- Amellerde ölçü

Adsense kodları


Amellerde ölçü

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Thu 13 January 2011, 03:54 pm GMT +0200
AMELLERDE ÖLÇÜ


159-Enes radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hanımlarmm evlerine üç grup insan geldi ve O'nun ibadetini sordular. Kendilerine O'nun ibadeti bildirilince, (kendi ibadetlerini) küçüm seyerek şöyle dediler: "Biz nerede, Allah Resu lü sallallahu aleyhi ve selîem nerede? Biz hiç O'nun gibi olabilir miyiz? O'nun yaptığı ve ya pacağı gün;ihlarm tümü bağışlanmıştır."
Biri şöyle dedi: "Ben bütün gece uyumayıp. namazla geçireceğim"; diğeri: "Ben hiç boz maksızın her gün oruç tutacağım"; dİğer biri ise: "Ben kadınlardan uzak duracağım, onlarla hiç evlenmeyeceğim" dedi.
Allah Resulü sallaUahu aleyhi' ve sellem geldi ve onlara: "Bu sözleri söyleyenler siz mi siniz? Ben Allah'tan hepinizden daha çok kor karım ve O'ndan hepinizden daha çok çekini rim; ama ben (nafile) orucu hem tutarım, hem tutmam, (nafile) namazı hem kılarım, hem uyu duğum da olur. Hamınlarla da evlenirim. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden değil dir" buyurdu.
[Buharî, Müslim ve Nesâî.]
160-Âişe radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem bir şey yaptı; sonra o yapuğı şeye ruhsat verdi. Buna rağmen cemaat çekinip yapmadı. Peygamber sal laUahu aleyhi ve sellem bunu duyunca, minbere çıktı, Allah'a hamd ü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
"Bu kişilere ne oluyor ki, yaptığım bir peyden çekiniyorlar. Vallahi ben Allah'ı onlardan daha iyi bilirim; Allah'tan onlardan daha çok korka rım!" [Buhârî ve Müslim.]
161-Âişe radiyallahu anhâ'dan:
AUah Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem Osman b. Maz'ûn'a: "Benim sünnetimden yüz mü çeviriyorsun?" diye haber gönderdi. O da şu cevabı verdi: "Vallahi hayır ey Allah Resulü! Senin sünnetini arıyorum." Bunun üzerine şöy le buyurdu:
"Ben hem uyur, hem namaz kılarım (nafile na mazı), hem oruç tutarım hem tutmam (nafile oru cu), hanımlar(ım)la da yatarım. Ey Osman, Al lah'tan kork! Çünkü ailenin senin üzerinde hakkı vardır; misafirinin de senin üzerinde hakkı vardır. (Nâfiıte) orucu tut ve ara sıra tutma; hem uyu, hem (nafıle)namaz kıl)!" [Ebû Dâvud.l
162-Rezîn şu ibareyi ekledi: (Âişe) dedi ki: "Os man (b. Maz'ûn), bütün geceyi ihya edeceğine, her gün oruç tutacağına ve kadınlarıyla asla ilişki kunna-yacağma dâir yemin etmişti. O yüzden yemini hak kında «Bu yeminim ne olacak?» diye soruyordu. Bu nun üzerine şu âyet nazil oldu: «A/Zû/i mi rastgele yeminlerinizden dolayı değil, kalblerinizin akd ettiği yeminlerden dolayı sorumlu tutar.» (Bakara 2/225)"
163-Bir başka rivayette o (Osman), AUah Resu lü sallaUahu aleyhi ve sellem'e bu husustaki niyeti hakkında sormuş ve bu niyetinde yemin etmemiştir. Sahih olan rivayet budur.
164-Aişe radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem onla ra, güçlerinin yeteceği bir amel emrettiği zaman şöyle dediler: "Biz senin gibi değiliz, çünkü AUah senin yaptığın ve yapmayıp ertelediğin tüm gü nahlarını bağışlamıştır (biz öyle miyiz ya?)." Pey gamber mübarek yüzünde belli olacak derecede öfkelendi. Ve şöyle buyurdu:
