- Al i imrân sûresi

Adsense kodları


Al i imrân sûresi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Thu 6 January 2011, 03:14 pm GMT +0200
ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ


6841- Âişe radiyallahu anhâ'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem "Sana Kitâb'ı İndiren O'dur. Ondan bir kısım

âyetler muhkemdir kî, bunlar Kiîab'ın anası (aslı)dır" âyetini (Al-i İmrân 7) okudu ve şöyle buyurdu: "Eğer onun müteşâbih olan âyetlerine uyan kimseleri görürseniz anlayın ki, Allah'ın haber verdiği kişiler onlardır ve onlardan uzak durun!"

[Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî|

6842- Enes ve diğerlerinden: "Peygamber sallallalıu aleyhi ve sellem'e (Al-i İmrân, 7. âyette bulunan) 'er-Râsihûne fı'l-ilmi' (= ilimde derinleşenler)''in kimler olduğunu sordular; şöyle buyurdu: 'Gözü ay­dın, dili doğru, ferci ve karnı iffetli olanlar, ilimde rüsûh bulanlar işte bunlardır.'

[Taberânî, Mu'cemu11-Kebîr'de zayıf bîr senedle.|

6843- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan:

Ona bir adam dedi ki: "Ben Kur'ân'da bana çelişkili görünen şeyler buluyorum."

"Nedir onlar?"

Bir kısmı şunlardır: "(Sûr'a üflendiği) o gün aralarında soy sop kalmamıştır, birbirle­rini de arayıp sormazlar." (Mü'minûn, 101)

"Birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar." (Safiat, 27)

"Allah'tan bir söz ^izleyemezler." (Nisa, 42)

"Rabbimiz biz müşrikler değildik." (En'am, 23). Böylece onlar müşrik oldukları­nı gizlemiş olacaklardır.

Nâziât sûresinde (27): "Yoksa göğü yarat­mak mı?.." "Ardından yeri düzenlemiştir." Burada göğü yerden önce yarattığını zikretti. Sonra şöyle buyurdu:

"Sîz yeri iki günde yaratanı mı inkar edi­yorsunuz?.." "Isteyerek"e kadar. Burada da yeri gökten önce yarattığını zikretti.

"Allah Gafur'du, Rahîm'dİ."

"Allah Azîz'di, Hakîm'di."

"Alan işitici ve görücü oldu." Sanki Allah daha önce böyleymiş, sonra bu haller geçmiş."

îbn Abbâs şu cevabı verdi: "Aralarında soy sop yoktur"a gelince, bu birinci sûr üfürü-lüşündedir. Üfürüldüğü zaman Allah'ın dile­dikleri hariç göktekiler yerdekiler düşüp öle­ceklerdir. İşte o zaman soylar soplar yoktur ve birbirlerine de bir şey soramıyacaklardir. "Sonra son üfürüşü meydana geldiği zaman, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışacaklardır."

"Rabbimiz biz müşrikler değildik" kavli­ne gelince; Allah, onların ağızlarını mühürle-yecek, azaları konuşacaktır. İşte o zaman Al­lah'ın katında hiçbir sözün gizlenmeyeceği anlaşılacaktır. O'nun yanında:

"inkar edenler: 'Keşke müslüman olsaydık' temennisinde bulunacaklardır." (Hicr, 2) (Di­ğer soruya gelince) İki günde yeri yarattı. Son­ra göğe yönelip onu yedi gök olarak diğer iki günde tesviye etti. Sonra iki günde yeryüzünü düzenledi. Ondan suyunu ve otlağını çıkardı. Onda dağlar, ağaçlar, taşlar, kayalar, tepeler ya­rattı. "Ardından yeri düzenlemiştir"in mânâsı işte budur. Yeryüzünü içindekilerle beraber dört günde yarattı. Gökleri de iki günde yarattı.

"Allah Gafûr'du, Rahîm'di" kavl-j celilin-de kendisini adlandırdı. Yani O hep böyle ol­muştur ve böyle olmaya da devam edecektir.

