- Ana ve Babanın Hakkı Ödenmez

Adsense kodları


Ana ve Babanın Hakkı Ödenmez

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
bengisu
Mon 10 December 2007, 02:41 pm GMT +0200
Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:  "Biz insana, ana ve babasına iyilikte bulunmayı tavsiye ettik. Özellikle anasına tavsiye ederiz ki, o kat kat eziyete katlanarak ona hamile kalmış, emzirmesi de iki sene sürmüştür. Bunun üzerine, Bana, ana-babana şükret."  (Lokman; 14)

       Bu ayet-i kerimeye göre, kim Allah-u Zülcelal'e şükreder de, anne ve babasına karşı gelirse, o kimsenin Allah-u Zülcelal'e karşı yapmış olduğu şükür geçerli değildir.
Bunun delili olarak, Enes bin Malik radıyallahu anh şöyle demiştir:"Hz. Peygamber (S.A.V) 'in yanında büyük günahlardan söz edilince, Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurdu:
"Allah'a şirk koşmak, anaya ve babaya karşı gelmektir." (Buhari, Müslim, Tirmizi)

     Anne hakkı baba hakkından daha önemlidir. Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Nitekim Muaviye İbn-i Hayde el-Kuşeyrî radıyallahu anh şöyle nakletmiştir:
"Hz. Peygamber (S.A.V)'e: "Ey Allah'ın Resulü, kime iyilik yapayım?" diye sordum. Bana: "Annene!" diye cevap verdi. "Sonra kime?" diye tekrar ettim. "Annene!" dedi. "Sonra kime?" dedim. "Annene!" dedi. "Sonra kime?" dedim, bu dördüncüde: "Babana, sonra da tedrici yakınlarına!" diye cevap verdi." (Ebu Davud, Tirmizi)

     Anlatıldığına göre, Bayezid-i Bestami küçükken soğuk bir kış gecesinde, annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı. Gece yarısına doğru annesi uyandı. Çok susamıştı. Oğluna seslendi:  "Oğlum, bir bardak su verir misin?"  Hemen yatağından fırlayan, küçük Bayezid, su testisine baktı. Fakat içinde su yoktu. Annesine:  "Anneciğim, testide su yok ben hemen doldurup geleyim." dedi. 

     Koşarak dışarı çıktı. Her yer buz ile kaplıydı. Zorlukla testiyi doldurup geri döndü. Fakat, geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu. Annesini uyandırmaya kıyamadı. Elinde su dolu bardak ile, annesinin baş ucunda beklemeye başladı.

    Hava çok soğuk olduğu için, bir müddet sonra soğuktan titremeye başladı. Elleri de buzdan testiye yapışmıştı. Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı. Annesinin uyandığında: "Hani su!" diyerek üzüleceğinden korkuyordu. Annesini üzmemek için, her türlü sıkıntıya katlanmaya razı idi.

     Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi. Nihayet, annesi: "Su! Su!" diye mırıldanmaya başladı. Hemen: "Buyur anneciğim, suyun hazır!" dedi. Annesi daha ilk sözünde suyun hazır olmasını anlayamadı. Oğluna sordu:  "Oğlum ne çabuk getirdin?" Bayezid şöyle dedi: "Anneciğim, daha önce uyandığında, su istemiştin. O zaman su olmadığı için, testiyi doldurmaya gittim. Geldiğimde senin daldığını gördüm. Uyanmanı bekledim." Oğlunun bu kadar, sadakatli olduğuna çok sevinen annesi sevinçten ağladı. Allah-u Zülcelal kendisine böyle bir oğul ihsan ettiği için şükretti: "Ya Rabbi! Ben oğlumdan razıyım, sen de razı ol." dedi. 

    Annesinin duası sebebiyle, Bayezid-i Bestami, Evliyalıkta                yüksek derecelere kavuştu. Allahu Zülcelal'in dostlarından oldu.  Hatta kendisine: "Bu derecelere nasıl kavuştunuz?" diye                 sorduklarında, Bayezid-i Bestami: "Annemin rızasını almakla!" demiştir. 

     Bir kimse, ana-babasının sağlığına ve ihtiyarlık zamanlarına yetişipte onlara iyilikte bulunmazsa, kendisini cehenneme müstahak etmiş olur. Nitekim, Enes bin Malik radıyallahu anh'dan şöyle rivayet edilmiştir:"Alkame adında bir genç vardı. Şiddetli bir hastalığa tutuldu ve yatağa düştü. Onun hanımı Hz. Peygamber (S.A.V)'e gelerek:
"Ya Resulallah! Kocam son nefesini vermek üzeredir."  dedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Bilal, Hz. Ali,    Selman-ı Farisi ve Ammar'a:"Gidin, Alkame'nin durumunun nasıl olduğuna bakın!"  buyurdu. Bu sahabeler gelip, Alkame'ye:"Ya Alkame! Şehadet getir."  dediler. Alkame, bir türlü şehadet getiremeyince, Hz. Bilal radıyallahu anh gelip durumu, Hz. Peygamber (S.A.V) e haber verdi.

     Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V): "Ana-babası hayatta  mı?"  diye sordu. Hz. Bilal radıyallahu anh: "Babası öldü yaşlı bir annesi var."  dedi. Hz. Peygamber   (S.A.V): "Ya Bilal! Alkame'nin annesine git, benim selamımı söyle. Gelebilirse yanıma gelsin. Gelemezse ben onun yanına geleyim."  buyurdu. Hz. Bilal, kadının yanına gelip, durumu anlatınca; kadın: "Onun huzuruna gitmek bana düşer."  diyerek, bastonunu aldı ve Hz. Peygamber (S.A.V)' in  huzuruna geldi. Hz. Peygamber (S.A.V): "Alkame'nin durumu nedir."  diye sordu. Kadın dedi ki: "Ya Resulallah! Alkame, çok namaz kılan, sadaka veren biridir. Ama ben ona dargınım. Çünkü hanımını bana tercih ediyor."  O zaman Hz. Peygamber (S.A.V) buyurdu ki: "Annesi Alkame'ye darıldığı için şehadet getiremiyor. Ya Bilal! Git biraz odun hazırla. Gelip onu yakacağım."  Bunu duyan kadın dedi ki:
"Ya Resullulah! Oğlumu mu yakacaksın? Hem de benim gözümün önünde. Ben buna dayanamam."

     Hz. Peygamber (S.A.V): "Allah'ın azabı çok şiddetli ve süreklidir. Eğer Allah'ın onu bağışlamasını istiyorsan, ona hakkını helal et. Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ona dargın durduğun sürece, namazının ve sadakasının ona bir faydası olmaz."  Bunun üzerine kadın dedi ki: "Ya Resulallah! Allah-u Zülcelal'i, seni ve beni buraya getireni şahit tutuyorum ki, ben Alkame'den razı oldum."  Hz. Peygamber (S.A.V), Hz. Bilal'e: "Ya Bilal! Git, Alkame'nin durumuna bak!"  buyurdu. Hz. Bilal radıyallahu anh, Alkame'nin evine gelince, şehadet getirdiğini ve vefat ettiğini gördü. Durumu Hz. Peygamber (S.A.V)'e bildirdiler. Yıkanıp kefenlenmesini emretti ve bizzat kendisi namazını kıldı ve kabrin başına gelip şöyle buyurdu:"Ey muhacir ve ensar topluluğu! Her kim hanımını, anasından üstün tutarsa, ona Allah'ın laneti vardır. Onun ne farz ne de nafile ibadeti makbul olmaz." (R.Nasihin)

     Onun için Ebu Derda radıyallahu anh şöyle demiştir: "Bir adam bana gelerek: "Benim bir hanımım var. Annem onu boşamamı istiyor. Ne yapayım?" diye sordu. Ben de ona Hz. Peygamber (S.A.V)'in şu hadis-i şerifini söyledim: "Ana-baba, cennet kapılarının ortasıdır. İster o kapıyı kaybet, istersen muhafaza et."  (Tirmizi)

     Musa aleyhisselam, Allahu Zülcelal'den dokuz defa nasihat istedi. Hepsinde de Allah-u Zülcelal, ana-babaya itaat etmesini isteyerek şöyle buyurdu: "Ana-babasına iyilik edenleri, dünyada sevdiklerim arasına alırım. Kabirde onlara arkadaş olur, mahşerde merhamet ederim. Sıratı geçirir, cennette onlarla vasıtasız konuşurum. Ana-babasına âsî olan, Peygamberler gibi çok amel etse, amelini kabul etmeyip, onu cehenneme atarım. Ana-babasına itaat edeni de, bana karşı kusurlu olsa da, affederim."

