seymanur K
Thu 8 September 2011, 12:34 pm GMT +0200
Allah'ın Emirleri
Allah'ın emredip farz kıldığı şeyler üç kısımdır:
a- Yalnız Allah için yapılan şeyler. Bunları yapan kişi Allah'a yakınlaşma-
yı kastetse de etmese de sevap kazanır. îrfan, iman, ezan, teşbih, Allah'ı yüceltme, Kur'an okuma böyledir.
b- Şeklen Allah için yapılabileceği gibi başka niyetlerle de yapılabilen şey-
ler. Bunların yapılması Allah'a yakınlaşmak için emredilmiştir. Bu tür amellerden sevap kazanabilmek için iki niyete sahip olmak gerekir. Birincisi o ameli bizatihi yapma niyeti, ikincisi ise o amelle Allah'a yaklaşma niyetidir. Allah'a yaklaşma niyeti olmazsa, sadece ilgili ibadet içerisinde niyetin şart olmadığı şeylerden ötürü sevap kazanılır. Mesela geçersiz bir namazdaki teşbih, tekbir ve tehliller böyledir.
c- Dünyevî maslahatların elde edilmesi için dinin emrettiği şeyler. Bu tür amellerde uhrevî maslahat sadece dünyevî maslahata tabi olarak vardır. Vacip olan borçları hak sahiplerine verme, toprağı ekip biçme, dokuma, yün eğirme ve dünyanın varlığını sürdürmesi kendilerine bağlı olan sair zanaatlerle ilgilenme gibi dünyevî maslahatlarla ilgili olan farz-ı kifayeler ile izale edilmesi gereken şeyleri izale etme, menedil-mesi gereken şeyleri menetme bu kabildendir. Bunlardan ötürü sevap alma, ancak Allah'a yakınlaşma niyeti varsa mümkündür. Çünkü Allah (cc) ancak kendisi için yapılan amelleri kabul eder. Ameller niyetlere göredir. Aslında Allah'ın emrettiği bir şeyi yapan nice kimseler vardır ki bundan ötürü sevap kazanmazlar.
Aynı şekilde Allah'ın yasakladığı şeyleri terk eden kimse de bu davranışıyla Allah'a itaati kastetmişse sevap kazanır. Bir kimse Allah'a yaklaştırmayacak bir ameli Allah'a yaklaşma niyetiyle yaparsa fiilinden Ötürü sevap almasa da niyetinden ötürü sevap alır. Mesela kişinin günün geri kalan kısmında Allah'a ibadet için dinç olmak üzere günün bir kısmını uyuyarak geçirmesi, yemeği cihad ve benzeri ibadetleri yerine getirmek üzere güç toplamak için yemesi böyledir. Uyurken veya yemek yerken akabinde yapmayı düşündüğü şeyleri adaşa bile bu onu bağlamaz.
Yine bir kimse gerçekte dinen yasaklanmamış bir fiili, bir yasağı çiğnemek niyetiyle yaparsa yaptığından ötürü olmasa da niyetinden ötürü günaha girer. Gerçekte kendisine ait olduğu halde başkasına ait olduğunu zannettiği cariyeyle ilişkiye girme, yemeği yeme misal olarak zikredilebilir. Böyle bir kimse yaptıklarından Ötürü değil, kastından ötürü günaha girer.