Allah ne murad etti ise o oldu. Allah'ın kanununda hiçbir eksiklik ve değişiklik ola­maz. Yazık sana Kur'ân'dan hiçbir şey sana ters gelmesin; hepsi Allah'tandır. Allah'ın ka-tındandir." [BuhârîJ

6844- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Be-

dir'de Kureyş'in işini bitirdikten sonra Medi­ne'ye dönünce yahudileri Kaynukâoğullannın çarşısında toplayıp onlara şöyle hitap etti:

'Kureyş'in (Bedir'de) başına gelenler, si­zin de başınıza gelmeden müslüman olun!'

Şöyle dediler: 'Ey Muhammedi Ku-reyş'ten savaştan anlamayan toy birkaç kim­seyi mağlup etmen seni aldatmasın. Bizimle çarpışırsan nasıl insanlar olduğumuzu görür­sün. Sen bizim gibi (kahraman)1 arla bugüne kadar hiç karşılaşmadın ki.'

Bunun üzerine Allah: 'İnkâr edenlere de ki: 'Siz de mağlup olacaksınız...' ayetini 'Bir grup Allah yolunda çarpışıyordu, ötekisi ise kâfirdi' ibaresine kadar (Âl-i İmrân, 12,13) in­zal buyurdu." [Ebû Dâvud]

6845- el-A'meş'den:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ''Allah kendinden başka hiçbir ilah olmadığı­na şehadet etti..." "(Din) İslâm'dır"& kadar mealindeki âyeti (Âl-i İmrân, 17) okudu ve şöyle dedi: "Ben de Allah'ın şehadet ettiğine şehadet eder, bu şehadeti Allah'a emanet ede­rim. O, Allah katında bir emanettir."

Bu rivayet hakkında A'meş'e sorulduğun­da şöyle dedi: "Ebû Vâil, bana bunu Abdullah (b. Mes'ûd)'dan nakletti ki:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bunu söyleyen kişi kıyamet gününde ge­tirilecek ve Allah şöyle buyuracaktır:

'Kulum bana ahid verdi. Ben ahde vefa edenlerin en iyisiyim. Haydi benim kulumu cennete sokun!'

[Taberânî. Mu'cemu'l-Kebîr'de zayıf bir senedle.]

6846- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Her peygamberin, peygamberlerden bir dostu vardır. Benim dostum, babam ve Rabbimin dostu olan İbrahim'dir." Sonra şu âyeti okudu:

"Doğrusu İbrahim'e en yakın olanlar, ona uyanlar ile bu Peygamber (Muhammed) ve inananlardır. Allah mü'minlerin dostudur." (Âl-i İmrân 68) [Tirmizî]

6847- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "İbrahim'in ve İmrân'in ailesi."

(Âl-i İmrân, 33) âyeti hakkında:

"Onlar İbrahim'in neslinden, Yâsîn'in neslinden ve Muhammed'in neslinden inanan kimselerdir."

Allah buyuruyor ki: "İbrahim'e en yakın olanlar, ona uyanlardır."

Onlar, (İbrahim'in dostları) mü'minler ve bu (İçinizdeki) Peygamber ve iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin dostudur." [İsnadsız olarak Buhârî]

6848- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "O saliha kadının (Meryem'in): 'Karnım­da/cini azadh bir kul olarak sırf sana adadım' kavlini (Âl-i İnırân, 35) 'Sırf mescide hizmet etmesi için' şeklinde tefsîr etti." |Buhârî]

6849- İbn Abbâs radiyallahu aııh'dan: "(Meryem'i hangisi himayesine alacak

diye) Kalemlerini (kur'a için) atarken sen yanlarında değildin" (Âl-i İmrân, 44) âyeti hakkında dedi ki: "Kur'a çekmek üzere ka­lemlerini (suya) attılar. Kalemler akıntıyla be­raber gitti. Sadece Zekeriyyâ'nın kalemi su­yun Üstüne çıktı." |Buhârî, bâb başlığında]

6850- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Ensâr'dan bir adam müslüman oldu.

