeyin.
4 Neden karşı tarafın olumlu öneriler sunabileceğini göz ardı ettiğinizi değerlendirin.
5 Niçin bunca problemlere rağmen, ciddî bir çalışma yapmak yerine zor, kavgalı ve küs bir yolu tercih ettiğinizi sorgulayın.
6 Çevrenizde "Bir bilen"e gidip, aile içi problemlerinizi anlat¬maya neden çekindiğinizi araştırın.
7 Bu ailenin, kendi huzurunuz ve kendi cennetiniz olduğunu, korumak için en büyük emeği buraya harcamaktan neden çekindiğinizin cevabını arayın.
Bu sorularla kendinizi test ettiğinizde bunlara doğru cevabı ve¬rirseniz o zaman korkmayın. O özlemi yakalarsınız.
1 Eşinizin ve çocuklarınızın, sizinle ilgili görüşlerini ve tespit¬lerini dinleyin. Unutmayın, insan kendini kendi gözüyle gö¬remez.
2 Tutarlı olun. Tutarlılığınızı önce kendi içinizde deneyin. Tu¬tarsız olduğunuz anlaşılınca kimse sözünüze güvenmez.
Bir Açıklama:
Çok hurma yemekten dolayı hastalanan bir çocuğu babası, öğüt alması için Ebu Hanife'ye götürür. Durumu anlatır.
Kırk): gün sonra gelin, cevabınızı alın, der Ebu Hanife Kırk gün sonra gittiklerinde:
- Çocuğum hurma sana dokunuyormuş, bundan sonra yeme, der. Babası bu işe çok kızar.
İmam efendi, madem böyle kısa bir öğüt verecektin de neden bi¬zi kırk gün beklettin?
Cevap çok ünlüdür:
- O kırkgün süresince hurma yemedim. Yoksa öğüdüm inandırıcı ve tesirli olmazdı.
3 "Sen benim hatalarıma takılma, sen söylediğimi yap, gittiğim yoldan gitme" demeyin.
4 Davranış ve yaklaşım konusunda kendinizi yetiştirin.
5 Verici olunuz; unutmayın ki, vermeden alamazsınız.
6 Karşınızdaki kişiye zaman ayırın, onunla ilgilendiğinizi is¬patlayın-
7 Ortada bir problem varsa, sorunda kimin payı büyük, diye düşünmeyin; onun yerine problemin çözümü konusunda yoğunlaşın.
8 Yanlış yaptığınızda özür dilemesini bilin. Özür dilemeyi bil¬meyen, özür diletemez.
9 Karşınızdaki insan doğru yaptığında "teşekkür" ifade eden sözcükleri kullanın. Bu, onu onure edecektir.
10 Kendinizi muhatabınızın yerine koyun.
11 Karşınızdakini çok dikkatli dinleyin. Onu, aşağılamayın, adam yerine koyun.
12 Aile bireylerinizi sık sık öpün ve sevin. Bu, onların dünyala¬rını ve duygularını temizler, güzelleştirir.
13 Sakın çocukların önünde yalan söylemeyin. Bu bütün güve¬ninizi bitirir.
Bir Açıklama:
Eşim ve iki çocuğumla birlikte sinemaya gitmiştik. Biletçi:
- Yedi yaşına kadar olanlara parasız, diğerleri bir milyon lira, dedi.
Çocuklarımın birisi yedi, diğeri de sekiz yaşındaydı. Ben de
dört milyon verip, dört bilet aldım.
Yanımdaki arkadaşım kulağıma eğilerek:
- Görüyorsun, adam yaşlı, çocukların yedi yaşlarını doldurduk¬larını nereden bilecek, dedi. Yediden küçük diyeceksin.
- Biletçi bilmez belki, ama bunu çocuklarım çok iyi biliyor. Ba¬balarının iki milyon uğruna yalancı duruma düşmesini isteme¬dim. (F. Alkan)
14 Sabrın, birçok problemi çözen, sihirli bir yol olduğunu unut¬mayın. Tepki vermeden en az 30 saniye sabredin.
15 Görünüşünüzün hırçın ve çileden çıkaran bir özellik taşıyıp taşımadığını kontrol edin.
16 Çocuğunuzun özel hayatına saygı gösterin. Onun da kendisi¬ne ait bir dünyasının olduğunu göz ardı etmeyin.
17 Eleştirilerinizi yaparken kendinizi kontrol edin. Kaşlarınız
çatık, diliniz kırıcı, el kol hareketleriniz hakaret içermesin.
Asla ve asla çocuğunuzu başkasının yanında eleştirmeyin.
Bir Açıklama:
Bir akşam bir arkadaşıma misafir olmuştuk. Orta şiddette bir deprem oldu. Ev sallanmaya başlayınca merak eden anne, çocuğuna: "Neredesin?" diye seslendiğinde çocuk içerden korkak bir sesle: "Ben yapmadım anneciğim" diye bağırdı. (Hasan Yılmaz)
18 Evde bir problem gördüğünüzde derhal müdahale edin. Problem büyümeden onu çözmeye çalışın. Zamanında çö¬zülmemiş problemler aile içinde bir çözümsüzlük doğurur.
19 Çocuklarınızla sürekli bir işbirliği yapın.
Bunun için şöyle bir yol izleyin:
• Çocuğunuzun dünyasına girin.
• Onu anladığınızı gösterin.
• Duygularını paylaşın.
• Birlikte çözüm bulun.
• Ona rağmen, ondan habersiz bir karar vermeyin.
SON SÖZ
Çocuklarınız ile ilişkilerinizde öfke, hayal kırıklığı ve telaş gibi aşırı tepkilerden kaçınmak; basiretli ve profesyonel bir ebeveyn ol¬manın da gereğidir... Bu ise aile bütünlüğü, düzeni ve ahengi için bir sigortadır.
BİR ANI }
Sınıftaki öğrencilerimle sohbet ediyordum.
Kızların babalarıyla olan diyaloglarının daha rahat ve daha iyi yürü¬düğü konusu tartışılıyordu. Bunun nedenleri üzerinde dururken, bir kızımız söz aldı.
- Hocam, dedi. Her arkadaşımın bu konuda farklı bir gerekçesi olabilir ama, ben kendime ait olanı söyleyeyim.
Annem bana asla inanmaz, güvenmez, eksik ve yetersiz olduğumu düşünür. Hâlâ onun gözünde hiçbir şeyi kendi başıma yapamayan bir bebeğim.
Lisede okurken resim yarışmasında birinci olmuştum. Yaptığım re¬sim ise. Kültür il Müdürlüğünün galerisinde sergilenmişti.
Annem de arkadaşlarıyla o resim sergisine gitmiş. Birinci olarak sergilenen resmin altında benim ismimi görmüş. Yanındaki arkada¬şına demiş ki:
- Bak bak! Tesadüfün de bu kadarı... Birinci gelen kız, bizim kızın sınıfında, hem de aynı adı ve soyadı taşıyor.
Birtürlü anneme o kızın ben olduğumu inandıramadım.
Ailedeki birlik ruhu, en büyük güçtür.
Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerine ne düşerse iz bırakır. -Haim İnott-
Çocuklarınıza bağışlayacağınız en büyük miras, her gün onlarazaman ayırmaktır. -Michael Marchal-
Çocuklarınızın karınlarını doyurduğunuz kadar, zihin ve kalplerini de doyurun.