- ''Annem TV açmıyor '' diye şikayet ediyor

Adsense kodları


''Annem TV açmıyor '' diye şikayet ediyor

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
aysegul999
Sun 2 August 2015, 05:22 pm GMT +0200

“ANNEM TELEVİZYON AÇMIYOR” DİYE ŞİKAYET EDİYOR

Perihan GÜL

Haziran 2015 117.SAYI


Perihan Hanım,
Benim size bir sorum olacaktı. Oğlum şu an tam 2 yaşında. Ben de anaokulu öğretmenliği okudum ama tamamını bitirme fırsatım olmadı maalesef. Oğlumun iyi bir şekilde yetişmesi için elimden ne gelirse yapmak istiyorum. Fakat bu konuda zorlandığımı fark ediyorum. Kendi evimde belirli bir disiplin uygulayabiliyorum. Örneğin TV izleme, telefon alma/oynama alışkanlığımız yok Allah’a şükür. Ama tanıdık veya akrabalara gidildiğinde, buna anneanne/babaanne de dahil, çocuğum hep TV’ye yönlendiriliyor. Yemek yedirirken bile eline telefon veriyorlar. Eski disiplini evde geri kazanmasını sağlamam 3 günümü alıyor. Asileşip hırçınlaşıyor. Beni şikayet bile ediyor “Annem televizyon açmıyor” ya da “Telefon vermiyor” diyerek. Ne yapmalıyız?
Halime P.


Değerli Halime Hanım,
Çocukluk döneminde 2-3 yaş anne babayı en çok zorlayan zaman dilimidir. Çünkü bu dönemde çocuk, aileye kendini bir birey olarak kabul ettirmeye çalışır. Dediğini yaptırmada son derece ısrarcıdır. Sabra, tahammüle, anlayışa ihtiyacı vardır. Yoğun disiplin uygulanması ve bu katı disiplinle davranışlarının kontrol altına alınması doğru değildir. Aksine kendini kabul ettirmesine fırsat verilmelidir. Bu yaşlarda tuvalet eğitimine başlanabilir ancak kurallı yaşama alışkanlığı bakımından henüz erkendir. Örneğin “Şu saatte yatacaksın” ya da “Şimdi TV seyredilmez” kuralını çocuk anlamaz.
Günümüzde anneler veya anneanne-babaanneler “Aman çocuk aç kalmasın, yemeğini yesin, ağlamasın, üzülmesin” ya da “Ev dağılmasın, halı kirlenmesin” veya “Arkadaşıyla, kardeşiyle kavga etmesin; güzelce otursun” gibi birçok sebeple çocukları TV/bilgisayar karşısına oturtmakta veya çocuğun eline telefon vermektedirler.
Burada anne babaların bilmesi gereken önemli hususlar vardır. Bunlardan biri; bu yaşlarda bir çocuğun ince ve kaba motor becerilerinin gelişmesinin evin dağılmasından, halının kirlenmesinden çok daha önemli olduğudur. İnce ve kaba kaslarının gelişimi ise çocuğun hoplaması, zıplaması, yoğurması, boyaması kısacası oynaması ile olur. İkinci husus; çocuk akranlarıyla, kardeşleriyle oynayarak bazen tartışıp kavga ederek ve sonra barışarak kendini ve diğerlerini tanıyacaktır. Üçüncü husus ise birçok araştırmanın 0-3 yaş arası çocukların TV karşısına mümkünse hiç oturtulmaması gerektiğini ortaya koymasıdır. Diyelim ki annenin çok önemli bir işi var, çocuğunu bir bebek programının karşısına 10 dk. oturtabilir. Ancak bu bile en son yapılacak şey olmalıdır.
Çizgi filmleri ya da bilgisayar oyunlarını tasarlayanlar, alanında uzman olan profesyonellerdir. Bu kişiler bunları boşuna yapmıyorlar. Maalesef çizgi filmlerin birçoğu çok sayıda sübliminal mesaj içermektedir.
Çocuğun bilinçaltına nelerin yerleştirildiğinin birçok aile farkında bile değildir. Sübliminal mesajın ne olduğunu araştırıp annenize-kayınvalidenize anlattığınızda inanıyorum ki onlar da bu hususa dikkat edeceklerdir.
Bu hususların önemsenmediği ailelerde TV karşısına yöneltilen çocuğun adeta kendisi bizim kucağımızda ama beyni başkalarının elinde gibidir. Televizyonların, bilgisayarların ve telefonların yaydığı radyasyon ve bu cihazların bağımlılık yapması da işin cabasıdır.
Peki, ne yapılabilir? TV/bilgisayar olmadığında onların yerine faydalı bir şeylerin konması gerekir. Her konuda olduğu gibi “Çocukla nasıl vakit geçirilir?” hususunda da en güzel örnekler Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hayatındadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) torunlarıyla kovalamaca oynar, onları yakalar, kucaklayıp öpermiş. Sokakta oynayan çocukları gördüğünde onların oyunlarına katılırmış. Bazen iki elleri ve iki dizleri üzerine oturur, deve olur, torunlarını üzerine bindirir, taşırmış. Ve “Sizin deveniz ne harika bir devedir, sizler de ne harika binicilersiniz” dermiş. (Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 9/182) O’nun (s.a.v) yolundan gidenler de bu sünnetleri hep devam ettirmişlerdir.
O zaman bizlere de (anne-baba, nene-dede vs.) bu yaşlardaki çocuklarımızla aşırı sert ve aşırı hoşgörülü olmadan sabırla sık sık oynamak düşer. Günümüz şartlarında gerek evde gerek dışarıda imkanlar son derece fazladır. Su, kum, resim, boyama ve hamur çalışmaları bunlardan birkaçıdır. Saklayıp bulma, kovalamaca, sesleri taklit gibi oyunlar da önerilebilir.
Selam ve dua ile...

ceren
Sun 2 August 2015, 06:03 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.İlk başta çocuklara hoşgörülü davranmak gerekir.Aşırı sıkmamak ve kuralcı olmamak lazım.Çocuğa konulan kurallar veya sınırlar dış çevrenin etkisi ile bir iki gün aksamış olsa ,çocuğu sıkmadan,hoşgörülü biçimde anlatıp,tekrar uygulamaya koyulmak lazım.Rabbim bizleri bilinçli anne babalardan eylesin inşallah...

melda 6D
Sun 2 August 2015, 07:05 pm GMT +0200
Bunu öğrendiğim çok iyi oldu. Ben de ileride bir anne olursam uygulamaya çalışacağım. Ve çevremdekileri uyaracağım inşallah.

ikranur 7d
Mon 3 August 2015, 02:11 am GMT +0200
çok güzel bir paylaşım olmuş. ileri zamanda bende uygulayacağım. Paylaşım içn Allah razı olsun.