saniyenur
Thu 19 July 2012, 06:32 pm GMT +0200
b- Allah'ın Rahmeti Her Şeyi Kuşatır
Allah'ın Rahmeti pek bol ve sınırsızdır; âlemdeki her şeyi kuşatmış olup bunun dışında kalan bir şey yoktur:
1- "...(Allah) buyurdu ki: 'Azabıma, dilediğimi uğratırım; rahmetim ise herşeyi kaplamıştır. Onu, korunanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım." (7:156).
2- "Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar, Rab'lerini överek teşbih ederler. O'na inanırlar ve mü'minler için (şöyle) mağfiret dilerler: 'Rabb'imiz, rahmet ve bilgi bakımından her şeyi kapladın. Tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru!" (40: 7).
Yukarıda mealleri verilen âyetler incelendiğinde Allah'ın kullarına olan rahmetinin şu şartlar çerçevesinde bulunduğu görülür:
a- Her ne kadar Allah'ın Rahmeti âlemdeki herşeyi kuşatmış ve bu dünyadaki herşeye uzanmışsa da, ahiret açısından özellikle Allah'a dönenlere ve O'nun Rahmetini talep edenlere münhasırdır.
b- O'nun Mülkünde ve Hükmü altında yaşadıkları ve değişik biçimlerde O'nun Evrensel yardım ve cömertliğinden yararlandıkları halde Rabbin hâkimiyetini ve Mülk sahipliğini reddederek âsi olanlar Rahmetten mahrum bırakılacaktır, zira ahiret için sözkonusu Rahmet yalnızca dürüst olanlara, ve Rahmetini taleple Allah'a yönelenleredir.
c- Onun Rahmeti Mülkünde sakin ve selim bir biçimde yaşayan, Şeriatıne karşı isyan ya da herhangi bir küstahlık belirtisi göstermeyen her şahsa şamildir.
d- Bununla birlikte, O'nun Mülkünde isyankâr davranan ve O'nun şeriatinin hudutlarını küstahça çiğneyenler O'nun Sınırsız rahmetinden alıirette hiçbir nasip alamayacaklar. İsyan dolu fiilleri ve küstahça işleri yüzünden Rahmetten mahrumiyeti bizzat kendileri hazırlamışlardır. O'nun Rahmeti ortada ve herşeyi kuşatmış olduğu halde bu kişiler kendi özgür irade ve seçimleriyle küstahça Allah'ın âlemşümul Lûtfunun dışına çıkmışlardır. Sözkonusu kişiler alıirette Allah'ın Rahmetinin bu evrensel nîmetinden kendi kendilerini mahrum bıraktıkları halde, Rabbin Rahmeti her zaman için hazır olup onların dönüşünü ve talebini beklemektedir.
e- Yukarıdaki ikinci âyetin (40: 7) açıkça beyan ettiğine göre Allah'ın Rahmeti Ahi-rette özellikle itaatsizliği ve isyanı terketmiş, tevbe etmiş, ve Rasulü tarafından ortaya konun Allah'ın Rehberiyetini izlemiş bulunanlara münhasır kılınmıştır.
f- Yeryüzündeki ve göklerdeki herşeyi kuşatmış bulunan Allah'ın Evrensel Rahmetinden herkes nimetlenir. Onun bütün âlemlere olan Rahmeti kâfir ve mü'min iyi ve kötü aynını yapmaksızın bu dünyadaki herkesi yararlandırır -Herkes dünyevî hayatın türlü türlü görünümlerinde bu Rahmetten istifade eder ve nimetlerini toplar.
g- insanın hayatı ahirete de uzanan çok boyutluluğunda mülâhaza edildikten sonra şu uyan yapılır: Ahirette Allah'ın Rahmetine hak kazananlar yeryüzündeyken O'nun Şeriatine uyanlar ve dürüst bir hayatı gerçekleştirenler olacaktır; yeryüzündeki hayatları boyunca Allah'ın Mülk sahipliğini ve Şeriatini inkârla O'na karşı isyan edenler ahirette Rahmetten hiçbir nasip alamayacaklardır, zira Rahmet orada itaatkâr ve muttaki kullara münhasır kılınmıştır. Yukarıdaki 7:156. âyet Allah'ın Rahmeti ve Cezası ilkesini net biçimde ortaya koyar: O'nun cezası dilediğinedir. Mamafih Allah'ın İradesi daima O'nun Hikmet ve Adaleti çerçevesinde ifade edilmiştir, zira Rabbin hiçbir fiili Adalet ve Hikmetin dışında değildir. Fiillerinden hiçbirinin Zâtının Hikmet ve Adalet kuralına muhalif olması düşünülemez. Buna göre, burada "dilediğine" ibaresi Allah'ın Cezasını Kendi Hikmet ve Adalet kuralına göre, bunu hak edene uyguladığı anlamına gelir. Kendisininm Rahmeti bu dünya itibariyle evrenseldir, herkese ve herşeye şamildir.
Bu dünyada varlığı olan herşey varoluşundan ta ölümüne değin muhtelif şekillerde O'nun Evrensel Rahmetinden nimetlenir. Bu hayatta Allah'ın Rahmetinden istifade -zengin yahut fakir, yöneten yahut yönetici, mü'min yahut kâfir- bütün insanlar için geçerlidir.
Fakat ahirete gelince, Rabbin Rahmeti münhasıran O'nun itaatkâr ve hak ehli kullanımıdır. Diğer bir ifadeyle Allah'ın Rahmeti bu hayatta mü'minleri olduğu kadar inanmayanları da içme alacak tarzda geniş karaiaerlı fakat ahirette Rahmet bu dünyada iken belli şartları yerine getirenler içindir: Onlar takva ehli olanlar ve faziletle hareket edenlerdir; Allah'ın Şeriatine uyarlar, O'nun yasaklarından kaçınırlar; yoksullara ve toplumun mus-tazaf kesimine sadaka ve yardımda bulunurlar; ve Allah'ın tüm âyetlerine inanırlar.
Bu üç şartı da yerine getirenler ahirette Allah'ın Rahmetini layikıyle hak edenlerdir. (M. M. Safı', Ma'arifu'l-Qur'ân, c. IV, sh. 77).