Sonra dinden döndü, müşriklere katıldı. Son­ra yine pişman oldu ve: 'Benim için Peygam-ber'e sallallahu aleyhi ve sellem'e sorun ba­kalım tevbe etme hakkım var mıdır?' diye ha­ber gönderdi. Bunun üzerine:

'İmanlarından sonra küfre giren bir kavmi Allah nasıl hidayet eder' ayetini 'Gafur'dur, Rahim'dir'e kadar (Âl-i İmrân, 86-89) inzal buyurdu. Bunun üzerine kavmi âyeti hemen ona bildirdi ve adam müslüman oldu." [Nesâî]

6851- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Sevdiklerinizden infak etmedikçe siz bir rü takvaya (iyiliğe) eremezsiniz" âyetini (Âl-i İmrân) duyunca, Allah'ın bana verdiklerini şöyle bir düşündüm. Kendim için "Mercâne" adındaki Rum cariyemden daha sevimli ve kıymetli bir şey göremedim. Hemen onu Al­lah rızası için azat ettim. Allah için eylediğim bir şeyden geri dönmek isteseydim mutlaka Onunla evlenirdim." |Bezzâr, hafi bir senedle.|

6852- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: O, "Allah'tan nasıl korkulması gerekirse öyle korkun!" âyetini (Âl-i İmrân, 102) şöyle tefsir etmiştir: "O'na itaat edilmek, asla kargı gelmemek, şükretmek, asla nankörlük etme­mek, zikretmek ve asla unutmamak."

[Taberânî, Mu'cemu'I-Kebîr''de.]

6853- Ebû Ğâlİb'den:

"Ebû Ümâme, Dimaşk'ın girişinde asıl­mış kelleler görünce şöyle dedi: 'Cehennem köpekleri gök kubbenin altında öldürülenlerin en şerlileridir. Onları öldürenler de insanların en iyileridir.' Sonra şu âyeti okudu:

'Birtakım yüzlerin beyaz olacağı, birtakım yüzlerin de kararacağı gün...' mealindeki âyeti (Âl-i îmrân, 106) okudu. Ona dedim ki: 'Sen bunu gerçekten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den duydun mu?'

'Onu ben bir ya da iki, ya da üç —yediye kadar saydı— defa duymasaydım, size anlat­mazdım' dedi." [Tİrmİzî]

6854- Behz bin Hakîm'den, o da babasın­dan, o da dedesinden:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Sizler insanlar için çıkartılan en hayırlı ümmetsiniz" kavli cehlini (Âl-i İmrân 110) Şöyle yorumladı: "Sizler yetmiş ümmeti ta­mamlıyorsunuz. Onların en iyisi, Allah katında en değerli ve kıymetlisi ise sizlersiniz." [tinnizî]

6855-  Ahmed ve (Taberânî) Mu'cemu'l-Kebîr'dv İbn Abbâs'tan:

"O, 'Sizler en hayırlı ümmetsiniz' (Âl-i İmrân, 110) âyetinde muhatabın Medine'ye hicret edenler olduğunu söylemiştir."

6856- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Abdullah bin Selâm, Sa'lebe bin Saîd,

Esed bin Ubeyd ve yalıudilerden müslüman olan diğerleri, İslâmiyeli kabul ettikleri za­man, hahamları şöyle dediler:

'Muhammed'e ancak kötülerimiz iman el­ti, eğer bunlar iyilerimiz olsalardı, babalarının dinlerini bırakmazlardı.' Bunun üzerine Allah şu âyeti inzal buyurdu: 'Hepsi bir değildirler. Onlardan geceleri secdeye kapanarak Al­lah'ın âyetlerini okuyup duranlar vardır.' (Âl-i İmrân, 113) [TTaberâhî, Mu'cemu

6857- Ebû Ümâme radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Ey iman edenler, sizden olmayanı sırdaş edinmeyin!" (Âl-i İmrân, 118) âyetinde bah­sedilenler "Hâricilerdir."

[Taberânî, Mu'cema'l-Kebir'de.]

6858- Câbir radiyallahu anh'dan:

"O zaman aranızdan iki grup zaaf göster­mişti. Halbuki onların dostu Allah idi." me­alindeki âyet (Âl-i İmrân, 122) bizim hakkı­mızda nazil olmuştur.