     İşte ana-baba hakkı böyledir. Onun için onların hakkını almak, gönüllerini hoş tutmak ve daima onlara iyilikle muamele edip rızalarını kazanmak için gayret göstermek lazımdır. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara "öf!" bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle. İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir. Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et." (İsra; 23-24)

      Demek ki evlat, hem ana-baba sağken onların haklarını gözetmeli, hem de öldükten sonra onların affedilmeleri için dua edip, kabirlerini ziyaret etmelidir. Anlatıldığına göre Malik bin Dinar bir yıl hacca gitti. Haccını tamamladığı gece rüyasında şöyle bir ses işitti:"Ey Malik! Hacca gidenlerden Muhammed oğlu Abdurrahman affedilmedi." Malik bin Dinar sabahleyin çevresinde Muhammed oğlu              Abdurrahman'ı aramaya başladı. Sordukları kimse ona:"Aradığın kimse Kur'an ehlidir. Her yıl hacca gelir." dediler. Araya araya onu bir köşede Kur'an okurken buldu. Abdurrahman onu görünce bir ah çekip bayıldı. Daha sonra şöyle dedi: "Beni rüyanda gördün. Bana Allah-u Zülcelal'in beni affetmediğini söylemeye geldin değil mi?"

     Malik bin Dinar bu duruma çok şaşırdı. Ona hayret edip sordu: "Sen salihlerden birine benziyorsun. Çok merak ettim. Acaba Allah-u Zülcelal seni neden affetmiyor. Ne günah işledin?" Bu soruya karşılık Abdurrahman şöyle anlattı: "Bir ramazan ayının ilk gecesi idi. İçki içip sarhoş olmuştum. Bu sırada babam beni aramış ve bir yerde yatar bulmuş. Beni             çekince bende sarhoşluktan ona vurup gözünü çıkarmışım. O da bana beddua etmiş. Ertesi gün ayılınca neler yaptığımı büyük bir üzüntü ile öğrendim. Bütün içki küplerini yok ettim. Kölelerimi azat ettim. Yaptıklarıma pişman olup doğru yola girdim. Her yıl böyle hacca gelir dua ederim. Fakat, her seferinde sizin gibi birisi rüyasında: "Allah seni affetmedi!" diye söyler."

     Abdurrahman bunları anlatırken tekrar ağlamaya başladı. Onun bu haline Malik bin Dinar çok acıdı, babasını sorup yerini öğrenerek onun yanına gitti. Babası Malik bin Dinar'ı görünce şöyle dedi:  "Hoş geldin ya Malik! Buyrun bir istediğiniz varsa hemen           yerine getireyim." Malik bin Dinar şöyle dedi: "Farzet ki kıyamet kopmuş, oğlun Abdurrahman'ı tutup cehenneme götürüyorlar. Onu bu halde görsen üzülmez misin?" Bunu duyan babası ağlamaya başladı. Daha sonra kendine gelip dedi ki:
"Sen şahit ol ki, oğlumun kusurunu affettim ve ona hakkımı helal ettim."

     Daha sonra Malik bin Dinar, ondan izin alarak oğlunun yanına gidip müjdeyi verdi ve babasının onu görmeye geleceğini söyledi. Bunu duyan Abdurrahman ağlayarak tekrar bayıldı. Bu sırada babası geldi. Malik bin Dinar'a şöyle rica etti: "Oğlumu affettim. Diğer aleme yakın zamanda göçeceğini zannediyorum. Şahadet getirip ruhunu teslim etsin." Malik bin Dinar şahadeti telkin etmeye başladı. Fakat Abdurrahman cevap vermiyordu. Nihayet gözlerini açıp karşısında babasını görünce ona yalvaran bir sesle dedi ki: "Babacığım ne olur, gel sen de benim gözümü çıkar ki, kıyamete kalmasın!"

     Babası şöyle dedi: "Ey Gözümün nuru! Ben suçunu bağışladım. Senden razı oldum." Bu sırada Abdurrahman iki defa şahadet getirdi. Malik bin Dinar ona: "Halin nasıldır?" diye sordu. O da şu şekilde cevap verdi:  "Baygın halde iken başucumda elinde topuz olan bir melek durup bana: "Baban senden razı değil. Ben topuzla senin başına vuracağım." dedi. Az sonra başka bir melek gelip yeşil bir mendille gözlerimin yaşını sildi ve dedi ki: "Şahadet getir! Baban ve Allah-u Zülcelal senden razı oldu."
Abdurrahman bunları söyler söylemez vefat etti. 

     Hasan-ı Basri Kabe'yi ziyaret ve tavaf ederken arkasında bir zenbil ile tavaf eden bir zâta dedi ki: "Arkadaş, arkandaki yükü koyup öyle tavaf etsen daha iyi olmaz mı?"
O zat cevaben dedi ki:  "Arkamdaki yük değil, babamdır. Bunu Şam'dan yedi defa buraya getirip tavaf eyledim. Çünkü, bana dînimi, imanımı bu öğretti. Beni islam ahlakı ile yetiştirdi."