"Allah'tan en çok korkanınız, O'nu en çok (ve iyi) hileniniz benim." [Buhârî]
165-Ebû Cuhayfe radİyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Sal man ile Ebu'd-Derdâ'yı birbirine kardeş yaptı. Selmân, Ebu'd-Derdâ'yı ziyaret etti. Ümmü'd-Derdâ'yı perişan bir vaziyette görünce; "Ne'n var?" diye sordu. Şu cevabı verdi:
"Kardeşin Ebu'd-Derdâ'nın dünya ile bir işi kalmadı." Derken Ebu'd-Derdâ geldi; ona (misa firine) yemek yapıp hazırladı ve: "Buyur, ye! Ben oruçluyum" dedi. Selmân cevap verdi: "Sen ye meden ben tek bir lokma bile almam." Bunun üze rine o da yedi. Gece olunca, Ebu'd-Derdâ gece namazını kılmaya gidecekti, (Selmân) ona "Uyu!" dedi. Uyudu, sonra namaz kılmaya kalktı, ona yi ne "Uyu!" dedi; o da uyudu. Gecenin sonu yakla şınca, Selmân ona: "Haydi şimdi kalk!" dedi. Kalktılar, beraberce namaz kıldılar. Sonra Sel mân, ona şöyle dedİ: "Bak kardeşim! Rabbinin se nin üzerinde hakkı vardır, nefsinin de senin üze rinde hakkı vardır, ailenin de senin üzerinde hak kı vardır; her hak sahibine hakkını ver!" Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip du rumu bildirince: "Selmân doğru söylemiştir" bu-
yurdu. [Buhârî ve Tirmizî. Ancak (Tİrmizî) şu ilaveyi zik retti: "Misafirinin de senin üzerinde bir hakkı vardır."]
166-İbn Amr b. el-As radiyallahu anh'dan: AUah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, yaşadığım sürece, bütün günleri oruçlu geçire ceğimi, bütün geceleri de namaz kılarak geçi receğimi söylediğimi duymuş olacak ki, bana şöyle buyurdu: "Bunları söyleyen sen misin?" "Evet, annem babam sana feda olsun! Bunlan söyleyen benim, ey Allah Resulü!" dedim. Şöyle buyurdu:
"Senin buna gücün yetmez; bazen oruç tut, bazen de tutma! Hem uyu, hem kalk namaz kıl! Her (Kamerî) ayın üç gününü oruçlu geçir! Çün kü bir sevabın kargılığında on sevap vardır {Tu tacağın) hu üç günlük oruç, bütün yılı oruçlu ola rak geçirmek demektir." Dedim ki:
"Benim bundan fazlasına gücüm yeter." "öyleyse, bir gün oruç tul, iki gün tutma!" "Bundan daha çoğuna gücüm yeter." "Öyleyse günaşırı (yani) bir gün tut, bİr gün tutma! Bu, Dâvud aleyhisselamm orucudur. Oruçların en dengelisi de budur" buyurdu.
167-Diğer bir rivayette: "Oruçların en fazi letlisi" diye geçer.
"Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter" deyince; "Bundan daha fazla oruç olmaz (ya da bundan daha üstün oruç yoktur)" buyurdu. [Bu hârî, Müslim, Ebu Dâvud ve ve Nesâî.]
168-Onun rivayetlerinden: "Duyduğuma gö re sen her gece Kur'an okuyup (hatm) ediyor-mu^sun."
"Evet."
"Ayda bir hatim indir!"
"Bundan daha fazlasını yapabilirim."
"Öyleyse, yedi günde bir hatm et, bundan daha kısa sürede hatm etmeye kalkılma!"
Bu hususla daha iddialı konuşup ısrar ettim. O da ısrar etti ve nihayet şöyle buyurdu: "Kim bilir ömrün uzun olur da çok yakarsın bu dediği ni yapamazsın." Hakikaten buyurduğu başıma geldi; yaşlanınca, "Allah Resulü sallallahu aley hi ve sellem'İn ruhsatını keşke kabul etseydim!" dedim.
169-Rivayetlerinden birisi de şöyledir: "Sen bütün günleri oruçla, geceleri de na mazla geçiriyormuşsun."
