- Allah Dostları Kimlerdir

Adsense kodları


Allah Dostları Kimlerdir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
GizEmLi_yAzaR
Sun 9 December 2007, 09:50 pm GMT +0200
Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Ey İman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun." (Tevbe; 119)

   Allah-u Zülcelal'in dostlarından ayrılmamamız lazımdır. Zahiri olarak yanlarında bulunmadığımız zamanlarda ise, rabıta ile kendimizi onlara bağlamamız lazımdır. Bu rabıta dahi bizleri günahlardan muhafaza etmeye vesiledir.

   İmam-ı Rabbani  şöyle demiştir: "İnsanın kalbinin üzerine dağlar gibi nur gelse bile, eğer evliyalara karşı sevgisi yoksa, sen bu dağlar gibi olan nura itibar etme, çünkü onun sonu tehlikelidir. Bir kimse Allah dostlarına hürmetli ve onlara sevgisi olduğu halde kalbi dağlar gibi zulmetli olsa da onun akibetinden korkma. Allah-u Zülcelal onu güzel bir akibet ile dünyadan çıkaracaktır."

   İnsan, evliyalara karşı muhabbeti ne kadar fazla ise, o kadar  menfaat görür. Mesela Ebubekir Sıddık (R.A)'ın zahiri ameli diğer Ashab-ı Kiram'dan fazla değildi. Fakat Hz. Peygamber (S.A.V)'e karşı muhabbeti, diğer Ashab-ı Kiram'dan fazla olduğundan dolayı ümmetin en faziletlisi oldu.

   İmam Buhari'nin zikrettiği şekilde, Hz. Ebu Bekir (R.A), kaza-i haceti anında bile Hz. Peygamber (S.A.V)'in hayali gözünün önünden gitmediği için, bu halden rahatsız olmuş, bu durumu Hz. Peygamber (S.A.V)'e bildirdiği zaman Hz. Peygamber(S.A.V): "O ben değilim, bu benim hayalimdir." buyurduğu, bunun sevgiden dolayı olduğunu ve bir sakıncasının olmadığını hacetini yapabileceğini söylemiştir.

   İşte Hz. Ebubekir (R.A) böyle olduğundan dolayı bütün Ashab-ı Kiram ittifak etmişlerdir ki; Hz. Ebubekir (R.A), Hz. Peygamber (S.A.V)'in ümmetinin en büyüğüdür. Daha sonra Hz. Ömer, sonra Hz. Osman ve daha sonra da Hz. Ali (R.A)'dır.

   Şunu hepimiz bilmeliyiz ki, Allah dostluğuna ve ebedi kurtuluşa vesile; salih  ameldir. Günahlar insanı cennetten uzaklaştırır, sevaplar ise insanı cennete yaklaştırır. İnsan bu hakikati bildikten sonra ne kadar salih amel yapsa gene de azdır. İnsan daima cenneti talep etmeli, bunun için de ameli salih yapmalı ve kendini günahlardan muhafaza etmelidir.

   Abdullah bin Ömer (R.A), Hz. Peygamber(S.A.V)'in şöyle söylediğini işittim demiştir:

   "Sizden önceki ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıktılar. Geceyi geçirmek üzere bir mağaraya girince dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine (birbirlerine) şöyle dediler: "Bizi bu kayadan ancak iyi amellerimizi dile getirerek Allah'a yapacağımız dua kurtarabilir."

   Birincisi şöyle dua etti: "Allah'ım! Benim çok ihtiyar anne ve babam vardı. Onları doyurmadan çoluk çocuğumu ve hayvanlarımı doyurmazdım. Bir gün, odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Geç vakte kadar da dönemedim. Akşam içecekleri sütü, sağıp getirdiğimde anne ve babam uyuyorlardı. Onlara sütlerini içirmeden önce çoluk çocuğumun ve hayvanlarımın karınlarını doyurmayı hoş görmedim. Elimde tas, tanyeri ağarıncaya kadar anne ve babamın uyanmalarını bekledim. Çocuklar açlıktan ayaklarımın dibinde ağlıyorlardı. Uyandılar ve akşam sütlerini içtiler. Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bu kayadan bizi kurtar." dedi. Bunun üzerine kaya biraz açıldı. Ancak açılan yerden çıkmak mümkün değildi.