O iki grup, Beııû Harise ile Benû Seleme taifeleridir ki onlar bizleriz. Allah onların dostudur buyurduğu için bu âyet, hakkımızda inmemiş olsaydı sevinmezdim.

[Buhârî ve Müslim.]

6859- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve

sellem'e gelip şöyle dedi: "Allah buyurdu ki: "Cennetin genişliği gökler ve yer kadardır." (Âl-i İmrân, 133) Peki Cehennem nerededir?" Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem cevap yerine ona mukabil bir soru sordu:

"Her şeyi içine alan geceyi bir düşün, pe­ki (o zaman) gündüz nerededir?"

Adam cevap verdi: "Allah'ın dilediği yerde." "Cehennem de Allah' in dilediği yerdedir" buyurdu. [Bezzâr.]

6860- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

Safvân bin Ümeyye, Süheyl bin Amr ve el-Hâris bin Hişâm'a beddua ediyordu. Bunun üzerine: 'Allah'ın, onların tevhelerini kabul veya onlara azap etmesi işiyle senin bir ilişi­ğin yoktur. Çünkü onlar zalimlerdir'^mealin­deki âyet (Âl-i İmrân, 128) nazil oldu."

[Buhârî]

6861- Tirmizî:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; 'Allahım Ebû Süfyân'a lanet et! Allahım Haris b. Hişam'a lanet et. Alla­hım Safvân bin Ümeyye'ye lanet et!'

Bunun üzerine hemen: 'Allah'ın onların tevbelerinİ kabul veya onlara azap etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur. Çünkü onlar zalimler­dir.' (Âl-i İmrân, 128) âyeti nazil oldu. Böylece daha sonra Allah onların tevbesini kabul etti, mÜslüman oldular ve İslâm'ı güzel yaşadılar."

Nesâî'nin de benzer rivayeti vardır.

6862- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Uhud günü 'içinizden kiminiz dünyayı, kiminiz de âhireti ister' (Al-i İmrân, 152) âye­ti ininceye kadar, Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem'İn ashabından dünyayı arzu eden birini düşünemiyordum.

|Ahmed veTaberânî, Mu'cemıı'I-Kebîr.\

6863- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Bir peygambere (ganimet ve millet malına) hıyanet etmek yaraşmaz" mealindeki âyet (Âl-i İmrân, 161), Bedir günü kaybolan kır­mızı bir kadife hakkında nazil olmuştur. Çün­kü insanlardan kimisi "Onu belki de Allah'ın Resulü" aldı dedi.' Bunun üzerine Allah mez­kûr âyeti inzal buyurdu. [Tirmizî ve Ebû Dâvud]

6864- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "(Düşmanınız olan) insanlar sizin için bir ordu topladı. Onlardan korkun! (Bu, onların imanını artırdı ve:) 'Allah bize yeter, o ne gü­zel vekildir' dediler" âyeti (Âl-i İmrân, 173) hakkında İbn Abbâs şu yorumu yapmıştır: "Bu sözü İbrahim aleyhisselam ateşe atıldığı zaman söylemiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de bu sözü bir adam ona: 'İn­sanlar sizin aleyhinizde bir araya geldi' dedi­ği zaman söylemiştir." [Buhârî|

6865- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, harbe çıktığı zaman, birtakım münafıklar geri­de kalıp harbe iştirak etmezler ve Peygamber­le birlikte savaşa katılmadıkları için sevinir­lerdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem döndüğü zaman İse yeminler vererek, ondan özür dilerlerdi. Üstelik yapamadıkları şeyler­den dolayı da Öğünmek isterlerdi. Bu sebeple Allah şu âyeti inzal buyurdu: 'Yaptıklarından dolayı sevinip yapmadıkları şey sebebiyle öğünmek İsteyenlerin azaptan kurtulacakları­nı sanma' (Âl-i İmrân, 188) [Buharı ve Müsüm]

6866-  Humeyd bin Abdirrahman bin Avf radiyallahu anh'dan:

(Halife) Mervan, kapıcısına dedi ki: "Ey Râfi'! Haydi git İbn Abbâs'a sor bakalım. İçi­mizden yaptığma sevinen ve yapmadıkların­dan dolayı da öğünmek isleyen kimse, azaba uğrayacak mı? Yani hepimiz bu yüzden azaba uğrayacak mıyız?" Gitti sordu ve İbn Abbâs şu cevabı verdi:

"Sizin bu âyetle ne ilginiz vardır? Bu âyet Kitâb ehli hakkında nazil olmuştur." Sonra İbn Abbâs: "Hani Allah, kendilerine kitab ve­rilenlerden 'Siz onu mutlaka açıklayacaksı­nız, gizlemeyeceksiniz' diye söz almıştı" me­alindeki âyeti (Âl-i İmrân, 187) okudu. Şunu da okudu: "Yaptıklarına sevinenler ile yap­madıkları şey sebebiyle öğünmek isteyenlerin azaptan kurtulacaklarını sanma." (ÂI-i İm-rân, 188)

İbn Abbâs dedi ki: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onlara bir şey sordu, ancak gizleyip açıklamadılar. Ona başka bir şey söy­lediler. Üstelik onun sorduğu hususla verdik­leri (yalan) haberden dolayı sanki doğru haber vermişler gibi övünmek istediler. Bir yandan da ona gerçeği gizlediklerinden dolayı onu inandırdık diyerek sevindiler."

[Buhârî, Müslim ve Tirmizî]

6867- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan, de­di ki:

"Hiçbir iyi ve kötü kimse yoktur ki ölüm, onun için daha hayırlı olmasın." Sonra: "On­lara biz günahlarım daha da artırmaları için mühlet veririz" âyetim (ÂI-i İmrân, 198) oku­du. Şunu da okudu: "Allah katında olanlar, iyiler için daha hayırlıdır." (Âl-i İmrân, 198)

[RezînJ

6868-   Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan:

Dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın hicret ile ilgili olarak kadınlardan bahsettiğini ne duyuyorum ve ne de görüyorum." Bunun üzerine Allah: "Birbirinizden (meydana) ge-

len sizlerden erkek olsun, kadın olsun amel edenin amelini zâyî etmem..." "Nimetin güze­li Allah kalındadır" a kadar âyeti (Âl-i İmrân, 195) inzal buyurdu. |Tirmizî]


6841-Bu hadisi Buhârî (tefsîr Âl-i İmrân 1, V, 166), Müslim (ilm 1, s. 2053), Ebû Dâvud (4598) ve Tirmizî (2993), İbn e. Müleyke ani'l-Kâsım b. Muh. an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6842-Râvilerinden Abdullah b. Yezîd zayıf bir râvidir (Mecma‘ VI, 324).

6843-Bu hadisi Buhârî (tefsîr Hâmîm es-Secde 1, VI, 35-6), Yûsuf b. Adî an Ubeydillah b. Amr an Zeyd b. ebî Üneyse ani'l-Minhâl an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

6844-Bu hadisi Ebû Dâvud (3001), Musarrif b. Amr an Yûnus b. Bukeyr an Muh. b. İshâk an Muh. b. e. Muh. mevlâ Zeyd b. Sâbit an Saîd b. Cübeyr ve İkrime an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

İbn İshâk, tahdîs sîgası ile rivayette bulunmuştur.

6845-Râvilerinden Ömer b. el-Muhtâr zayıftır (Mecma‘ Vı, 326).

6846-Bu hadisi Tirmizî (2995), es-Sevrî an ebîhî an Ebî'd-Duhâ an Mesr‍k an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc etti.

6847-Sahîh-i Buhârî, enbiyâ 44, IV, 138.

6848-Sahîh-i Buhârî, salât 74, I, 118.

6849-Sahîh-i Buhârî, şehâdât 30, III, 163-4.

6850-Bu hadisi Nesâî (tahrîmu'd-dem 15/1, VII, 107), Muh. b. Abdillah b. Bezî' an Yezîd b. Zurey' an Dâvud an İkrime an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

6851-Heysemî, isnâdında durumunu bilmediği bir râvinin olduğunu söylemiştir (Mecma‘ VI, 326).

6852-Taberânî, bunu iki isnâdla tahrîc etmiştir ki, birinin râvileri Sahîh ricâlindendir, öteki senedi ise zayıftır (Mecma‘ VI, 326).