"Evet." "Bunu yaparsan hem gözün ve hem ruhun yorulur. Devamlı, ara vermeden oruç tuta nın orucu yoktur. Uç günlük oruç bütün senenin orucuna bedeldir."
"Bundan fazlasını yapabilirim" dedim.
"Öyleyse Dâvud Aleyhisselam'm orucu olan orucu (ut; (yani) bir gün oruç tut, bir gün tutmal Bu, Davud'un orucudur. O, düşmanla karşılattı ğında da kaçmazdı" buyurdu.
"Ey Allah'ın Nebisi! Bana bu hasleti kim ga ranti edecek?" dedim.
170-Riv ay etlerinden birinin ibaresi: Babam beni soylu bir kadınla evlendirdi. Ara sıra onu yoklar, kocası hakkında ona sorardı. O da şöyle derdi: "Ne güzel adamdır o! Geldiğimiz günden beri ne yatağımıza girdi, ne de örtülü ete ğimizi araştırıp yokladı." Bu durum uzayınca, gi dip Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e anlat tı. O da: "Beni onunla görü^iürl" buyurdu. Gö rüştüğümüzde bana şöyle buyurdu: "Anlat baka lım nasıl oruç tutarsın?" (yukarıdaki) hadisin benzerini zikretti.
Bu rivayetin içinde şu ibare de yer almıştır: "Keşke Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'in ruhsatını kabul etseydim. Yaşlandım, güç süz düştüm." Ondan sonra Ibn Amr, ailesinden bi rinin yanında Kur'ân'dan gündüzleyin yedi (cüz kadar) okurdu. Gece okuyacağı Kur'ân hafif ol sun diye gündüz fazla Kur'ân okurdu. Daha dinç olmak istediği zaman, birkaç gün oruç tutmazdı ve tutmadığı günleri sayardı. Sonra tutmadığı günler sayısınca oruç tutardı. Çünkü, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in sağlığında yaptığı şeyi bırakmaktan hoşlanmıyordu.
171-Âişe radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in gece üzerinde namaz kıldığı, gündüzleri serip üzerinde oturduğu bir hasırı vardı. Zamanla pek çok insan O'nun kıldığı gİbi namaz kılmaya baş ladı. (Bunu görünce) onlara dönüp şöyle buyur du:
"Ey insanlar! Amellerden gücünüz yettiği ka darım alın! Siz bıkıp usanmadıkça Allah da bık maz. Ameller içinde Allah'ın en çok sevdiği amel az olsa da devamlı yapılanıdır." [Kütüb-i sitte.]
172-Bir rivayette şu ek yer almaktadır: "Mu-hammed'in Ehl-i Beyti bir amel yaptıklarında on(u uygulamay)a devam ederlerdi."
173-Âişe'den yapılan rivayetlerden birisinde: (Allah Resulü buyurdu): "Doğruyu arayın, mute dil olun. §unu da iyi bilin ki, hiçbirinizi kendi ameli cennete koyacak değildir."
"Seni de mi ey Allah Resulü?" diye sordukla rında; "Beni de: ne var ki Allah beni mağfiret ve rahmetiyle Örter."
174-Bu rivayetlerden biri de şudur: Aişe radiyallahu anhâ'ya: "Peygamber sallal lahu aleyhi ve sellem'in ameli nasıl idi? Herhangi bir günü (bütünüyle bir işe) tahsis eder miydi?" diye soruldu. Cevap verdi:
"Hayır; onun ameU devamh idİ. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in güç yetirebildiğine, hanginiz güç yetirebilir ki?"
175-Buhârî, Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan bunun benzerini rivayet etmiştir. Onda şöyle geç mektedir; "(Amellerde) mutedil hareket edin, ifra ta kaçmayın. (En iyisini yapamasanız bile ona) yaklaşmaya çalımın. Sabah, ak^am ve gecenin bir kısmından istifade edin. Her hâlinizde mutedil olunuz ki maksada erebilesiniz."