     Bunları dinleyen Hasan-ı Basri şöyle dedi:   "Kıyamete kadar böylece arkanda getirip tavaf eylesen, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider ve yine bir defa gönlünü yapsan, bu kadar hizmete mukabil olur."   Esbehani, birçok hadis hafızlarının önünde, Ebu'l-Abbas  el-Asam'ın, Avam bin Havşeb'den naklen, kendisine şöyle bir rivayette bulunduğunu kaydeder:  "Ben Nişabur'da kabristana yakın bir evde misafir bulunuyordum. Oturduğum yerden kabristanı görüyordum. Birgün ikindiden sonra, mezarlığa bakarken, bir mezarın yarılıp içinden bir adamın başını çıkardığını gördüm.

     Bu kimse üç kez, eşek gibi anırdıktan sonra, mezar tekrar üzerine kapandı, oraya yakın bir evin önünde yaşlı bir kadının, yün taradığını ve büktüğünü görüyordum. Kadının biri bana: "Şu yün ören ihtiyar kadını görüyor musun?" diye sordu. Ben de: "Evet görüyorum, kimdir, nesi var?" diye sordum. Kadın bana: "İşte şu mezarın içinde bulunanın annesidir." dedi. Kadına: "Peki bunların durumu nedir?" dediğimde, kadın: "Bu mezarda bulunan kimse gece gündüz içki içer, anası ona: "Ey evladım, Allah'tan kork, ne vakte kadar bu içkiyi  içeceksin?" dediğinde: "Sen bir eşek gibi anırdığın vakit ben bu içkiyi bırakırım." diye cevap verirdi. Bir gün ikindiden sonra öldü ve oraya gömüldü. İşte görüp duyduğun gibi, her gün ikindiden sonra mezar yarılarak açılır, başını çıkararak üç kez eşek gibi anırır tekrar mezar üzerine kapanır." diye anlatmıştı.

     Allah-u Zülcelal, ana ve baba hakkını yerine getirmeyi kendi emir ve nehiyleriyle yanyana getirmiştir. Sanki anne ve babanın hakkını yerine getirmek, Allah'ın hakkını yerine getirmek gibidir.

     Onun için imkan dahilinde anne ve babamız bizim dinimize zarar vermeyecek şekilde emrettiklerinde onların istediği gibi yapmak lazımdır. Dinimize zarar verecek şeyler emrettiklerinde (hırsızlık yap, namaz kılma gibi…) o zaman onlara itaat edilmez.  Onlara iyilik yapmak, bahusus ihtiyar olduklarında hizmetlerinde bulunmak lazımdır. Eğer Kur'an ve hadislerde, bu ana-baba hakkında hüküm olmasaydı dahi, aklen onlara iyilik yapmak icap ettiği anlaşılırdı. İnsan küçük çocuğuna nasıl zahmet çekiyor, bakıyorsa onlar da bize küçükken böyle bakmışlardı.

     Bundan da anlaşılıyor ki, onlara bakmak farzdır. Kur'an ve hadis de bize bunu emrettiği için onlara daima iyilik yapmalıdır. İnsan bunu yaparken de; Allah ve Resulü emrediyor diye niyet etmelidir ki sevap kazansın. Ana-baba öldükten sonra, onların kabirlerini ziyaret etmeli,           hayatta iken dostluk yaptığı kişileri ve onların çocuklarını ziyaret edip iyilikte bulunmalıdır. Salih bir zata: "Acaba ana-baba öldükten sonra, onların rızalarını kazanmak mümkün olur mu?"  diye sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir:
"Evet, üç şekilde onların rızalarını kazanabilirsiniz: "Salih bir kimse olmaya gayret edin. Çünkü ana-babaya çocuklarının iyi olması kadar sevimli gelen birşey yoktur. Daima Allah-u Zülcelal'den onlar için mağfiret talebinde bulunun ve çokça sadaka verin. Ana-babanızın dostlarını ve yakınlarını ziyaret edin. Çünkü Hz. Peygamber (S.A.V) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "İyiliklerin en güzeli, insanın baba dostu ile dostluğunu devam ettirmesidir."  (Müslim)

     Anne ve babanın evlatları üzerinde hakları olduğu gibi, evlatların da ana-baba üzerinde hakları vardır.

     Çocuğun baba üzerindeki hakları şunlardır:

    1-) Çocuk doğduğu zaman, ona güzel bir isim vermek.

     2-) Ona Kur'an ve Allah-u Zülcelal'in emir ve nehiylerini öğretmek.

     3-) Zamanı geldiğinde evlendirmektir.