   İkincisi şöyle dua etti: "Allah'ım! Amcamın bir kızı vardı. Onu çok seviyordum. Kendisini bana teslim etmesini istedim, kabul etmedi. Kıtlığın hüküm sürdüğü bir yılda bana başvurdu. Kendisini teslim etmesi şartıyla ona yüz yirmi dinar verdim. Teklifimi kabul etti. Ona yaklaşmaya imkan bulduğum bir sırada bana: "Dini nikah olmadan bana yaklaşman helal olmaz." deyince yaklaşmaktan vazgeçtim ve yanından ayrıldım. Halbuki onu herkesten çok seviyordum. Verdiğim altınları da geri almadım. Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bizi buradan kurtar." Bunun  üzerine kaya biraz daha açıldı. Ancak açılan yer çıkabilecekleri kadar değildi.

   Üçüncüsü şöyle dua etti: "Allah'ım! Ücretli işçiler tutmuştum, hepsinin ücretini ödedim. Ancak biri ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını çalıştırdım. Öyle ki, bundan birçok mal meydana geldi. Bir müddet sonra bana gelerek: "Ey Allah'ın kulu! Ücretimi ver." deyince ona: "Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve kölelerin hepsi senin ücretinden üremiştir, al götür." dedim. O da: "Ey Allah'ın kulu! Benimle alay etmiyorsun ya?" dedi. Ben de: "Hayır, alay etmiyorum." deyince, malların hepsini alarak götürdü. Bana hiçbir şey bırakmadı. "Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam, içinde bulunduğumuz şu beladan bizi kurtar." Bunun üzerine kaya tamamen açıldı. Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler. (Buhari, Müslim, Nesai)

   Bu hadis-i şerifin şerhinde: "Bir salih amel, ahirette insana nasıl menfaat veriyorsa, dünyada da insana menfaat verip kurtarır." denilmiştir.

   Görüldüğü gibi, Allah dostluğuna ve ebedi kurtuluşa vesile; salih ameldir. İnsanı Allah'a ulaştıran ebedi hayat olan cenneti kazandıran ve orada Hz. Peygamber (S.A.V)'in komşuluğunu temin eden yine salih ameldir. Görüldüğü üzere salih amelden daha hayırlı bir şey yoktur. İnsanın kuvveti nisbetince onu yapması lazımdır. O salih ameldir ki, hem dünyada ve hem de ahirette sahibine fayda verir.

,   Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:   "İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur. Kuşkusuz Rabb'inin yakalaması serttir." (Buruc; 11-12)

   Allah-u Zülcelal bu ayet-i kerimede, hem kendi merhametini ve hem de kendi azabını bizlere açıklamıştır. Yani  salih amel yapan kimseler için, cenneti nasip ediyor ve âsi gelen kulları için de azabının şiddetli olduğunu bildiriyor. Allah-u Zülcelal, herkesin ameline göre muamele eder.

   Bir gün Mekke-i Mükerreme'de yağmur yağmadı. O zamanki insanlar, üç gün üst üste yağmur duasına çıktılar. Fakat yine de yağmur yağmadı.  İnsanlar da çok perişan oldular. Bundan sonrasını Abdullah bin Hazım şöyle anlatıyor:

   'Ben kendi kendime; ben tek başıma gideyim de Allah'a yalvarayım, belki Allah-u Zülcelal bizlere yağmur verir' dedim.

   Daha sonra Mekke'nin kenarında, bir mağaranın  içine girip orada Allah'a yalvaracaktım ki; bir siyah köle, hiç etrafına bakmadan içeri girdi ve iki rekat namaz kıldı. Son secdede uzun kalınca, onun ne dediğini işitmek istedim ve ona yaklaştım. Köle: "Ya Rabbi! Kulların sana dua ettiler, fakat sen yağmur vermedin. Sen kudret ve azametinle yağmur verinceye kadar, ben başımı secdeden kaldırmayacağım." dedi.