176-Ayrıca Buhârî'nin ve Nesâî'nin şu ri vayetleri de vardır: "Şüphesiz hu din kolaydır; kim güçleştirmeye kalkılırsa ona yenik dü-§er."
177-Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bu yurdu:)
"Kolaylaştırın, güçleştirmeyin; müjdeleyin, nefret ettirmeyin!" [Buhâri ve Müslim.]
178-Enes radiyallahu anh'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, mes cide girdi; iki direk arasmda asılı bir ip gördü ve sordu: "Bu nedir?" Cevap verdiler:
"Bu, Zeyneb'in İpidir; (namaz kılarken) yoru lup güçsüz kaldığı zaman bu ipe tutunup kendine destek yapıyor."
"Çözün onu! Dinç iken güç ve morali yerinde iken namaz kdsın, güçsüz kaldığı zaman otur sun!" buyurdu. [Buhârî, Nesâî ve Ebû Dâvud.]
179-Ona (Ebû Davud'a) ait bir rivayette "Zeyneb" yerine "Hamne" adı geçmektedir.
180-Âişe'radiyallahu anhâ'dan:
Tüveyt'in kızı Havla, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem yanımdayken bana uğradı. "Bu Tüveyt'in kızı Havla, anlattıklarına göre geceleri uyumuyormuş" dedim. Ona sordu: "Gece uyumu yor musun? Gücünüz yettiğince amelde bulunun; vallahi siz usanmadıkça Allah da usanmaz."
[Mâlik. Buhârî, Müslim ve Nesâî; lafız Müsîim'e ailtir.j
181-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Her amelin bir coşkusu, her coşkunun da bir gevmemesi vardır Eğer coşku sahibi, mutedil ve doğru hareket ederse ondan yana ümitli olun. Eğer ifratı sebebiyle parmakla gösteriliyorsa onu (bir şey zannedip) hesaba katmayın"
[Tirmizî]
1824bn Abbâs radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e azath cariyesinin geceleri namazla ve gündüzleri oruçla geçirdiğini haber verdiler.
Şöyle buyurdu:
"Her ibadet edenin bir coşkulu dönemi, her coşkunun da bir gevşeme dönemi vardır. Kimin şevki ve coşkusu benim sünnetime uyarsa doğru yolu bulmuş olur, kim de (ifrata ve tefrite gitmek sureliyle) yamhrsa dalâlete düşmüş olur." [Rezîn.J
183-Mâlik radiyallahu anh'dan:
Bana ulaştığına göre Âişe radiyallahu anhâ yatsıdan sonra (gece) ailesine "Allah'ın Kitâb'mı rahat bırakmıyacak mısınız?" diye haber gönde-rirmiş.
184-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "İşlerin en hayırlısı mutedil olanıdır." [Rezîn.j
185-Câbir radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bu yurdu:)
"Bu din metindir Onda yumuşak davranın. Çünkü ne kesilen, ne de bırakılan yer verimlidir." [Bezzâr, ieyyin bir İsnâdla rivüyet etti.)
186-İlk bölümünü Ahmed, Enes radiyallahu anh'dan nakletmiştir.
187-Sehl b. Huneyf radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bu yurdu:)
"Kendinizi fazla zorlamayın! Sizden öncekiler kendilerini zorlayıp sıkıntıya sokmaları nedeniyle helak olmuştur. Onların katmtılanm manastırlarda (kendilerine edindikleri hücre ve ibadethanelerde) bulursunuz." [Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr ve Mu'ce-mu'l-Evsat.]
188-Ebû Dâvud da Enes radiyallahu anh'-dan bir kıssa ile bu hadisi nakletmiştir.
189-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Doğru davranış, doğru tavır ve ölçü, (ifrat ve tefritten uzak olma) peygamberliğin yirmi-dört parçasından bir parçadır." [Ebû Dâvud,]