      Rivayet edilmiştir ki:

      Bir adam, Hz. Ömer radıyallahu anh'e gelerek oğlunu şikayet etti ve: "Ya Ömer! Oğlum bana vurdu."  dedi. Hz. Ömer radıyallahu anh çocuğa: "Niçin böyle yapıyorsun? Babanın senin üzerinde hakkı vardır."  dedi. Çocuk: "Ya Ömer! Çocuğun da baba üzerinde hakkı yok mu?"  diye sordu. Hz. Ömer radıyallahu anh: "Vardır. Babanın görevi çocuğuna güzel bir isim vermek, Kur'an öğretmek ve iyi bir kadınla evlendirmektir."  dedi. Bunun üzerine çocuk: "Babam bana güzel bir isim vermedi; benim ismim Caal'dir. Bana bir kelime bile Kur'an öğretmedi ve beni evlendirmedi."  dedi.  Bunun üzerine, Hz. Ömer radıyallahu anh şöyle dedi: "Sen babanın hakkını çiğnemeden, baban senin hakkını çiğnemiş!" 

     Hz. Ömer radıyallahu anh'ın sözlerinden anlaşılıyor ki, baba çocuğuna öncelikle, Kur'an öğretmekle, çocuğunu İslam ahlakı ile yetiştirmek için elinden gelen gayreti göstermelidir. 

     İslam dini, baba ana hakkında çocuklar hakkında, en güzel hukuku ve terbiyeyi tavsiye etmiştir. Buraya kadar olan söylenilenleri düşünürsek, insan bu adaplar ve tavsiyelerle amel yaptığı zaman, kalbi, ruhu, sırrı temizlenir, Allah'ın şefkati ve merhameti ile dolar. İnsan bu ayet ve hadislerdeki emirlere ve tavsiyelere dikkat ederek ve tatbik edip, adaplara uyduğu zaman, o kişi için hem dünya hem de ahiret cennet olur. 

      Bu adablar samimiyetle tatbik edilip hayatımıza uygulandığında, bütün insanlar huzura kavuşur. Bu adaplara her insan uyarsa, insanlar arasında huzur meydana gelir ve bütün insanlar için, dünya da, ahiret de cennet olur.

     Eğer insan, geride salih bir evlat bırakarak ölür de, ona Kur'an okumayı ve gerekli diğer bilgileri öğretmiş bulunursa, evladının kazanacağı sevap kadar sevap kazanır. Evladın sevabında da bu  yüzden bir eksilme olmaz. Buna karşılık, evladına Kur'an öğretmediği gibi ona kötülüğün yollarını öğreten baba da oğlunun gireceği günahlar yüzünden, aynen vebal altına girer. Buna karşılık oğlunun vebalinden de birşey eksilmez.

      Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin...
 

rabiş-7I
Thu 21 April 2011, 09:24 pm GMT +0200
<3 ANNEmi ve BABAmı çok seviyorum <3
onların herdediklerini yapmaya çalışıyorum inşALLAH benden razılardır :)

saniyenur
Thu 21 April 2011, 09:59 pm GMT +0200
esselamu aleykum ve rahmetullah.

Rabbim bize merhametiyle muamele edip her sıkıntıya katlanarak bizim bu yaşlara gelmemizi sağlayan anne ve bablarımızdan sen razı ol..Rahmana layık kul onlara layık evlat eyle bizleri.Amin amin amin..

zerdale
Sat 25 May 2013, 08:28 am GMT +0200
öf bile demeden rızalarını alabilmek nasip olur inşALLAH..Senin rızanı, onları bizden rızasını,bizzi onlardan razı eyle ALLAHIM..

ehlidunya
Sat 15 June 2013, 03:51 pm GMT +0200
İnşaallah anasına babasına layık olabilen hayırlı kullardan olabilmek duasıyla allah razı olsun

yagmur_7-c
Wed 25 December 2013, 04:02 pm GMT +0200
ANEYE VE BABAYA 'OF'BİLE DEMEK GÜNAH ÇÜNKÜ ONLAR BİZİ BESLER BÜYUTÜRLER VE BİZDEN KARŞILIK BEKLERLER BAKMAMIZI İSTERLER

yagmur_7-c
Mon 30 December 2013, 09:18 pm GMT +0200
La İlahe İllah Müslümanız imanlıyız anne baba hakkımızı da alırız

gözdenur:)
Fri 24 January 2014, 09:55 pm GMT +0200
ANNE ve BABAMIZIN hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz

-merve-7d-
Fri 24 January 2014, 10:32 pm GMT +0200
gerçekten anne ve babanın hakkı ödenmez
allah anneye affetme yeteneğini babaya ise sabır etmeyi  vermiş
bizimde onlara saygı duyup fikirlerini hoşgörü ile karşılamamız gerekmektedir