6853-Bu hadisi Tirmizî (3000), Ebû Kureyb an Vekî' ani'r-Rebî' b. Sabîh ve Hammâd b. Seleme an Ebî Gâlib senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında hasen hükmü verdi.

6854-Bu hadisi Tirmizî (3001) ve İbn Mâce (4288), Behz b. Hakîm an ebîhî an ceddihî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

İsnâdı Tirmizî'ye göre hasendir.

6855-Bu hadisi Ahmed (I, 273, 319, 354), İsrâîl an Simâk b. Harb an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Râvileri Sahîh ricâlinden teşekkül etmiştir.

6856-Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ VI, 327).

6857-Heysemî'ye göre isnâdı "ceyyid"dir (Mecma‘, VI, 327).

6858-Bu hadisi Buhârî (mağâzî 18/1, V, 31-2; tefsîr Âl-i İmrân 8, V, 170-1) ve Müslim (fadâilu's-sahâbe 171, s. 1948), Süfyân b. Uyeyne an Amr b. Dînâr an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6859-Râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ Vı, 327).

6860-Buhârî bu lafzı (mağâzî 21/2, V, 35-6), an Hanzale b. e. Süfyân an Sâlim b. Abdillah b. Ömer an ebîhî muallak senedi ile tahrîc etti.

6861-Bu hadisi Tirmizî (3004), Selm b. Cünâde an Ah. b. Beşîr an Ömer b. Hamza an Sâlim an ebîhî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

Yaklaşık mânâsıyla bunu Nesâî (tatbîk 31, II, 203), İsh. b. İbr. an Abdirrezzâk an Ma'mer ani'z-Zührî an Sâlim an ebîhî senediyle tahrîc etti.

6862-Bu hadisi Ahmed (I, 463), daha uzun bir metinle Affân an Hammâd b. Seleme an Atâ b. es-Sâib ani'ş-Şa'bî an İbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

Heysemî'ye göre Taberânî râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ VI, 328).

6863-Bu hadisi Ebû Dâvud (3971) ve Tirmizî (3009), Kuteybe an Abdilvâhid b. Ziyâd an Husayf an Miksem an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

6864-Bu hadisi Buhârî (tefsîr Âl-i İmrân 13, V, 172), Ah. b. Yûnus an Ebî Bekr an Ebî Husayn an Ebî'd-Duhâ an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

6865-Bu hadisi Buhârî (tefsîr Âl-i İmrân 16, V, 174) ve Müslim (sıfâtu'l-münâfikîn 7, s. 2142), İbn e. Meryem an Muh. b. Ca'fer an Zeyd b. Eslem an Atâ b. Yesâr an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6866-Lafız Müslim'e aittir. Bu hadisi Buhârî (tefsîr Âl-i İmrân 16, V, 174), Müslim (sıfâtu'l-münâfikîn 8, s. 2143) ve Tirmizî (3014), el-Haccâc b. Muh. an İbn Cüreyc an İbn e. Müleyke an Humeyd b. Abdirrahman asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6868-Bu hadisi Tirmizî (3023), İbn e. Ömer an Süfyân an Amr b. Dînâr an raculin min veledi Ümmi Seleme an Ümmi Seleme senedi ile tahrîc etti.


ceren
Sun 18 March 2018, 02:42 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri kur anı okuyan  bu surelerin ışığında yaşayan ve rahmetine erişen kullardan olalım inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...

Sevgi.
Sun 18 March 2018, 11:56 pm GMT +0200
Aleykümüsselam Kur an ın tüm sureleri Allah ın emirleridir bunlara uyalım ve ona göre yaşayalım inşaAllah

Bilal2009
Sat 22 June 2019, 11:36 am GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Kur an yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun

ceren
Sat 22 June 2019, 05:53 pm GMT +0200
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri bu sureleri okuyan onun ışığında yaşayan kullardan olalim inşallah. ..

gulsahkilicaslan
Sun 23 June 2019, 03:18 am GMT +0200
Rabbim okuyup anlamayı nasib eylesin inşallah cümlemize selam ve dua ile...