- Altını ıslatan çocuk terler boncuk boncuk

Adsense kodları


Altını ıslatan çocuk terler boncuk boncuk

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 29 September 2011, 02:03 pm GMT +0200
ALTINI ISLATAN ÇOCUK TERLER BONCUK BONCUK

Ekim 2009 49.SAYI

Herkesin anlatmaktan keyif aldığı ya da hatırlamak istemediği anıları vardır. Geçtiğimiz aylarda işlediğimiz “bitlenme” hikayesi gibi çocukluğumuza dair bazı hatıraları bilerek ve isteyerek şahsi tarihimizin tozlu raflarına kaldırmışızdır ve yerinden oynatmak istemeyiz. Bu ay da böyle bir anı grubunu irdeleyeceğiz: altını ıslatmak…

Bu durum bir hastalık olarak biraz sıkıntılı olsa da tedavisi mümkündür. Ancak bizim konumuz haylazlık sonucu vuku bulan vukuatlar…

BAĞIL NEM ORANI YÜKSEK UYKULAR

Sıcak yaz günlerinde çatlayana kadar yenilen karpuzlar, kana kana içilen sular; kışın ise içimizi ısıtmak için bardak bardak içilen sıcacık çayların akabinde yatan çocuk milletinin uykunun ağırlığıyla tuvalet ihtiyacını hissetmemesi; hatta hissetse bile o sırada hain bir rüyanın etkisiyle kendini tuvalette sanması sonucunda bağıl nem oranı yüksek uykular çocukları bekler.

İLK ŞOK: HAFİF BİR SICAKLIK HİSSİDİR

Önceleri sıcaklık, sonrasında ise serinlik duygularıyla kendine gelen çocuk acı gerçeğin farkına kısa sürede varır. Zira daha önce de muhtemelen çok kez başına gelmiştir. Şu durumda yapılacak iki şey vardır. Ya annesini uyandıracaktır ya da sabahı bekleyecektir.

Annenin uyandırılması çok risklidir gecenin o saatinde hem azar hem de yerine göre dayak yeme olasılığı çocuklara genelde pek de çekici gelmez, her şeyi göze alıp sabahı beklemek çok daha tercih edilen bir harekettir. Ayrıca içinde umutlar barındırır. Islaklığın sabaha kadar kuruması ihtimalini seven çocuk, yatağın kuru tarafına geçip ıslak tarafını açıkta bırakmak suretiyle kurumasını kolaylaştırmaya çalışır. Ayrıca yürekten kopan en içten dualarını, sabaha kadar durumun normale dönmesi yönünde yakarışlarıyla da destekler.

Aynı yatağı paylaşan çok kardeşli evlerde ise altını ıslatan çocuğun yapabileceği çok daha fazla seçenekler vardır. Öncelikle masum kardeş çaktırmadan ıslak cenaha çekilerek suç ortağı haline getirilir. Böylece sabah yenilecek zılgıtın ağırlığı eşit olarak bölünmüş olur. Ya da ertesi sabah su getiriyordum yanlışlıkla yatağa döküldü bahanesi de işe yarayabilir. Fakat ne yazık ki gece olanlar ertesi gün annenin gözünden kaçmaz, hatta masum kardeşi ortak etme planı bile çoktan mimlenmiş çocuk için kurtarıcı olmayabilir. Annelerin refleks tepkileri bu durumun tekrarlamaması için çareler aramaktır. Öncelikle genelde alternatif tıbba başvurulur…

ALTINI ISLATAN ÇOCUĞA NE YAPILIR, NE YEDİRİLİR?

Altını ıslatmaya önlem olarak anneler öncelikle haminne teyzelere danışır. Allah selametlik versin ama bu teyzelerin ilk önerdiği tedavi yöntemi modern tıbbi ilimlerin yetişemeyeceği ve dolayısıyla henüz etkisi açıklanmayan yumurta kabuğu yenmesidir. Bu uğurda haşlanmış yumurtanın sert kabuğunu yemiş birçok okuyucumuz olduğunu düşünüyorum. Yumurta kabuğu yendiği halde devam eden alt ıslatma olayında yenilecek ikinci şey ise kaçınılmaz bir biçimde “dayak” olacaktır. Kaldı ki dayak da kesin pozitif bir sonuç vermese de anne bakımından rahatlatıcı bir etki bırakır.

SON ÇARE MUŞAMBADIR

Altını ıslatan çocuğu olan anne her türlü yöntemi deneyip de eğer bu durumun önüne geçememişse artık “pasif direniş”e geçer. Pasif direnişin en önemli unsuru “muşamba”dır. Muşamba hammaddesi naylon olan koruyucu ince çarşaf şeklindedir. Seriliş amacı idrarla yatak bağlantısını kesmektir. Hışırtılı bir madde olduğundan uyumaya elverişli bir ortam sağlamaz; kaldı ki uyuyamayan çocuk zaten altını ıslatamaz. Haydi diyelim ki uyuyabildiniz muşamba ikinci etki olarak terlemeyi arttırır altınızı ıslatmasanız dahi ter oranındaki fazlalık insanı kendiyle çelişkiye düşürür nitelikte ve de niceliktedir.

Ama her türlü olumsuz etkisine rağmen çocuğa ve anneye güven verir. Anne bilir ki yataklar temiz kalacak, çocuk bilir ki altını ıslatsa bile anneden dayak yenmeyecek. Muşamba her iki tarafı da kazandıran, her iki tarafın da yüzünü güldüren iyi bir kurtarıcıdır. Ayrı bir güvenlik tedbiri olarak da yatmadan en az üç saat önce de her türlü sıvı alımının çocuğa yasaklanması da başarıyı destekler…

Tüm çocuklarımıza kuru geceler,
huzurlu gündüzler dilerim…
     
Çocuklar gün boyu koşar zıplar
Sonra açık kalır gece vanalar
Altını ıslatan çocukların
Güneş hep üzerlerine doğar…

Ayşenur USLU