7/C
Fri 11 July 2014, 09:54 pm GMT +0200
Bizlerin anne ve babalarımızın şimdi kıymetini bilmeyip bağranlar RABBİM bizleri bağıranlardan etmez İNŞALLAH Kıyamet gününden sonra Mahşer meydanında anne ve babalarımıza muhtaç kalacağız...

mevlüdekalınsaz
Thu 7 August 2014, 08:52 pm GMT +0200
Esselamü aleykum ve rahmetullah;
"Ana-baba, cennet kapılarının ortasıdır. İster o kapıyı kaybet, istersen muhafaza et."  (Tirmizi)
Rabbim o kapıda sebat edip muhafaza edenelrden eylesin..Rabbim onlar küçüklüklerimizde bize nasıl merhamet ettilerse onlara öyle merhamet etsin..Rabbim onları bizlerden razı,bizleri de onlardan razı kılsın inşallah...

cerendemir
Thu 7 August 2014, 09:25 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim benim anne ve babam dan razı olsun binkere.Maddi,manevi her konuda ihtiyaçlarımı karşılıyorlar.İslami olarak da çok temkinliler.Ve dikkat etmem için,dini her bilgiyi öğrenmem için de elleri den geleni yapıyorlar.Rabbim beni de onlara karşı hayırlı bir evlat yapar inşallah.

[Muhammet]
Thu 7 August 2014, 09:55 pm GMT +0200
Rabim annesine babasına layık evlatlar olmayı nasip etsin inşallah...

rabianur 8/B
Thu 7 August 2014, 11:17 pm GMT +0200
esselamu aleyküm ve rahmetullah;
Annemiz ve babamız bizi büyüttü yani giymedi giydirdi yemedi yedirdi içmedi içirdi ondan dolayı kıymet bilelim

saniyenur
Fri 8 August 2014, 10:19 pm GMT +0200
Anne ve babamızın bizim üzerimizde büyük hakları var. Hayırlı evlat olup Allah'ın rızasını kazananlardan oluruz inşAllah.

Nur1
Sun 7 September 2014, 01:24 am GMT +0200
Selamun Aleykum ve Rahmetullah ve Berekatullah.Rabbim Anne Baba rızasını alan kullarından eylesin inşaallahutela Rabbim razı olsun Amin

Rüveyha
Sun 7 September 2014, 03:46 pm GMT +0200
Aleykümüsselam..Mevlam razı olsun inşaAllah..Anne ve baba şükür vesilelerimizdir..Mevlam başımızdan eksik etmesin herbirini,hayırlı evlat kılsın bizleri inşaAllah..

KeReM @
Fri 12 September 2014, 11:26 pm GMT +0200
Anne babamızın rızasını alabilmek cümlemize nasip olur inşallah.

gözdenur:)
Wed 28 January 2015, 10:07 pm GMT +0200
Biz ailemiz için ne yapsak ne etsekte yine onların hakkını hiçbir zmn odeyemeyiz.

selçuk 8-B
Mon 30 March 2015, 01:49 pm GMT +0200
Allah kimseyi anansız babasız eğlemesin.Peygamber efendimiz hz. Muhammed 6 yasında babasını 2ay sonrda annesini kaybetmiştir

sultan aktay
Tue 7 April 2015, 02:34 pm GMT +0200
selamun aleyküm
annemize bir"of" bile dememeliyiz çünkü o bizi doğurdu emzirdi büyüttü ve hala daha bize bakıyor çamaşırımızı yıkıyor yemeyimizi hazırlıyor odamızı topluyo ve sayısz bir şekilde hizmet ediyo ve etmeye devam ediyo

ikranur 7d
Tue 7 April 2015, 02:39 pm GMT +0200
hiç bir zaman anne ve babamıza 'of' bile dememeliyiz. çünkü anne ve babalarımızın bizim üzerimizde ki emekleri çok büyüktür. annemiz bizi büyüttü bizim ihtiyacımızı giderdi. babalarımız ise bizim okuyup büyümemiz için akşamlara kadar hatta gecelere kadar çalışıyorlar. ve bu emeklerin hepsi bizler için. Anne ve babalarımızın dediklerini yapalım ve onların emeklerini boşa çıkarmayalım.

mıneozbay
Sat 11 April 2015, 02:47 pm GMT +0200
Allah hic kimseyi anne ve baba ile imtihan etmesin kimseyi annesiz babasiz birakma Yarabbim Amin.