   Bu sözler onun ağzından çıkar çıkmaz, bulutlar bir araya geldi ve yağmur yağmaya başladı. Bundan sonra secdeden başını kaldırdı ve mağaradan çıktı. Ben de onu izlemeye başladım. Sonunda bir eve  girince, ben de o eve girdim. Evin sahibine ben bir köle almak istiyorum, dedim. Bana birkaç köle gösterdi. Ben: "Bunlar değil! " dedim. En sonunda dua eden köleyi çıkardı ve: "Bu bir işe yaramıyor." dedi. Ben: "Olsun!" dedim ve bu köleyi yirmi dirheme satın aldım. Onu eve getirdim ve bana: "Efendim beni neden aldın, benim çalışacak kuvvetim yoktur!" dedi. Ben de: "Sen karışma!" dedim. Bundan sonra köle, abdest almak istedi. Onun suyunu hazırladım ve seccadesini serdim. Benim bu davranışımdan herhalde durumu anladı, abdestini aldıktan sonra yine secdeye giderek: "Ya Rabbi, sırrım açığa çıktı. Bunu insanlar bildikten sonra, ben dünya da kalmak istemiyorum." dedi ve düştü vefat etti.

   İşte bakın, Mekke'nin bütün zenginleri yağmur duasına çıktılar. Fakat Allah-u Zülcelal yağmur vermedi. Hiç kimsenin tanımadığı bir zenci köle, demek ki Allah'ın sevgili kullarından biri idi. Abdullah bin Hazım, köleyi defnettikten birkaç gün sonra rüyasında şunları gördü: "Hz. Peygamber (S.A.V), yanında siyah sakallı bir zat ve o genç köle de onların yanındaydı. Hz. Peygamber (S.A.V): "Allah senin hayrını kabul etsin ve mükafatını daha fazla versin. Çünkü sen benim dostuma iyilik yapıp, onu azad ettin." dedi. Ben: "Ya Resulallah! Bu senin halilin midir?" diye sordum. O da bana: "Evet, benim halilimdir." buyurdu.

   Allah-u Zülcelal, ancak salih amel ile insandan razı olur. İslam tarihi, bizlere İslam ahlakını anlatmıştır. Allah-u Zülcelal, bizden önceki peygamberlerin ve evliyaların hürmetine bizleri af ve mağfiret etsin. Hz. Ömer Şam'ı ziyaret etmeye giderken, kölesi ile beraberlerindeki tek deveye nöbetleşe biniyorlardı. Belli bir süre Hz. Ömer biniyordu, kölesi de devenin yularından çekiyordu. Bir fersah kadar gittikten sonra, Hz. Ömer deveden iniyordu, bu sefer de köle biniyor. Hz. Ömer de devenin yularından tutup çekiyordu. Bir fersah da, böyle gidiyorlardı.

   Şam'a yaklaştıkları zaman, deveye binme sırası köleye geldi. Köle deveye bindi, Hz. Ömer de devenin yularından çekmeye başladı. Yolda akan bir suya rastladılar. Hz. Ömer suya girdi, ayakkabıları da koltuğu altında idi. Uzaktan bakan; deveye binmiş köleyi halife, devenin yularını çeken Hz. Ömer'i de köle zannediyordu. Onları bu halde, Ebu Ubeyde bin Cerrah karşıladı. Ebu Ubeyde Şam valisi idi. Aynı zamanda cennetle müjdelenen on sahabenin arasında bulunuyordu. Bunları gören Ebu Ubeyde bin Cerrah:  "Ey emirü'l-mü'minin! Şam'ın ileri gelenleri, seni karşılamaya geliyorlar. Seni bu halde görmeleri iyi olmaz." dedi. Hz. Ömer de şöyle cevap verdi: "Ey Eba Ubeyde! Senin bu sözünü işitenler, insanın şerefini, vasıtaya binerek gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Biz daha önce zelîl ve hakîr bir kavimdik. Allah-u Zülcelal, bizleri müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allah-u Zülcelal bizi zelil eder, herşeyden aşağı eder."  (Buhari, Müslim, Hakim)

   İşte Allah onlardan razı olsun. Cennet onlara helal olsun. Onların ahlakı ile bizim ahlakımız arasında ne kadar çok fark vardır?
Şunu hepimiz bilmeliyiz ki; Kur'an-ı Kerim'e, hadis-i şeriflere, fıkıh kitaplarına ve bizden önceki kıymetli zatların eserlerine  baktığımız zaman zannediyoruz ki; İslam bildiğimiz gibidir. Gerçekten -ümmet olarak- İslam dininden çok uzağız...