159-Lafız Buhârî'ye aittir. Bu hadisi Muhammed bin Ca'fer an Humeyd an Enes tarikiyle Buhârî (nikâh 1, VI, 116), Hammâd bin Seleme an Sâbit an Enes tarikiyle Müslim (nikâh no. 5, s. 1020) ve Nesâî (Nikâh 5/6, VI, 60) tahrîc ettiler. Müslim ile Nesâî'nin rivayetlerinde ayrıca "kimisi de: "Asla et yemeyeceğim" dedi" ibaresi ziyâde kılınmıştır.

160-Asl-ı senedi şöyledir: Müslim Ebû'd-Duhâ an Mesr‍k an Âişe.

Bunu Buhârî (edeb 72, VII, 96; i'tisâm 5, VIII, 145) ve Müslim (fadâil no. 127-8, s. 1829) tahrîc ettiler.

161-Bu hadisin asl-ı senedi: Muh. b. İshâk an Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe.

Bu hadisi Ahmed (VI, 268), Ebû Dâvud (no. 1369) ve Bezzâr (Keşf no. 1457) tahrîc ettiler.

164-Bu hadis Sahîh-i Buhârî'den alınmıştır. Asl-ı senedi şöyledir: Abde an Hişâm an ebîhî an Âişe.

Sahîh'te îmân kitabında (bâb 13, I, 10) geçmiştir.

165-Asl-ı senedi: Avn bin ebî Cuheyfe an ebîhî.

Bunu Buhârî (teheccüd 15, II, 47; savm 51, II, 243; edeb 86, VII, 104) ve Tirmizî (no. 2423) tahrîc ettiler.

166-Bu hadisi İbn Amr'dan Ebû Seleme bin Abdirrahman rivayet etmiştir.

Bu hadisi Ahmed (II, 187, 188, 198, 200), Buhârî (savm 54, II, 244; savm 56, II, 246; nikâh, VI, 114; edeb 84, VII, 103), Müslim (savm no. 181-4, s. 812-814), Ebû Dâvud (no. 1388, 2427) ve Nesâî (siyâm 45, IV, 211) tahrîc ettiler.

167-Bu metin farklılığı Şuayb ani'z-Zührî an Saîd bin el-Müseyyeb ve Ebî Seleme an İbn Amr tarikiyle tahrîc olunan Buhârî hadisinde (savm 56, II, 246) geçmiştir.

168-Bu rivayetin tariki şöyledir: İkrime bin Ammâr an Yahyâ bin ebî Kesîr an Ebî Seleme...

Bu hadisi Müslim (savm no. 182, s. 813) tahrîc etti.

169-Bu rivayetin iki tariki vardır. Amr bin Dînâr ve Habîb bin ebî Sâbit an Ebî'l-Abbâs es-Sâib b. Ferrûh an İbn Amr.

Bunu bu tarikten Ahmed (II, 164, 188, 190, 195, 212), Buhârî (savm 20, II, 49; enbiyâ 37/3, IV, 134), Müslim (siyâm no. 187, s. 815, no. 188, s. 816), Tirmizî (no. 770), Nesâî (IV, 213, 214) ve İbn Mâce (no. 1706) tahrîc ettiler.

170-Bu metin parçası Mücâhid'in İbn Amr'dan rivayeti ile gelen hadis metninin başından bir bölümüdür.

Bunu Ahmed (II, 158, 188, 198), Buhârî (savm 58, II, 146; fadâilu'l-Kur'ân 34, VI, 113) ve Nesâî (siyâm 76, IV, 209-210) tahrîc ettiler.

171-Bu hadisin asl-ı senedi: Saîd el-Makburî an Ebî Seleme an Âişe.

Bu hadisi Ahmed (IV, 40), Buhârî (ezân 81, I, 178; libâs 43, VII, 50), Müslim (salâtu'l-musâfirîn no. 215, s. 540), Ebû Dâvud (no. 1368), Nesâî (II, 68) ve İbn Mâce (no. 942) tahrîc ettiler.

172-Sözkonusu bu ziyâde Muhammed bin Aclân'ın el-Makburî'den yaptığı rivayette geçen bir ibaredir. Müslim ve Nesâî'nin tahrîc ettiği hadislerde vârid olmuştur.

173-Bu hadisin asl-ı senedi: Mûsâ bin Ukbe an Ebî Seleme an Âişe.

Bunu Ahmed (VI, 125, 273), Buhârî (rikâk 18, VII, 182), ve Müslim (sıfatu'l-münâfikîn no. 78, s. 2171) tahrîc ettiler.

174-Bu hadisin asl-ı senedi şöyledir: Mansûr an İbrâhîm an Alkame b. Kays an Âişe.

Ahmed (VI, 43, 55,. 174, 188, 278), Buhârî (siyâm 64, II, 248; rikâk 18, VII, 182), Müslim (salâtu'l-musâfirîn no. 217, s. 541) ve Ebû Dâvud (no. 1370) tarafından tahrîc olunmuştur.

175-Buhârî'nin (rikâk 18/3, VII, 181-2) tahrîc ettiği bu Ebû Hureyre hadisi şöyle başlamaktadır:

"Sizden hiç kimseyi ameli kurtaramayacaktır." Dediler ki: "Seni de mi, Ey Allah'ın Resûlü?" dediler. "Beni de; ancak Allah beni rahmeti ile örttü" buyurduktan sonra zikri geçen hadisi irâd buyurdu.