Haktan7/b
Sat 11 April 2015, 03:06 pm GMT +0200
Ve Aleyküm Selam .
Ne Yaparsak Yapalım Anne Ve Babanın Hakkı Kesinlikle Ödenmez . Paylaşım İçin Allah Razı Olsun .

selinay 7b
Thu 23 April 2015, 04:43 pm GMT +0200
Selamun aleykum
Bu hayatta ne yaparsak yapalım anne ve babamızın haklarını odeyemeyiz . Onlar bizim
İçin kendi canlarindan bile vaz geçerler. Kotu
Zamanlarimizda iyi zamanlarimizda her zaman bizim  yanimizdalar.onlarda yaşlandıklarında zaman bizlerde onların bize davrandığı kadar iyi
Davranalim.
Allah razi olsun.

MELİKE 7D
Tue 5 May 2015, 05:29 pm GMT +0200
hiç bir annenin hakkı odenmez

ceren
Tue 14 July 2015, 05:14 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim çocuğu anaya,babaya emanet etmiştir.Sonra evlatdan ana babaya sonsuz bir itaat ,saygı sevgi bekler.Ana sına babasına sahip çıkan,bakan Allahun rızaısnı kazanan kullardan olalım inşallah....

Bilal2009
Thu 6 August 2015, 10:47 am GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah,  Anne ve babamıza muhalefet etmemeliyiz.  Onlara muhabbet duyup sohbet etmeli ve onları razı etmenin yollarınıaaramalıyız.  Rabbim ( celle celaluhu ) bizleri anne ve babasına itaat edenlerden eylesin.

Kevšer
Sat 15 August 2015, 10:23 pm GMT +0200
 Anne ve baba nın kıymetini insan kendisi Anne Baba olunca daha iyi anlıyormuş.Rabbimiz hepimizide hayırlı evlat olanlardan etsin inşaAllah.

KübraBolat
Sat 24 October 2015, 11:35 pm GMT +0200
İnşallah hayırlı evlat olalım

ilayda alyaz 7/b
Sat 24 October 2015, 11:53 pm GMT +0200
Anne ve babamızın bizde çok hakkı vardır.Ey dostlarım anne ve babamızın değerini bilip onları üzmeyelim.Hele öf hiç demeyelim onlara.En çok annemizin bizde çok hakkı vardır.Çünkü bize bakan büyüten o dur.Anneden babadan beddua almayalım.Dikkat edelim.Sevelim onları.

fatmakaradere 7B
Mon 2 November 2015, 07:51 pm GMT +0200
Arkadaşlar anne ve babanın hakkı büyüktür. Anne ve babanın bedduası ve duası kabul olur.Onlar bizler için ne kadar uğraşıyorlar. Sırf biz yiyelim, biz büyüyelim, biz saygılı olalım, diyerek çok çaba sarfediyorlar .Bu çabalarına karşı bizler evlendikten sonra veya gençken annemizin ve babamızın evine 1 kerecik gitmiyoruz,ne kadar ayıp.Bağırıyoruz, çağırıyoruz. Anneye ve babaya öf bile denmez...

Yağmur Gümüş 8-B
Tue 3 November 2015, 04:08 pm GMT +0200
Bismillah...
Bizler ne yaparsak yapalım anne ve babamızın hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz.
Allah cc. razı olsun...

HALACAHAN
Sun 20 December 2015, 03:46 am GMT +0200
Doğdugumuz andan ıtıbaren başlayıp ömurlerının sonuna kadar evlatlarının yanında olan , her daim evlatları için hayır dualarda bulunan, onların mutlulugu huzuru için her turlü sıkıntıya göyüs geren annelerimizden babalarımızdan rabbim razı olsun. Kıymetlerını bilen, sefkat ve sevgiyle yaklasan, incitmeden üzmeden hayır dualarını alan evlatlardan oluruz insaalah.

HALACAHAN
Sun 20 December 2015, 03:48 am GMT +0200
Rabbim hayatta olan anne-babalarımıza sağlıklı hayırli bir omur nasip eylesin.. Ahirete göçen anne babalarımızında günahlarını affetsin ve cennetine girenlerden eylesın..(amin)

Mustafa/Samed
Sun 20 December 2015, 01:19 pm GMT +0200
Ve Aleykümüsselam. Annenin ve babanın hakkı ödenemez. Paylaşım için Rabbim razı olsun.