   Bu ahir zamanda hakiki bir müslüman, bu milletin içinde çok yabancı ve gariptir. Maalesef bu zamanda müslüman müslümana tuzaklar kuruyor. Bu nasıl müslümanlıktır ki; bir müslüman bir yere gittiğinde, onun için belki yüz tuzak kuruluyor. Hakiki müslüman öyle olacak ki, bütün müslüman kardeşleri ile elele tutup Allah-u  Zülcelal'e yönelecek. Gerekirse bir müslüman kardeşi için canını feda edecek! Bu konuyla ilgili olarak, Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir âzâsı rahatsız olursa, diğer âzâları da bu yüzden ateşlenir ve uykusuz kalır." (Buhari)

   Her hangi bir yerde, mü'min kardeşimize bir musibet geldiğinde bizimde rahatsız olmamız yine bir mü'min kardeşimize bir ferahlık geldiğinde, bizimde ferahlanmamız lazımdır. İşte müslümanın böyle olması gerekir. Eğer böyle olmazsa demek ki o kamil müslüman değildir.

Allah-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin...

neslinur
Thu 4 February 2010, 02:10 am GMT +0200
Amin Amin Amin ALLAH c.c. razı olsun çok güzel bir konuydu elhamdulillah bu nefsim ve bu aklım birşeyler daha öğrendi ve farkına vardı inş
+10 rep

akmina
Thu 4 February 2010, 07:33 am GMT +0200
Amin amin... inşallah hocam inşallah inşallah....

serapnur
Fri 12 February 2010, 06:02 pm GMT +0200
çok feyiz aldım ALLAH razı olsun

rabia
Sat 13 March 2010, 05:29 pm GMT +0200
Allah bizi dostlarından ayırmasın, onlara karşı muhabbetimizi artırsın.
Allah razı olsun hocam faydalandık Allahın izniyle.Selametle...

sumeyye
Mon 10 May 2010, 03:33 pm GMT +0200
"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir âzâsı rahatsız olursa, diğer âzâları da bu yüzden ateşlenir ve uykusuz kalır." (Buhari)

Esselamu aleykum Rabbim (c.c.) razi olsun.Degerli bir konu idi.Selam ve dua ile..

ceren
Sun 30 November 2014, 05:49 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan hocam.Rabbim bizleri Allah dostu olan salih kişilerle dost eylesin.Bizleri de Allah dostu olan kullarından eylesin ....

Rüveyha
Sun 30 November 2014, 05:54 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetullah..Mevlam razı olsun hocamızdan..Rabbim dostlarıyla hemhal eylesin bizleri..Salihlerle, sıdıklalar haşr eylesin inşaAllah..

mevlüdekalınsaz
Sun 30 November 2014, 06:06 pm GMT +0200
ve aleykumusselam..dualarınıza amin amin aaimn ecmain inşallah..Allah razı olsun..istifade ettiğimiz bir paylaşımdı..
Rabbim sevdiklerine  muhabbet,sevmediklerine buğz edenlerden eylesin..Rabbim dostlarıyla dost kılsın inşallah bizleri...

Bilal2009
Fri 31 July 2015, 05:08 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah,  Bizler de bu son hadis-i şerife uyup Allah ( celle celaluhu ) için Müslüman  kardeşlerimizin acısını paylasmaliyiz . Rabbim ( celle celaluhu ) bizleri Allah ( celle celaluhu ) dostlarınin yolundan ayırmasın.

besiye7A
Fri 31 July 2015, 09:20 pm GMT +0200
Paylaşım için teşekkürler allah razı olsunPaylaş

ikranur 7d
Sat 1 August 2015, 03:01 am GMT +0200
ve aleykümüsselam ve rahmetullah ve berekatuh.çok güzel bir konu. sayenizde bu konuyuda öğrendim. Allah (c.c.) sizden razı olsun.