176-Asl-ı senedi: Ma'n b. Muh. an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre olan hadisi Buhârî (îmân 29, I, 15) ve Nesâî (îmân 28, VIII, 121-2) tahrîc ettiler.

Hadis metni 174. nolu parça ile devam etmektedir.

177-Sahih olan bu hadisin asl-ı senedi: Şu'be an Ebî't-Teyyâh an Enes.

Bu hadisi Ahmed (III, 131, 209), Buhârî (ilm 11, I, 25; edeb 80, VII, 101) ve Müslim (no. 1734, s. 1359) tahrîc ettiler.

178-Asl-ı senedi: Abdülvâris bin Saîd an Abdilazîz bin Suheyb an Enes.

Bu hadisi Buhârî (teheccüd 18, II, 48), Müslim (salâta'l-musâfirîn no. 219, s. 542), Nesâî (III, 218) ve İbn Mâce (no. 1371) tahrîc ettiler.

180-Hadis muhtelif tariklerden ve çeşitli metin farklılıkları ile tahrîc olunmuştur. Hişâm ve Zührî'nin Urve'den, onun da Âişe'den rivayeti ile gelen hadisi Ahmed (VI, 247), Buhârî (teheccüd 18/2, II, 48), Müslim (salâtu'l-müsâfirîn no. 220-221, s. 542) ve Nesâî (kıyâmu'l-leyl 17, III, 218) tahrîc ettiler.

Mâlik'in sözkonusu tahrici İsmaîl bin ebî Hakîm'den belâğ yolu iledir; yani Mâlik, Âişe'ye vasletmemiştir (salâtu'l-leyl no. 4, s. 118).

181-Asl-ı senedi: Muh. b. Aclân ani'l-Kâ'kâ' an ebî Sâlih an Ebî Hureyre olan hadisi tahrîc eden Tirmizî (no. 2453), "hasen garîb" hükmünü vermiştir.

185-el-Heysemî: "İsnâdında yer alan Ebû Akîl Yahyâ bin el-Mütevekkil, hadis uydurur" demektedir. Beyhakî bu hadisi oldukça karışık (ızdırâblı) rivayetlerle tahrîc etmiştir. Öyle ki hadis mevsûl, mürsel, merfû‍, mevkûf olduğu gibi rivayet eden sahâbinin Câbir mi, Âişe mi yoksa Ömer mi olduğu belirliğe kavuşamamıştır. Ancak Buhârî, Ta'rîh'inde mürselini tercîh etmektedir (Feyd I, 544; Mecma' I, 62).

186-İsnâdı şöyledir: Zeyd b. el-Hubâb an Amr b. Hamza an Halef Eb‍'r-Rebî' an Enes.

Ahmed (III, 199) tahrîc etmiştir. Halef dışındaki râviler güvenilir kimselerdir. Halef ise Heysemî'ye göre Enes'i görmemiştir (Mecma' I, 62).

187-İsnâdında yer alan Abdullah b. Sâlih Kâtibu'l-Leys hakkında ihtilaf olan bir kişidir (Mecma' I, 62).

188-Söz konusu hadisin isnâdı şöyledir: Ahmed b. Sâlih an İbn Vehb an Saîd b. Abdirrahman b. ebî'l-Umyâ' an Sehl bin ebî Umâme an Enes.

Ebû Dâvud (no. 4904) tahrîc etmiştir.

189-Bu hadisin asl-ı senedi şöyledir: Kâbûs bin ebî Zibyân an ebîhî an İbn Abbâs.

Ahmed (I, 296) ve Ebû Dâvud (no. 4776) tarafından tahrîc edilmiş olup Kâbûs zayıf addedilen râvilerdendir.


ceren
Wed 22 November 2017, 06:40 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.rabbim bizlerin gayesini  her anını dogru yolda iyi amel de olan kullardan eylesin inşallah. ..

Bilal2009
Wed 22 November 2017, 08:01 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimiz in o güzel yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Thu 23 November 2017, 05:06 am GMT +0200
Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu 🌸
Mevlam bizleri herdaim Rızasına uygun hayırlı ameller işleyenlerden eylesin inşaAllah. Aminn ecmain 🌹