IRMAK8f
Sun 20 December 2015, 01:40 pm GMT +0200
SELAMUN ALEYKUM : Gerçekten anne ve babamızın hakkını ödeyemeyiz çünkü onlar bizi büyüttü onlar bizim karnımızı doyurdular bizim okumamız için ellerinden gelenleri yaptılar babamız bizim karnımız doysun diye bu soğuklarda elinden geleni yaptı tabi ki de annemizde elinden gelenleri yaptı...Allah c.c bizlerden razı olsun inşallah...

damla6d
Sun 20 December 2015, 04:10 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Anne ve babamıza iyi davranmalıyız.Sonuçta onlar bize baktılar büyüttüler bize sahip çıktılar.Allah razı olsun.:)

selma 8-D
Fri 11 March 2016, 09:06 pm GMT +0200
Anne babamızın değerini bilelim onların hakkı ödenmez.

Eda Coşkn 7
Sat 23 April 2016, 02:43 pm GMT +0200
Herkese  selamun  aleyküm   ana ile babanın hakkını asla ödeyemeyiz onların bir dediklerini iki etmeyelim  . Çünkü gerçekten anne babalarımızın bizlerde ödeyemeyeceğiz büyüklükte  hakları var onları çok seviyorum .:-):-):-) Hepiniz  ALLAH  â emanet olun..:-):-):-):-):-)

Eda Coşkn 7
Wed 27 April 2016, 11:07 am GMT +0200
Herkese  Selamun  aleyküm   arkadaşlar  bizler anne ve babalarımızın haklarını asla ödeyemeyiz .:-):-) Şükürler olsun ben böyle güzel yanımda duran beni daima kollayan ve daima  yanımda olan bir ailem var .:-):-):-) . ŞÜKÜRLER OLSUN ALLAHIM :-):-):-):-):-) AMİN .:-):-):-):-):-):-):-):-):-) Hepiniz  ALLAH  â emanet  olun.:-):-):-):-):-):-)

HALACAHAN
Wed 11 January 2017, 01:25 pm GMT +0200
Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin...
 

muratb8
Wed 11 January 2017, 01:34 pm GMT +0200
Selamün aleyküm ve rahmetüllahü berekatü  bir anne ve babanın asla hakkı ödenmez ve onlar sayesinde ayaktayız yürüyoruz tabiki'de Haşa Allah olmaz ise onlarda olmazdı.

ceren
Wed 11 January 2017, 04:53 pm GMT +0200
Aleykümselam.Ana babasına allah rızası için sahip çıkan değer veren ve onları koruyup onlara merhamet eden ve allahın rızasını kazanan kullardan olalım inşallah...

HALACAHAN
Mon 20 March 2017, 03:37 pm GMT +0200
Allahim annemden babamdan sen razi ol ve onlarablayik evlatbeyle bizlerin

ceren
Sat 10 February 2018, 01:00 pm GMT +0200
Aleykumselam.RABBİM bizleri ana babasına bakan onlara merhamet eden ve her daim onları gozetip rahmete erişen kullardan olalim inşallah. ...

Mustafa Yasin
Wed 21 March 2018, 05:44 pm GMT +0200
Selamun Aleyküm. Anne ve babanın hakkı ödenmez. Özellikle annenin hakkı. Ama babanın ettiği  beddua çok ağırdır. İnşallah herkes anne babasının değerini bilir. Allah bizi anasına babasına faydalı çocuklar eylesin.

Eminegül
Fri 26 October 2018, 12:55 am GMT +0200
peygamber aşığı Veysel karani aklıma geldi annesi hasta diye yüceler yücesinin evine gidiyor onu bulamıyor annesinin sözünü kırmamak için fazla beklemeden evine dönüyor.Ama peygamber hırkasını miras bırakacak kadar değerli bir payeye ulaşıyor.Rabbim cümlemizi bu hassasiyette eylesin.

Zehra.hunerli
Fri 26 October 2018, 01:46 am GMT +0200
Anne ve babamıza hürmette kusur etmemeliyiz onları üzme meliyiz dinimiz bu hususta çok dikkatlidir onlar bizleri yetiştirmek için çok sıkıntılar çektiler Bizler de onlara karşı hayırlı evlat olmalıyız Rabb'im bizlere hayırlı evlatlar olabilmeyi nasip eylesin Allah razı olsun

Ayşegül Yıldırım koü
Thu 15 November 2018, 01:17 am GMT +0200
Anne ve babalarımizi cennete taç giyen. Anne babalardan eylesin Rabbım. Bizleri de onları üzmeyip rizalarini dualarını almayı nasip eyle. Amin bu sayfaya emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Fethiye Çopur Koü
Thu 15 November 2018, 01:45 am GMT +0200
Rabbim bizleri ana babasına bakan onlara merhamet eden ve her daim onları gözetip rahmete erişen kullardan olalim inşAllah