Kevšer
Sat 8 August 2015, 12:39 am GMT +0200
Feyiz verici bir konu idi. Rabbim Razı olsun inşaAllah.

ikranur 7d
Sat 8 August 2015, 01:19 am GMT +0200
Çok güzel bir konu Allah (c.c.) razı olsun.

mevlüde06
Sun 6 March 2016, 03:31 pm GMT +0200
"Ey Eba Ubeyde! Senin bu sözünü işitenler, insanın şerefini, vasıtaya binerek gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Biz daha önce zelîl ve hakîr bir kavimdik. Allah-u Zülcelal, bizleri müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allah-u Zülcelal bizi zelil eder, herşeyden aşağı eder

Masallah.hz. Omer in cevabi ne kadar da ibret verici.Rabbim tesirli kilsin.Rabbim sevdiklerine karsi muhabbetimizi arttirsin insallah.Allah razi olsun paylasim iin

Rüveyha
Sun 6 March 2016, 05:00 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam.Amin amin amin ecmain İnşaAllah...Mevlam sevdiği dostlarla birlikte olmayı,muhabbet duymayı bizlere hakkıyla nasip eylesin İnşaAllah.. Rabbim razı olsun

damla6d
Sun 6 March 2016, 05:34 pm GMT +0200
#Selamun aleykum..Rabbim bizi O'nun dostlarından eylesin inşAllah..Emeğinize sağlık..Rabbim razı olsun..#

Zehra_8/C
Thu 24 March 2016, 07:12 pm GMT +0200
Rabbim bizleri Allah dostu olan salih kişilerle dost eylesin. Rabbim bu güzel paylaşım için Razı olsun.

Edanur 8/D
Thu 24 March 2016, 07:32 pm GMT +0200
Aleykumusselam
Allah dostalri ile olalim onlari ornek alalim ki bizlerde Allah dostu olabilelim
Kisi sevdigiyle beraberdir.Rabbim dostalriyl beraber olabilmeyi nasip etsin insaallah
Allah c.c razi olsun

selma 8-D
Sat 21 May 2016, 04:11 pm GMT +0200
selamün aleyküm
Bizler Allahın sevdiği allah dostlarıyla sevgi muhabbet içinde olmaliyiz bizlerin bize allahı hatirlatacak bir dostu olmalidir

ceren
Sat 21 May 2016, 05:20 pm GMT +0200
Aleykumselam.Allahin emir ve yasaklarina uyan onun yolunda giden ve onun sevdigi kullardan olanlardan olalim inşallah...

[Muhammed]
Mon 4 July 2016, 12:55 am GMT +0200
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh.Rabbim c.c Allah dostlerını kendimize dost edinmeyi ve onların takip etmeyi nasip eylesin İnşaAllah.Rabbim c.c bizleride dostlarından eylesin İnşaAllah.Allah c.c razı olsun...

HALACAHAN
Wed 17 August 2016, 12:12 pm GMT +0200
Amin ..Rabbim her daim bizleri salih amel izleyenlerden eylesin ..Ve hayirli kullari ile salih kullari ile beraber etsin ..

HALACAHAN
Fri 21 October 2016, 10:31 am GMT +0200
 İnsan, evliyalara karşı muhabbeti ne kadar fazla ise, o kadar  menfaat görür. Rabbım razı olsun paylasim için .. Allah mubarek kullarıyla muhabbetımızı daım eylesın

HALACAHAN
Sat 1 April 2017, 03:36 pm GMT +0200
Rabbim bizleri kendini sevven kullarindan eylesin

Selma yrc 9
Sat 1 April 2017, 06:42 pm GMT +0200
Selamün aleyküm Rabbim bizleri allaha yakın olanlardan eylesin inşallah

ceren
Mon 29 January 2018, 03:34 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim bizleri onun yolunda giden ,onun emrine uyarak yaşayan onun rızasını rahmetini sevgisini kazanan kullarının yolunda giden ve onlar ile haşr olup kurtuluşa erişen kullardan eylesin inşallah..